Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1250 E. 2020/255 K. 14.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – T.C NO: …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : 1-… SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …
: 2- … – T.C NO: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA İHBAR OLUNAN : … SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalı … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 23/03/2014 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile Derbent istikametinden Konya istikametine seyri halinde aynı istikamette bisiklet ile seyir halinde olan müvekkil …’ çarptığını, olayda davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, dava konusu kazayla ilgili takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin kazadan sonra kalıcı maluliyetinin olduğunu, sakatlığı nedeniyle bakıcı hizmeti aldığını, SGK tarafından ödenmeyen zorunlu tedavi giderlerinin bulunduğunu, müvekkilinin 13 yaşında olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ve 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilmesiyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesiyle özetle; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMSS poliçesinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla maddi tazminat talepleri içerisinde talep edilen tedavi masraflarının müvekkilinin sorumluluğunda bulunmadığını, SGK tarafından karşılanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminat talebinin de tedavi giderleri teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, tıbbi tedavinin bitmesi halinde bakım giderinin de biteceğini ve açıkladığı nedenlerle kaza tarihini kapsayan poliçe bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının henüz çocuk ve öğrenci olduğunu, öğrenci olan çocuk için sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talep edildiğini, fonksiyon kaybının ispat edilmesi gerektiğini, manevi tazminatın neye dayalı olarak talep edildiği, ne tür bir manevi zararı olduğunun yaklaşık olarak ortaya konmasının gerektiğini, davacılar arasında yer alan …’ın ne sıfatla davada yer aldığını anlamadıklarını, kazada davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kendi şeridinde hız kurallarına uygun şekilde seyretmekte iken davacının ters istikamette sürdüğü bisikletini ani bir hareketle ve şerit değiştirme kurallarını ihlal ederek müvekkilini arabasının önüne kırdığını ve sol ön çamurluğuna çarptığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Dava, “Tazminat” davasıdır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’nın C.11 maddesine göre, “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.”
Davalı tarafa ait aracın ZMMS poliçesinin 09/12/2013 tarihinde tanzim edilmesi ve kazanın da 23/03/2014 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle, taraflar arasındaki ihtilafın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’na değil, 15/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’na tabi olduğu anlaşılmıştır.
15/08/2003 tarihli ZMMS Genel Şartları’nın A.1/1. maddesine göre, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.”
2918 s. KTK.’nun 90. maddesine göre, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 s. TBK’nun 54. maddesine göre, “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1.Tedavi giderleri. 2.Kazanç kaybı. 3.Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
6098 s. TBK’nun 56/1. maddesine göre de, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Yukarıda yazılı yasal düzenlemelere istinaden, 15/08/2003 tarihli ZMMS Genel Şartları’nın ve 6098 s. TBK’nın uygulandığı dönemde meydana gelen kazalar yönünden, sürücü ve işletenler ile sigortacıların 2918 s. KTK. ve 6098 s. TBK. hükümleri gereğince, zarar görenin uğradığı geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararı, SGK tarafından ödenmeyen ve belgelendirilemeyen tedavi giderleri zararından ve geçici işgöremezlik dönemindeki bakıcı giderleri zararından sorumlu oldukları, işleten ve sürücülerin ayrıca manevi tazminattan da sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
23/04/2014 günü saat 16:00 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Derbent istikametinden Konya istikametine seyir halinde iken kaza mahalli olan 20.km ‘ye geldiği esnada davacı sürücü … sevk ve idaresindeki bisiklet ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında hükme esas alınan 18/12/2017 tarihli kusur raporu ile trafik kazasının oluşumunda davacının % 75, davalının ise % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği uyarınca düzenlenen ve hükme esas alınan 17/05/2019 tarihli maluliyet raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının % 47 olduğu ve iyileşme süresinin 9 ayı bulacağının rapor edildiği, ayrıca davacının bu yaralanma nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan ve fatura edilemeyen tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olacağı tespit edilmiştir.
Hükme esas alınan ve kusur oranı ile maluliyet oranı dikkate alınarak hazırlanan 31/10/2018 tarihli hesap raporu ile davacının sürekli iş göremezlik zararının 111.722,12 TL, geçici iş göremezlik zararının 1.975,46 TL, bakıcı gideri zararının 2.509,50 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararının 1.250,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
Her ne kadar karar tarihi itibariyle 2019 yılı asgari ücret verileri dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekir ise de; davacı vekili bu hesaplamadan vazgeçmiştir. Mahkememizce bu beyan dikkate alınarak yeni bir hesap raporu aldırılmaksızın 31/10/2018 tarihli rapor hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşumunda davacının % 75 oranında kusurlu olduğu, davalı tarafın kendi kusuruna isabet eden zararlardan sorumlu olduğu, davacının kaza tarihi itibariyle 13 yaşında olduğu, yaşı itibariyle bir işte çalışmasının mümkün olmadığı, bu bakımdan davacının geçici iş göremezlik zararının oluşmadığı anlaşılmakla, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, diğer tazminat taleplerinin ise hesap raporu doğrultusnda kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )” Somut olayda, tarafların sosyal ekonomik durumları, kazanın oluşumdaki kusur oranı ve davacının maluliyet oranı dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının kabulü ile maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerektiği şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece müvekkilinin %25 oranında kusurlu sayıldığını, buna göre hüküm kurulduğunu ancak kazanın müvekkilinin kendi şeridinde normal hızda seyretmekteyken meydana geldiğini, davacı tarafın %100 kusurlu olduğunu, yine mahkemece sürekli iş göremezlik gelirine hükmedildiğini ancak davacının henüz öğrenci olduğunu, çalışmadığını, davacı tarafın tedavi giderlerine ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadığını, eksik inceleme sonucu bilirkişi raporu alındığını ve bu raporlara göre karar verildiğini, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını, karar esas alınan %25’lik kusura dayalı olayda kabul edilen oluş şekline göre müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin adil olmayacağını, davacı tarafın kusurunun kazaya sebebiyet verdiğini, davacı tarafın tedavi giderlerine ilişkin dosyaya herhangi bir makbuz veya belge sunamadığını, bilirkişinin raporunu hazırlarken soyut verilere dayalı olarak tedavi masraflarını açıklamadığını ve tahmini bir değer biçtiğini, Yerel Mahkemece eksik inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun dikkate alınarak hüküm kurulduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının müvekkili aleyhine olan kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, yerel mahkemece verilen kısmen kabul kısmen red kararına karşı davalı … vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
A-Davalının Maddi ve Manevi tazminata yönelik istinafının değerlendirilmesinde :
İDM tarafından … tarihinde karar verilmiş olup 14/10/2019 tarihli davacılar vekilinin vermiş olduğu dilekçe ve istinaf eden davalının verdiği 16/10/2019 tarihli dilekçeler gereğince Konya … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile icraya konu edilen maddi ve manevi tazminatının ödenmiş olduğu anlaşılmıştır. Ödeme ya da ibra borcu sona erdiren işlemlerden olup, hüküm kesinleşinceye kadar taraflarca her zaman ileri sürülebilir. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2017/1321 E 2019/9128 K )
Davanın konusuz kalmasına karar verilmesi halinde; HMK’nun 331.maddesine göre davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmeder. Yapılan icra takibinde yargılama giderleri ve ücreti vekaletinde tahsil edildiği görülmüştür.
Bu nedenle, davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacının davasının konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınan harç yeterli bulunduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücreti davalı tarafından ödendiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip