Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2019/978 E. 2019/983 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 1. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : … esas … karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İstirdat
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR TARİHİ: …

KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında … tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, Konya ilinde faaliyet gösteren yumurta üretim tesisi bulunan, bu konuda markalaşmış saygın bir firma olduğunu, müvekkil şirketin ürettiği yumurtaların fiyat dengesi ve üretim konusunda ki tecrübeleri doğrultusunda Konya ilinde faaliyet gösteren birkaç tane yumurta üreticisiyle birleşerek ve yumurta konusunda ortak bir pazar oluşturmak amacıyla davalı … Birliği’nde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin, davalı birlik ile tek bağı ortak bir pazar ve fiyat dengesi amaçlamak olmasına rağmen, beklenen amacın hasıl olmaması üzerine müvekkil şirket yetkilisi… tarafından birlikten çıkmak amacıyla istifa dilekçesinin davalı birlik sekreterinin ve muhasebecisinin huzurunda birlik başkanına sunulduğunu ve müvekkili şirketin davalı birlik ile ilgili bir bağının kalmadığını, davalının müvekkili şirket aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü… E sayılı dosyasıyla “…ne 2014 yılı itibariyle borcunuz” sebebine dayanarak icra takibi başlattığını ve dosyanın kesinleştiğini, müvekkili şirketin davalı Birliğe herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen borcun kaynağı gösterilmeden ve açıklama yapılmadan yapılan icra takibi neticesinde müvekkili şirkete bağlı araçlar üzerine haciz konulduğunu, hacizler sonucunda müvekkili şirketin ticari faaliyetleri kısıtlandığı için 20/02/2018 tarihinde icra tehdidi vukuu bulduğundan şerh düşerek ilgili icra dosyasına ödeme yapıldığını, borç ödendikten sonra davalı birlik yöneticilerine borcun kaynağı sorulduğunda üyelik aidatı olduğu söylenmiş ise de müvekkili şirket yönetici… tarafından birlikten çıkmak amacıyla istifa dilekçesi davalı birlik sekreterinin ve muhasebecisinin huzurunda birlik başkanına sunulduğunu ve davalı birlikten istifanın sağlandığını beyan ederek, müvekkili davacı şirketin cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı Konya … İcra Müdürlüğü… E sayılı dosyasına ödemiş olduğu dosya borcunun tamamının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, davanın bu yönüyle usulden reddinin gerektiğini, davacının istifa dilekçesini müvekkili birliğe verdiğinin gerçek dışı olduğunu, icra dosyasına istinaden alacak kaleminin 2014 yılı itibariyle bakiye borç miktarı olarak belirlendiğini, müvekkili birliğe üye olan her yumurta üreticisinin yıllık aidat ve hizmet üretim payı altında müvekkili birliğe ödeme yapmak zorunda olduklarını, yıllık aidat oranları sabit olup, tüm üyelerden aynı oranlarda alınmakta olduğunu, davacının toplamda 4.773,22 TL. borcunun bulunduğunu, davacının icra dairesine yaptığı ödemede herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmediğini, borcu ödeyerek borcunu ikrar etmiş olduğunu beyan ederek, öncelikle davanın usulden reddini, esasa geçilmesi durumunda haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ:
“…Dava her ne kadar mahkememizde açılmış ise de; taraflar arasındaki davanın taraflardan birisi tacir olmasa dahi ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olduğu…” gerekçesi ile Mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “TTK’nın 4. Maddesi ; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanına girer.”gereğince davacı müvekkili şirketin, TTK’nın 16. Maddesi gereğince tacir olduğunu, Md.19 daki karineye göre tacirlerin yaptıkları işlerin, ticari işletmeleri ile ilgili olduğunun varsayıldığını, yani bir tacirin borçlarının ticari olmasının kural olduğunu, bu karinenin istisnasının, gerçek kişi tacirler ile ilgili olduğunu, tüzel kişilerde bu kuralların hiçbir istinasının olmadığını, onların tüm işlemlerinin ticari iş sayıldığını, yani bu davanın, davacı müvekkilinin ticari işletmesini ilgilendiren bir husustan doğan dava olduğunu,Davalı taraf olan … Birliği de yine ticari bir işletme olup yaptığı iş ticari işletmesini ilgilendirmektedir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu ticari davalar için gerekli olan “her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma” şartının gerçekleştiğini belirterek yerel mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafın davalı birlik üyeliğinde istifası nedeniyle ödenen aidat borcunun istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararı davacı taraf istinaf etmiştir.
