Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/433 E. 2023/580 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit ve Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 16/02/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine KONYA Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 21/06/2023 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile özetle “….yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda her bir davacı yönünden ayrı ayrı başvuru harcı ve kendileri ile ilgili dava değeri üzerinden ayrı ayrı peşin harç alınması gerekirken anılan husus nazara alınmasızın harç eksikliği tamamlatılmadan işin esasının incelenmesi yerinde olmadığından harç hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden kamu düzenine aykırılık nedeniyle davacıların istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkememize gönderilmesine” kesin olarak karar verilmesi üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiş, kaldırma tensip tutanağı ile davacılar vekiline Konya BAM . Hukuk Dairesinin kaldırma kararı doğrultusunda belirtilen eksik harçların ikmali için kesine süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde eksik harçlar ikmal edildiğinden ve Konya BAM . Hukuk Dairesince kaldırma kararında önceki günlü kararımızın esası yönünde bir değerlendirme yapılmadığından ilk kararımızda belirtilen gerekçelerle aynı hükmün yeniden kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkilleri aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile senetlere istinaden icra takipleri başlatıldığını, davalı …’ in müvekkili …’ in kardeşi diğer müvekkillerinin ise öz amcası olduğunu, bonoların bedel kısımlarının yazılı olup diğer kısımlarının boş olduğunu gösterir fotoğraflarının dilekçeleri ekinde sunduklarını, senetlere istinaden müvekkillerinin … Oteli işletme devir sözleşmesi ile birlikte devrettiklerini, davalıdan ilgili senetlerin iadesi istenildiğinde senetleri kaybettiğini bildirdiğini, müvekkillerinin davalı ile akraba ilişkileri bulunması nedeniyle davalıya bu konuda güvendiklerini, davalının hem işletmeyi devir alıp hem de icra takip konusu senetleri tahsil yoluna koyarak haksız olarak çifte kazanç sağlamayı hedeflediğini, icra konusu senetlerin işletme devri ile karşılıksız kaldığından bahisle dava konusu bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, icra takiplerinin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde işletme devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile taraflarına sözleşme aslının tesliminin sağlanmasına, dava tarihindeki otel işletme bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50.000,00 TL nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 17/11/2021 tarihli esasa ilişkin beyan ve ıslah dilekçesiyle özetle; davaya konu senetlerin teminat senedi olduğunu, davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde davaya konu senetlerin dayanağı “davacı …’in … borcunun davalı tarafından ödenmesi ” olarak açıklandığını, davalı tarafın alacağını dayandırdığı vakıaların aksini ispat eder nitelikte vakıa ve delilleri ileri sürmek için ıslah yoluyla iddia ve savunmalarını genişletme zarureti hasıl olduğunu, davalı tarafın ödediğini iddia ettiği borcun bizzat müvekkili tarafından ödendiğini buna ilişkin dekontlar ve diğer ispat vasıtaları sunduklarını, müvekkilinin …’a olan borcundan dolayı müvekkili aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E ve … E sayılı icra takipleri ikame edildiğini, bu borcun bizzat müvekkili tarafından ödendiğini, buna ilişkin 07/02/2018 tarihli banka dekontları, dosyaların haricen tahsil ile kapatıldığına dair icra dairesi tensip tutanakları, borcun sona erdiğine dair bankadan alınmış ibranameyi sunduklarını, davaya konu senetlerin teminat senedi olduğu ve geçerli bir borç ilişkisine dayalı olmadığını, senedi tadil eden davalı taraf bu beyanları ile bağlı olduğunu ve davalı tarafın alacağını dayandırdığı vakıaların aksini ispat eder nitelikteki delilleri doğrultusunda menfi tespit istemlerinin kabulü yönünde karar verilmesini, davalı tarafa davaya konu senetler tarih kısımları boş olarak teslim eldiğini, davalı taraf, açığa imzayı kötüye kullanarak geçmişe dönük senet düzenlediğini ve işleyecek faiz ile haksız kazancını artırmak istediğini, ıslah talepleri ile iddia ve savunmalarının genişlettiklerini beyan etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; öncelikle menfi tespit davası ile işletme devrine ilişkin alacak davasının tefrik edilerek; tefrik edilen alacak davası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu bonoların davacılar tarafından imzalandığı ve herhangi bir irade sakatlığı bulunmadığı dava dilekçesinde açıkça ikrar edildiğini, dava konusu senetlerin teminat senedi olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu senetlerin davacılardan …’ in Şekarbank’ daki borcunun müvekkili tarafından ödendiği için verildiğini, iş yeri devir sözleşmesinde dava konusu senetlerle ilgili bir ibarenin olmadığından bahisle öncelikle tefrik ve görevsizlik kararı verilmesini, davacının menfi tespit davasının reddine ve takiplerin aynen devamına, kötü niyetli davacılar hakkında %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 02/12/2021 tarihli beyan dilekçesiyle özetle;30/04/2019 tarihli cevap dilekçesinde belirttikleri “kaldı ki bahse konu senetler davacılardan …’in, …’taki borcunun, davalı- müvekkil … tarafından ödendiği için verilmiş olup buna dair tanıklarımız mevcuttur.” kısmını ıslah yoluyla cevap dilekçesinden çıkarttıklarını, dava konusu senetlerin davacının iddia ettiği gibi otel devrine yönelik veya …’a olan borcun ödenmesi karşılığında alınmadığını, bu senetler illetten mücerret olduğunu, bu doğrultuda cevap dilekçesindeki beyanlarını ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
İşbu dava; bonolara dayalı olarak başlatılan icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası ve işletme devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti ve işletmeden elde edilen kazançtan dolayı alacak davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, işletme devir sözleşmesi örneği, ihtarname örneği, şikayet dilekçesi ve Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … ve … Soruşturma dosyaları, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Konya . İcra Dairesinin … , … , … ve … Esas sayılı dosyaları ile Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Karatay Belediye Başkanlığının yazı cevabı, mahkememizce evvelce verilmiş olan gerekçeli karar evrakı ve Konya BAM. Hukuk Dairesinin karar ilamı ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; müşteki … tarafından şüpheliler … ve … hakkında dolandırıcılık iddiasıyla şikayette bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2019 tarih ve … sayılı kararı ile şikayete konu olay ve fiillerin hukuki mahiyette ihtilaf olduğundan bahis ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekiler …, … ve … tarafından şüpheli … hakkında tefecilik suçundan şikayette bulunulduğu, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 11/03/2020 tarih ve … sayılı kararı ile taraflar arasındaki ihtilafın hukuki ihtilaf olduğu ve tefecilik suçuna ilişkin yeterli delil bulunmadığından bahis ile takipsizlik kararı verildiği, bu karara müştekilerin itirazı üzerine Konya . Sulh Ceza Hakimliğinin 09/06/2021 tarihli … D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilerek takipsizlik kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Karatay Belediye Başkanlığından gelen 14/10/2019 tarihli yazı cevabına göre dava konusu olan … Otel’in hali hazırda ruhsatının davacı … adına olduğu ve fiilen çalıştığı anlaşılmıştır.
HMK nun İspat Yükü başlıklı 190. maddesi; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü amirdir.
TMK nun İspat Yükü başlıklı 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
HMK nun Senetle İspat Zorunluluğu başlıklı 200. maddesi; “ (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmünü amirdir.
HMK nun Senede Karşı Tanıkla İspat Yasağı başlıklı 201. maddesi; “(1) Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” hükmünü amirdir.
HMK nun Kapsamı ve Sayısı başlıklı 176. maddesi; “(1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. (2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” hükmünü amirdir.
HMK nun Islahın Etkisi başlıklı 179. maddesi; “(1) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. (2) Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. (3) Şu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır.” hükmünü amirdir.
Davalı vekilince ilk olarak tefrik talebinde bulunularak davacıların otel devir sözleşmesinden kaynaklı alacakları yönünden dosyanın tefrik edilerek bu talepler yönünden görevsizlik kararı verilmesi ve dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi talep edilmiş ise de; bu davada ileri sürülen talepler arasında sıkı bir bağ olması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması ve birlikte yargılama yapılıp hüküm verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından öncelikle tefrik talebinin reddine ve TTK 4. maddesi gereğince TTK’da düzenlenen kıymetli evrak ile ilgili davalarda mahkememiz görevli olduğundan davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davada ispat yükü HMK 190. ve MK 6. maddeleri gereğince davacılar üzerinde olduğundan davacılar vekiline iddiaları doğrultusunda taraflar arasında yapılan işletme devri sözleşmesi gereği Çeşme Otel’inin davalıya teslimine ilişkin yazılı belgelerini ibrazı için kesin süre verilmiş, davacılar vekilince kesin süre içinde herhangi bir teslim belgesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar tanık deliline dayanılmış ise de; davanın niteliği, davalı tarafın açıkça muvafakatı olmaması ve HMK 202/1. maddesi gereğince senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak ve azaltacak hukuki işlemler tanıkla ispat edilemeyeceğinden bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilince cevaba cevap dilekçesinde davaya ve takibe konu senetlerin otel işletmesi nedeniyle teminat amaçlı davalıya verildiği ileri sürüdüğünden; Hukuk Genel Kurulunun emsal içtihatlarına göre bu iddiaların yazılı belge (senet) ile ispatı zorunlu olduğundan davacılar vekiline bu iddiaları doğrultusunda yazılı belgeleri var ise ibrazı için kesin süre verilmiş ve kesin süre içinde dosyaya herhangi bir yazılı belge sunulmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkememizce toplanan deliller ve yapılan değerlendirmeye göre; davacılar vekilince davalı aleyhine açılan bu davada yakın akraba olan davacılar … ve … ve davalı arasında davacılardan … adına ruhsatlı Çeşme Otel’inin devri konusunda anlaşma (yazılı sözleşme) yapılarak otelin davalıya devredilmesine ve davaya konu bonoların da bu işletme devri nedeniyle tüm davacılar tarafından imzalanarak davalıya verilmesine rağmen; davalının hem işletmeyi devralıp, hem de davaya konu senetleri icra takibine koymak suretiyle çifte kazanç sağlamaya çalıştığı ileri sürülerek; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas ve … Esas sayılı takip dosyalarına konu senetlerin ve takiplerin iptallerine, bu talepleri kabul edilmediği takdirde işletme devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşme aslının davalıdan istirdatına, dava tarihindeki işletme devir bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 50.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsili talep edilmiş ve yargılamanın son aşamasında dosyaya sunulan 17/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile savunmaları genişletilerek, davalı tarafın davadaki savunmaları doğrultusunda “davacılardan …’in …’a olan borcunun, davalının iddiasının aksine davacı … tarafından ödendiği” ileri sürülmüş ve bu doğrultuda araştırma yapılması talep edilmiş ise de; davalı tarafça dosyaya ibraz edilen 01/12/2021 tarihli dilekçe ile cevap dilekçesindeki savunmalar ıslah edilerek “dava konusu senetlerin davacının iddia ettiği gibi otel devrine veya …’a olan borcun ödenmesi karşılığında alınmadığı, bu senetlerin illetten mücerret olduğunu” ileri sürüldüğünden davacılar vekilinin banka kayıtlarının araştırılması yönündeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK 176. maddesine göre taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilirler hükmünü düzenlemiştir. Ancak HMK’nun 179/2. maddesi gereğince ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi raporları ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yemin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçerli kılınamaz. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının celbedilen … soruşturma sayılı dosyasında davacı … tarafından verilen 30/09/2019 tarihli şikayet dilekçesinde çevresine olan ticari borçlarının ödenmesi için 400.000,00 TL nakit olarak …’den borç alındığı ve karşılığında suça konu bonoların verildiği ifade edildiği, yine davacı …’in 30/09/2019 tarihli savcılık ifadesinde bu şikayet dilekçesi içeriği tekrar edilerek amcası olan …’den 2018 yılında 400.000,00 TL nakit para aldığını, karşılığında teminat amaçlı olarak boş senetler ve iş yerine ait işletme devir sözleşmesi düzenlendiği, borçlarını ödeyemeyince boş senetler doldurularak hakkında Konya . İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E ve … Esas sayılı icra dosyalarından aleyhine icra takibine geçildiği beyan edildiği, davacı …’in de 02/10/2019 tarihli savcılık ifadesinde; …’in kendisinin amcası olduğu, …’den … ile birlikte nakit borç para aldıkları, karşılığında dilekçe ekinde fotokopi sunulan yazılı senetleri verdikleri, borcun vadesi gelince …’in kendilerinden çok yüksek faiz ile geri ödeme yapması istendiği, bu talep kabul edilmediği, …’e borç alırken otellerinin işletme devrinin de verildiği beyan edildiği anlaşıldığı, her iki davacının yukarıda bahsi geçen beyanlarının mahkeme için ikrar niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle HMK 179/2. maddesi gereğince ikrar niteliğindeki beyanlar ıslah ile geçersiz kılınamayacağından davacılar vekilince verilen ıslah dilekçesindeki talep ve beyanlara itibar edilmemiştir.
Davada davacılar vekilince terditli olarak aynı zamanda taraflar arasındaki işletme devir sözleşmesinin iptali ve şimdilik 50.000,00 TL işletme devrinden kaynaklı alacak talep edilmiş ise de; davacılar vekilince ilk talepleri ispat edilemediğinden ve yapılan araştırma ve toplanan delillerle işletme devrinin fiilen yapıldığı davacılar tarafından ispatlanamadığından taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı asıl … 16/02/2022 tarihli duruşmaya gelerek davacı vekilinin sunduğu yemin metni doğrultusunda yemini eda edeceğini bildirdiğinden mahkememizce davalı tarafa yöneltilen yemin işlemine geçilmiş olup davalı … duruşmadaki imzalı ve yeminli beyanı ile aynen; “Davalıya teklif edilen yeminin konusu ve içeriği açıklandı, yemini iade etmez ya da eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı, yeminin anlam ve önemi ve ayrıca yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususları açıklanarak dikkati çekildi, yeminin ve konunun önemini ve yalan yere yeminin doğuracağı sonuçları biliyorum, yemin teklifini kabul ediyorum, yemini eda etmeye hazırım demesi üzerine hâkim dâhil herkes ayağa kaldırıldı, “Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” sorusuna da “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” dedi ve yemini üzerine DAVALIDAN SORULDU; davaya konu senetlerinin otel devir sözleşmesi teminatı olarak alınmadığına, bu senetlerinin davalı …’in …’a olan borcunun ödenmesi için alınmadığına, başka bir borç için tanzim edildiğine, davaya konu edilen Çeşme Otelinin kayıt dışı devir alınıp, kayıt dışı işletmediğime ve kar elde etmediğime, senetlerin keşide ve vade tarihlerinin sonradan doldurulmadığına, bu senetlerin geçmişe yönelik olarak düzenlenmediğine, doldurulmağına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum dedi. Davalının yukarıdaki yeminli beyanları yüksek sesli olarak okundu ve yemininde sebat edip etmediği soruldu: Yüksek sesle tarafıma okunan yeminli beyanlarımı aynen tekrar ederim, yeminli beyanlarıma ekleyecek veya çıkaracak bir husus yoktur, yeminli beyanlarımda ve yeminimde ısrar ve sebat ederim ve bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap verdiğime ve hiçbir şey saklamadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine tekrar yemin ederim dedi” şeklinde beyanda bulunarak yöneltilen yemini eda etmiştir.
Neticeten ispat yükü HMK 190. ve MK 6. maddeleri gereğince kendisinde olan davacı tarafa son olarak yemin hakları hatırlatılmış, davacılar vekilince davalıya yöneltilen yemin, davalı tarafından yukarıda yazıldığı şekilde usulüne uygun olarak eda edildiğinden davacıların davalarının ve davadaki tüm taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacılar vekilince icra takiplerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi mahkememizin 16/04/2019 tarihli ara kararı ile reddedilmiş olduğundan davalı tarafın İİK 72/4. maddesi nazara alınarak şartları bulunmayan tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACILARIN DAVALARININ VE DAVADAKİ TÜM TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE.
2-Şartları bulunmayan davalı tarafın tazminat talebinin de reddine.
Davacı … tarafından yatırılan 853,88 TL peşin harç ve 7.261,00 TL tamamlama harcından (toplam:8.114,88 TL) alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 7.845,03 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Davacı … tarafından yatırılan 7.522,00 TL (7.252,00+270,00) tamamlama harçtan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 7.252,15 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Davacı … tarafından yatırılan 2.071,00 tamamlama harçtan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.801,15 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Davacı … tarafından yatırılan 4.766,00 tamamlama harçtan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.496,15 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince DAVACILARDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına. (Kaldırma kararından önce harç tahsili için müzekkere yazıldığı anlaşıldığından sözü geçen harç tahsil müzekkeresine mükerrer olmamak üzere işlem yapılmasına)
Davacıların yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 72.517,50 TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 41.486,84 TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 41.486,84 TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacılar tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacıların kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 20/11/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin ve davalı …’in yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …