Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1086 E. 2019/1315 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
: 2- …
3- …
VEKİLİ : Av. … – KONYA
DAVANIN KONUSU :Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 22/12/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 29.04.2016 tarihinde müvekkilinin motorbisikleti ile Konya merkez Fatih Caddesi üzerinde ilerlemekteyken davalıların malik ve sürücüsü olduğu … Sigortaya sigortalı … plakalı araç ile çarpıştığını, bu kaza neticesi sol femur kalça kemiğinin çıkarılıp yerine porselen takıldığını, iki kez ameliyat geçirdiğini ve Konya Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 24.08.2016 tarihli %19 engelli raporu aldığını, kaza tarihinden beri çalışamadığını evde yattığını belirterek, davalıların kaza tarihi itibariyle aktif ve pasif taşınmaz ve araç kayıtlarının Uyap ve tapu müdürlüklerinden sorgulamasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak üzere 30.000,00 TL manevi tazminatın, toplam 200 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalılardan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep etmiş, duruşmada da bu beyanını tekrar etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 24/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkili sürücü …’un davaya konu kazada hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin durması gerektiği halde durmayan … plakalı motorsikleti farkettiği anda durduğunu, durmuş olmasına rağmen davacı …’in duramayarak müvekkilinin sevk ve idaresindeki diğer müvekkili …’ye ait otomobilin sağ ön köşe kısmıyla çarpıştığını, müvekkilinin kusurunun bulunmaması nedeniyle davacının 05/05/2016 tarihli ifadesinde müvekkilinden şikayetçi olmadığı halde, kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, müvekkilinin kaza sonucu motorsikletten düşen davacı … için ambulans çağırdığını, müvekkillerinin davacının maddi manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamak istediklerini, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacak fahiş miktardaki manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, davacının tazminat talepleri sigorta şirketince karşılanacak olduğundan, kötü niyetli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili 27/01/2017 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; davaya konu tazminat talepleri yönünden gerek trafik poliçesi genel şartlarına ve gerekse içtihatlara göre manevi tazminat taleplerinin trafik poliçesinin teminatı kapsamına dahil olmadığını, bu nedenle müvekkil sigorta şirketinin manevi tazminat talepleri bakımından hem davacılara hem de davalılara karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından hasar dosyasının açıldığını, hesaplanan tazminatın ödendiğini, sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil sigorta şirketi aleyhine hüküm kurulması durumunda müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, davanın müvekkili sigorta şirketi yönünden reddini, manevi tazminat talebinin müvekkili sigorta şirketi yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının kullandığı motorsiklete davalılardan …’un sevk ve idaresindeki diğer davalılardan …’ye ait diğer davalı tarafından sigortalanan aracın çarpması sonucu yaralandığını beyan ederek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davacı vekilinin 18/06/2018 tarihli dilekçesi ve 02/10/2018 tarihli duruşmada alınan beyanında, maddi tazminat davasından feragat ettiği anlaşıldığından davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, davalının manevi tazminat talebinin incelenmesinde, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Karayolları Fen Heyetinden seçilen bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’un %25 davacının ise %75 kusurlu olduğu, NEÜ Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporuna göre davacının %46,2 oranında malul kalacak ve 9 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, olayın oluş biçimi, kusur durumları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması amacı da olmadığı gözönüne alınarak takdiren 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve Davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili 20/06/2019 tarihli istinaf başvurusu dilekçesinde özet olarak; yerel mahkemenin eksik inceleme yaptığını, manevi tazminat taleplerinin tam kabul edilmesi gerektiğini, 01/04/2019 tarihli kusur bilirkişi raporuna itiraz ve aktif pasif tapu kayıtları konulu dilekçelerinin yok sayıldığını, ilk rapor ile aşırı çelişik rapor verildiğini, itirazları üzerine İTÜ Trafik İhtisas Dairesine veya Ankara Adli Tıp Kurumuna dosyanın gönderilmediğini, çelişkilerin giderilemediğini, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, Avukatlık Kanunu 165.maddenin iş bu uyuşmazlıkta uygulanamayacağını, sigorta şirketinden maddi tazminat yönünden feragatde diğer davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri gibi karar verilmesine, davanın İstinafta yeniden görülmesi mümkün değil ise hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine ve fazla hakların saklı tutulmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 01/07/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının yeterli incelemeden yoksun, usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili …’un hiçbir kusuru bulunmadığını, bu nedenle müvekkilleri aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kendisinin kusurlu olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, yerel mahkemenin davalılar aleyhine 7.500,00 TL manevi tazminata hükmetmesinin hakkaniyete, usul ve yasaya uygun olmadığını, fahiş belirlenen miktarın kabul edilemeyeceğini, yerel mahkemenin manevi tazminata hükmederken hükme esas aldığı geçici ve sürekli iş göremezlik sürelerinin tespitine ilişkin rapor ile aktüerya bilirkişisinden alınan raporda belirtilen hususların fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yeniden yargılama yapılması mümkün görülmez ise yerel mahkeme hükmünün kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maluliyete dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dairemizin … Esas ve Karar sayılı ilamı ile verilen kaldırma ve gönderme kararı üzerine mahkemece … Esas, … Karar sayılı ilamı ile yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararın taraflarca istinafı üzerine yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça maddi tazminat talebinden feragat edildiğinin duruşmada belirtilmiş olmasına göre feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, taraf vekillerinin maddi tazminata ve buna yönelik vekalet ücretine itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bunun dışında;
