Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1252 E. 2019/1257 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- … – T.C NO:…
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
DAVALI : 1- … SİGORTA AŞ
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN : … SİGORTA A.Ş

DAVA : Trafik Kazası Sonucu Destekten Yoksun Kalma Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesiyle özetle; 12/09/2014 günü saat 18:40 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin Karaman Çevreyolu Caddesini takiben seyrederken yolun sağından karşıdan karşıya geçen yaya …’e çarpması neticesinde …’in uzun süre komada kaldığını ve yaklaşık 7 ay sonra da vefat ettiğini, davalı …’nin aracının hızını kavşağa yaklaşırken azaltmadığından ve kaza esnasında yanındaki arkadaşı ile konuşmakta olduğundan kusurlu davranışları neticesinde iş bu kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, kaza sonrasında sorumlu … Sigorta Şirketine başvuru sonucu 33.065,44 TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatının taraflarına ödendiğini, ödenen meblağın talebi karşılamadığını ve açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalı işleten ve sigorta şirketi aleyhine temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi yönünden destekten yoksun kalma tazminatı ile müteveffanın eşi … lehine 60.000 TL, oğlu … lehine 20.000 TL ve kızı … lehine 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesiyle özetle; zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile ölüm ve maluliyet halinde kaza tarihi itibariyle şahıs başına 268.000,00 TL azami sorumluluklarının bulunduğunu, teminat miktarının kişiye ödenecek miktarı değil, müvekkili sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil ettiğini, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını, talep üzerine 33.065,44 TL maddi tazminatın 24/01/2017 tarihinde davacı vekiline ödendiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 23/10/2018 tarihli dilekçesiyle davaya karışan … plakalı aracın … A.Ş tarafından kaskolu olduğunu, davanın … Sigorta A.Ş’ye ihbarını talep etmiş, davalı … ise bilirkişi raporuna itirazının bulunmadığını, kazanın oluşumunda müteveffanın ağır kusurunun bulunduğunu, manevi tazminatın haksız zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin … tarihli gerekçeli kararı ile; “Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; dava konusu olay sebebiyle davacı … desteği …’in vefat ettiği, davacının destekten yoksun kalma zararından anılan düzenlemeler gereğince davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı vekili tarafından 29/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebinin 11.991,76 TL olarak belirlendiği anlaşılmakla; taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutar üzerinden maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu olay sonucu davacıların eş ve anneleri …’in vefat ettiği, vefat sonucu davacıların acı ve üzüntü duyduğu, olayın davacılar üzerinde gerek olay anında, gerek şimdi ve gerekse de ileride bıraktığı ve bırakacağı olumsuz etkiler dikkate alındığında davacıların duymuş olduğu acı ve üzüntünün kısmen de olsa tatmini yönünden davacıların zenginleşmesine veya davalı tarafların mahvına sebebiyet vermeyecek ölçüde davacıların lehine manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle olayın gelişimi ve oluş şekli, olayda davalının kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hukuk ve hakkaniyete uygun manevi tazminat verilmesi uygun olacağı, manevi zararların sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğu ve davacı tarafça sigortanın sorumluluğunu poliçe kapsamı ile sınırlandırdığından oluşan manevi zararlardan davalı sürücünün TBK 56/2 maddesi uyarınca sorumlu olduğu kabul edilerek, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumları ve hakkaniyet uyarınca davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi tüm dosya kapsamından gerekmiştir. ” şeklinde Davacı …’in maddi tazminat davasının kabulü ile 11.991,76 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden ZMSS poliçesi ölüm klozu teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise 12/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 12/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 7.000,00 TL manevi tazminatın 12/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 7.000,00 TL manevi tazminatın 12/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme verilen kısmen kabulle hükmedilen manevi tazminatın çok az olduğunu, davacılardan …’in eşini, diğer davacıların da annelerini kaybettiklerini, dosyanın yargılaması esnasında birçok itirazlarının olduğunu ancak Yerel Mahkemece itirazların kabul görülmediğini, kazanın olduğu kavşakta bugün itibari ile büyük değişiklikler yapıldığını, kavşağa sinyalizasyon ile ışıklı tabela konulduğunu, kazanın olduğu yerin elli metre ilerisine bir durak ile yaya geçidi konulduğunu, bu olanların haklı itirazlarını gözler önüne serdiğini, tüm dosya kapsamının incelenmesinde hükmedilen tazminat miktarlarının çok düşük kaldığının ortada olduğunu, ayrıca davalı … vekiline manevi tazminatların reddedilen kısmı için hükmedilen ayrı ayrı maktu vekalet ücretlerinin de yerinde olmadığını, hukuka aykırı olduğunu, … vekilinin son duruşmadan önce bir dilekçe ile vekalet sunduğunu, duruşmaya katılmadığını ve savunma da yapmadığını, bu nedenle ayır ayrı hükmedilen maktu vekalet ücretlerinin de Avukatlık yasası ve Genel Hukuk Hükümlerine aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyaya vekaletname ibraz etmelerine rağmen ıslah dilekçesinin vekile değil, davalı asıla tebliğ edildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebi olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; Yerel Mahkemenin tarafların kaazadaki kusur oranlarını ilamında hiç tartışmadan, direkt olarak tali kusurlu davalı … aleyhine 29.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusurun %75 davacı tarafta olduğunu, davacı lehine verilen manevi tazminatla adeta kusurlu tarafı ödüllendirildiğini, müvekkili aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen davanın kısmen kabul kısmen kararına karşı davacılar vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın manevi tazminat yönünden ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Savunma hakkı Anayasada güvence altına alınmış haklardandır. Buna göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. (1982 Anayasası m. 36)
Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 27. maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının tarafların açıklamalarını dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda hakim, tarafları dinlemeden, açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için onları kanuna uygun biçimde duruşmaya davet etmeden karar veremez. (YHGK 2009/52 E., 2009/105 K.)
