Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/34 E. 2018/45 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …..
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : …..
KATİP : …..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
NUMARASI : …. ESAS – …. KARAR

DAVACI : – TCK No:

VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI : 2 -AXA SİGORTA AŞ –

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 18/12/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 18/12/2018

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin davalı Adalet ve Kalkınma Partisi vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 09/03/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 01/11/2016 tarihinde Konya -Ankara yolu üzerinde iken müvekkilinin …. plakalı aracı sol şeritte iken davalıya ait …. plakalı aracın müvekkilinin aracına arkadan çarptığını, maddi hasarlı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, müvekkili yaralı olduğundan kendini savunamaması, olayın meydana gelişini açıklayamayışı nedeniyle trafik polisince tutulan raporun hatalı olduğunu, davalının kusurlu olmasına rağmen kusurun tamamen müvekkiline yöneltildiğini, müvekkilinin kazada kusuru olmadığını, davalıya ait aracın müvekkilinin aracına arkadan çarptığını, onun arkasındaki diğer aracında müvekkilinin aracına arkadan çarpmasıyla aracın yön değiştirdiğini diğer davalıya ait aracında müvekkilinin aracına ortadan çarptığını, kazanın meydana geldiği alan ve zaman dikkate alındığında geceleyin müvekkilinin aracının farlarının açık olduğunu, müvekkilinin aracındaki hasarın belirlenmesi için Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesinin …. D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, araçta …. TL hasar meydana geldiğini, bu aracın tamir bakım giderleri dışında aracın tamir olduğu gün kadar müvekkilinin başka bir araç kiralamak zorunda kaldığını, müvekkilinin yaralanması nedeniyle istirahat halinde olmasının manevi olarak kendisini yıprattığını, tüm bu nedenlerle araçta meydana gelen maddi hasardan ….. TL , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aracın tamir süresi içerisinde geçen süre için maddi, …. TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Axa Sigorta A.Ş. Vekili 17/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; ilgili kanun değişikliği gereği davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkili şirkete başvurmasının gerektiğini, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesinin gerektiğini, …. plakalı aracın müvekkili şirkete 27/10/2016-27/10/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ….. nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sözkonusu poliçede teminat limitinin kişi başı …. TL olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde sözkonusu olduğunu, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, bu hususta Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, davacının maluliyet yönünden talepleri için de yine Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını, trafik poliçesinden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami ….. TL olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini aksi halde kusur tespiti ve maluliyet oranı tespitinin Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmak suretiyle yapılmasını, geçici iş göremezliğe , tedavi giderlerine ve dolaylı masraflara ilişkin talebin reddine,kusur ve maluliyet tespiti halinde azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar dikkate alınarak hesaplama yapılmasını, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, kaza tespit tutanağının ve alkol raporunun taraflarına tebliğine, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Diğer davalı Adalet ve Kalkınma Partisi vekili 07/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; Aracın davalı Parti tüzel kişiliğine ait olmadığını, 2820 s. Siyasi Partiler Kanunu’nun 71. maddesi ve Ak Parti Tüzüğü’nün 137. maddesi ğereğince Parti teşkilatlarının parti merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı izin vermediği veya sonradan onaylamadığı işlemleri ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı Parti tüzel kişiliği aleyhine talepte bulunulamayacağını, Parti merkez karar ve yönetim kurulunca bu konuda verilmiş bir izin veya onay da olmadığını beyan ederek aktif husumet yokluğu itirazında da bulunmuş ve ayrıca davanın esastan da reddini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen …. Esas – …. Karar sayılı 20/09/2018 tarihli gerekçeli karar ile : “Somut olayda ; davalılardan Axa Sigorta A.Ş.’ye karşı tazminat davası açılmadan önce, 2918 s. KTK’nun 97. maddesi gereğince yazılı olarak başvuruda bulunulması, 15 gün beklenilmesi, 15 gün içerisinde sigorta şirketi tarafından tazminat talebine olumlu cevap verilmediği takdirde dava açılması (2918 s. KTK’nun 97. maddesi ile 6100 s. HMK.nın 114/2. maddesi gereğince) dava şartı olup, bu şartın yerine getirilmediği, bu dava şartının sonradan giderilemeyeceği, dava şartının (6100 s. HMK.nun 115/1. maddesi gereğince de) her aşamada ve re’sen gözönünde bulundurulması gerektiği anlaşıldığından, davacının davasının davalılardan Axa Sigorta A.Ş. yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Kazaya karışan …. plakalı aracın Adalet ve Kalkınma Partisi tüzel kişiliği adına değil, Konya İl Başkanlığı adına kayıtlı olduğu anlaşılmış ve davalı Parti vekilleri öncelikle pasif husumet yokluğu itirazında bulunmuş iseler de ; davalı Parti vekillerinin Parti’nin sorumluluğunun bulunmamasına dayanak gösterdikleri 2820 s. Siyasi Partiler Kanunu’nun 71. maddesi ile Ak Parti Tüzüğü’nün 137. maddesinin sözleşmelere ilişkin olması, taraflar arasındaki ihtilafın ise sözleşmeden değil haksız fiilden doğması ve ilgili düzenlemelerin dava konusu ihtilafa uygulanamayacak olması, davalı Parti’nin taşra teşkilatı olan il başkanlığının tüzel kişiliğinin bulunmaması, Yargıtay HGK’nun 10.04.2013 gün ve 2012/9-1134 E. 2013/467 K. sayılı emsal içtihatında da belirtildiği üzere, bir tüzel kişi olan siyasi partilerin faaliyetlerini merkez organları ile il ve ilçe teşkilatları aracılığı ile yerine getirmeleri karşısında, davalı Parti tüzel kişiliğinin kendi taşra teşkilatlarının haksız fiil teşkil eden eylemlerinden (trafik kazasından doğan tazminattan) sorumlu olduğu sonucuna varılarak, davalı Parti’nin pasif husumet yokluğu itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan makine bilirkişisinin rapor ve ek raporuna göre de ; meydana gelen kazada davacının %65, davalı Parti’ye ait aracı kullanan dava dışı sürücünün %35 oranında kusuru olduğu, davacıya ait araçtaki zararın (tespit dosyasında belirlendiği gibi) …. TL. olduğu ve araç mahrumiyet zararının da …. TL. olduğu belirlenmiştir.
Davacıya ait aracın hasarı …. TL. ise de ; davalı tarafın %35 kusur durumuna göre, davalı Parti’nin bu zararın …. TL.lik kısmından sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Yine davacının araç mahrumiyet zararı …. TL. ise de ; davacı tarafın tavzih dilekçesinde araç tedariki için …. TL. ödendiğini bildirmesi ve gerçek zararın tespit edilmesi durumunda farazi yöntemlerle belirlenen zararın esas alınamayacak olması karşısında, araç mahrumiyet zararı …. TL. olarak kabul edilmiş, davalı tarafın %35 kusuruna göre davalı Parti’nin mahrumiyet zararının da … TL.lik kısmından sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafın manevi tazminat talepleri yönünden ise; kazanın meydana geldiği tarih, Adli Tıp bilirkişisinin raporuyla belirlenen davacının yaralanmasının derecesi, tarafların kusur durumu, manevi tazminatın amacı ve özellikle davacı taraf olmak üzere tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş denilerek “Davacının davasının davalılardan Axa Sigorta A.Ş. yönünden 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USÜLDEN REDDİNE, Davacının davasının davalılardan Adalet ve Kalkınma Partisi yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile 01/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan davacıya ait …. plakalı aracın hasarından dolayı …. TL, araç mahrumiyet zararından dolayı … TL. olmak üzere toplam …. TL. maddi tazminatın, kaza tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan Adalet ve Kalkınma Partisinden alınarak davacıya verilmesine, Aynı kazada davacının yaralanması nedeniyle …. TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan Adalet ve Kalkınma Partisinden alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, ” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Parti vekili istinaf dilekçesinde özetle;
– Dilekçede anlatılan gerekçelerle, meydana gelen kazada müvekkili partinin husumet sıfatının ve dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun kazayı gerçekleştiren sürücü ve sahibine ait olması gerektiğini, aracın müvekkili adına kayıtlı olmadığını,
– Kaza sonrası düzenlenen Trafik Tespit Tutanağına aykırı olarak düzenlenen kusur oranını gösteren bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, kusurun tamamen karşı tarafta olduğunu,
– Dilekçelerde kabul edilmediği belirtilen Delil Tespiti dosyasındaki hasara ve maddi tazminata ilişkin kusur oranını da belirleyen aynı bilirkişinin raporunda Delil Tespiti dosyasındaki rapora aynen katıldığının beyan edildiği aynı miktarın kabul edildiği, başkaca bir araştırma ve tespitte bulunulmadığını, soyut nitelikte olan bu rapora dayalı olarak karar verilemeyeceğini,
– Ortaya çıkan duruma göre takdir edilen manevi tazminatın fahiş olduğu belirtilerek itirazda bulunulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Meydana gelen kazada davalı tarafın husumet sıfatının bulunup bulunmadığı, tazminat miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait ….. Esas – ….. Karar sayılı dosya aslı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle araç hasarına dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı tarafın husumete yönelik istinaf sebebi hakkında;
Siyasi Partiler Kanunun 71. maddesinde “Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzelkişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır.
Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamaz. Bu takdirde sorumluluk, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olur.” hükmü yer almaktadır.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasında, “Partiyi temsil yetkisi genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisi, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir” şeklinde siyasi partilerin genel başkan tarafından temsil edileceği belirtildikten sonra ilçe teşkilatı başlıklı 20. maddesinde, “Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, ilçe kongresi, ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu ve belde teşkilatından meydana gelir.” denilerek ilçe teşkilatı açıklanmış, devamında da “Bu maddede yazılı kurulların görev ve yetkileri ile yedek üyelerinin sayısı ve ne suretle göreve çağrılacağı parti tüzüğünde gösterilir” hükmüne yer verilerek ilçe teşkilatının görev ve yetkilerinin belirlenmesi yetkisi parti tüzüğüne bırakılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesi, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü havidir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; …. plakalı aracın dosyada mevcut ruhsat kayıt ve belgelerine göre Konya Ak Parti İl Başkanlığına kayıtlı olması sebebiyle aksinin de iddia ve ispat edilmemiş olması sebebiyle, işleteninin de kayıt ve ruhsat sahibi Parti İlçe Başkanlığı olduğundan, Siyasi Partiler Kanunu’nun 71.maddesine göre, davalı olarak gösterilen parti ilçe başkanlıklarının hükmi şahsiyeti ve dolayısıyla taraf sıfatı bulunmamakta olup, parti tüzel kişiliğine dava açılmasında ve taraf gösterilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, meydana gelen haksız fiil nedeniyle Parti Tüzel Kişiliğinin sorumluluğunun bulunduğu, 2820 sayılı Kanunun 71.maddesi; “Mali Hükümler” başlığı altında, partilerin giderlerinin yapılmasındaki usul ve esaslar ile mali sorumluluk hallerini düzenleyen hükümler olup, anılan hükmün haksız fiil niteliğindeki trafik kazası sorumluluğu konusunda uygulanabilirliğinin bulunmadığının da kabulü gerekmektedir. (Aynı yönde bakınız, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1092 Esas, 2018/8759 Karar; 11. Hukuk Dairesi 2016/6284 Esas, 2018/204 Karar; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/6438 Esas, 2016/881 Karar; 3. Hukuk Dairesi 2014/2781 Esas, 2014/5359 Karar; 9. Hukuk Dairesi 2014/5956 Esas, 2014/10244 Karar; 4. Hukuk Dairesi 2012/12914 Esas, 2013/11711 Karar; 17. Hukuk Dairesi 2014/13564 ESAS, 2016/11347 sayılı kararı; YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2012/9-1134 Esas, 2013/467 Karar sayılı ilamları)
Davalı tarafın kusura ve tazminata yönelik istinaf sebebi hakkında;
Davalı istinaf eden taraf mahkemece belirlenen kazadaki kusurun varlığına ve oranına itirazda bulunmuştur. Olaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacının sol tarafa dönüş yaptığı sırada aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek sol tarafa gereğinden fazla döndüğü ve bu sırada Ankara’dan Konya istikametine gitmekte olan davalıya kayıtlı …. plakalı araç sürücüsünün sol taraftan ani çıkan davacı aracına kendi aracının sağ ön kısmı ile davacının aracının sol yan orta kısmına çarpması neticesi sağ teker koparak yol ortasına düştüğü belirtilerek kazanın oluşumunda davacıya ait …. plakalı araç sürücüsünün davacının Karayolları Trafik Kanunun 53/1B (sola dönüş kurallarına uymamak) maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle tamamen kusurlu görülmüş, diğer davalı araç sürücüsüne ise herhangi bir kusur yükletilmemiştir. Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde ise davacı sürücüye 2918 STK 53/b-1-4-7. Maddenin ihlali (500 m. ileride ışık gördüğünü bunun hızını tahmin ederek dönmesi gerekirken bunu nazara almadığı, gideceği yönde yolun çok şeritli olması halinde en sağ şerit dışında uygun şeride girmek) nedeniyle % 64 oranında, davalıya tarafa ise “kaza mahallinde hız sınırını gösterir mobese kamerası ve Tömek yol kavşağı belirten levhaların mevcut olduğu ve süratin çok fazla oluşu ile aracın sağ ön tekerinin koparak yol üzerine fırlaması aracın hızının çok fazla olduğunu gösterdiği” gerekçesiyle 2918 STK 52/1-a’ya göre (aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak) kuralına aykırılıktan tali kusurlu olarak % 35 oranında kusur verilmiştir. Davalı kusur bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmiştir.
Bunun dışında hasara ve zararın belirlenmesine ilişkin Delil Tespiti dosyasındaki bilirkişi raporunun davalı tarafa tebliğ edildiği dosyada görülmemektedir. Mahkemece alınan kusur ve hasar bilirkişi raporunda ise herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye girilmeksizin Delil Tespiti dosyasındaki zarar miktarının uygun görüldüğü belirtilmekle yetinilmiştir. Davalı tarafın yokluğunda yapılan ve tebliğ edilmeyen bilirkişi raporu dışında davalının itirazlarına rağmen mahkemece ayrıntılı, gerekçeli, hükme elverişli bir rapor da alınmamış bulunduğundan bu şekildeki bir rapora dayanılarak karar verilemez.
Bu sebeplerle kusura ilişkin olarak Kaza Tespit Tutanağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporundaki çelişki davalının itirazına rağmen giderilmeden ve hasar ve zarara ilişkin ayrıntılı, gerekçeli, hükme elverişli rapor da alınmadan hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Mahkemece rapora karşı yapılan itirazların değerlendirilmesi ile tutanakla rapor arasında meydana gelen çelişki ve aykırılığın giderilmesini için kusur ve hasar konusunda uzman İTÜ veya Karayolları Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2005/13482 Esas, 2006/10 Karar; aynı dairenin 2018/2453 ESAS, 2018/7819 Kararı)
Anlatılan sebep ve gerekçelerle kararın kaldırılıp sair hususlar şimdilik değerlendirilmeksizin dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren yerel Mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf taleplerinin kabulüyle, mahal mahkemesi kararı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.

2-İstinaf başvurma harcı dışında davalı tarafça yatırılan istinaf peşin harcı olarak alınan …. TL harcın istek halinde istinaf eden davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf posta giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dair yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a maddesine göre KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18/12/2018

Başkan
….

Üye
….

Üye
….

Katip
….