Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/808 E. 2023/120 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle;Davacı şirketin, davalı ile 21/05/2018 tarihinde “Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi” akdettiğini, bu sözleşme ile davacı kuruma ait 18 adet hat ve m2m araç takip sistemi için aylık ödenmesi gereken tutarın 1.170,84 TL olarak belirlendiğinin anlaşıldığını, sözleşme 1 yıl için taahhüt edilmesine rağmen, bildirim gönderildiği halde davalı kurum tarafından her yeni yıl için taahhüt yenileme işleminde bulunulamadığını, halbuki “indirimli sözleşme” yapılması için bu yenilemenin gerekli olduğu davalı şirket tarafından davacı müvekkile ilk anlaşmada hatırlatıldığını, zaman içerisinde ilk taahhüt miktarından fazla ücretler talep edilmeye başlandığını, Davacı şirket yetkilisi … , müşteri hizmetlerinden … hanım ile iletişime geçmiş ve sözleşmenin yenilenmesi gerektiğininin hatırlatıldığını, bunun yanında da anlaşmaya uygun olmayan çok yüksek ücretlerin talep edildiği ihtarında bulunulduğunu, müşteri hizmetlerinden her defasında davalı şirket ekibinin konuyla ilgilenmek adına davacı şirket ile iletişime geçeceği ve ekibin yönlendirildiği bilgisi verildiğini, davacı şirket tarafından bu hukuka aykırı durumun tespit edilmesi üzerine, ilk zamandan itibaren bu yanlışlığın düzeltilmesi talebi, gerek telefon gerekse de e-mail yoluyla, gerekse yüz yüze görüşmeler de davalıya iletildiğini, …’in müşteri hizmetleri ile yapılan görüşmelerinin davalı şirkette muhafaza edilmesi nedeniyle davalıdan temin edilmesini talep ettiklerini, Davalı şirket yetkili …, davalı şirket merkezi ile yaptığı görüşmelerin neticesiz kalması ile Konya … merkezinde görevli … ile iletişime geçtiğini, … ücretlendirmede hatanın bulunduğunu davacı şirkete bildirdiğini ve 28/10/2020, 11/11/2020 ve 19/11/2020 tarihlerinde toplamda 8.510,00 TL fazla ödeme yaptıkları gerekçesi ile geri ödemede bulunduğunu, … isimli … yetkilisinin ilk yıllarda hata olduğunu kabul edip bir miktar geri ödemede bulunmuş olması da bu davanın açılmasını gerekçelendirildiğini, zira o tarihlerde yapılan hata bizzat davalı şirket tarafından kabul edilmiş ve yetkilisi tarafından ödeme yapıldığını, sonraki ücretler için de davacı şirketin aynı yollar ile ihtarda bulunduğunu ancak bu defa olumlu ya da olumsuz geri dönüş alamadığını ve fazla ödediği ücretler iade edilmediğini, davalı şirket davacı şirketin bu usulsüzlüğü fark etmesini müteakip kendilerine olan başvuru ve itirazlarla , davacı şirketi uzunca bir süre oyalama sürecine girdiğini, davalı şirketin bu usulsuz ve haksız tahsilatları ve bu hukuka aykırı durumun dava dışı yollarla çözülemeyeceğini anlayan davacının 2022 yılı Haziran ayında sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, … tarafından bir defa kabul edilen hata telafi edildiğini ancak sonrasında istenen fazla ücretlerin iadesi yapılmadığını, bu nedenlerle davanın kabulünü, davalı tarafından “haklı bir sebebe dayanmadan” fazladan tahsil ettiği miktarlar için (HMK’nın 107.maddesi gereği ) ileride belirlenecek miktara arttırım hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik 500,00 TL belirsiz alacak davalarının kabulüyle, dava tarihinden ibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tahsil edilen miktarın davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddi gerektiğini, davalı şirketle davacı tarafından imzalanan ”… mobil telefon hizmetleri kurumsal tip abonelik sözleşmesi”, 3. Sayfası 7 numaralı ”uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlığında “… Kurumsal aboneler için İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır…” hükmünü içerdiğini, davacı yanın da açık kabulünü içeren işbu abonelik sözleşmesi kapsamında, oluşabilecek herhangi bir uyuşmazlık için İstanbul Mahkemeleri taraflarca yetkili kılınmış iken davacı yanca Konya Mahkemeleri’nde ikame olunan işbu huzurdaki davanın Sayın Mahkeme’nin yetkisiz, İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olması nedeniyle, esasa girilmeksizin usulden reddi gerektiğini, bu açıdan huzurdaki davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, davalı şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmeler doğrultusunda 18 adet hat ve m2m araç takip sistemi için anlaşıldığını, söz konusu fatura detayları incelediğinde konu sözleşmelere dahil olmayan başka numaralara ait kullanımlarda söz konusu faturalara yansıtıldığını, söz konusu fatura bedellerine sadece sözleşme kapsamında anlaşılan 18 adet hat ve m2m araç takip sistemi bedeli için değil diğer kullanımların da dahil olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki akdedilen abonelik sözleşmesi ve taahhütnamelere göre davalı şirket tarafından, davacı yana 18 adet hat ve m2m araç takip sistemi hatlarını tesis edildiğini, söz konusu abonelik sözleşmesi ve taahhütnamelerde faturalandırılmanın nasıl yapılacağı bilgisi de verildiğini, akabinde abonelik sözleşmesi ve taahhütname kapsamında davalı şirket tarafından sözleşmede belirtilen hatların tanımlanması yapılarak tam ve eksiksiz olarak davacı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin söz konusu taahhütlü sözleşmelere aykırı bir ücretlendirme söz konusu olmayıp, davacının hukuka aykırı taleplerinini reddi gerektiğini, davacı taraf davalı şirkete bildirim gönderildiği halde davalı şirket tarafından her yeni yıl için taahhüt yenileme işleminde bulunulmadığını iddia ettiğini, bu iddialar gerçeği yansıtmadığını, davacı taraf her ne kadar bildirimde bulunulduğunu iddia etmiş olsa da davalı şirkette ulaşan herhangi bir kayıtın olmadığını, davacı tarafından dosyaya buna ilişkin bir belge sunulmadığını, bu durumun ispatı davacı tarafta olduğunu, davacı taraf … isimli … yetkilisinin ilk yıllarda hata olduğunu kabul edip bir miktar geri ödeme yaptığı iddiasında bulunulduğunu, öncelikle davacı tarafın mahkemeye sunduğu dekontlarda … tarafından yapılan ödemelerde şahsi hesaptan yapıldığı görülmekte ve bu ödemenin davalı şirkete tarafından yapıldığına dair bir ibare bulunduğunu, ayrıca yapılan ödemenin hangi amaçla yapıldığına dair de herhangi bir ibare bulunmadığını, davacı yan tarafından abonelik sözleşmesine aykırı fiyatlandırma iddiası ile tanzim edilen faturalara ilişkin işbu dava açılmışsa da dava konusu faturalara davacı tarafından herhangi bir itiraz olmamış ve ilgili faturalara ihtirazi kayıt konmadan davacı tarafından fatura ödemeleri yapıldığını, bu durum davacı yanın ilgili faturaları ve ilgili fatura içeriklerini kabul ettiği anlamına gelmediğini, bu nedenlerle davalı şirketin bütün ücretlendirmeleri imzalanan sözleşmelere uygun olduğu, söz konusu ücretlendirmelerde davalı şirketin kusurunun bulunmaması, davacı yana ait sözleşme konusu olmayan numarasının faturalara dahil edilmesi, davacı yanın söz konusu hatlarda Yurt dışı tarafına kullanım ve yurt dışı paketi satın alımları, gecikme bedelleri, sekreter servisleri, sms bedelleri olması, söz konusu kullanımların davalı şirket tarafından davacı yana fatura edilmesi, Davacı tarafından söz konusu faturalara itiraz edilmemesi, yapılan ödemelerin ihtirazı kayıt konulmaksızın yapılması hususları göz önüne alınarak haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK nun yetki-genel kural başlıklı 5. maddesi; “(1)Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.” hükmünü amirdir.
HMK nun Yetki Sözleşmesi başlıklı 17. maddesi; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü amirdir.
HMK nun yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları başlıklı 18. maddesi; “(1)Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. (2)Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.” hükmünü amirdir.
HMK nun ilk itirazlar-ileri sürülmesi ve incelenmesi başlıklı 117. maddesi; “(1)İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. (2)İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. (3)İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” hükmünü amirdir.
Yine HMK 19 . Maddesi “1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. hükmünü amirdir.
HMK nun 114. maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. HMK nun 115. maddesi gereğince de yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkisizliği halinde davanın usulden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmelidir.
Dava konusu husus tacirler arasında imzalanan ve yetki şartının da bulunduğu … Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi’ nden kaynaklanan anlaşmazlıklarla ilgilidir. İşbu sözleşmesinin 7. Maddesinde “işbu Abonelik Sözleşmesinin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde öncelikle … tarafından mevzuata uygun bir şekilde oluşturulan Tüketici şikayetleri çözüm mekanizması kapsamında uyuşmazlık çözülmeye çalışılacak, çözüm bulunamadığı takdirde; kurumsal aboneler için İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır. ” hükmü bulunmakta olup buna göre davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri bakmakla MÜNHASIR YETKİLİDİR.
Bu nedenle HMK nun 114/1-ç maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın, süresinde yapılan yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın yetkisizlik nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde ise başvurunun reddi kararının kendisine tebliğinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece bir karara bağlanmasına.
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/03/2023

Katip Hakim