HMK’nın 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön incelemede dava şartlarının ve ilk itirazların inceleneceği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirlenip, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemlerin yapılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onların sulhe veya arabuluculuğa teşvik edileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez.
Vekâletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil ile takip edilen davada, asil duruşmada bizzat bulunsa dahi tebliğin vekiline yapılması zorunludur. Vekile çıkarılan tebligat, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya kâtibine tebliğ edilmelidir. Ancak isticvap, yemin gibi şahsa bağlı işlemlerde, tebligatın vekile değil, bizzat bu işlemi yapacak asile yapılması yasal zorunluluktur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen tebligatlar yok hükmünde olup sonuç doğurmaz.
Somut uyuşmazlıkta; davalı … vekili tarafından 23/10/2018 tarihinde vekaletname ile birlikte davanın ihbar talebine yönelik dilekçesi dosyaya sunulmasına rağmen mahkemece Tebligat Kanununun 11. maddesinde düzenlenen “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” hükmüne aykırı olarak vekile yapılması gereken ıslah dilekçesinin ve vekaletname sunulduğu tarihten sonraki usul işlemlerinin vekil yerine asil …’a tebliğ edildiği,davalı vekilinin de bu duruşmalarda hazır olmadığı görülmüştür.
Mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya ilişkin tüm usul işlemlerinin ve bu kapsamda ıslah dilekçesinin tebliğ edilip sonucun göre karar verilmesi gerekirken davalı vekilinin yokluğunda tahkikata devam edilmek suretiyle karar verilmesi isabetsizdir
O halde mahkemece; ıslan dilekçesinin vekili tebliği,varsa dilekçeye yönelik itirazlarını karara bağlanması ve gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Kaldırma nedenine göre davacılar vekili ile davalı vekilinin manevi tazminatın azlığına veya çokluğuna yönelik itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HMK nın 353/1-a maddesi 6. bendinde; mahkemece tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması, istinaf aşamasında duruşma yapılmadan değerlendirilmesi gereken bir istinaf sebebi olarak kabul edilmiştir.HMK da düzenlenen istinaf sisteminin, dar istinaf sistemi olduğu hususu düşünüldüğünde, işin esasının incelemesine geçilebilmesi için hüküm kurmaya yetecek esaslı bir delilin toplanmamış olması halinde bu maddenin uygulanması gerekeceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunun md. 353/1-a-6. bentte geçen “Tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” ifadesini, yetersiz olmakla birlikte dosyada delillerin kısmen toplanıp kısmen değerlendirildiği ancak davanın esasıyla ilgi uyuşmazlığı tam olarak ortaya koyup çözecek derecede esaslı delillerin toplanmamış olması veya bu delillerin değerlendirilmemiş olması şeklinde amaçsal yorumlamak, istinaf incelemesinin denetime ilişkin işlevi de göz önüne alındığında maddenin düzenleme amacına daha uygun olacaktır.
İstinaf sistemimizde dar anlamda istinaf sisteminin benimsendiği düşünüldüğünde ilk derece mahkemesi tarafından dellillerin toplanıp değerlendirilmesi ve bu yargılamanın yanlış olduğu hususlarda tarafların ileri sürdüğü hususlarda inceleme yapılarak karar verilmesidir.İstinaf mahkemesi hem denetim hem de maddi vakıa incelemesi yapan mahkemeler olarak kurulmuş olması,denetim sonucu eksik bulduğu ,tahkikat işlemlerini tamamlayarak yargının gecikmeden karar verme amacına yönelik olup ilk derece mahkemesinin yapması gereken tahkikat işlemlerinin istinaf mahkemesince yapılmasını sağlamak olmadığı,aksinin kabulünün sistemi dar anlamda istinaftan çıkarıp geniş anlamda istinafa sürükleyeceği,bu durum da kanun koyucunun amacına ters bir durum oluşturacağı anlaşılmaktadır.
Yetersiz bir tahkikat ile tahkikatın hiç yapılmamış olması arasında sonuç bakımından bir fark yoktur. Her iki halde de taraflar ilk derece mahkemesindeki yargılamada hukuki dinlenilme hakkından mahrum bırakılmışlardır. Dolayısıyla, önemli olan kaç delilin toplanıp kaç tanesinin eksik bırakıldığından çok, uyuşmazlığın halli için önem arz eden delillerin toplanıp toplanmamasıdır
Bu bakımdan Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu söylenebilir. Hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili nitelikteki deliller söz edilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasını da 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun anılan sebeplerle KABULÜ ile, Yerel Mahkemenin kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın; gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma sebebine göre şimdilik davacılar vekili ve davalı … vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından yatırılan, başvuru harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf başvurusu için yapılan sair giderlerin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf yoluna başvuran taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip