Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/57 E. 2023/104 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …Esas –
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (YETKİSİZLİK)

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesinin 24/01/2023 tarih …Esas …Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin …Esas …Karar sayılı kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması için mahkememize gönderilmekle ve dava dosyası mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle;
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 29.09.2013 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Kemerburgaz Yolu Göktürk istikametini seyredip … girişine geldiğinde U dönüşü yapmak için yavaşlayıp sola dönmeye başladığında (nizamiyeden kara görüntülerinin izlenmesi üzerine) aracının arka sol kısmına aynı istikametten gelen … idaresindeki … plakalı motosikletinin ön kısmı ile çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğiri, Bu kazanın oluşumunda …’ın tam kusurlu olduğunu, Müvekkil …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda kusuru olmadığını, … plakalı araç Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mafi Sorumluluk Sigorta Poliçesini tanzim eden davalı … Sigorta A.S’dir. Poliçe No’su … olduğunu, Kazanın meydana gelmesine neden olan … Sigorta’nın “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’ ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın maliki ve sürücüsü …’ın olduğunu, Davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğü Konya’da bulunduğundan davamızı Konya’da ikame ettiklerini, dava konusu kaza ile ilgili İstanbul . Asliye Ceza Mahkemesinin …E sayılı dosyası ile açılan davanın derdest olduğunu, … plakalı araç sürücüsü kusurlu olduğundan yasalar gereği işleten ve sürücünün kusuruna müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalı sigorta şirketinin müvekkil …’ın geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tamamından sorumluluğunun bulunduğunu, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliğinden alınan 09.05.2018 tarihli Adli Tıp Raporuna göre müvekkil …’ın kalıcı sakatlık oranı %13,2 (Sürekli İş Göremezlik), geçici iş göremezlik süresi 9 ay olduğuna dair raporun tanzim edildiğini, Davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış, şirketin 69.708 TL ödeme yaptığını, Bu ödeme yetersiz olduğundan davalı şirkete ikinci kez (25.10.2018 ) başvurulmuş başvuru yapıldığını, olumlu bir yanıt alınamadığından (şirketin olumsuz yanıtı dilekçemiz ekindedir.)işbu davayı açmanın gerektiğini, Başvuran sigorta şirketinize dava açmış ancak dava düştüğünden açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup ekte karar ve kesinleşme şerhi mevcut olduğunu, Müvekkil kazadan önce …Motor adlı firmada çalışmakta olduğunu, Alanında Türkiye’de , hatta dünyada sayılı ustalardan biri olduğunu, Sadece Lamborgini, porche, gibi iüks araçların ustalığını yapmakta ve bu araçlar yurtdışına , saygın kişilere , devlet adamlarına gönderilmekte olduğunu, Müvekkilin kazadan önce gelirinin yüksek olduğunu, Aldığı eğitimler ile ilgili belgelerin mevcut olduğunu, Ancak kazadan sonra unutkanlığın oluştuğunu, elini kullanamaz hale geldiğini, Dosyaya sunduğumuz SGK kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilin aylık gelirinin yüksek olduğunu, Müvekkilin meydana gelen kazadan hemen sonra Eyüp Hastanesine kaldırıldığını, tedavileri Ok meydanı SGK hastanesi, Bahçelievler Gelişim Hastanesi, Bağcılar Devlet Hastanesi, Cerrahpaşa beyin bölümünde devam ettiğini, Müvekkilin dava konusu kaza nedeni ile tüm vücut daimi fonksiyon kaybının mevcut olduğunu, Kalıcı maluliyeti olduğunu, Psikolojik tedavi gördüğünü, Sakatlığı nedeni ile müvekkil bakıcı hizmeti aldığını, faturalandıramadığı, S.G.K. tarafından ödenmeyen zorunlu tedavi giderlerinin olduğunu, Ayrıca yukarıda bahsedilen hastanelerde tedavisi ile ilgili özel harcamalar yapmak zorunda kaldığını, Müvekkil için 1.000 TL, daimi tüm vücut fonksiyon kaybı nedeni ile müstakbel gelir kaybı- geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının ve bakıcı ve belgelendirilemeyen,S.G.K. tarafından ödenmeyen zorunlu tedavi giderlerinin ,dosyaya celbedilen fatura bedellerinin olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline , 200,000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesi talep ettiğini, Taleplerinin B.A.D. olarak değerlendirilmesini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekilinin cevap dilekçesi özetle; yetki yönünden müvekkilimin adresi … mah. … sok. no:… kağıthane-istanbul olup davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, bu yönden yetki itirazında bulunduğunu, Davacı daha önce İstanbul .Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. …K. Sayılı dosyası ile dava aynı davayı açtığını,dava HMK 150 (açılmamış sayılmasına) karar verildiğini ve kesinleştiğini, Bu davanın reddinin gerektiğini, Ayrıca zamanaşımına uğradığını, Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesine davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, Müvekkilinin Göktürk yolunda ilerlerken davacının yarış motorsikleti ile aşırı hız yapmasından kaynaklandığını, Kaza sonrası müvekkilinin aracının PERT olduğunu, Müvekkilinin uzun süre tedavi gördüğünü, Davacının hastanede müvekkilime bütün masraflarını karşılayacağını,hız merakının kurbanı olduğunu söylediğini, Müvekkilinin asli kusurlu olduğu yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, Yukarıda da belirttikleri gibi davaya konu kazanın asıl sebebinin DAVACININ AŞIRI HIZLI olması olduğunu, Kazanın davacının trafik kurallarını hiçe saymasından kaynaklandığını, Davacı tarafından talep edilen manevi tazminat oranı fahiş olduğunu, Müvekkilinin emekli olup,başkaca herhangi bir geliri olmadığını, Araçta kazadan sonra PERT olduğunu, Somut olay sigortalımız … plakalı araç …’ ın sevk ve idaresindeyken … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu meydana geldiğini, … plakalı motorsiklet sürücüsü … kaza sonucu yaralandığını, Kazanın meydana gelişine bakıldığında davacı yan herhangi bir aracı geçme niyeti ve bir yere dönmemesine rağmen sol şeriti adeta işgal etmiş vaziyette seyir halinde olduğunu, Hız limitlerinin üzerinde ve sol şeritte yoluna devam eden davacı yan trafik güvenliği ile birlikte kendi can güvenliğini de tehlikeye soktuğunu, Önündeki araç ile takip mesafesi bırakmayıp yoluna devam ettiğinden fren tedbiri dahi sigortalımız araç sürücüsüne çarpmasına engel olamadığını, Halböyleyken sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, Bu noktada Sayın Mahkemenizde görülmekte olan davada dava konusu kazada müvekkil şirkete sigortalı aracın kusur oranının tespiti için dosyanın varsa savcılık/ceza dosyası evraklarının da temini ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınması gerektiğini, Davacı yan kask ve koruyucu kıyafet giymeden motosiklet kullandığı için meydana gelen zararda müterafik kusurlu olduğunu, yaralanmanın meydana geldiği vücut bölgesine dikkat edildiğinde davacı tarafın kaza anında koruyucu kıyafet giymediğinin anlaşıldığını, zira koruyucu kıyafetler muhtelif eklem yerlerinde bulunduğundan eğer kask ve koruyucu kıyafet ekipmanları kullanılmış olsaydı söz konusu kaza sonrası maluliyete mahal olmayacak ya da çok daha küçük bir sıyrıkla davaya konu kaza atlatılacağını, taraflarınca 6100 sayılı HMK md. 190/2 uyarınca karineye dayanılmış ve maluliyet raporunda davacının yaralandığı bölgeler yani maddi vakıalar açıkça ortaya konduğunu, bu nedenle ispat yükü ters çevrilmiş olup eğer davacı yan kaza esnasında kask ve koruyucu kıyafet tedbirini aldığını iddia ediyorsa bunu ispatla mükellef hale geldiğini, eğer davacı taraf kazanında en azından koruyucu kıyafet giyiyor olsa idi belki de birkaç kırıkla kazayı atlatabileceğini, ancak davacı taraf hiçbir koruyucu güvenlik önlemini almayarak trafikte seyrettiği için asli ve tam kusurlu olup, davacıya konu kazanın meydana gelmesinde ve yaralanmasının derecesini kendi kusuruyla artmasında ağır kusurlu olduğu için Türk Borçlar Kanunu madde 52’de “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” Şeklindeki hükümden anlaşıldığı üzere davacı lehine hesaplanacak tazminat miktarından indirim yapılması gerektiğini, davacı gibi, kendi can ve mal güvenliğini tehlikeye atarak bazı sonuçların meydana gelmesine sebep olan kişilerin kusuru tayin edilirken, karşı tarafa da bu gibi durumlarda kusur izafe edilmesi ve bu kusur oranının olması gerekenden daha fazla olması, temel sorumluluk hukuku ilkelerine aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta vekilinin cevap dilekçesi özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç, müvekkil şirkete, 26.04.2013-26.04.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, Teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, Bilindiği üzere kaza sonucu yaralanma söz konusu olduğu takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında geçici/kalıcı maluliyet tazminatı ödeyebileceğini, Sonuç olarak, maddi tazminat için geçerli olan teminat her halükârda verilecek bir teminat olmayıp yukarıda belirtilen incelemeler sonucunda ortaya çıkacak ve verilecek bir tazminat olduğunu, Bu poliçeden dolayı Şirketlerine müracaat edilerek ihbarda bulunulmuş ve Şirketlerinin tarafından …numaralı hasar dosyası açıldığını, Bilindiği üzere kaza sonucu üçüncü kişinin yaralanması ve/veya malul kalması söz konusu olduğu takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında yaralanan/malul kalanlara veya vekiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, ancak tazminatın ödenebilmesi için davacıların maluliyet oranı, çalışabilecek durumda olup olmadığı, bir maluliyet söz konusu ise bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, meydana gelen zarara ilişkin tazminatın ödenebilmesi için de; zarar görenlerin bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, bu çerçevede aktüer hesabı yapıldığını ve 69.708,11 TL bedelin davacıya ödendiğini, davacı yan ile anlaşmaya varıldığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme de davacı yan tarafından hiçbir çekince ileri sürülmeksizin kabul edildiğini, Huzurdaki davaya konu kaza nedeni ile davacı yana yapılan ödemeye rağmen davacı yanın, tekrar aynı trafik kazası nedenine dayanarak iş bu davayı açmakta iyi niyetli olmadığı, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME amacına yönelik olduğu açıkça orta olduğunu, bu nedenle davacının “maluliyet tazminatı”na ilişkin talebinin reddinin gerektiğini, … numaralı poliçeden doğan sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, şirketleri tarafından 05.10.2018 tarihinde 69.708,11 TL ödendiğinden bakiye sorumluluğumuz 180.291,89 TL’dir. teminat limitini bildirmeleri davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda Şirketlerinin sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı taktirde sorumluluk limitlerinin esas alınması gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı kask takmayıp, koruyucu kıyafet giymeden yolculuk yaptığından dolayı hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının kaza tarihinde herhangi bir işte çalışmadığını, bu sebeple de tazminat hesabında asgari ücretin baz alındığını, mahkememiz aksi kanaatte ise tazminat hesabına esas alınacak ücret sunulan delillerden ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden tereddüde sebebiyet vermeyecek derecede açık ve net olarak tespit edilmiş olması gerektiğini, aksi halde ise; asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, davacı 20.12.2013 tarihli ifadesinde hastaneye gitmek istemediğini ifade ettiğini, daha sonra gitmiş olduğu hastanede tedavisi yapılıp şu an durumunun iyi olduğunu herhangi bir maluliyeti olmadığını ifade ettiğini, kalıcı maluliyeti bulunmayan bir kişinin geçici zararının olması hayatın olağan akışına ters olduğunu, geçici iş göremezliği bulunmadığından ötürü tazminat talebi hukuka aykırı olduğunu, Bir an geçici iş göremezliği olduğu kabul edilse dahi anılan hükümler dolayısıyla; geçici işgöremezlik tazminatı açısından SGK sorumlu olup müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sona erdiğini, davacının geçici iş göremezlik talebinin reddinin gerektiğini, “kalıcı iş göremezlik” için yapılacak tazminat hesabının “aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile yaptırılması gerektiğini, söz konusu olayın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğu, müvekkil şirketin de yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiği göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ise ancak yasal faizin talep edilebileceği izahtan vareste olup Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğunu, bu nedenle kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, davacı lehine faize hükmedilmesi durumunda da davacı yan ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, bu nedenle müvekkil şirket aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesinin 24/01/2023 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin …Esas …Karar sayılı kararı kaldırılarak davalının ikametgahı olan … Mah. … Sok. No:… Kağıthane-İSTANBUL adresine göre İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi yerine davanın esasına girilerek karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davalı … vekilinin istinafının kabulü ile kararın kaldırılarak mahkememize gönderilmekle dava dosyası mahkememizin 2023/57 Esas sırasına kaydedilmiştir.
HMK nun ilk itirazlar-ileri sürülmesi ve incelenmesi başlıklı 117. maddesi; “(1)İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. (2)İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. (3)İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” hükmünü amirdir.
Yine HMK 19 . Maddesi “1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. hükmünü amirdir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile YETKİSİZLİK Kararı verilmesi yerine davanın esasına girilerek karar verilmesi isibetli bulunmadığından KESİN olmak üzere karar verildiğinden, mahkememize yeniden duruşma günü açılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme ile; Mahkememiz yetkisiz olup davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakmakta yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle davacının davasının yetki yönünden usulden reddi ile mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının yetkisizlik nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde ise başvurunun reddi kararının kendisine tebliğinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına yönelik karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece bir karara bağlanmasına,
Dair ; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/03/2023

Katip Hakim