Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/647 E. 2023/629 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
BEYANLAR:
Davacı vekili mahkememize vermiş 24.10.2022 tarihli olduğu dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen faturalara konu para borçlarının müvekkili şirkete ödenmediğinden Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, icra takibine 26.01.2022 tarihinde borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, Davalı şirketin müvekkili şirketten yaptığı alımlardan kaynaklı düzenlenen; … -… -… -… -… -… -… -… -… -… nolu faturalardan kaynaklı, yapılmış ödemeler sonrası bakiye: 138.972,89 TL para borcu olduğunu, bu borçlara ilişkin müvekkili şirkete halen ödeme yapılmadığını, davalının borcu ödemeyi geciktirmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazı için takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasına ilişkin itirazının iptali ve takibin ferileri ile birlikte devamını , borca haksız olarak itiraz eden davalı/borçlunun %’20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep va dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 29.12.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … Asansör firması ile Davacı … Asansör firması arasında yapılan ticari faaliyet neticesinde müvekkili şirketin borcuna istinaden müvekkili şirket çalışanı … ile davacı şirket çalışanı … arasında … plakalı aracın alış satış işlemlerine ilişkin vekalet ilişkisi kurulduğunu, davacı şirket çalışanı …’un araç satışını gerçekleştirerek 350.000,00 TL müvekkili şirketin borcuna sayılarak taraf şirketlerin cari hesaplarından düşülerek 2021 yılından devreden borç bakiyesi olan 138.972,89 TL’nin kaldığını, İşbu kalan borç bakiyesi kapsamında davacı şirket ile müvekkili şirket yetkilisinin yapmış olduğu görüşmeler neticesinde kalan bakiye borç üzerinden 50.000,00 TL daha davacı şirkete ödeme yapıldığını, sonrasında ise mail order ile 11.02.2022 tarihinde 4.000,00 TL, 15.02.2022 tarihinde 5.000,00 TL ve 17.02.2022 tarihinde 1.000,00 TL müvekkili şirketin hesabından davacı şirketin hesabına havale işlemi gerçekleştirildiğini, davacı şirkete yapılan ödemeler doğrultusunda kalan borç bakiyesinin 78.972,89 TL olarak güncellendiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMEMİZCE TOPLANAN DELİLLER VE YAPILAN İŞLEMLER:
… A.Ş.’nden ödeme dekontlarına ilişkin banka kayıtları getirtilmiştir.
Bilirkişi Mali Müşavir … 05.06.2023 tarihli raporunda özetle; Dava konusunun, davacı yan tarafından davalı şirket aleyhine 14.01.2022 tarihinde başlatıldığını, faturalardan kaynaklı 138.973,00 TL alacağına ilişkin icra takibine davalı yanın itirazı ile takibin durması üzerine itirazin iptali davasından ibaret olduğunu, takibe konu faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2021 yılından öncesine dayandığını ve sürekli açık hesap şeklinde çalışıldığını, ödemelerin fatura bazında yapılmadığını, davacı şirketin 14.01.2022 takip tarihi itibariyle 230.124,49 TL alacaklı olarak göründüğünü, talebe bağlılık ilkesi gereği takip tutarı olan 138.973,00 TL takibe konu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu, takip tarihinden sonra davalı şirket tarafından ödeme yapıldığını, dava tarihi itibariyle de 79.421,78 TL alacaklı olarak göründüğünü, davalı şirket vekili beyanlarında, takip tarihinden sonraki kalan borç bakiyesinin 78.972,89 TL olduğu belirtildiğini, bu bakiyenin davacı şirket kayıtlarında 79.421,78 TL olduğunu, yani dava tarihi itibariyle aralarındaki mutabık olmadıkları tutarın 448,89 TL’den ibaret olduğunu görüş ve kanaatlerini bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi Mali Müşavir … 07.07.2023 tarihli raporunda özetle; Davalının 2021, 2022 yılı ticari defterlerin HMK 222. maddesinde belirtilen ticari defterlerin ibrazı ve delil olma şartlarını taşıdığını, davalının ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK 222. Ve 6102 sayılı TTK’nun 64,83, Madde hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığı hususunda açılış-kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunu, davalının ticari defterlerinin Genel kabul görmüş muhasebe standartlarına, ticari defterlerindeki kayıtların tek düzen hesap planına uygun olarak kaydedilmiş olduğunu, davalının ticari defterleri ile kendi bünyesinde tutmuş olduğu kayıtlarının birbirini doğrulamadığını, cari hesap ekstresinin sahibi lehine delil olma üzelliği taşıdığını, dava konusu faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olduğunu, bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesine ilişkin olarak davalının defter ve belgelerinde kayıtlarının anlaşılır ve genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uyumlu olmadığını, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin dava ve icra takibine konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup faturaların 32 Ticari Borçlar alt hesabı 320 satıcılar hesabının detay hesabı 320.53 … Asansör ve Ticaret Limited Şirketi hesabında takip edilmiş olduğunu, hesap bakiyesinin herhangi bir belgeye dayalı olmaksızın kapatılmış olduğunu, borç alacak bakiyesinin olmadığını, davalı tarafından kesilen iade faturaların ticari defterlerine kaydedilmiş olduğunu, davalının faturalara ilişkin BA formu tanzim edilmiş olduğunu, Davalı …’nin 2021, 2022 yılı kendi bünyesinde tutmuş olduğu 2022 Yılı cari hesap ekstresinde 79.392,49 TL davacıya borçlu olduğunu, sonuç olarak dava konusu firmalar arasında ticari münasebetin olduğunu, davalının defterleri ve sunulan belgeler, faturalar üzerinden yapmış olduğu hesaplamalar neticesinde davacı …’nin 79.392,49 TL borçlu olduğu görüş ve kanaatlerini bildirdiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 10 adet faturadan kaynaklı takipte davacının, davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
İddianın esası bakımından yapılan değerlendirmede ticari defterler incelenmiştir. Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacı ve davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davalının davacıya borçlu olduğu tespit edilmiştir. Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda izah edilen nedenlerle, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları dikkate alınarak; Davanın kısmen kabulü ile Konya . İcra müdürlüğünün … esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 79.392,49 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra İnkar Tazminatı talebine yönelik olarak; İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce kabul kararı verilen miktar banka kayıtlarında ve yapılan sözleşmeler uyarınca bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü gerekir. Alacak likit ve muayyen olduğundan hükmedilen miktarlar üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Ayrıca davacının kötü niyetli olduğunun davalı tarafından ispat edilemediği nazara alınarak İİK 72/5. maddesi gereğince davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmış sehven bu husus kısa karara yazılmadığı için gerekçeli kararın hüküm kısmında da yer almamıştır.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda açıklandığı Üzere:
DAVANIN ESASININ DEĞERLENDİRİLMESİ:
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1.1. Konya . İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasındakin takibin 79.392,49 TL üzerinden devamına,
1.2. Toplam takip talebi olan 138.973 TL nin %20 si üzerinden hesaplanan 27.794,6‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Sair taleplerin reddine,
YARGILAMA GİDERLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
3. Kabul miktarı 79.392,49 TL üzerinden hesaplanan 5.423,30 karar ilam harcından davacının ödediği peşin harç toplamı 1.678,45 TL’nin masubu ile bakiye 3.744,85‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4.Davacı tarafça yatırılan 1.678,45 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5. Davacı tarafça ödenen 80,70 başvuru harcının kabul ret oranı nazara alınarak 46,10 TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6. Davacı tarafça yapılan 2.480,50 TL masrafın kabul/ret oranına göre 1.063,44 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, geri kalan 1.417,06 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7. Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8.Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (kabul/talep oranına göre) 891,20 TL’sinin davalıdan, 668,80 TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9.Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
10.Karardan sonra yapılacak masrafların kabul (57,12) -ret (42,87) oranına göre hesaplanarak taraflara yüklenmesine,
VEKALET ÜCRETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
11. Davacı taraf kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
12. Davalı taraf kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 17.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
YASA YOLU:
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14.11.2023

Katip … Hakim …