A- Kusura yönelik incelemede;
Her iki taraf da kazadaki kusurun varlığına ve oranına itirazda bulunmuştur. Olaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında olay mahallinin dörtlü kontrolsüz eşdeğer kavşak olarak belirttikleri, olay mahalli dörtlü kontrolsüz kavşak kollarında herhangi bir trafik işaret levhası bulunmadığından sağdan gelen davalı araç sürücüsü, soldan gelen davacı motosiklet sürücüsüne yol verme kuralı gereğince … plakalı motosiklet sürücüsü davacının asli kusurlu, kazaya karışan diğer … plakalı otomobil sürücüsünün tali kusurlu olacağı yönünde görüş belirtilmesine karşın mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda ise sağdan gelen araca yolver kuralının “Eşdeğer kontrolsüz kavşaklarda” geçerli olan bir kural olduğu, eşdeğer kavşağın trafik akış yoğunluğu, genişliği, vs yönünden birbiri ile aynı olan kavşak kolları olduğunu, bu nedenle davaya konu trafik kazasında her ne kadar trafik işaret levhası olmasa da kavşağın fiziki durumu, kavşak kolu bağlantıları ve trafik akış şekli/yoğunluğu dikkate alındığında motosiklet sürücüsünün takip ettiği kavşak kolunun ana yol, otomobil sürücüsünün takip ettiği kavşak kolunun da tali yol olduğunu, tespit tutanağında olay yerinde yeterince inceleme yapılmadan tutanak düzenlendiğini, her iki yolun keşişiminden sonra davalının geldiği Ataklı Sokağının daraldığının gösterilmeyerek sanki düz bir yol gibi değerlendirildiğini, keşif tarihi itibariyle de bu yolun kapatıldığı ve bitişiğindeki meskenin bahçesi olarak işlem yapıldığını belirterek trafik tespit tutanağının aksi yönde … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’un 2918 STK 84. Maddeye göre kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak” kuralına aykırılık nedeniyle davalı sürücünün asli kusurlu olarak % 75, davacı motosiklet sürücüsünün ise 2918 STK 52/1-a’ya göre “aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak” kuralına aykırılıktan tali olarak % 25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Trafik tespit tutanağı ile kusur bilirkişi raporu arasındaki çelişki nedeniyle kaldırma kararı uyarınca mahkemece, Karayolları Genel Müdürlüğü uzman bilirkişi heyetinden rapor alındığı, bu rapora göre Trafik Tespit Tutanağındaki tespit ve belirlemelere üstünlük tanınarak ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporu da irdelenip çelişkiler giderilerek davacı motosiklet sürücüsü …’in, ilk geçiş hakkının kendisine göre sağındaki kavşak koluna takiben kavşağa giren araçlara ait olacağı kuralının göz önünde bulundurmamakla, olay yeri kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızını azaltmamakla, sağındaki kavşak kolunu takiben gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar yaklaşmış bulunan davalı sürücü yönetimindeki araca ilk geçiş hakkını vermemekle, Karayolları Trafik Kanunun 84. Maddesinin ihlali nedeniyle % 75 kusurlu olduğu; davalı sürücü …’un ise yönetimindeki otomobil ile yerleşim yeri içindeki seyir halinde iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, olay yeri kontrolsüz kavşağa yaklaşırken aracının hızını azaltmamakla, aracının hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol hava, trafik durumunu gerektirdiği şartlara uydurmamakla, her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip ise de diğer kavşak kollarından gelen taşıt trafiğini dikkatle kontrol etmemekle, dikkatsiz ve tedbirsizce kavşağa giriş yapmakla, firen tedbirine başvurmamakla, aynı kanunun 52. Maddesini ihlalden % 25 oranda kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca, Mahkemece kaldırma kararı doğrultusunda davalının sosyal ve ekonomik durumu da araştırılmış bulunmaktadır.
Buna göre, kaldırma kararı kapsamında KGM heyetinden alınan kusur bilirkişi raporunun, raporları irdeleyip çelişkileri gideren mahiyette, ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına ve oluşa uygun nitelikte olduğu anlaşıldığından kusura yönelik taraf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmış bulunmaktadır.
B- Manevi tazminat miktarı yönünden;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, trafik kazası sonucu davacıda oluşan maluliyet ve iş görememezlik süresi, kusur oranları, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı lehine belirlenen manevi tazminatın az olduğu, davacı için 15.000.00-TL manevi tazminat taktirinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı, bu itibarla davacı vekilinin buna yönelik itirazının kabulü, davalı itirazının reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Bu gerekçeler ile; davacı vekilinin manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davacının diğer, davalıların tüm itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ, davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin REDDİ ile; Yerel Mahkeme kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA: (infazda tereddüt oluşmaması için kesinleşen kısımlar da aynen yazılarak)
1-Davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.024,65TL, harçtan peşin olarak alınan 103,15 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik 921,50 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 103,15 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen manevi tazminat üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
5-Davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen maddi tazminat üzerinden belirlenen 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
6-Davalı sigorta şirketi için yapılan yargılama giderleri düşüldükten sonra kabul ve red oranına göre davacı tarafından yapılan bozma öncesi yapılan 33,50 TL ilk masraf, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 221,80 TL keşif masrafı ücreti, 364,60 TL yazışma ve tebligat gideri, 812,25 TL NEÜ Adli Tıp Raporu ücreti ve bozma sonrası yapılan 125,00 TL yazışma ve tebligat gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.757,15 TL yargılama giderinden 1.500-TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar … ve …’nin yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 6,15- TL tebligat gideri, 121,30- TL başvurma harç gideri olmak üzere toplam 127,45- TL yargılama giderinin davalılar … ve … ‘ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
12-Davalılardan alınması gerekli 512,33 TL harçtan başta alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 170,78 TL harcın davalılar … ve …’ dan ayrı ayrı alınarak alınarak hazineye irat kaydına,
13-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
15-Harç ve tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.362 uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip