Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/11 E. 2023/211 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Tic. A.Ş. adına kayıtlı, … kullanımında olan … plakalı araca, 07.10.2022 tarihinde … adına kayıtlı , … kullanımında olan … plakalı aracın çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı araç davalı … A.Ş.’de … Poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, işbu araç sürücüsü … , müvekkili … San. Tic. A.Ş. adına kayıtlı … plakalı araca park halindeyken çarpmış olduğu kaza tespit tutanakları ile sabit olduğunu, olayın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … tam kusurlu olup müvekkiline atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirketin somut olaydan ötürü maddi zarara uğramış ve aracında değer kaybı meydana geldiğini, davaya konu değer kaybı meydana gelen araç … Marka, Kona- 2020 model, 34.000 km de olan bir araç olduğunu, aracın piyasa değerinin 700.000,00 TL (tahmini değer olarak belirtilmiştir) civarında olduğunu, işbu davaya konu hasarın meydana geldiği aracın modelinin yüksek olması, km’sinin düşük olması da göz önüne alındığında araçta büyük bir değer kaybı meydana geldiği açık olduğunu, Yargıtay İçtihatları uyarınca trafik kazası nedeni ile araçta oluşan değer kaybı gerçek zarar kapsamında olup; kazaya sebebiyet veren aracın ZMSS tarafından bu zararın karşılanması gerektiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 30’uncu maddesi çerçevesinde yine 2918 sayılı KTK’nın 97’nci maddesi” Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü gereğince davalı şirkete yapılan yazılı başvuru yapıldığını, fakat başvuru sonucunda, taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini, ilgili mevzuat hükümlerince dava şartı arabuluculuk kurumuna yapılan başvuruda da davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, meydana gelen kaza sonucunda müvekkilinin aracında oluşan değer kaybı karşılanmadığından işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, araçtaki değer kaybının, faiz ve ferileri ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini, davanın kabulünü, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, zira kaza 07/10/2022 tarihinde saat 16:00’da meydana gelmiş olmakla müvekkili şirketi tarafından sigorta poliçesi tanzim tarihi 07/10/2022 saat 16:39 olduğunu, poliçe düzenlenmesinden önce gerçekleşen kazadan kaynaklı olarak teminatın sağlanmadığı açık olmakla müvekkili şirketin sorumluluğunun olmaması nedeniyle hukuki yarar ve hususmet yokluğunun gözetilerek davanın öncelikle usulden reddini, kazaya karışan … plakalı araç müvekkili şirketin nezdinde … poliçe numarasıyala 07/10/2022-07/10/2023 tarihlerini kapsayan Zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ve sigortalı araç sürücülerinin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, belirtildiği gibi daha önce de kazaya karışan dava konusu aracın hali hazırda orjinal olup/olmadığı bilinmeyen parçalarının ve/veya değişen parçalarının yeniden değer kaybına sebebiyet vermeyeceği açık olduğunu, davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle müvekkili şirket yönünden usulden reddine, mahkemeniz aksi kanaatte ise esastan reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; trafik sigortası kaynaklı sigorta davasıdır.
İşbu davanın yargılaması sırasında davacı vekili Av. … mahkememize sunmuş olduğu 10/03/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, 17/03/2023 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat beyanımız doğrultusunda karar verilmesini, işbu davanın açılmasında karşı tarafın yanıltıcı beyanlarının mevcut olması da göz önüne alınarak dava masraflarının davalı tarafa yansıtılmasını ve müvekkil aleyhine karşı avukat vekalet ücretine hükmedilmemesini mahkememize bildirmiştir.
Mahkememiz 24/04/2023 tarihli duruşmasında davalı vekili; feragate bir diyeceğimiz yoktur, lehimize vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
HMK nun 307. maddesi “(1)Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” hükmünü amirdir.
HMK nun 308. maddesi “(1)Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. (2)Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” hükmünü amirdir.
HMK nun 309. maddesi “(1)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun 310. maddesi “(1)Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” hükmünü amirdir.
HMK nun 311. maddesi “(1)Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü amirdir.
HMK nun 312. maddesi “(1)Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (2)Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmünü amirdir.
Davadan feragat, talep tarihi itibariyle kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalının kabulüne dâhi bağlı değildir. Bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
1-Harçlar peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
5-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/04/2023

Katip Hakim