Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/163 E. 2023/341 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;Davalı alacaklı, müvekkili … aleyhine Konya. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası üzerinden başlattığı takip ile, aslen hakkı olmadığı bir alacağı, kötü niyetle ve müvekkilini zarara uğratmak kastıyla tahsil ettiğini, davalı alacaklının kötü niyetli olarak başlattığı ve haksız biçimde tahsil etmeye çalıştığı kambiyo senetlerine konu borcun bulunmadığının tespit edilmesi ve devamında tahsil edilen miktarın istirdadı için işbu davayı açmak gerektiğini, davacı müvekkili, davalının bağlı bulunduğu öğrenci yurdunda kaldığı 2019-2020 döneminde Necmettin Erkaban Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü 3. Sınıf öğrencisi olarak öğrencilik hayatını sürdürdüğünü, anılan dönemde davalıya bağlı … Kız Öğrenci Yurdu . Nolu şubesinde yatılı öğrenci olarak kalmakta iken COVİD-19 salgını nedeniyle 13 Mart 2020 tarihinde üniversitelerin YÖK kararıyla kapatılması sonucu ailesiyle birlikte hayatını sürdürdüğü Adana’ya geri döndüğünü, yine aynı dönemde YÖK kararıyla bahar döneminin de tatil edildiği bildirilmiş ve ilgili yılın sonuna kadar üniversiteler kapalı kalarak eğitim hayatına uzaktan eğitim süreciyle devam edildiğini, müvekkili ile davalı kurum arasında 23/03/2019 tarihinde, yurt hizmetinden faydalanmak üzere sözleşme düzenlenmiş olup işbu sözleşmeye istinaden her biri 560 TL’lik 12 adet senet düzenlendiğini, müvekkili, yurt hizmetinden faydalandığı dönemde ilk 7 adet senedi düzenli olarak ödediğini, müvekkili hizmetinden faydalandığı yurttan ayrılarak evine döndüğü pandemi döneminde davalı kurum ve vekili tarafından sık sık arandığını, taksit ödemelerinin yapılması ikaz edilmiş ve aksi halde icrai işlemlerin başlatılacağı bildirildiğini, müvekkilinin kendilerine ödemenin haksız ve hukuka aykırı olacağını, ortada mücbir bir sebebin olduğunu bildirmiş, en azından indirim yapılması hususunda kendilerine Haziran 2020 döneminde ihtarname gönderdiğini, gönderilen ihtarname ve müvekkilin yapmış olduğu açıklamalar hiçbir şekilde ciddiye alınmadığını, taksit ödemelerinin yapılması için kendisi sürekli olarak rahatsız edildiğini, davalı alacaklı, müvekkili aleyhine, aslen hak kazanmış olmadığı sözde alacağı için kötü niyetle icra takibi başlattığını, taraflarınca haksız ve dayanaksız olarak tanzim olunan ödeme emrine, süresi içerisinde itiraz edildiğini, kambiyo senetlerine mahsus takip usulüne itiraz Sayın mahkememizce bilindiği üzere icra mahkemesine yapıldığını, Konya . İcra Hukuk Mahkemesi, bononun yurtta barınma sebebi ile verildiği iddiasını yazılı bir belge ile ispat edemediği ve alacaklı tarafça da bir kabul beyanının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verdiğini, bu sebeple müvekkili dosya borcunu haciz tehdidi altında ödediğini; davalı, davacı müvekkilinden sözde alacağını bu yolla tahsil ettiğini beyanla; Müvekkili …’nin davalı alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitine, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu takibin bu şekilde iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 6.548,79 TL’nin ödeme tarihi olan 05.08.2022 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte istirdadına, her türlü yargılama harç ve masrafları ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
(II) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İncelenen dosya kapsamı değerlendirildiğinde; mahkememizce öncelikle HMK 115/1 maddesi gereği dava şartlarının incelenmesi gerekmiş ve HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olup olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda; mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği;
6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde göreve ilişkin hükümlerin olduğu değerlendirilmiştir.
Tüketici mahkemeleri için ise ; 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde,
6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre “ tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 Sayılı Kanunun 73. Maddesine göre bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığını kabul etmek için taraflardan birinin tüketici olması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde talep edilen hususların tüketici ilişkisi kapsamında bulunduğu, Türk Ticaret Kanunun da düzenlenen hususlardan olmadığını, bu nedenle davalıların yukarıda kanuni metinleri yazılan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-(k-l) maddesinde düzenlenen tüketici tanımına girdiği, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.madde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü gereğince ve 6502 sayılı (TKHK) 73/1. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Tütetici Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde içerisinde Konya Bölge Adliye İlgili Hukuk Dairesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.02/06/2023

Katip Hakim