Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1249 E. 2019/1184 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : 1- … – TC: …
DAVACI : 2- … – TC: …
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
DAVALILAR :1- … – TC:…
: 2- … ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
: 3- … – TC:…
: 4- … – TC:…
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 1- … SİGORTA AŞ
: 2- TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul dair verilen karara ilişkin davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili 01/07/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; müvekkillerinin oğlu … ‘ın 13/09/2003 tarihinde evinden ayrılarak bir daha evine dönmediğini, müvekkillerinin bu nedenle müracaatı nedeniyle oğul … hakkında Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas ve … Karar sayılı kararı ile gaiplik kararı verildiğini, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.11.2009 tarih … Esas, … Karar sayılı karan ile müvekkilinin, gaip …’ın mirasçıları olduğuna dair mirasçılık belgesi verildiğini, gaip …’ın, … Şubesinde bulunan … numaralı hesabında 2005 tarihi itibariyle 45.414,42 tutarında EURO mevduatının bulunduğunu, gaip tarafından …’a verilen vekaletname uyarınca hesaptaki paranın çekildiğini ve hesabın kapandığını öğrenen müvekkillerinin oğullarının gaip olması nedeniyle bu durumdan şüphelendiklerini, hesabın kapanmasına paranın çekilmesine neden olan, Kulu Noterliği tarafından 01 Kasım 2005 tarih ve … yevmiye numarasıyla düzenlen vekaletname, sahte nüfus cüzdanına istinaden düzenlendiğini, nüfus cüzdanın kendisi ve cüzdandaki foroğrafın müvekkilinin oğlu …’a ait olmadığını, nufus cüzdanındaki fotoğraf ve ilgili vekaletname de bulunan fotoğrafın, müvekkillerin köylüsü …’a ait olduğunu, vekaletname ile vekil olarak atanan kişinin …’ın ise müvekkilleri tarafından tanınmadığını, müvekkilin oğlu …’in 2005 yılında gaip olduğu halde adına sahte nüfus cüzdanı tanzim edilmek suretiyle vekaletname tanzim düzenlenerek … Şubesindeki 45.414,42 EURO tutarındaki, hesaptaki paranın, … Şubesinden, … tarafından, 07.11.2005 tarihinde 43.000. EURO ve 39.11.3005 tarihinde 2.414,42 EURO çekilmek suretiyle hesabın kapatıldığını, müvekkillerinin, bu nedenle bu olaya sebep olan sorumluları öğrenmek için suç duyurusunda bulunduklarını, sorumlalar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyasından soruşturmanın açılarak sahte olarak düzenlenen vekaletnameye istinaden, Kulu Sulh Ceza Mahkemesinde … hakkında görevi kötüye Kullanma suçundan dolayı … Esas sayı ile kamu davasının açıldığını, bu dosyadan aldırılan ekspertiz raporunda davaya konu vekaletnamedeki imzanın müvekkilinin oğlu gaip …’e ait olmadığını, ayrıca vekaletnamede fotoğrafı bulunan kişi …’a da ait olmadığının tespit edildiğini, 19/04/20111 tarihli vekaletnamedeki imzalar ilişkin raporun davaya konu vekaletnamenin tamamen sahte olarar düzenlendiğinin ortaya çıktığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyasında bilirkişi incelemesinde tetkik konusu …’a ait, 07.11.2005 tarihli 43.000 Euro, 29.11.2005 tarihli 2.414.42 Euro değerinde dekont, 43.000 Euro tutarın ödenmesi talebiyle ilgili vadeli mevduat kısmi ödeme talebinin Kulu Noterliğince …’ın …’ı vekil tayin ettiğine dair düzenlenen 01/11/2005 tarih, … yevmiye numaralı vekaletnamedeki imzaların … ve …’ın elinden çıkmış olduğunu gösterir nitelikte müşterekliğe rastlanamadığının tespit edildiğini, bir güven müessesesi olan davalı bankanın, akdi ilişki gereğince, mudiinden aldığı parayı güvenle saklamak ve koşulları oluştuğunda yine mudiine iade etmekle yükümlü olduğunu, bankaların mevduatları, sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olup bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak, hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları için, hiçbir gerekçe ve bahane ile yararlandıkları mevduatı, mudilerine iadeden kaçınamayacakrını, müvekkillerinin murisi gaip …’e ait hesaptaki tüm paranın başka şubeden çekildiği bu olayda, davalı bankanın sahte vekalete istinaden bilinmeyen şahıslara ödeme yaparak, provizyon karşılığı ödeme kuralları konusunda gerekli dikkat ve öteni göstermeyerek tam kusurlu olduğu açık bir şekilde belirli olduğunu, bu nedenle sahte evraklarla bilinmeyen şahıslara ilgili hesaptan para ödenmesi bankanın tamamen kusurundan kaynaklanmakta olup davalı bankanın zarardan sorumlu olduğunu, gerekli dikkat ve özen gösterilmeden sahte vekaletnameye istinaden bilinmeyen kişilere ödeme yapan banka çalışanı Davalı …’in tamamen ve ağır kusurlu olduğunu, davalı …’ın davaya konu vekaletnamenin hazırlandığı tarihde vekaletnameyi hazırlayan Katip …’ın noteri olduğunu, Noter …’ın Noterlik Kanun’un 162 maddesi uyarınca hatalı veya eksik olarak işin yapılmasından dolayı müvekkillerinin zararından sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.414,42 Euroya, 07/11/2005 tarihi itibariyle işlemiş va işleyecek yıllık bankaların uyguladığı Euroya ödediği en yüksek banka döviz mevduat faiziyle birlikte 45.414,42 TL Euro’nun aynen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 22/07/2017 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; Öncelikle davanın … Sigorta A.Ş.’ne, Türkiye Noterler Birliği’ne ihbar edilmesine, davacılar tarafından açılan tazminat davasında müvekkilleri davalıların hiçbir alakalarının bulunmadığını, çünkü diğer davalı banka tarafından provizyon yoluyla yapılan ödemenin davaya konu vekaletnameye dayanarak yapılmadığını, davacıların varsa zararı ile müvekkillerince düzenlenen vekalet nedeni ile oluşmdağı için davalı müvekkilerle davanın ilgili ve dolayısıyla illiyet bağının da bulunmadığını, zararın noterlikçe düzenlenen vekalet sebebiyle oluşmadığından müvekkilerin dava ile ilgileri ve sorumluluklarının da bulunmadığını, Kulu Noterliği tarafından düzenlenen vekaletname ile zarar arasında 3. kişilerin hukuka aykırı ve suç teşkil eden eylemleri nedeniyle illiyet bağı kesildiğinden davalı müvekkileri hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkillerinin tacir olmaması nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesinin gerektiğini, istenilen faize ve faiz oranlarına itiraz ettiklerini, davacıların çocukları gaip … imzasına konu olan vekaletname aslının celbi ile yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerektiğini, davacıların zararı ve failine ıttıla öğrenme tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, Ankara Cumhuriyet Başsacılığının … sayılı soruşturma dosyasının, Kulu Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyalarının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, vekaletname düzenlenmesi için ibraz edilen nüfus cazdanının iğfal kabiliyetine haiz olduğunun açıkta anlaşıldığından davalıların vekaletnanin düzenlenmesinde herhangi bir kastı, ihmali ve kusurunun bulunmadığını, ayrıntılı bilirkişi incelemesi yaptırıldığında bu hususun ortaya çıkacağını, 3.kişilerin hukuka aykırı suç teşkil eden ve ağır kusurları neticesinde ve düzenlenen vekaletnamedeki vekil dışında başka bir kişiye ödemede bulunan banka ve görevlilerinin de ağır kusuru oluşturan eylemleri olduğunu belirterek; davalı müvekkillerinin davaya konu vekaletname düzenlenmesinde 01/11/2005 tarihinde yürürlükte bulunan yasa ve genelgelere göre hukuka aykırı bir işlem ve kusurları bulunmadığından ve ayrıca davacıların iddia ettiği zararının meydana gelmesi olayı arasında da uygun illiyet bağı bulunmaması, illiyet bağının 3. Kişilerin hukuka aykırı eylemleri ve suç teşkil eden eylemleri ile özellikle itimat ve güven kurumu olan banka banka ve görevlilerinin ağır kusurları neticesinde ve vekaletnamedik vekil … dışında kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilere ödeme yapılmış olması ve provizyon için onay verilmesi nedenlerinden dolayı illiyet bağının kesilmiş olması nedeniyle , davalı müvekkileri aleyhine açılan haksız mesnetsiz davanın redddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 12/09/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkili bankanın tacir sıfatına haiz olsa da somut olayda gerçekleştirilmiş olan işlemin ticari bir iş ile ilgili olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesinin gerektiğini, açılan davanın davacıların dava konusu zararı öğrenme tarihi itibarı ile bir yıl geçtikten sonra açılması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, müvekkili banka tarafından dava konusu ödemenin noterlikçe düzenlenen 01/11/2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname gereğince Bankacılık Kanunun 61. maddesi gereğince gerçekleştirildiğini, resmi vekaletname ibraz eden hesap sahibi vekiline ödeme yapılmamasının bankanın cezai sorumluluğunu gerektireceğini, bu nedenle söz konusu ödemenin kanunen zorunlu olarak yapıldığını, davacıların vekaletnamenin sahte olarar düzenlenmesinden zarar görmüş ise bu zararını ilgili noter olan diğer davalıdan talep edebileceğini, müvekkili bankanın işlemlerinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığını, davacılarca müvekkileri aleyhine 45.414,42 Euro’nun 07.11.2005 tarihinden bu yana bankaların Euro’ya işlettiği en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte tahsili için rş bu dava açıldığını, davacıların müvekkilleri aleyhine açmış olduğu davanın yasal dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu olay ile müvekkili banka ve banka şube personeli …’in hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıların oğullarına ait olan … Şubesi … nolu hesap bulunan paranın, Kulu Noterligince düzenlenmiş olan 01.11.2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile müvekkili banka şubesinden çekilmiş ve çekilen bu paranın sahtecilik iddiası ile tahsili için davanın açıldığını, davacıların oğlu …’ın Kulu Noterliğince düzenlenene 01.11.2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi gereğince vekil tayin edilen …’ın banka şubesine başvuruda bulunması üzeine vekaletnamedeki bilgilerin birbirini tutması üzerine vekaletnamenin ilgili noterlikten şifahi teyidi alınmak suretiyle, vekil …’ın talebi doğrultusunda işlemlerin yerine getirilerek hesapta bulunan paranın vekil olarak atanan dava dışı …’a 07.11.2003 tarihinde 43.000,00 Euro, 29.11.2005 tarihinde de 2.414,42 Euro olmak üzere hukuka uygun olarak ödemenin yapıldığını, zira resmi kurum tarafından verilen vekaletname uyarınca müvekkili bankanın işlem yapmamasının söz konusu olamaycağını, paranın ödenmemesinin müşterinin talebine ve resmi belgeler aykırılık teşkil edeceğini, müvekkili bankanın müştekinin taleplerini ve işlemlerini hukuka uygun şekilde yapma yükümlülüğü altında olduğunu, her iki işlemde de müvekkili … tarafından Kulu Noterliğince düzenlenen 01.11.2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamenin bir suretinin, …’ın nüfus cüzdan fotokopisi ve Konya Şubesinden de onay alınmak suretiyle işlemlerin yapıldığını, yapılan tüm işlemlerin onay mercii olan resmî kurum niteliğine haiz olan vekaletname gereğince yerine getirildiğini, kaldı ki vekaletnamede Kulu Noterliğinin soğuk mührünün de bulundığını, gerek müvekkili banka ve gerekse de diğer müvekkili …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığını, vealetnamenin sahte nüfus cüzdanına dayanılarak verilmesinin de müvekkili bankanın sorumluluğunu etkilememekte olduğunu, zira müvekkili bankanın vekaletnamenin dayanağı nüfus cüzdanının sahte olup olmadığını inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, kaldı ki gaiplik talebinde bulunmuş olan mirasçılar tarafından bankada bu kadar yüklü miktarda mebliğ olmasına rağmen davacıların müvekkili bankaya bu güne kadar herhangi bir başvuruda bulunulmdğını, ortada ticari bir İş olmadığı gibi diğer davalıların tacir olmaması nedeniyle istenilen faiz miktarının çok yüksek olduğundan istenilen faiz ve faiz oranlarına itiraz ettiklerini, ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsacılığının … sayılı soruşturma dosyasının, Kulu Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyalarının sonucunun beklenilmesinin gerektiğini belirterek usul ve esasa ilişkin itirazlarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 2903/2019 tarih … Esas … karar sayılı Gerekçeli Kararı ile; “Dava, rücu’an alacak davasıdır. Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, adli tıp raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu olayda kullanılan vekaletname, vekaletnameye ekli …’a ait nüfus cüzdanı ve … Şubesi’nden para çekilirken kullanılan …’a ait nüfus cüzdanının sahte olduğu, Kulu Noterliği tarafından düzenlenen 01.11.2005 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamede noter yerine noter başkatibi …’ın imzasının bulunduğu, bu vekaletnamede yer alan fotoğraf ile vekaletname ekindeki nüfus cüzdanındaki fotoğrafın vekaletnameyi veren … yerine …’a ait olduğu, inceleme sonucunda vekaletnameye … yerine imza atan kişinin … olmadığı, dolayısıyla vekaletnameyi … yerine imzalayan kişi ile vekaletname üzerinde ve nüfus cüzdanında yer alan kişinin farklı kişiler olduğunun anlaşıldığı, Noterlik Kanunu’nun 1. Maddesinde belirtildiği üzere noterlerin görevlerinden birinin de “hukuki güvenliği sağlamak için işlemleri belgelendirmek” olduğu hususu da dikkate alındığında bu durumun belgeyi düzenleyen noter başkatibi … tarafından tespit edilmesi gereken bir durum olduğu, Noterlik Kanunu’nun 162/1 maddesinin “Stajiyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar.” şeklinde ve 818 s. Borçlar Kanunu’nun 55/1 maddesi (6098 s. TBK m.66) “Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür.” şeklinde düzenlenmiş olup başkatibin kusurundan kaynaklı olarak davacıların uğradığı zarar bakımından yukarıda zikredilen yasa hükümleri gereğince davalı noter …’ın da sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu olay tarihinde daval … şubesinde çalışan davalı banka çalışanı …’in vekaletname ile parayı çekmek isteyen vekilin kimlik bilgilerinin uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek, Konya şubesinden provizyon almak, parayı çekmeye gelen vekilin gerekli belgelerinin fotokopisini almak ve ilgili belgeleri doldurmasını sağlamak gibi yükümlülüklerini yerine getirdiği, T.C. Kimlik numarasının kullanımını düzenleyen 5490 s. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 29.04.2006 tarihinde yürürlüğe girdiği, dava konusu olayın bu tarihten önce meydana geldiği, bu bakımdan davalı banka ve banka çalışanının T.C. Kimlik numarasını kontrol etme sorumluluğunun yasal olarak bulunmadığı da gözetilerek davalılar … ve banka çalışanın dava konusu olay nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığı, her ne kadar davalı … vekili tarafından ceza davası hakkında düşme kararı verildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmişse de söz konusu ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, esasa etkili olacak şekilde davanın neticelendirilmediği, eldeki hukuki ihtilaf bakımından yargılamanın esasını etkileyecek şekilde sonlanmamış olan ceza davasının sonucunun etkili olmayacağı, 12.04.2012 tarihli bilirkişi raporu ile 29.03.2012 tarihli ATK raporunun denetime elverişli, gerekçeli, usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmakla hükme esas alınmaları suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine; davanın davalılar … ve … yönünden kabulü ile; 45.414,42 Euro’nun, 43.000,00 Euro’luk kısmına 07.11.2005 tarihinden itibaren ve 2.414,12 Euro’luk kısmına 29/11/2005 tarihinden itibaren, işleyecek Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların davalılar … ve …’e yönelik davasının her bir davalı bakımından ayrı ayrı reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kısmen kabul kısmen reddine; davanın davalılar … ve … yönünden KABULÜ ile; 45.414,42 Euro’nun, 43.000,00 Euro’luk kısmına 07.11.2005 tarihinden itibaren ve 2.414,12 Euro’luk kısmına 29/11/2005 tarihinden itibaren, işleyecek Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların davalılar … ve …’e yönelik davasının her bir davalı bakımından ayrı ayrı reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve … vekili 08/05/2019 tarihli tehiri icra talepli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; vekaletname ekindeki kimliğin iğfal kabiliyetinin tespiti için Adli Tıp İhtisas Genel Kurulu’ndan rapor alınmaksızın kurulan hükmün eksik incelemeye dayandığını, somut uyuşmazlıkta müvekkillerinden …’ın imzası ile çıkartılan vekaletnameye dayanak olarak ibraz edilen kimliğin müvekkilinin incelemesi ile sahte olduğunu anlamasının mümkün olmadığı biçimde yüksek bir iğfal kabiliyetine sahip olduğunu, müvekkilinin de söz konusu kimliği olağan muayeneden geçirdiğini, elindeki imkanların tümünü kullanarak kimlik bilgilerini incelediğini, burada müvekkillerinin bir kusurunun bulunmadığını, söz konusu davaya konu olayda üçüncü kişinin ağır kusuru ve suç teşkil eden eylemi sebebiyle gerçekleştiğini, müvekkilleri yönünden illiyet bağının kesildiğini, dolayısıyla müvekkillerinin hukuki sorumluluğunun doğmadığını, taraflarınca birçok kez vekaletname ekindeki kimliğin iğfal kabiliyetinin tespiti için ATK’dan rapor alınması gerektiği yönünde talepte bulunduklarını ancak yerel mahkemece bu taleplerinin değerlendirmeye alınmadığını, müvekkillerinden … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün Yargıtay’ca bozularak kaldırıldığını, müvekkili hakkındaki davanın düşmesine kesin olarak verildiğini, söz konusu dosya kapsamında yer alan ve mahkumiyet hükmüne binaen düzenlenen bilirkişi raporlarının dayanaksız kaldığını, yerel mahkemece yeniden rapor alınması yönündeki taleplerinin reddedildiğini ve hukuki dayanaktan yoksun raporlara göre karar verildiğini, davacıların zararının diğer davalı banka ve banka görevlisinin tam kusurlu davranışlarından kaynaklandığını, Bankacılık Kanunu ve Mevzuatında bankanın tacir olmasının, güven ve itimat ilkelerinin mevcut olduğunu, bankanın kendi mudisi dışında başka bir kişiye ödeme yapmasından ve bu ödeme belgesinin de bankacılık usul ve yöntemlerine aykırı olarak yapılmasından dolayı diğer davalı bankanın her halükarda sorumlu olduğunu, banka tarafından vekaletnamedeki vekile değil fakat başka bir kişiye banka ödeme usullerine riayet edilmeden ödeme yapıldığını, banka görevlisi …’in vekaletnameyi düzenleyen Kulu Noterliğinden teyit almadığını, davanın müvekkilleri yönünden reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için aksi kanaatle değerlendirme yapılsa dahi yerel mahkemece 2005 yılında itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, zira huzurdaki dava tarihinin 01/07/2011 tarihi olduğunu ve bu tarihten önce de temerrüdün mevcut olmadığını, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkillerinin sorumlu olduğu yönünde değerlendirme yapılsa dahi faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerekirken yerel mahkemece 2005 yılından itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının bozularak kaldırılmasına, Adli Tıp İhtisas Genel Kurulu’ndan vekaletname ekindeki kimliğin iğfal kabiliyetinin tespiti için rapor alınmasına, akabinde dosyanın kül halinde Ankara veya İstanbul illerinde bulunan uzman bilirkişilerden teşekkül ettirilecek bir bilirkişi heyetine tevdii ile özellikle müvekkillerinden … hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, diğer davalı banka yetkilisince ödeme yapılan kişinin sahte vekaletnamedeki vekil olmadığı, bankacılık mevzuatına aykırı olarak işlem yapıldığı ve bu itibarla zararın sebebinin diğer davalı banka ve banka görevlisinin kusurlu davranışları olduğu da göz önüne alınarak kusur oranları hakkında bilirkişi raporu alınmasına, yargılama neticesinde davanın müvekkilleri yönünden tamamen reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin 16/05/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davalı banka ve … yönünden davalarının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bankacılık Kanunu ve Mevzuatında bankanın tacir olması sebebiyle güven ve itimat ilkelerinin mevcut olduğunu, bankanın kendi mudisi dışında başka bir kişiye ödeme yapmasından ve bu ödeme belgesinin de bankacılık usul ve yöntemlerine aykırı olarak yapılmasından dolayı tam kusurlu olduğunu ve sorumlu olduğunu, müvekkillerinin murisi olan gaip …’a ait tüm paranın başka şubeden çekildiği bu olayda davalı bankanın sahte vekaletnameye istinaden bilinmeyen şahıslara ödeme yaparak provizyon karşılığı ödeme kuralları konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek tam kusurlu olduğunun açık bir şekilde belli olduğunu, banka görevlisi olan …’in dava konusu işlemi yaparken vekaletnameyi düzenleyen Kulu Noterliğinden teyit almadığını, vekaletnamede yer alan vekil adresi Etnik/Ankara iken Keçiören/Ankara adresini kullanan başka bir kişiye ödeme yaptığını, banka tarafından ödene tutar VUK’unda belirlenen 8.000,00 TL’nin üzerinde olan 45.214,42 Euro olup 8.000,00 TL’yi aşan ödemelerde ödeme dekontunda muhakkak surette parayı alan kişinin vergi kimlik numarasının belirtilmesi gerekirken davalı bankanın ödeme dekontunda bu bilgiye yer verilmediğini, yükümlülüklerini ihlal ederek vekaletnamede yer alan … imzası ile banka önceki kayıtlarında yer alan …’ın imzası karşılaştırmaksızın üçüncü kişiye usulsüz ödeme yapıldığını, vekaletname il işlem yapılması halinde vekilin ve vekil eden kişilerin vergi kimlik numaralarının tespit edilmesi yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davalı banka görevlisinin görevini özenle ifa etmemesinin gerekli araştırmayı yapmadan işlem yapmasının mevzuatla belirlenen yükümlülüklerini ihmal etmesi ve vekaletnamede vekil olmayan bir başka üçüncü kişiye ödeme yaptığını, müvekkilinin oğlu …’a ait … Şubesi Müdürlüğü’nde… hesapta bulunan 45.414,42 tutarındaki Euro mevduatının tamamen sahte evraklarla ve bilinmeyen şahıslara ödendiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının davalı banka ve banka çalışanı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kısmen kabul kısmen reddine dair karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin ayrı ayrı istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası, Kulu Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya sureti, Ankara C.Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosya sureti, Kulu Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya sureti ve ekindeki Cihanbeyli C.Başsavcılığı’nın … Hazırlık sayılı dosya sureti.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İdm tarafından davanın kısmen kabul kısmen reddine; davanın davalılar … ve … yönünden KABULÜ ile; 45.414,42 Euro’nun, 43.000,00 Euro’luk kısmına 07.11.2005 tarihinden itibaren ve 2.414,12 Euro’luk kısmına 29/11/2005 tarihinden itibaren, işleyecek Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların davalılar … ve …’e yönelik davasının her bir davalı bakımından ayrı ayrı reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile dava dışı … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik dolandırıcılıktan davalılar … ŞİRKETİ ve … hakkında görevi kötüye kullanma suçu açısından soruşturma başlatıldığı, İlk Derece Mahkemesice konuya ilişkin ceza davasının açılıp açılmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği görülmüştür. Davalı tarafça bu konu savunmada ileri sürülmüş ve istinafa getirilmiştir.
Davalı savunmaları önemli oranda ceza soruşturmasına dayanmaktadır. Anılan ceza soruşturmasında sanık olarak kimin yargılandığı, paranın kim tarafından ve ne şekilde çekildiği, olaya kimlerin dahil olduğu konularında maddi vakıalar ceza soruşturmasında değerlendirilecektir. Savunma sebeplerinin karşılanması açısından ceza soruşturmasının akibeti sorulmalı, bir örneği celbedilmeli, gerekiyorsa sonucu beklenerek, mahkeme gerekçesinde savunma sebepleri karşılanmalıdır.
Dava dışı Şüpheli … ve …’ın resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık istinadı ile Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sında yetkisizlik kararı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma sayılı dosya ile soruşturma başladığı ancak bu soruşturma ile ilgili dosya içerisinde hiç bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmakla,
Davalının savunma delili olan ceza soruşturması değerlendirilmeden ve savunma delilleri tartışılmadan karar verilmiş olduğundan; HMK 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Delillerin toplanarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran taraflara ayrı ayrı iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, HMK. m.353/1-a hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. …


Başkan


Üye


Üye


Katip