Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/18 E. 2023/243 K. 24.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu 97. Maddesi (Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar gören dava açabilir.) gereği dava konusu … plaklı aracın sigorta şirketi olan davalı … Sigorta A.Ş’ye 13.09.2022 tarihli dilekçeleri ile yazılı başvuruda bulunulduğunu, akabinde Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını ve anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin sürücülüğünü dava dışı …’in yaptığı Aksaray istikametinden Adana istikametine seyir halindeki biçerdöver içinde yolcu olarak bulunmakta iken biçerdöverin arkasından gelen dava dışı …’un sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı kamyonun biçerdövere çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana geldiğini, yolcu konumunda ve kusursuz olan müvekkilinin de bu kazada yaralandığını, kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında her ne kadar … plakalı kamyon sürücüsüne kusur verilmemişse de Aksaray . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda (rapordaki aleyhe hususları kabul etmemekle beraber) … plakalı kamyon sürücüsünün de dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu tespit edildiğini, bu minvalde davalı sigorta şirketine sigortalı kamyonun kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu netlik kazandığını, yine Konya Eğitim ve Araştırma hastanesi tarafından düzenlenen 15.11.2018 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda müvekkilinin sürekli iş görememezlik oranının %34 olduğu tespit edildiğini, bu minvalde dava konusu kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmayan, basit tıppi müdahale ile giderilemeyecek bir durumda yaralanan ve psikolojik psikiatrik kalıcı sorunlar da yaşayan müvekkilinin dava konusu işbu kazadan kaynaklı maddi manevi zarara uğradığını, yaşadığı kaza sonucunda, müvekkilinin vücut ve ruhsal bütünlüğü zarar görmüş ve telafisi mümkün olmayan izler kaldığını, bu sebeple müvekkilinin tedavi süresince çalışamadığı günler dolayısıyla uğradığı kazanç kaybı ve geçici iş göremezliğe ilişkin maddi zararın tazmini için maddi tazminata, kalıcı maluliyet ve özür durumundaki sürekliliğe bağlı olarak çalışma gücünü yitirmesi ve ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle sürekli iş göremezliğine ilişkin maddi zararın tazmini için maddi tazminata, tedavi ve ilaç giderleri için maddi tazminata ve bakıcı giderlerinin tazminine karar verilmesini, dava konusu trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak ve harca esas değer belirlendiği zaman harcını tamamlamak kaydıyla, (HMK 107) gereği maddi tazminat türlerini bilirkişi incelemesi sonucunda artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak; müvekkili lehine ;25 TL fiziksel ve psikolojik psikiatrik maluliyeti için geçici tam iş göremezlik tazminatı, 25 TL fiziksel ve psikolojik psikiatrik kalıcı maluliyeti için sürekli kısmi iş göremezlik tazminatı, 25 TL tedavi giderleri, 25Tl bakıcı giderleri olmak üzere toplamda 100,00 TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinden sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın kazanın üzerinden iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini, ayrıca davaya konu taksirle yaralama suçu için Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin de geçtiğini, davacı, 12.07.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri talebi ile işbu davayı açtığını, davaya konu trafik kazasına karışan … plakalı araç müvekkili şirketin nezdinde 06.02.2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkil şirketin sorumlu olabileceği teminat limiti 250.000,00 TL olduğunu, ancak teminat limitini bildirmenin, kesinlikle davayı kabul ettiğimiz anlamını taşımadığını, müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğu; sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, dava konusu poliçenin 06.02.2013 tarihinde tanzim edildiği ve kazanın 12.07.2013 tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında bakiye ömür PMF 1931 tablosuna göre hesaplanması gerektiğini, davacıya SGK tarafından geçici işgöremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının geçici döneme ilişkin çalışmasının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının bakım ihtiyacı aile içersinden karşılanıyor olması halinde tazminattan %50 oranında indirim yapılması gerektiğini, tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olup söz konusu talebin müvekkili şirketi yönünden reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirkete başvurusu üzerine yapılan incelemeler neticesinde taleplerinin zamanaşımına uğradığının tespit edildiğini ve bu nedenle davacıya ödeme yapılamadığını, şu halde; ortada ödenmesi gereken bir tazminat bulunmadığından, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesinin uygulanması mümkün olmayıp müvekkil şirketin davadan önce temerrüde düşmüş olduğunu, bu nedenlerle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; Tazminat (ölüm ve cismani zarar nedeniyle açılan tazminat) davasıdır.
Davacı talep dilekçesinde, 12/07/2013 tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin yolcu olarak bulunduğunu, dava konusu trafik kazası nedeniyle bedensel ve ruhsal zarara uğradığını, bu zararları nedeniyle 25 TL fiziksel ve psikolojik psikiatrik maluliyeti için geçici tam iş göremezlik tazminatı, 25 TL fiziksel ve psikolojik psikiatrik kalıcı maluliyeti için sürekli kısmi iş göremezlik tazminatı, 25 TL tedavi giderleri, 25 TL bakıcı giderleri olmak üzere toplamda 100,00 TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinden sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur.
Zamanaşımı def’i, davalının aslında var olan bir borcunu özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına olanak veren bir haktır. Bu hakkı kullanıp kullanmamak tamamen borçluya kalmıştır. Diğer bir anlatımla, davalı tarafından zamanaşımı def’i ileri sürülmedikçe, o hak ve alacak için yasanın öngördüğü zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile hâkim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz ( 6098 sayılı TBK m.161).
Bilindiği üzere özel hukukta teknik bir kavram olan zamanaşımı, bir hakkın kazanılmasında veya kaybedilmesinde yasanın kabul etmiş olduğu sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir. (Hukuk Genel Kurulu’nun … E., … K. Sayılı ilamı)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun zaman aşımı başlıklı 72. Maddesi; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.” hükmü amirdir.
Dava konusu kaza 12/07/2013 günü gerçekleşmiş olup, davacının trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yaralanmanın ve maluliyetinin mevcut olduğu anlaşılmış olmakla, davacının kazaya karışan … iradesindeki biçer döver içerisinde yolcu olduğu dolayısıyla yolcu konumundaki davacının tüm taleplerine kazaya karışan her iki araç sorumlularından müştereken ve müteselsilen talep edebileceği düzenlenen 12/07/2013 tarihi kaza tespit tutanağında kazaya karışan araç sahiplik ve sigorta bilgilerinin yazılı olduğu, dolayısıyla davacının kaza tarihi itibariyle meydana gelen yaralanmalarına ilişkin tazminat taleplerini içinde bulunduğu araç ve bu araca çarpan diğer araç sorumlularına karşı ileri sürebileceğinden zamanaşımı süresinin kaza tarihi itibariyle dikkate alınması gerektiği takdir ve kanaatine varılmış olup, mezkur kanun hükmüne göre davacı tazminat taleplerini 2 yıl ve meydana gelen kazaya ilişkin eylem aynı zamanda cezayı gerektirdiğinden taksirle yaralanmada ceza zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde ileri sürmesi gerektiğinden davacı taleplerini en geç 12/07/2021 tarihine kadar ileri sürmesi gerekirken 13/09/2022 tarihinde arabuluculuğa başvurmuş ve 09/01/2023 tarihinde de işbu davayı açmıştır. Kaza tarihi itibariyle fiil ve fail delil olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresini uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşılmakla reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına)
5-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
6-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/04/2023

Katip Hakim