Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/227 E. 2023/489 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 07.12.2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 27.01.2023 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılması üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Beyanlar:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş oluduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının … ilçesinde bulunan arazisi üzerinde hayvancılık faaliyetiyle uğraşmak üzere kırsal kalkınma IPARD programı destekli bir süt üretim çiftliği kurmaya karar verdiğini, bu amaçla T.C. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Desteleme Kurumu ile 08.01.2016 tarihinde … Başvuru Kayıt Nolu sözleşme imzaladığını, bu sözleşme ile davacıya ait arazi üzerinde “… ” isimli yatırım yapılmasını, bu yatırımın toplam maliyetinin yüzde 65’inin adı geçen kurum tarafından karşılıksız desteklenmesini, yüzde 35’inin ise davacı tarafından finanse edilmesinin kararlaştırıldığını, profesyonellik ve tecrübe gerektiren yatırım proje ve işlerini tek başına üstlenmesi mümkün olmayan davacının, inşaat yapım işlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla davalı şirket ile 16.05.2016 ve 01.06.2016 tarihlerinde yapım işleri tedarik sözleşmeleri imzalandığını, çiftlik yapımına başlanmasından sonra davalı şirketin üstlendiği bir takım işleri hiç yapmadığı gibi bazı işleri ise usulüne uygun biçimde yapmadığını, bu suretle davalı şirketin yükümlülüklerine aykırı davranması sebebiyle davacı tarafın TKDK tarafından kendisine yapılacak olan karşılıksız desteklemeden yararlanamadığını, aynı zamanda maddi zarara uğradığını, zararların tespiti bakımından davacı tarafça 24.05.2017 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhinde tespit talebinde bulunulduğunu, anılan dosya kapsamında uzman bilirkişiler refakatinde 10.08.2017 tarihinde çiftlik başında keşif icra edildiğini, aynı dosya kapsamında düzenlenen 29.11.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile davacı taleplerinin bir kısmı açıkça tespit alındığını beyanla; kesin olarak belirlendiği ve gerektiği takdirde artırılmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 12.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine; yargılama giderleri, tespit masrafları ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 28.10.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ile müvekkili … Tic. Ltd. Şti. arasında 16.05.2016 tarihli … No’lu ve 01.06.2016 tarihli … no’lu Yapım İşleri Tedarik sözleşmesi imzalandığını, davacı … IPARD programı kapsamında … çiftliği işletmesinin kurulması için çiftliğin 1.991.212,85 TL. olan toplam maliyetinin %35’ini kendisi karşılayıp kalan maliyetin % 65’ini ise TKDK finanse edeceğini, Davacı … ödeme güçlüğü içinde olduğundan kendisinin karşılayıp ödemesi gereken maliyetin %35’ini karşılamadığını, çiftliğin kalan eksikliklerini kendisinin karşılayacağını, yapım işlerini kabul ettiğini söylediğini, bu sözlerine karşılık mahkememizde alacak davası açtığını, dolayısıyla yapılan işler mevcut haliyle karşılıklı olarak kabul edildiğini, … no’lu hakkediş tutarı 1.302.101,09 TL. olup müvekkili şirket tarafından davacı …’ a bu tutar üzerinden fatura edilmesi gerekirken … ödeme güçlüğü içinde olduğundan imalat işleri eksik olarak yapıldığı ve TKDK tarafından da kabul edilmeyen 156.423,90 TL lik imalat tutarı düşürülerek 1.145.677,19 TL. tutar üzerinden fatura kesildiğini, davacı … tarafından da, müvekkili şirkete bu tutarın ödendiğini, bu tutar üzerinden mutabakat sağlanarak geçici kabul tutanağı karşılıklı olarak imza altına alındığını, yani eksik imalatları taraflar 14.11.2016 tarihli “YAPIM İŞLERİ GEÇİCİ KABUL TUTANAĞI” ile kabul ettiklerini, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş Sayılı dosyasındaki bilirkişi raporundaki tespitlere karşı itirazları olduğunu, imalatlar sözleşmesindeki süre dahilinde tamamlanmış olup herhangi bir gecikme söz konusu olmadığını görünmeyen imalatlar (Blokaj ve dolgu vs) ile tespit isteyenin beyanında da belirtilen dolgu imalatları sözleşme dışı olup bu imalatların parasal tutarları hesaplanmadığını ve fazla yapılan imalatlarının göz önüne alınmadığını beyanla; davanın müvekkil firma yönünden reddine, yargılama giderleri, ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Mahkememizce Toplanan Deliller ve Yapılan İşlemler:
Mahkememizce; … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
İnşaat Bilirkişisi … , Muhasebe Bilirkişisi … , Hesap Bilirkişisi … mahkememize sundukları 22/03/2021 tarihli raporunda özetle; Muhasebeci Bilirkişi tarafından davacı ticari defterleri ve belgeler üzerinde yapılan incelemede sonucunda; davacının 2016 yılında deftere tabi olmadığını, 2017 yılında işletme defterine tabi olduğunu, 2017 yılı işletme defterinin süresinde tasdik ettirilmediğini, diğer taraftan işletme defterinin niteliği gereği borç yada alacak tespitine imkan vermemesi nedeni ile 2017 ticari defterlerinden davalı ile ilgili her hangi bir borç ya da alacak tespitinin yapılamayacağını, 2018-2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, yapıları incelemede davalı ile ilgili her hangi bir kaydın olmadığını, yani dava tarihi itibari davacının ticari defterlerine göre davalıdan her hangi bir alacağının olmadığını, davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalar ve buna karşılık davacı tarafından davalıya yapılan ödeme belgeleri dikkate alındığında ise; davalının davacı adına toplam 1.991.212,95TL tutarında fatura düzenlediğini ve bu faturalara karşılık davacı tarafından davalıya 1.992.000,00TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bu belge ve ödemelere göre davacının davalıya (1,992.000,00TL-1.991.212,95TL) 787,05 TL fazla ödeme yaptığını ve bu tutar kadar davalıdan alacaklı olduğu tespit edildiğini, dava konusu taşınmazların taraflar arasında imzalanan 001 ve 002 tedarik sözleşmeleri kapsamında yapıldığını, 001 tedarik sözleşmesinde yer alan 1 Adet Gübre Çukuru, | Adet Kaba Ve Kesif Yem Deposu, 1 adet Sılaj, 1 Adet Sağımhane yapım işleri için taraflar arasında imzalanan 23.09.2016 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağının düzenlendiğini, … tedarik sözleşmesinde yer alan | Adet Çardak, 1 Adet İdari Bina, Adet Sılaj, 1 Adet Çevre Düzeni yapım işleri için taraflar arasında imzalanan 14.11.2016 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağının düzenlendiğini, tesislerin faaliyette olduğunu, taraflar arasında imzalanan … sözleşmesinde yer alan Gübre Çukuru, Kaba Ve Kesif Yem Deposu Sılaj, Sağımhane yapım işi ile itgili TKDK tarafından yerinde yapılan tespitte eksik veya fazla imalat miktarları yer almadığından, … sözleşme ve eklerine uygun olarak yapıldığının kabulü gerektiğini, davacı tarafından sözleşmede belirtilen bedelin davacıya ödendiğini, davalının tedarik sözleşmesine göre 10.072,07 TL fazla imalat yaptığını, ancak davalının 07.12.2016 tarihinde imzaladığı ibranameye göre” faydalanan ile aralarında imzalanmış olan tedarik sözleşmesinden doğan alacaklarını tam olarak aldığını ve herhangi bir alacağının kalmadığından maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacağını” ibra ettiğinden davacının eksik imalat alacak bedeline mahsuben davalının alacağından mahsup edilemeyeceğini, 001 ve 002 Tedarik sözleşmelerine göre geçici kabullerinin yapılmış olmasının, imalatların mevcut haliyle taraflar arasında kabul edildiğini, ancak tedarik sözleşmesine göre alacak-verecek hesabının yapılan yapılmayan imalat yönüyle kesin hesap yapılarak tespit edilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan 002 sözleşmesinde yer alan Çardak(ahır) idare Binası Ve Çevre Düzenleme yapım işi ile ilgili TKDK tarafından yerinde yapılan tespitte eksik imalat miktarları tek tek tespit edildiğinden, bu tespitlere davacı ve davalı tarafından itiraz dilekçelerine dosya muhteviyatında rastlanılmadığı bu tespitler doğrultusunda eksik ve fazla imalat bedelleri taraflar arasında imzalanan tedarik sözleşmesinde yer alan birim imalat miktarları üzerinden hesaplamalar yapıldığını, bu hesaplamalara göre; davacının tedarik sözleşmesinden doğan alacak miktarı toplamı 286.334,35 TL (İkiyüzseksenaltıbinüçyüzotuzdört Türk Lirası Otuzbeş Kuruş) olduğunun tespit edildiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/39 Tal.Nolu dosyası nezdinde düzenlenen 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu özetle; Eksik yapılan işler sözleşme eki olan ve TKDK KONYA İL KOORDİNARTÖRLÜĞÜ tarafından gönderilen dosyadaki verilerden hesaplanarak 369.244,55-TL olduğu, fazla yapılan işlerin ise 8.004,89-TL olduğu hesaplandığını, Eksik ve fazla işlerin farkı alındığında ise 361.239,66-TL olarak eksik veya kabul edilmeyen iş yapıldığı tespit edildiğini, işin davacı tarafından tamamlandığı ve tesisin faaliyete geçtiği tarih konusunda bir bilgiye rastlanmadığını, bu nedenle ne kadar süre gecikme olduğu tespit edilemediğini, eksik listesinde yazılı işlerin bir kısmının sonradan yapılması imkanı olmadığını, ancak ekli listede yazan eksiklerden sonradan tamamlanması gerekenlerin yapımı için gerekli süre 30 gün olduğunu, işlerin tamamlanıp tesisin faaliyete alınması nedeniyle bazı işlerin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı hususunda bir tespit yapılamadığını, TKDK İl Koordinatörlüğü tarafından yerinde yapılan kontroller sonucunda bu işlerin eksik veya sözleşmeye aykırı olduğu tespit edildiğini, ancak taraflar arasında ise alacak verecek olmadığından 07.12.2016 tarihinde ibra edildiğini, uyuşmazlık sebebi sözleşmeden doğan maddi zarar ve kazanç kaybı hususunda bilirkişi heyetince mesleki anlamda bir hesap yapılamadığını, mali müşavir bilirkişi veya Hukukçu bilirkişi tarafından bu hesapların yapılması gerektiği düşünüldüğünü, gecikme süresinin kesin olarak tespitinden sonra hesap uzmanı Mali müşavir bilirkişi veya Hukukçu bilirkişi tarafından gerekli hesaplar yapılabildiğini görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekilinin 22/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 13/04/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği gibi yapılan imalatlar TKDK ve mal sahibinin mutabakatı ile yapıldığını, ödemeler de söz konusu mutabık kalınan imalatlar göz önüne alınarak yapıldığını ve taraflar karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettiğini, dolayısı ile eksik veya fazla imalattan söz edilemediğini, söz konusu imalatlar sözleşmeye uygun olarak müvekkili tarafından tamamlandığını, TKDK’dan kesin hesap çıkmadığı için fazla imalatları taraflarınca tespit edilemediğinden ibraname verildiğini, kesin hesap esas alındığına göre fazla imalatların da göz önüne alınması gerektiğini, işin davacı tarafından tamamlandığına dair bir bilgiye, fatura ve ödeme bilgisi davacı tarafından sunulmadığını beyanla; rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda; 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile 19.03.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu arasındaki çelişkileri giderecek, denetime elverişli, bir bilirkişi heyetine dosyanın gönderilerek bilirkişiden yeniden rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 22/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 26/04/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; dosya kapsamında bulunan sözleşmeler, TKDK evrakları, tespit dosyası, banka kayıtları, fotoğraflar, keşif zaptı, tanık beyanları ve önceki bilirkişi raporu ile davacının davalıdan olan alacağı açıkça ispatlandığını, ayrıca taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi ve uygulama dönemi 2016 yılını kapsadığını, bu durumda davacının 2017 yılı işletme defterinin süresinde tasdik ettirilmemesinin ve usulüne uygun tutulan 2018-2019 yılı ticari defterlerine göre davacının dava tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağı olmamasının davacı aleyhinde değerlendirilemeyeceği izahten vareste olduğunu, bu hususun bilirkişilerin de kabulünde olduğunda, aksi manaya gelebilecek nitelikteki tespitlere itiraz ettiklerini, dosya kapsamında bulunan 07.07.2020 tarihli ilk bilirkişi raporunda 8.004,89 TL. olarak tespit edilen fazla imalat bedeli davacı yararına olduğundan mezkür raporda 10.072,07 TL. olarak tespit edilen fazla imalat tutarına itiraz ettiklerini, yapılan işin gerçek manada kesin kabulüne ve davalının sorumluluktan