Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/723 E. 2023/149 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
(GÖREVSİZLİK)
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
4- … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ: Müvekkillerin murisi … TC nolu … 2010 yılı öncesinde … Kurumunun … nolu hesabına değerlendirmek amacıyla TL cinsinden bir miktar para yatırdığını, … Kurumu, yatırılan TL’yi Amerikan Dolarına çevirmiş ve 9001,00 USD olarak muris … hesabına kaydettiğini, … Kurumu yatırılan bedeli davalı … Tic. A.Ş’ye devrettiğini, nitekim taraflar arasında imzalan 20.05.2010 tarihli sözleşmenin 4/1 maddesinde “Muhatap’ Tasfiye halindeki … A.Ş.’nde kâr ve zarar katılım akdi, cari hesaplar ve hesapların eklerinde bulunan 9001 USD ‘yi bütün hakları ile birlikte ‘Temlik Alana’ temlik etmiştir.” denmek suretiyle bu husus gayri kabili rücu olarak taraflarca kabul edildiğini, hesap sahibi … TC nolu … 10.01.2021 tarihinde vefat etmesi ile, mirasçılar olarak eşi … TC nolu …, kızı … TC nolu …, kızı … TC nolu …, kızı … TC nolu … kaldıklarını, Konya . Noterliğinin 20/01/2021 tarih ve … yevmiye nolu işlemi ile düzenlenen veraset belgesinde yegane mirasçıların yukarıda sayılanlar olduğu ve başka yasal mirasçı bulunmadığı tespit edildiğini, müvekkillerin murisi Sıttıka Büyükbahçıvan ile davalı şirket arasında 20.05.2010 tarihli “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” imzalanmış ve bu sözleşme ile, davalı şirket bu tarih itibariyle murisin alacaklarından şartsız ve koşulsuz sorumlu olduğunu kabul ettiğini, Müteveffa … ile davalı … Tic. A.Ş arasında imzalanan 20/05/2010 tarihli temlik sözleşmesinin 4.3 maddesinde, hesapta bulunan 9.001,00-$ Amerikan Doları’nın 28.01.2011 tarihinde başlamak ve 28/12/2015 tarihinde bitmek üzere 60 ayda aylık 150,00-$ Amerikan Doları olacak şekilde ödeneceği ve 60 ay sonunda hesaptaki 9.001,00-$ doların tamamının ödenmiş olacağı zapt altına alınmış ve yazılı sözleşme ile bu husus taraflarca kabul edildiğini, … Tic. A.Ş tarafından imzalanan anılan sözleşmede 9.001,00-$ doların 60 ay içerisinde tamamen ödeneceği taahhüt edildiği halde, bu husus yerine getirilmediğini, yazılı sözleşmeye rağmen 1.750,00-$ dolar ödendiğini, bakiye 7.251,95$ dolar davalı uhdesinde kalmış ve hesap sahibi … ödenmediğini, taraflarınca yapılan araştırmalarda da, … davalı uhdesindeki hesabında halen 7.251,95-$ dolar bulunduğu tespit edildiğini, taraflar arasında imzalanan 20.05.2010 tarihli temlik sözleşmesinin 4/6/c maddesinde “Temliğin eski hale iadesini istemediği taktirde, kalan miktarı ‘Temlik Alan’dan tahsil cihetine gidebilecektir.” kuralına yer verilmiş olduğundan mirasçı olan müvekkiller 7.251,95 doların kendilerine ödenmesini istemişler ancak bu hususun kabul edilmemesi üzerine sözleşmenin 4/6/c maddesi gereğince paranın tahsilini isteme seçimlik hakkı kullanılarak eldeki dava açıldığını, müvekkillerinin murisi ilk defa … Kurumuna para ödemiş olduğundan, … Kurumuna ve davalı … Tic. A.Ş’ye tarafımızca yazılı müracaatlarda bulunulmuş ise de müracaatlarımıza her hangi bir cevap verilmediğini, yazılı müracaatlarına cevap verilmemesi üzerine hem … Kurumu ile hem davalı … Tic. A.Ş ile telefon görüşmeleri yapılmış, ancak her iki şirkette sorumluluğu kabul etmemiş, her ikisi de kendilerinin değil diğer şirketin sorumlu olduğunu belirterek mesuliyeti kabul etmediklerini, bu sebeplerle, 20/05/2010 tarihli “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi”, … Tic. A.Ş ile müvekkillerin murisi … arasında imzalanmış olduğundan, eldeki dava, sözleşmenin diğer tarafı olan … Tic. A.Ş ‘ye karşı açıldığını, … Kurumu ile davalı … Tic. A.Ş şirketi arasında sıkı sıkıya bağlı organik bağ bulunduğunu, her ikisi de aynı bilgilere ve belgelere sahip olup yöneticileri ve ticari sicil kayıtları da temelde aynı kişilere ait şirketler olduğunu açıkça gösterdiğini, bu sebeplerle, davalı şirket ile … arasında imzalanan “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” gereğince davalı şirket 9.001 doları gayri kabili rücu olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinden müvekkillerinin alacağını tahsil edebilmek için anılan sözleşmenin diğer tarafı olan davalı … Tic. A.Ş hakkında eldeki davanın açılması uygun bulunduğunu, davalı şirkete Konya . Noterliğinin 22.09.2022 tarih ve … yevmiye nolu işlemi ile düzenlenen ihtarları gönderilmiş ve anılan ihtar davalı şirkete 28.09.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, noter ihtarına rağmen verilen 15 günlük süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmamış konuyla ilgili olumlu ya da olumsuz bir açıklamada da bulunulmadığını, Müvekkil ile davalı şirket arasında imzalanan 20.05.2010 tarihli sözleşmenin 4/5 maddesinde müvekkile yapılacak ödemelerin … Bankası “… ” nolu hesabına yatırılacağı belirtilmiş ve bu hüküm gereğince de … Bankasında açılan hesaba … Tic. A.Ş tarafından ödemeler yapıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davalı şirket gayri kabili rücu olarak 9.001 Doları müvekkiline ödemeyi kabul etmiş ve müvekkili adına açılmış olan ve yukarıda numarası verilen … Bankası hesabına davalı şirketçe ödemeler yapılmış olduğundan davalı şirket hem hukuki hem de fiili anlamda 9.001 Doların kendilerince ödeneceğini bir kez daha teyit etmiş bulunmakta olduğunu, davalı şirket sözleşmenin 3. maddesi gereğince banka hesabına ödemeler yapmaya başlamış ancak 1750 dolar ödemiş, bakiye 7.251,95 dolar halen ödenmediğni, müvekkilleri alacağı bakiyesinin, 7.251,95 dolar olduğu hususu, davalı şirket kayıtlarında da yer almadığını, bu sebeplerle müvekkiller alacağı 7.251,95 dolardan ibaret bulunmakta olduğunu, müvekkillerinin alacaklarının tahsili için davalı şirket ile defalarca görüşme yapılmış ve son defa Konya . Noterliğinin 22.09.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilmiş olduğu halde, alacağın tahsili mümkün olamadığından, 7.251,95 dolardan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 USD’nin, vade tarihi olan 28/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince 1 yıl vadeli en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi için iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyanla; Müvekkillerinin alacağı olan ve halen davalı şirkette bulunan 7.251,95 USD’dan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100 USD’nin vade tarihinden itibaren işleyecek; 3095 sayılı Kanunu Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi gereğince, 1 yıl vadeli en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte, davalıdan alınarak, müvekkilline ödenmesine karar verilmesini, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının davalı şirkete yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Türk Ticaret Kanununun ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmünü içerir.
Yine Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü içerir.
Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiştir. Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Bu durumda eldeki somut davaya bakıldığında; mahkememizce dava dosyası, davacı vekili dilekçeleri ve beyanları incelendiğinde, uyuşmazlık konusunun taraflar arasındaki ” Alacağın Temliki, Sulh, İbra Ve Feragat Sözleşmesi ” nden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Alacağın temliki Borçlar Kanunumuzun 162. ve 172. maddeleri arasında düzenlenmiştir. TTK 4. Madde kapsamında mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava da söz konusu değildir.
Ayrıca mahkememizin emsal nitelikteki … sas … Karar sayılı dosyası istinaf incelemesine gönderilerek Konya BAM . Hukuk Dairesinin kararı gereğince de taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan 28/07/2011 tarihli sözleşmenin bağımsız mahiyette olup kendi başına hüküm ifade edeceği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TTK 11. maddesinde tanımlanan ticari işletme ile ilgili olmadığı ve davacının aynı yasanın 12. maddesinde tanımlanan tacir sıfatına sahip olmadığı, diğer bir değişle açılan davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan ve ticari işletme ile ilgili nispi ticari davalardan olmadığı ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … Esas … Karar ve 21/03/2019 tarihli içtihatı) anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin açılan davanın usulden reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu nedenle davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu hali ile uyuşmazlığının Borçlar Kanununda düzenlenmiş Alacağın Temliki sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflardan davacıların tacir olmadığı anlaşılmakla; bu davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K.114/1-C, H.M.K. 115/1-2 maddesine göre mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin KONYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2- HMK 20/1 maddesine göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde HMK 20/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/03/2023

Katip … Hakim …