Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/2023 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle; mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davalı tarafından müvekkili adına kayıtlı olan Konya İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parsel A Blok … bağımsız bölüm numaralı mesken niteliğindeki taşınmazdaki ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dariesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibinin TKK’ na aykırı olarak yapıldığını, ilamsız takip sonuçlanmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde yapılan takibin mükerrer olduğunu, takip dosyasında … adına ipotekli bir taşınmaz daha bulunduğunu, sözü geçen taşınmazın kıymet takdiri aşamasında olduğunu, bu nedenle taşkın haczin de söz konusu olduğundan bahisle İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin iptaline, ihalesi yapılacak olan gayrimenkulün ihtiyati tedbir yoluyla satışının durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkilinin kullandırmış olduğu kredinin ticari kredi olması nedeniyle davanın görevsiz mahkemede görüldüğünü, ayrıca icra takibinin yapıldığı yer İstanbul olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemece görüldüğünü, işbu davanın aynısının Ereğli İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, süresi içerisinde itiraz haklarını kullanmayan davacının satışa 4-5 gün kala dava ikame etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, dava dışı borçlu … A.Ş.’ nin müvekkili bankadan kullandığı kredilerin teminatı olarak dava konusu taşınmazın ipotek tesis edildiğini, borçlu firmanın ödeme yapmaması üzerine hesapların kat edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinin hukuka uygun bir şekilde yürütüldüğünü, satışı engelleyen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde menfi tespit talebinde dahi bulunmadığından bahisle davanın reddi ile davacının alacağın %20 oranından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; davalı tarafından başlatılan icra takibinin iptali ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerince verilen diğer dilekçe ve belgeler, görevsizlik kararı, dosya arasında bulunan genel kredi sözleşmesi örnekleri, İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya örneği ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
HMK nun genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi; “(1)Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2)Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” hükmünü amirdir.
HMK nun yetki sözleşmesi
başlıklı 17. maddesi; “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü amirdir.
İİK nun menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72. Maddesi; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” hükmünü amirdir.
HMK nun dava şartları başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. Maddesi; “(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
HMK nun görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler başlıklı 20. maddesi; “(1)Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. (2)Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmünü amirdir.
-{DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE}-
HMK nun 114. maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. HMK nun 115. maddesi gereğince de yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkisizliği halinde davanın usulden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmelidir. Eldeki dava; dava konusu taşınmazın satışına yönelik olarak ipoteğin paraya çevrilmesi ile ilgili başlatılan İstanbul Gayrimenkul İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki takipten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı banka ile GKS’nin asıl borçlusu … A.Ş. (Eski ünvanı; … A.Ş.) arasında düzenlenen sözleşmelerde yetkili mahkeme olarak İstanbul Merkez/Çağlayan Mahkemeleri belirlenmiş olup; bu yetki şartı kefilleri de bağlayıcığından işbu davaya bakmaya davalının yerleşim yeri adresi Konya olmadığından ve takibin İstanbul’ da olmasından dolayı İİK 72. Maddesi gereğince
mahkememiz yetkisiz olup davaya İstanbul asliye ticaret mahkemeleri bakmakla yetkilidir. Bu nedenle HMK nun 6 ve İİK 72/ son maddeleri gereğince davanın usulden reddine ve İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin kesin yetkili olduğuna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
-{HÜKÜM}-: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ HMK 6 ve İİK 72/son MADDELERİ NAZARA ALINARAK YETKİSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE.
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde ise başvurunun reddi kararının kendisine tebliğinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
İşbu gerekçeli kararın 27/06/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı mazereti kabul edilen davacı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2023
Başkan Üye Üye Katip