Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … , mülkiyeti davalı şirkete ait olan ve Konya İli, … İlçesi … Mahallesi … Sokak No: 3/N adresinde bulunan iş yerinde 01.06.2022 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince kiracı olarak bulunduğunu, kira sözleşmesi kapsamında 1 yıllık kira bedeli 165.000,00.TL+ KDV şeklinde anlaşılmış olup sözleşme gereği müvekkil tarafından yapı kredi bankası aracılığıyla 26.07.2022 tarihli … işlem Ref. No lu dekont ile 194.700,00TL davalı tarafa ödeme yapıldığını, müvekkil davaya konu iş yeri için sözleşme imzalayıp toplu kira bedelini gönderdikten sonra iş yerinin halen eski kiracıları olarak bilinen kişiler tarafından fiilen kullanıldığını gördüğünü, eski kiracıları olarak bilinen kişiler müvekkil ile iletişime geçerek kendilerine ait olan bazı malzemeleri koyacak yer bulamadıklarını bu sebeple eşyaların koyacak yer bulana kadar müvekkilin kiraladığı iş yerinde durması için müvekkilden süre istediklerini, iyi niyetli olarak müvekkil kendilerine süre vermiştir. Lakin eski kiracılar sözleşme tarihinden itibaren iş yerinde kalan malzemelerini bahane ederek müvekkilin iş yerine sürekli geldiklerini, bu durum müvekkili rahatsız etmeye başladığını, müvekkil kiraladığı iş yerin de hiç bir şekilde iş yapamaz hale geldiğini, müvekkil geçimini bu iş yerinde yapacağı ticaretle sürdürdürmek çabası içerisindeyken kendi yerini rahat kullanamadığı için herhangi bir gelir, kazanç elde edemediğini, son olarak müvekkilin haberi olmadan dijital kilit sistemini değiştirerek müvekkilin kiraladığı yere girmesini engellediklerini, bunun üzerine müvekkil 15.03.2023 tarihinde polis merkezine giderek taraflardan şikayetçi olduğunu, eski kiracının müvekkile kiralanan iş yerini halen tahliye etmemiş olması ve müvekkilin bu durumdan dolayı iş yapamaz hale gelmiş olması sebebiyle, söz konusu durum 27.03.2023 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile derhal davalıya bildirilmiş olup 27.03.2023 Tarihinde ihatarname davalı tarafa tebliğ edildiğini, müvekkil sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi sebebiyle uğradığı zararların da ödenmesini davalı taraftan talep etmiştir. Sözlü uyarılar ve yazılı ihtarnameye rağmen davalı tarafından herhangi bir önlem alınmamış olup müvekkilin zararları karşılanmadığını, davalı şirketin taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine öncelikle olarak teminatsız mahkeme aksi kanaatteyse uygun göürlecek bir teminat karşılığında “ihtiyati haciz kararı” verilmesine, kiralayan davalının ayıba karşı sorumluluğunun kabulü ile müvekkilin peşin olarak yatırdığı 194.700,00TL kira bedelinin işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, ihtarname tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile şimdilik HMK 107. maddesi uyarınca
1.000 TL maddi tazminatın (kar yoksunluğu tazminatı,sözleşmeden beklenen fayda, gelir kaybı) (belirsiz alacak davasıdır) davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının davasının davalı ile arasındaki Kira Sözleşmesinden kaynaklanan Alacak/Tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK Sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4. Maddesi “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.
” hükmünü içerdiği görülmüştür.
Yargıtay . HD 15.12.2014 tarihli, … E. … K. Sayılı ilamında: “Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1 / a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’tan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
TBK’nın 269. maddesinde düzenlenen tanıma göre; kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu düzenleme çerçevesinde taraflar arasındaki operasyonel kiralama sözleşmesinin kira sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Uyuşmazlık özel hukuk ilişkisinden doğduğundan tarafların tacir olması mahkemenin 6100 Sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi ile düzenlenmiş bulunan görevini etkilemez. Açıklanan bu nedenlerle işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile görev yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Bkz. Yargıtay HD., E. … K. … T. 20.6.2018, Yargıtay . HD., E. … K. … T. 21.6.2018, Yargıtay . HD., E. … K. … T. 26.6.2018, Yargıtay . HD., E. … K. … T. 14.10.2019, Yargıtay . HD., E. … K. … T. 04.02.2019, Yargıtay . HD., E. … K. … T. 05.12.2019) şeklinde hüküm tesis ederek Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin kira sözleşmesine bağlı ortaya çıkan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme olduğuna hükmedilmiştir. Bu itibarla, yargı kararları özelinde sulh hukuk mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde içtihat birliği mevcut olduğunu belirtmek mümkündür.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/05/2023
Katip Hakim