Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2019/216 E. 2019/214 K. 22.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 1. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil-Bedel-Ecrimisil
DAVA TARİHİ :14/10/2016
KARAR TARİHİ :…
İSTİNAF KARAR TARİHİ :…

KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. … K. sayılı dosyasında … tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında … tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, Konya, Meram, … Parsel sayılı taşınmazdaki … nolu bağımsız bölümün davalıya satışının vaadedildiğini, taşınmazın fiilen davalıya teslim edilmesine rağmen, davalının sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle, davacı tarafından sözleşmenin Konya 4. Noterliği’nin … gün ve … Yevmiye nolu ihtarname ile fesh edildiğini, bunun üzerine davalının Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığını, Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, davalının kısmen kazandığı bu dava sonunda tarafların bir araya gelerek … tarihinde protokol imzaladıklarını, protokol tanzim edilmeden önce davacı şirket yetkilisi hakkında … tarihinde kamuoyunda … operasyonu olarak bilinen ve … mensubu emniyet ve adalet mensuplarınca yapılan operasyon nedeniyle, davacı şirket yetkilisinin mağdur edildiğini, davacı şirketin bu şartlar altında … tarihli protokolü imzalamak zorunda kaldığını, davacının protokol yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak, protokolün davacı şirket aleyhine orantısız ve çok ağır maddeler içerdiğini beyan ederek, … tarihli protokole istinaden davalıya devredilen Konya, Meram, … Parsel sayılı taşınmazdaki … nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, yine protokole istinaden davacı tarafından ödenmiş olan … TL.’nin … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, ayrıca bu bağımsız bölümün davalıya haksız olarak devredildiği tarihten dava tarihine kadar olan son 5 yıllık dönem için aylık … TL.’den toplam … TL. ecrimisilin, her ayın bitiminden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu protokolün, davalı tarafın isteği ile değil, her iki tarafın ortak tanıdıklarının isteğiyle ve her iki şirketin uzlaştırılması amacıyla hazırlandığını, edimler arasında fahiş fark olmadığını, davacı tarafın zor durumundan istifade edilmediğini, protokol tanzim tarihi itibariyle davacı şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ:Davacı taraf … tarihli protokolün, tarafların edimleri arasında aşırı bir fark bulunması nedeniyle ahlaka aykırı olduğunu, davalının davacının zor durumda bulunmasından yararlanması sonucu bu protokolün hazırlandığını veya davalı tarafın hileli davranışlarda bulunduğunu ya da edimler arasında aşırı fark bulunduğunu ispat edemediğinden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve esas yönünden uygun olmadığı, usul yönünden bilirkişi raporunda belirlenen gayrimenkul değerlerinin gerçek değerlerinin yansıtmadığı gerekçesi ile ek bilirkişi raporu talep edildiği ve sadece … nolu daireye ecrimisil çıkartılmasının uygun olmadığı, … nolu daireye de ecrimisil hesabının çıkartılması gerektiği, dava dışı 3. Şahıs olan …’e ne kadar ödeme yapıldığının belirli olmadığı, bunun defter incelemesi ile ortaya çıkarılmasının talep edilmesine rağmen mahkemenin talebi reddettiği, bilirkişi kurul raporunun son derece soyut olduğu, denetime elverişsiz olduğu, esas bakımından mahkemenin gerekçeli kararında önce edimler arasında fahiş fark bulunması karşısında hak düşürücü süreye tabi olmaması kararı ile edimler arasında fahiş fark bulunmaması gerekçesinin çeliştiği, bu çelişkinin giderilmesi gerektiği, protokol hükümlerinin doğru yorumlanmadığı, … tarihli protokol edimler arasındaki açık oransızlık, davalının kurmuş olduğu baskı ve davacı şirketin geçirdiği sıkıntılı süreç göz önüne alındığında TBK. 27 ve devamı maddeleri gereğince de açıkça hukuka ve ahlaka aykırı bir sözleşme olup kesin hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, davacıdan tahsil edilen … TL tutarındaki miktarın sözleşme geçerli kabul edilse dahi uyarlanarak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iadesi gerektiği, mahkemece sebepsiz zenginleşmeye yönelik talebin hiç dikkate alınmadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tapu iptali ve tescil, bedel ve ecrimisil istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. Maddesine göre, mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması dava şartıdır. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı ise ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi
ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davadaki isteğin taraflar arasındaki protokolün tarafların edimleri arasında aşırı bir fark bulunması nedeniyle ahlaka aykırı olduğunu, davalının davacının zor durumda bulunmasına dayandığı belirtilerek tapu iptali ve tescil, bedel ve ecrimisil talebi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar tacir olsalar dahi, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin bulunmadığı, esasen dava dilekçesinde de bu yönde bir iddiaya yer verilmediği, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır( aynı yönde Yargıtay 1. H.D. 2018/2531 E. 2018/11280 K. ve 2014/15684 E. 2014/15712 K. Sayılı kararları)
Bu nedenle somut olayda talebin değerlendirilmesi görevinin Asliye Hukuk mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3 bendi uyarınca, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kabul edilerek kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. … K. sayılı dosyasında 30/01/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre istinaf eden davacının esasa ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
5-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşma açılmadan sonuçlandırıldığından taraflar leh ve aleyhine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
7-Kararın HMK’nun 27.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair,dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/03/2019
Başkan

¸

Üye

¸

Üye

¸

Katip

¸

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …