Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/355 E. 2023/644 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
4-
DAVA : Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Konya . Asliye Mahkemesinin 28/02/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkilinin 1977 yılından bu yana vergi mükellefi olduğunu, geçimini gerçekleştirdiği ticaretler ile sağladığını, davacının da ortağı olduğu 21.03.2008 tarihinde … , … , … , … , … ve … ile birlikte … Ticaret A.Ş. kurduklarını, davalı … müvekkilin bilgisi ve rızası dışında, … A.Ş. içerisinde bulunan hisselerinin tamamını … ‘ e 01.07.2015 tarihinde devrettiğini, müvekkilinin davalı şirketin iş ve işlemlere dayanak olarak yapılan şirket genel kurulları toplantılarına davet edilmediği için toplantılarda bulunmadığını, bu nedenle gerçekleştirilen borçlandırmalardan haberdar edilmediğini ve elde edilen getirilerden faydalandırılmadığını, davalıların yaptıkları şirket genel kurullarındaki müvekkiline yapılan tebligatlar ve müvekkili adına atılan imzaların müvekkiline ait olmadığını, bunların davalılar tarafından sahte olarak temin edildiğini, davalılar tarafından hileli satışlar ve eylemler sebebiyle davalı şirketin ve davacının bir borç batağına sürüklendiğini, maddi ve manevi çöküşüne sebep olduklarını, bu nedenlerle 10.11.2015 tarihli genel kurul tutanaklarında yer alan müvekkiline ait olduğu iddia edilen imzaların incelenmesi suretiyle bahse konu taşınmazın davalı … Bankasına muvazaalı bir şekilde devredildiği hususunun aydınlatılmasının gerektiğini, açıklanan nedenlerle İstanbul ili, … ilçesi, … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın davalı … Bankasına devrine ilişkin tasarrufun iptaline, faiz ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALI ZİRAAT BANKASI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; yargılamaya geçilmeden önce harcın tamamlatılmasının gerektiğini, dava dilekçesinde ayrıntıları bildirilen taşınmazın değerinin 300.000.000,00 TL yi geçtiğini, gerçeği yansıtmayan bir bedelle 10.000.000,00 TL ye taşınmazın devredildiğinin belirtildiğini, bu bedeller göz önüne alındığında 100,00 TL ile dava ikame etmenin hak arama hürriyetinin ötesine geçtiğini, Beylikdüzü Tapu Müdürlüğünden gelen cevabi yazıdan anlaşıldığı üzere taşınmazın 10.000.000,00 TL bedelli devredildiğinin sabit olduğunu, bu nedenle 9.999.900,00 TL üzerinden harcın ikmal edilmesi gerektiğini, davacı tarafın muvazaa iddiasına konu işlemleri açık bir şekilde belirtmesi gerektiğini, davacı tarafın iddialarının dinlenebilir bir tarafının bulunmadığını, huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, tüm bunların dışında taşınmazların 23/12/2016 tarihinde devredildiği göz önüne alınarak 5 yıllık zaman aşımı dolmasından dolayı huzurdaki davanın zaman aşımı bakımından reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın imzasının taklit edildiğini iddia ettiği genel kurul kararı aleyhine herhangi bir dava açmadığını, davacı tarafın genel kurulda alınan kararın iptalini huzurdaki dava ile istemesinin mümkün olmadığını, genel kurul kararının iptalinin mümkün olması halinde bile müvekkili banka yönünden sonuç doğurmayacağını, dava konusu taşınmaz müvekkili bankanın alacağını tahsili için devralınmış olduğundan herhangi bir muvazaalı işlemi barındırmadığından bahisle davaya cevaplarının kabulü ile hukuki mesnetten uzak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır.
Davacı vekilince verilen 12.11.2023 tarihli dilekçe ile; davanın muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası olduğu, bu davada bahsi geçen 10.11.2015 tarihli genel kurul kararının iptali talep edilmediği, zira bu konuda Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla açılan davada mahkemenin … Karar sayılı ilamı ile ilgili genel kurul kararının zaten iptaline karar verilmiş olduğu beyan edilerek davadaki taleplerinin somutlaştırıldığı anlaşılmıştır.
{}HUKUKİ DELİLLER{}
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, dosyadaki diğer dilekçe ve belgeler, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı, Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma dosyasının örneği, ticaret sicil müdürlükleri ve esnaf ve sanatkarlar odalarından gelen cevabi yazı ve ekleri, Beylikdüzü Tapu Müdürlüğünden gelen cevabi yazı ve ekleri, Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosya örneği ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İşbu davada öncelikle Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde olup olmadığı ve mahkememizin görevli olup olmadığının üzerinde durulması gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan araştırma ve Manisa Ticaret Sicil Müdürlüğünden ve Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığından gelen yazı cevaplarına göre davacının münferit olarak tacir ve esnaf kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
İcra İflas Kanununun iptal davası ve davacılar başlıklı 277. Maddesi; “İptal davasından maksat 278, 279 ve 280 inci maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar açabilirler:1-Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklı, 2-İflas idaresi yahut 245 inci maddede ve 255 inci maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hallerde alacaklıların kendileri” hükmünü amirdir.
HMK nun görev-görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesi; “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmünü amirdir.
HMK nun görev-asliye hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 2. maddesi; “(1)Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2)Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükmünü amirdir.
HMK nun yargı yeri belirlenmesini gerektiren sebepler başlıklı 21. maddesi; “(1)Aşağıdaki hâllerde, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulur: a)Davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin davaya bakmasına herhangi bir engel çıkarsa. b)İki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesi konusunda bir tereddüt ortaya çıkarsa. c)İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse. ç)Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.” hükmünü amirdir.
HMK nun inceleme yeri başlıklı 22. maddesi; “(1)Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur. (2)İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmünü amirdir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
Bir davaya asliye ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olabilmesi için görülecek dava veya işin; 1-Ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davası olması, 2-Ya da TTK nda düzenlenen bir konudan doğan hukuk davası olması, 3-Veyahut TTK 4/1. maddenin (b), (c), (d), (e), (f) bentlerinde sayılan konulardan doğan hukuk davası olması, 4-Yahut da diğer özel kanunlardan doğan hukuk davası olması gerekmektedir.
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarına asliye ticaret mahkemeleri bakar.
Eldeki dava TTK nda düzenlenmiş bir dava ve iş de değildir.
Eldeki dava özel kanunlarda sayılan asliye ticaret mahkemelerinin bakacağı dava ve işlerden de değildir. Bilakis eldeki dava İİK nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ile ilgili bir davadır.
Aynı yerdeki farklı mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, mahkemelerce görev hususu resen nazara alınır. HMK nun 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olması hususu dava şartlarındandır. HMK nun 115. maddesi gereğince de mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.
Dava konusu husus İİK nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ile ilgilidir. Dava nitelik itibariyle muvazaa veya haksız fiil içermektedir. Yapılan araştırmada davacının tacir olmadığı tespit edilmiştir. Mahkememiz tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğan davalara baktığından işbu davaya bakmaya mahkememiz görevsiz olup, davaya bakmaya asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle HMK nun 114/1-c maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ve daha önceden görevsizlik kararı veren ve görevsizlik kararı yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşen Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ve adı geçen mahkeme ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
{HÜKÜM:} Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ GÖREVSİZLİK NEDENİYLE HMK 114/1-c maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi ile KONYA . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA.
Mahkememiz ile Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından mahkeme hükmümüzün istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyamızın resen HMK 21. maddesi gereğince KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının görevli mahkeme dosyasına aktarılmasına.
İşbu gerekçeli kararın 08/12/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar davacı vekili ve davalı Ziraat Bankası vekilinin yüzüne karşı mazereti kabul edilen davalı Akbel AŞ vekilinin ve davalılar … ve … yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2023

Başkan Üye Üye Katip