Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/141 E. 2023/146 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
(GÖREVSİZLİK)
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili …’ ın, … Tic. Ltd. Şti.’ nin kurucusu olduğunu, yıllardır Konya sanayisinde bilinen saygın bir iş insanı olduğunu, 2008 yılında hafif bir depresif rahatsızlık geçirdiğini ve Prof. Dr. … isimli doktor ile tedavi sürecini yürütmüş olduğunu ve rahatsızlığının kalmadığını, müvekkilin böyle bir sürece girmesinin sebebi de o dönem müvekkilin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve geçmiş yılların biriktirdiği stres olduğunu, bu dönemde müvekkilin eşi olan davalı …’ ın, fabrikada işlerin yürütülmesi ve müşterilerle iletişimin kesilmemesi gerekliliğinden bahsederek müvekkile “şirket hislerini bana devret ben de daha sonra sana iade ederim” diyerek müvekkilin tedavi gördüğü dönemde şirket hisselerini 23/06/2008 tarihinde kendi üzerine aldığını, söz konusu hisse devri için müvekkile tek bir kuruş dahi ödenmediğini, davalı …’ ın, müvekkilin içinde bulunduğu rahatsızlıktan da istifade ederek hiçbir bedel ödemeksizin şirketi tamamen kendi üzerine geçirdiğini, davalının ev hanımı olup hiçbir meslek ve zanaat ile alakası olmadığını ve özellikle devre konu şirketin faaliyet alanıyla ilgili en küçük bir bilgi birikimi olmayan birisi olduğunu, sadece bu durum bile yapılan devrin gerçek bir devir olmadığını ispat ettiğini, davalı taraf, müvekkilin içinde bulunduğu rahatsızlıktan istifade ederek hiçbir bedel ödemeksizin şirket hisselerini devraldığını, tahkikat sonucunda davalı …’ a devredilen şirket hisselerinin güncel değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 17.830,00 TL bedelin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini; yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, bedelsiz hisse devrinden kaynaklı olarak hisselerin güncel değerinin ödenmesi isteğine ilişkidir.
Dava dilekçesi ve tarafların aile nüfus kayıtlarının incelenmesinde; Tarafların evli olup aralarında Konya . Aile Mahkemesinde devam eden Boşanma, ve Konya . Aile Mahkemesinde devam eden Mal Rejiminin Tasfiyesine yönelik davaların derdest olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle tarafların karı-koca olup tacir olmadıkları, … Tic. Ltd. Şti.’ nde birlikte hissedar olmadıkları, davacıya ait şirket hisselerini 23/06/2008 tarihinde eşi davalıya devrettiğinin anlaşıldığı, davanın konusunun bedelsiz olarak yapılan limited şirket hisse devri için güncel bedelinin belirlenerek alacağın ödenmesi olduğu, hisse devrinin geçersizliğinin tespitine yönelik talep olmadığı, bedelin ödenmesi talebinin bulunduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki davanın alacak davası olarak incelenmesi gerektiği ve bu hususta mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işleri düzenlendiği, “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmünü içerdiği görülmektedir.
Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda da belirlenmiştir.
Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Yukarıda belirtilen tüm nedenlerle; davanın konusunun alacak davasına yönelik olduğu tarafların tacir olmayıp karı-koca oldukları, davanın mutlak veya nispi ticari dava sayılamayacağı, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği anlaşıldığından; davaya bakmakla görevli olan mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu mahkememizce kabul edildiğinden mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.16/03/2023

Katip … Hakim …