kurtulmasına olanak tanıyan davacı kabulünun söz konusu olmadığını, dosya kapsamında bulunan 07.07.2020 tarihli ilk bilirkişi raporunda 369.244,55 TL. olarak tespit edilen eksik imalat tutarı davacı yararına olduğundan mezkur raporda 286.334,35 TL. olarak tespit edilen eksik işler alacak bedelini kabul etmediklerini beyanla; itirazlarının kabulü ile vaki itirazlarının hüküm tesis edilirken dikkate alınmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 22/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu 15/06/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacıdan eksik işlerle ilgili faturaların istenmesi, bu faturalar var ise bu faturaların davacı tarafından defterlerine kayıt edilip edilmediğinin bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, İskan ruhsatı alınması binanın iskan edilmesinde ( kullanılmasında ) eksiklik olmadığı anlamına geldiğini, imalatların iskan tarihinden sonra mı iskan tarihinden önce mi yapıldığının ve projeye uygun olmayan ek imalatların yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, raporda “İşin bitim tarihi 07.12.2016 tarihi olmuştur. İşin davacı tarafında tamamlandığı ve tesisin faaliyete geçtiği konusunda bir bilgiye rastlanmadığını. bu nedenle ne kadar süre gecikme olduğu tespit edilemediğini, işlerin tamamlanıp tesisin faaliyete alınması nedeniyle bazı işlerin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı hususunda bir tespit yapılamadığını. Ancak taraflar arsında ise alacak verecek olmadığı da 07.12.2016 tarihli imza ile ibra edilmiştir”. denildiğini, TKDK’dan kesin hesap çıkmadığı için fazla imalatlarımız taraflarınca tespit edilemediğinden ibraname verildiğini, kesin hesap esas alındığına göre fazla imalatlarımızın da göz önüne alınması gerektiğini beyanla; rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda; 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile 19.03.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu arasındaki çelişkileri giderecek, denetime elverişli, bir bilirkişi heyetine dosyanın gönderilerek bilirkişiden yeniden rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal.Nolu dosyası nezdinde düzenlenen 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna karşı sunduğu 05/08/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; “Eksik yapılan işler sözleşme eki olan ve TKDK Konya İl Koordinatörlüğü tarafından gönderilen dosyadaki verilerden hesaplanarak 369.244,55 TL. olduğu, fazla yapılan işlerin ise 8.004,89 TL. olduğu hesaplanmıştır. Eksik ve fazla işlerin farkı alındığında ise 361.239,66 TL. olarak eksik veya kabul edilmeyen iş yapıldığı tespit edilmiştir” beyanını kabul etmediklerini, yapılan imalatlar TKDK ve mal sahibinin mutabakatı ile yapıldığını, ödemeler de söz konusu mutabık kalınan imalatlar göz önüne alınarak yapılmış ve taraflar karşılıklı olarak birbirlerini İbra ettiğini, dolayısı ile eksik veya fazla imalattan söz edilemediğini beyanla; davanın REDDİNE, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Tal.Nolu dosyası nezdinde düzenlenen 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna karşı sunduğu 05/08/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketi ibrası söz konusu olmayıp, ibra eden taraf bizzat davalı şirket olduğunu, bu sebeple davanın esasını etkiler şekilde ibra eden taraf bakımından hataya düşülen bilirkişi tespiti kabul edilemez nitelikte olduğunu, fazla imalat tutarı tespiti ve bu tutarın eksik imalat tutarından mahsubu yerinde olmadığını, bilirkişilerden tespiti istenilen hususların tamamını kapsamayan mevcut rapor eksik olup, hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, dosyadaki delillere aykırı biçimde düzenlenen raporun kabul edilemez nitelikte olduğunu beyanla; 07.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna karşı itirazlarının kabulü ile rapordaki eksiklikliklerin giderilmesini ve hataların düzeltilmesini sağlamak için aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına veya görevlendirilecek olan farklı bilirkişi kurulu aracılığıyla yeni bir rapor düzenlettirilmesine karar verilmesini, talep ettiği görülmüştür.
3.Davanın Türü:
İşbu dava; Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
4. Bölge Adliye Mahkemesi Kaldırma Kararı Öncesinde Mahkememizce Verilen Karar ve Gerekçesi:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; eser sözleşmesi kapsamında sözleşmeye aykırılığın, eksik ve ayıplı işlerin mevcut olup olmadığı, var ise davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise ne tür zararlarının olduğu ve zararın miktarın ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, yukarıda bahsedilen ve özetlenen dosyalar celbedilerek incelenmiş, mahallinde bilirkişi heyeti refakatinde keşif yapılarak rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Öncelikle davalı vekilinin davacının davalı şirketi ibra ettiğine dair savunması değerlendirildiğinde; dosyaya sunulan İBRANAME başlıklı 07.12.2016 tarihli belge incelendiğinde davacının davalıyı ibra ettiğine yönelik beyan olmadığı gibi davacı adına imzası da bulunmamaktadır. İlgili belgede ” Yukarıda bilgileri bulunan projeye ait 01.06.2016 tarihinde, yine yukarıda bilgileri bulunan faydalanıcı ile aramızda imzalanmış olan tedarik sözleşmesinden doğan alacaklarımı tam olarak aldığımı ve herhangi bir alacağımın kalmadığını maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacağımı beyanla faydalanıcıyı ibra ederim” denilerek davalının tek taraflı olarak imzaladığı görülmektedir. Bu yönüyle davacı tarafından davalının ibrası söz konusu olmayıp aksine davalı davacı ibra ettiğinden davalının ibra nedeniyle davacının herhangi bir hakkı olmadığı savunmasına iştirak edilmediği gibi bu yöndeki alınan bilirkişi raporlarındaki beyanlara da mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkememizce toplanan deliller, yapılan keşif ve alınan rapor ve ek raporlara göre; İnşaat Bilirkişisi … , Muhasebe Bilirkişisi … , Hesap Bilirkişisi … mahkememize sundukları 22/03/2021 tarihli raporu gerekçeli, açıklayıcı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmekle; davalının tedarik sözleşmesine göre 10.072,07 TL fazla imalat yaptığı, ancak davalının 07.12.2016 tarihinde imzaladığı yukarıda belirtilen ibranameye göre faydalanan ile aralarında imzalanmış olan tedarik sözleşmesinden doğan alacaklarını tam olarak aldığını ve herhangi bir alacağının kalmadığından maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacağı” yönüyle ibra ettiğinden davacının eksik imalat alacak bedeline mahsuben davalının alacağından mahsup edilemeyeceği görüşüne mahkememizce itibar edilmiştir. Yine alınan rapora göre … ve … Tedarik sözleşmelerine göre geçici kabullerinin yapılmış olmasının imalatların mevcut haliyle taraflar arasında kabul edildiği, ancak tedarik sözleşmesine göre alacak-verecek hesabının yapılan yapılmayan imalat yönüyle kesin hesap yapılarak tespit edilmesi gerektiği, taraflar arasında imzalanan 002 sözleşmesinde yer alan Çardak(ahır) idare Binası Ve Çevre Düzenleme yapım işi ile ilgili TKDK tarafından yerinde yapılan tespitte eksik imalat miktarları tek tek tespit edildiğinden, bu tespitlere davacı ve davalı tarafından itiraz dilekçelerine dosya muhteviyatında rastlanılmadığı bu tespitler doğrultusunda eksik ve fazla imalat bedelleri taraflar arasında imzalanan tedarik sözleşmesinde yer alan birim imalat miktarları üzerinden hesaplamalar yapıldığı, bu hesaplamalara göre; davacının tedarik sözleşmesinden doğan alacak miktarı toplamı 286.334,35 TL (İkiyüzseksenaltıbinüçyüzotuzdört Türk Lirası Otuzbeş Kuruş) olduğunun tespit edildiği belirtildiğinden davacının bu yönüyle talep ettiği alacağa hükmedilmesine mahkememizce karar verilmiştir.
Davacının geciken yapım işleri nedeniyle uğranılan maddi tazminat talebi ise davacı tarafından yazılı belgeler ile ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi gerekmiş ve “Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Davacının alacak talebinin KISMEN KABULÜ ile; 286.334,35 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İspatlanamayan geciken yapım işleri nedeniyle uğranılan 100,00 TL maddi tazminat talebinin REDDİNE” dair karar verilmiştir.
5. Bölge Adliye Mahkemesi Kaldırma Kararı
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesini yapan Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi 27/01/2023 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararı ile özetle:” ilk derece mahkemesince, davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde dayanmış olduğu muavin defter kayıtları da dikkate alınarak öncelikl 1 nolu sözleşme için yapılan toplam 690.000,00 TL ödemeden sonra, 30.09.2016 tarihinde yapılan 480.000,00 TL’lik davacıya iade işlemi için taraflar arasında uyuşmazlık olup olmadığının belirlenmesi için tarafların beyanının alınması, bu hususta uyuşmazlık olması halinde ise davalının bu iade ödemesine ilişkin belge ve kayıtlarını sunması için kendisine süre verilmesi ve sonucuna göre, 480.000,00 TL davacıya iade işlemi yapılmış ise, 130.011,54 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi aksi halde şimdiki gibi, 286.334.85 TL’nin iadesine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan; hüküm altına alınan talepler yönünden davanın kısmi dava niteliğinde olduğu anlaşılmakla ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken tüm alacağa dava tarihinden faiz işletilmesi ise da hatalı olmuştur. ” şeklindeki kararı ile Mahkememizin önceki kararı kaldırılmıştır.
6. Bölge Adliye Mahkemesi Kaldırma Kararı Sonrası Yapılan İşlemler ve Gerekçe
Mahkememizce kaldırma kararı sonrası tensiben taraflara istinaf kararı doğrultusunda tebligat yapılarak süre verilmiş olup;
Davalı vekili 09/06/2023 tarihli dilekçesinde 480.000,00 TL iadenin davacının babası … elden teslim edildiğini bu hususta tanıklarının yeniden dinlenilmesini ayrıca davacıya ve babası … yemin tekliflerinin bulunduğunu beyan etmiştir.
Davacı ise özetle 480.000,00 TL iade işlemini kabul etmediklerini, tanık dinletme talibini kabul etmediklerini davanın tarafı olmayan … yemin teklif edilemeyeceğini, davalının yemin deliline dayanmaması nedeniyle de yemin teklif edemeyeceğini bu hususa muvafakat etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce icra edilen 26.09.2023 tarihli duruşma esnasında davalının tanık dinletme ve yemin taleplerinin reddine karar verilmiştir
7. Gerekçe
Mahkememizce toplanan deliller, yapılan keşif ve alınan rapor ve ek raporlara göre; İnşaat Bilirkişisi … , Muhasebe Bilirkişisi … , Hesap Bilirkişisi … mahkememize sundukları 22/03/2021 tarihli raporu gerekçeli, açıklayıcı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmekle; davalının tedarik sözleşmesine göre 10.072,07 TL fazla imalat yaptığı, ancak davalının 07.12.2016 tarihinde imzaladığı yukarıda belirtilen ibranameye göre faydalanan ile aralarında imzalanmış olan tedarik sözleşmesinden doğan alacaklarını tam olarak aldığını ve herhangi bir alacağının kalmadığından maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacağı” yönüyle ibra ettiğinden davacının eksik imalat alacak bedeline mahsuben davalının alacağından mahsup edilemeyeceği görüşüne mahkememizce itibar edilmiştir. Yine alınan rapora göre 001 ve 002 Tedarik sözleşmelerine göre geçici kabullerinin yapılmış olmasının imalatların mevcut haliyle taraflar arasında kabul edildiği, ancak tedarik sözleşmesine göre alacak-verecek hesabının yapılan yapılmayan imalat yönüyle kesin hesap yapılarak tespit edilmesi gerektiği, taraflar arasında imzalanan 002 sözleşmesinde yer alan Çardak(ahır) idare Binası Ve Çevre Düzenleme yapım işi ile ilgili TKDK tarafından yerinde yapılan tespitte eksik imalat miktarları tek tek tespit edildiğinden, bu tespitlere davacı ve davalı tarafından itiraz dilekçelerine dosya muhteviyatında rastlanılmadığı bu tespitler doğrultusunda eksik ve fazla imalat bedelleri taraflar arasında imzalanan tedarik sözleşmesinde yer alan birim imalat miktarları üzerinden hesaplamalar yapıldığı, bu hesaplamalara göre; davacının tedarik sözleşmesinden doğan alacak miktarı toplamı 286.334,35 TL (İkiyüzseksenaltıbinüçyüzotuzdört Türk Lirası Otuzbeş Kuruş) olduğunun tespit edildiği belirtildiğinden davacının bu yönüyle talep ettiği alacağa hükmedilmesine; Davacının geciken yapım işleri nedeniyle uğranılan maddi tazminat talebi ise davacı tarafından yazılı belgeler ile ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi gerekmiş,
Kaldırma kararı kapsamında 480.000,00 iade işlemi bakımından davalının yazılı belge sunamadığı anlaşılmakla HMK 201. Maddesi gereğince tanık dinletme talebi reddedilmiştir. Öte yandan davalı her ne kadar kaldırma kararı sonrasında yemin deliline başvurduğunu beyan etmiş ise de Emsal Yargıtay kararında “Dava tarihi itibariyle HMK yürürlükte olup, davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmamıştır. Davacı vekili her ne kadar bozmadan sonra verdiği 30/01/2016 havale tarihli, “Bozma kararından sonraki delil listemiz” başlıklı dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de, davalı tarafın açık muvafakati olmadığından davacı yemin deliline de başvuramaz (Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 20/05/2019 Tarihli … Esas ve … sayılı kararı” şeklinde belirtildiği üzere somut olayda cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmayan davalının kaldırma kararı sonrasında davacı tarafça muvafakat edilmeyen yemin talebinin kabulü de mümkün olmayacağından bu talebin de reddine karar vermek gerekmiştir. Bu durumda davalının iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek kaldırma kararı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacının alacak talebinin KISMEN KABULÜ ile; 286.334,35 TL’nin 9.900 TL’lik kısmı bakımından dava tarihinden, 276,434,35 TL’lik kısmı bakımından ıslah tarihi olan 29/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-İspatlanamayan geciken yapım işleri nedeniyle uğranılan 100,00 TL maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 19.559,49 TL karar harcından peşin olarak alınan 170,78 TL harç, ıslah harcı 4.720,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.667,91‬‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 vekalet harcı, 384,90 TL keşif harcı, 170,78 TL peşin harç ile 4.720,80 TL ıslah harcı toplamı 5.327,28 TL’ nin, kabul ret oranına göre1,85 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına geri kalan 5.325,43 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (kabul/talep oranına göre) 0,46 TL’nin davacıdan, geri kalan 1.319,54‬TL’sinindavalıdanalınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 44.950,15 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 3.900,00 TL bilirkişi ücreti, 100,00 TL keşif yol ücreti ile posta tebligat gideri 252,90 TL toplamı olan 4.252,90 TL’kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.251,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 m gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
10-Davalının yaptığı masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince (2) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26.09.2023

Katip … Hakim …