Uyuşmazlık davalı …’nin tacir sayılıp sayılmayacağı hususunda toplanmaktadır.
Davalı taraf, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’na göre oluşmuş tüzel kişiliğe haiz kuruluşlardır.
5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’nun 1.maddesinde ; “Bu Kanunun amacı; üretimi talebe göre plânlamak, ürün kalitesini iyileştirmek, kendi mülkiyetine almamak kaydıyla pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk etmek ve ürünlerin ulusal ve uluslararası ölçekte pazarlama gücünü artırıcı tedbirler almak üzere tarım üreticilerinin, ürün veya ürün grubu bazında bir araya gelerek, tüzel kişiliği haiz tarımsal üretici birlikleri kurmalarını sağlamaktır.” denilmek suretiyle bu Kanunun kapsam ve amacı belirtilmiştir.
Birliklerin oluşumu ise aynı yasanın 4.maddesinde belirtilmiştir.
4.maddesinde; “Birlikler; ürün veya ürün grubu bazında faaliyet gösteren ve tüzüklerinde belirlenen miktardaki tarımsal üretimi bu kuruluşlar aracılığıyla pazarlamayı taahhüt eden, en az onaltı tarım üreticisinin bir araya gelmesiyle, asgarî ilçe düzeyinde kurulur. Birliğin toplam üretim kapasitesinin ürün bazında, Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenecek asgarî düzeyin altında olmaması gerekir.
Aynı ürün veya ürün grubu için ilçe düzeyinde en fazla bir birlik kurulabilir. Birlikler, tarım üreticilerinin geniş katılımını sağlayacak tedbirler alır.
Birlik, üyelerin imzaladıkları tüzük ile Bakanlığa müracaatları sonucunda tüzel kişilik kazanır.
Birlik tüzüğünün; gerçek kişiler tarafından bizzat, tüzel kişiler tarafından yetkili temsilcilerince imzalanmış olması şarttır. Birlik tüzüğü ve ekleri, Bakanlıkça otuz gün içinde incelenir.
Birlik tüzüğünü imzalayarak kurucu üye sıfatını kazanan üreticiler, kendi aralarından beş kişilik geçici yönetim kurulunu seçerler. Geçici yönetim kurulu, ilk genel kurula kadar birliği temsil eder.
Birlik tüzüğünde mevzuata aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde, bunların giderilmesi, geçici yönetim kurulundan yazı ile istenir. Bu yazının tebliğinden itibaren otuz gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanmaz veya mevzuata aykırılık giderilmez ise Bakanlıkça birliğin tescili yapılmayarak, kurucu üyelere bildirilir ve genel hükümlere göre işlem yapılır. ” denilmek suretiyle birliklerin kuruluşu ve hukuki statüsü belirlenmiştir.
5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’nun 20.maddesinde ise; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümler ile 6.10.1983 tarihli ve 2908 sayılı Dernekler Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmü ile birlikler hakkında bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Dernekler Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
TTK’nun 16.maddesinde; ” (1)Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal hükümler değerlendirildiğinde, Yumurta Üreticileri Birliğinin üreticiler arasındaki dayanışmayı ve gönüllülük esasına dayalı işbirliğini esas alan kazanç amacı taşımayan ve kar amacı gütmeyen hatta ilgili kanunda hüküm bulunmayan hallerde Dernekler Kanunu’nun uygulanacağı bir tüzel kişilik şeklinde örgütlendiği, nitelik itibariyle derneklere benzer yapıda olduğu, kamu tüzel kişisi niteliğinde de sayılmayacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Davalı birliğin amacının ticari bir teşekkül kurmak olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı birliğin mesleki destek amacıyla kurulmuş olduğu, ticari nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
Birliğin ticari teşekkül olmaması karşısında, davanın TTK’nun 4.maddesinde düzenlenen ticari nitelikte bir dava olmayıp, davalı hakkında açılan iş bu davanın HMK kapsamında genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerince görülmesi gereken bir dava olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KONYA… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında … tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı tarafın istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı tarafından istinaf karar harcı peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3.İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4.İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5.Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere … tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

¸

Üye

¸

Üye

¸

Katip

¸

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : …