Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/72 E. 2023/651 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya . İcra Dairesinde takip başlatıldığını, takibe konu kredi borcunun dava dışı … tarafından … Bankası … şubesinden 400.000,00TL bedelle çekildiğini, bu kredi sözleşmesine dava dışı … ve müvekkili …’ın kefil olduğunu, kredi sözleşmesinde davacı …’ın eşi …’ın da el imzası göründüğünü, bu konuda …’ın kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmaması sebebiyle … CBS’de şikayette bulunduğunu ve yapılan soruşturmada söz konusu imzaların …’a ait olmadığının tespit edildiğini bu sebeplerle müvekkili …’ın iş bu davaya ve icra takibine konu kredi sözleşmesinden dolayı T.C. … Bankası’na borcunun bulunmadığının tespitine ve davalının haksız ve kötü niyetli takip yapılmış olması sebebiyle icraya konu miktar olan 147.196,68TL nin % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde kredi sözleşmesinde … adına atılan imzanın eşi …’a ait olmadığı, eşinin rızasının bulunmaması sebebiyle kefalet sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunu, imzanın …’a ait olmadığının kabul edilmesi halinde dahi davaya konu kredi sözleşmesinin niteliği gereği eşin rızasının aranma zorunluluğunun bulunmadığını, dava dışı …’ın müvekkili bankadan almış olduğu “tarım destek kredisi”, 5570 Sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında olduğunu, kefilin de sözleşmede “tarım destek” kredisi yazarak kefil olduğunu, davacının davaya konu kredi sözleşmesinde “Müteselsil Kefil/Kefiller” bölümünde bulunan imzanın …’ın el ürünü olmadığını, imzanın kendisine ait olmaması sebebi ile … tarafından yapılan şikayet sonucu … Cumhuriyet Başsavcılığı … S. Sayılı dosyasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan başlatılan dosyada alınan uzmanlık raporuna göre söz konusu imzaların …’ a ait olmadığının tespit edildiğinin bildirildiğini, … CBS tarafından alınan uzmanlık raporunun bu dava açısından bağlayıcı olmadığını, savcılık dosyasında alınan raporun hatalı olduğunu, rapor incelendiğinde 11.08.2016 tarihli sözleşme ile kıyaslanan imzaların bu tarihten oldukça sonra atılan imzalar olduğunu, bu süre zarfında imzanın istemli olarak değiştirilebilme imkanı veya istemli olarak değiştirilmese dahi sözleşeme tarihinde atılan imza ile kıyaslanan imzalar arasındaki sürenin fazla olması sebebiyle çeşitli fiziksel ve ruhsal farklılık ve etkenler dolayısıyla kişinin imzasının değişebilme olasılığı bulunduğunu, bu nedenle yeniden imza incelemesi yapılması gerektiğini, bu sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/06/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edilmiştir.
(II) DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Dava Genel Kredi Sözleşmesine bağlı alacağın tahsili için girişilen icra takibine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmünü içerir.
Yine Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü içerir.
Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda da belirlenmiştir.
Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin Genel Kredi Sözleşmesi olması ve bankacılık işlemlerinden kaynaklanması sebebiyle değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle mahkememizin görevli olduğu takdir ve kanaatine varılarak görevsizlik hükmü kurulmuştur.
Mahkememizce 23/10/2023 tarihinde düzenlettirilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçlu …’a kullandırılan, dava konusu, … no.lu 34.200,00 TL 2017 Sübvansiyonlu Yaygın Hayvansal Üretim İşletme Kredisi, … no.lu 54.000,00 TL 2018 Sübvansiyonlu Sütçü Etçi Sığır Yetiştiriciliği Kredisi, … no.lu 65.000,00 TL Hayvansal Üretim Yatırım Kredisi şeklindeki kredilerin tamamının Faiz Destekli Tarımsal Kredi olduğu tespit edildiğinden bu haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda belirtilen mutlak ticari davalar kapsamına girmediği gibi eldeki davanın nispi ticari dava kapsamında da kalmadığı açıktır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu kredilerin Faiz Destekli Tarımsal Kredi olduğu, bu husus TTK kapsamında düzenlenmediğinden, bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan ve taraflar arasındaki davanın ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği yönünde karşı görevsizlik kararına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği hakkındaki kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde ve talep halinde Mahkememiz ile Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı doğduğundan, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için 6100 sayılı HMK 21/c madde ve bendi uyarınca merci tayini yönüyle dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, taraflar süresinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderme talebinde bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/11/2023

Katip Hakim