Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/1844 E. 2022/2112 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- … – … – …
VEKİLLERİ : Av. …- …
: Av. … – …
: 2- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İpotek (Terkin İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2022

KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında 11/11/2021 tarihli kararına karşı davacı … A.Ş vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … maliki olduğu dava konusu Konya … ada … parsel … bağımsız bölüm dükkan nitelikli taşınmaz üzerine konulmuş olan ipoteiğin kaldırılması fekki talebi olduğunu, ihtiyati tedbir dava konusu ipotek nedeniyle müvekkili …’a ait taşınmaz Konya … İcra Müdürlüğünün … tal sayılı dosyadan 24/09/2018 tarihinde ihale edileceğini, bu nedenle ihtiyati tebir talebinin bulunduğunu, müvekkili ile davacı tanış olduklarını, diğe rdavacı şirket ile davalı şirket maddi destek konusunda görüşme yaptığını, bu konuda diğer davacı şirket müdürü müvekki ile olan samimiyetinden dolayı davalı şirketten maddi destek alacağını buna karşılık taşınnmazını ipotek vermek istediğini söylediğini, müvekkili de böyle bir maddi destek alması halinde ipotek verebileceğini kabul ettiğini, aradan kısa bir zaman geçtikten sonra müvekkili ile diğer davacı şirket müdür arasında yapılan görüşmede aslında o tarihte hiçbir para verilmediğini müvekkilinin öğrendiğini, dava konusu ipotek ile ilgili Konya … İcra Müd. … Talimat sayılı dosyadan yapılacak satış işlemin ihtiyati tedbir kararı durdurulmasını, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların mahkememiz huzurunda ikame ettiği ipotediğin fekki ve satışın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talepli davaca iddi ettikleri hususların asılsız ve hukuka aykırı olduğunu, asılsız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ:
“…davaya konu ipoteğin ana para ipoteği niteliğinde olduğu, ipoteğin davalının davacı … Şti.’den olan alacağına istinaden kurulduğu, ipoteğin niteliği dikkate alındığında bu ipotek akdi ile ipotek tarihinden önceki alacakların teminat altına alındığı, ipotek tarihinden sonra doğan alacakların bu ipotek akdi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu bakımdan davalı ipotek tarihi olan 15/07/2014 tarihi itibariyle davacı … Şti.’den 135.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır. Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde taraf defterlerinin 15/07/2014 tarihi itibariyle birbiriyle uyumlu olduğu, bu tarih itibariyle davalının 985,30 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. İpotek tarihi itibariyle davalı 135.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu ispatlayamamıştır… Her ne kadar davalı yemin deliline dayanmış ise de davacı …’ın davacı … Şti.’nin davalıya borçlu olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından davalıya yemin delili hatırlatılmamıştır…Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalının ipotek tarihi itibariyle lehine ipotek verilen … Şti.’den 135.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu ispatlayamadığından yargılama giderlerinden davalı şirketin sorumlu olduğu…” gerekçesi ile davacı … Ltd. Şti.’ nin davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, davacı …’ın davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin ipoteğin kaldırılması davasında birkaç yönden hukuka aykırı karar verdiğini, malik olmayan ipotek borçlusu için husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, ipotek borçlusunun korunmaya değer menfaati bulunduğunu, ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi halinde nihai olarak bu bedeli ödeyecek kişinin ipotek maliki olmayan borçlu olduğunu, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu, Yargıtay … Hukuk dairesinin de bu hususla ilgili emsal karar verdiğini, borçlunun dava açma hakkının olmaması halinde nihai olarak borcun sorumlusu olan kişinin dava açma hakkının doğacağını, aslında en çok dava açma hakkı olan tarafın malik olmayan ipotek borçlusu olduğunu, çünkü borcun nihai sorumlusunun o olduğunu, ipoteğin fekki davalarının sonuç olarak bir menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, bu husus göz önüne alındığında borçlunun dava açma hakkının elinden alınması sonucunu doğuracağını, görevsizlik kararı nedeniyle ücreti vekalete hükmedildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay … HD.’nin “görevsizlik kararı verilmesi halinde vekalet ücretine karar verilemeyeceği” şeklinde emsal kararlarda da bu hususta aynı şekilde vekalet ücreti verilemeyeceğine hükmedildiğini, dava sırasında ipotek konusu taşınmazın icradan satıldığını, bu nedenle yere mahkemece davanın konusuz kaldığı yönünde karar verildiğini, dava sırasında dava konusu taşınmazın dava konusu ipoteğin icrası yoluyla 3. Kişiye satıldığını, satış bedelinin 80.000 TL olduğunu, davanın tazminata döndüğünü, bu nedenle mahkemece ihale bedeli olan 80.000,00 TL nin istirdatı yönünde karar verilmesi gerekirken davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın satılması halinde dava bedelinin dönüşeceğini ve bu bedel yönünden kabul karar verilmesi gerekeceğini, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın bedel yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirket ile davacı … Ltd. Şti arasında 20/05/2014 tarihinde 5 yıl süreli …Bayilik Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme kapsamında davacı bayiye bayilik süresince kullanılması için teçhizat ve ariyetler ile vadeli ürün verildiğini, davacı firmanın sözleşme şartlarına riayet etmediğini, haklı nedenlerle de müvekkili firma tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ve alacaklarının tahsili için Malatya İcra Müdürlüğü ilamı ile ipotek takibi başlatıldığını, takipte … adına kayıtlı ipotekli taşınmazın satıldığını, ihalenin kesinleştiğini, davacıların alacaklarını ifadan kaçındıkları için huzurdaki davayı ikame ettiklerini, dava konusu taşınmazın 3. Şahıs adına tapuda tescil edildiğini ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, satış işlemi ile ipotek kaldırıldığı için davacıların huzurdaki davayı açmada herhangi bir hukuki faydalarının kalmadığını, yerel mahkemenin karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf dilekçesinde tazminat talepleri olduğunu iddia ettiğini, ancak dava dilekçelerinde böyle bir taleplerinin olmadığını, dava tarafın ipotek tesis tarihinde ve huzurdaki dava tarihinde müvekkili firmaya borçlu olduğunu, mahkemenin hatalı değerlendirme ile müvekkili firma aleyhine vekalet ve yargılama giderine hükmettiğini, yerel mahkemenin davalı müvekkili firmanın defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi incelemesi yaptırdığını, raporda müvekkili firmanın ipotek tesisi öncesi vermiş olduğu kredili ürün bedellerinin 94.485,30 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davacı tarafın davalı firmaya 235.013,15 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacı defter kayıtlarında ise 2018 yılı kayıtlarının doğru olmadığı ve bazı sayfaların iptale edildiği, bazı sayfaların boş olması nedeniyle bir tespitin yapılmadığının tespit edildiğini, davacı tarafın kayıtlarının resmi delil sıfatına haiz olmadığını, ödendiği iddia edilen kayıtların hiçbir dayanağı bulunmadığını, davacı taraf yanılma nedeniyle ipotek tesis edildiğini iddia etse de huzurda ikame edilen davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede ikame edilmediğini, davanın bu yönüyle de reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili firma lehine vekalete hükmedilmesi gerekirken, müvekkili firma aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince müvekkili firma aleyhine hükmedilen yargılama gideri ile vekalet ücretine ilişkin kısmın kaldırılmasını ve düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
İpoteğin kaldırılması, ancak üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın kayıt maliki tarafından talep edilebilir. Bu nedenle eldeki davada kayıt maliki olmayan …şirketinin davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması yerindedir. (emsal Yargıtay 14. HD 2021/532 2021/2360 Ek sayılı ilamı)
Yine eldeki davanın konusu olan ipotek, ipotek alacaklısı … şirketinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı takip sonrası ipotek yüklü taşınmazın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle kalkmış olup dolayısıyla dava konusuz kalmıştır. Mahkemenin buna ilişkin kabulü de yerinde olup davacıların buna ilişkin istinafı yerinde değildir.
İhtilaf dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden kimin sorumlu olacağı noktasında toplanmaktadır. İpotek senedinde … şirketinin, … şirketine olan 135.000 TL borcuna karşılık davacı …’nin davaya konu taşınmazı üzerinde yıllık %20 faizli birinci derece ipotek tesis edildiği yazılıdır. Bu durumda davaya konu ipoteğin karz ipoteği olarak düzenlenmiş ise de davalı taraf cevap ve düplik dilekçelerinde … şirketi ile … şirketi arasındaki … bayilik sözleşmesi gereğince alınacak akaryakıt kredisinin teminatı olarak söz konusu ipoteğin tesis edildiğini ileri sürmüş olup kendi beyanı itibariyle ipoteğin aslında teminat ipoteği olduğunu ve yakıt kredisi karşılığı verilen yakıtın bir kısımının bedellerinin ipotek tesis yoluyla ödendiğini kabul etmiştir.
Kural olarak karz ipoteğinde ipotek lehtarının alacaklı olduğu resmi akit ile sabit olduğundan aksinin veya ipotek borcunun ödendiğinin ispat yükü ipotek borçlusunun üzerindedir. Borç ödenmemiş ise ancak verilecek sürede depo edilmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği aşikardar. Somut olayda ipotek alacaklısı … şirketinin açık beyanına göre; davaya konu ipotek … şirketinin kullandırdığı yakıt kredisinden mütevellit açık hesap şeklinde işleyen alışverişin teminatı amaçlı verilmiş olmasından ötürü üst sınır ipoteği olarak düzenlenmek istendiği bariz olup bu durumda artık resmi akidin aksine ipotek tarihi itibariyle alacaklı olduğunun ispat yükü davalı … şirketindedir. Bu nedenle … şirketinin … şirketine borcu olup olmadığını önem arz etmekte olup mahkemenin buna ilişkin yaptığı incelemede yerindedir.
… şirketinin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde 23.06.2014 tarihi itibariyle olan 94.414,84 TL borcun 24.06.2014 tarihinde verilen … numaralı çek ile ödendiği sonrasında 14.07.2014 tarihine kadar davacı … şirketinin 93,429,55 TL fazla ödeme yaptığı ve hesabının + da olduğu, 16.07.2014 tarihinde yani ipotek tesisinden 1 gün sonra … numaralı çekin iade açıklaması ile hesaptan çıkışının yapıldığı ve böylelikle … şirketinin 985,30 TL borçlu duruma geldiği anlaşılmaktadır. … şirketinin ticari defterlerinde yapılan incelemede ise … numaralı çek … şirketinin ticari defterlerinde yer almadığı … şirketinin 14.07.2014 tarihi itibariyle 985,30 TL … şirketine borçlu olduğu ancak ticari defterlerin düzensiz basım işleminden dolayı taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin tam olarak belirlenemediği rapor edilmiştir. Bu durumda … şirketinin ticari defterlerine de usulünce tutulmadığı anlaşılan … şirketinin ticari defterlerine de itibar edilmiş olsa 16.07.2014 tarihi itibariyle davacı … şirketinin davalı … şirketine 930,85 TL borcu olduğu iki tarafın ticari defteri ile de sabittir. … numaralı çekin ipotek tesisinden bir gün sonra davacı … şirketine iade edildiği de dikkate alındığında ipotek tarihi itibariyle … şirketinin alacaklı olduğu sabit olmakla davalı … şirketi eldeki davanın açılmasına sebebiyet vermemiştir. Bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı olduğu üzere sorumlu tutulmaları yerinde olmamıştır. Yine Konya … AHM’nin … esas … karar sayılı görevsizlik kararında takdir edilmememesi gerekirken takdir edilen vekalet ücretininde ayrıca davalıya yükletilmesi de yerinde olmamıştır. Kararın bu nedenlerle kaldırılarak yeniden hüküm tesisine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında 11/11/2021 tarihli kararına yönelik davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca anılan mahkeme kararının kaldırılarak, kaldırılan kararın yerine yeniden hüküm tesisine;
1-Davacı … Şti.’ nin davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı …’ın davası hakkında dava konusuz kalmakla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacılar tarafından yatırılan 2.305,46 TL harçtan alınması gereken (2*59,30 TL=) 118,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.186,86 TL fazla yatırılan harcın istek halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının HMK 333.maddesine göre karar kesinleştiğinde Yazı İşleri Müdürlüğü’nce davacılara iadesine,
B-) İstinaf yargılama giderleri yönünden
1-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf eden taraflara ilk derece mahkemesince iadesine;
2-Davalı tarafından 162,10 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşma açılmadan sonuçlandırıldığından taraflar leh ve aleyhine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına;
4-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 28/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022
“Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.”