Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/644 E. 2022/738 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dava dosyası mahkememize gönderilmekle; yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili davacı hakkında takibe başlandığını, davalı bankaya borcu olmadığı halde yapılan takip nedeniyle haciz baskısı altında tüm borcu ödediğini, zira müvekkilinin borcu olmadığı halde yapılan takip sonrasında merkez bankasına yapılan bildirim ile kredi kuruluşları nezdinde itibarının sarsıldığını, müvekkilinin davalı bankanın vadesiz mevduatı ve kredi kartı bulunan müşterisi olduğunu, başkaca kendisinin kredi ilişkisi bulunmadığını, 2014 Aralık tarihinin hesap kesim tarihinin 18/12/2014 tarihi olup 28/12/2014 tarihinde kredi kartından doğan borcun ödendiğini, hiçbir borç olmamasına rağmen başlatılan icra takibi dolayısıyla müvekkilinin mağdur olduğunu, haksız hacizde haciz işlemi talepte bulunanın hakkını korurken haciz yapılanın aslında borçlu olmadığı halde borçlu gibi görünen kişilerin çıkarlarının tehlikeye girdiğini belirterek; müvekkili davacının haksız haciz nedeniyle fazladan ödediği 4.200,00 TL, ile 10.000,00 TL manevi zararının davalı bankadan dava tarihi itibarıyla yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; davacının müvekkili banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesi gereğince kredi hesabı ve kredi kartı müşterisi olduğunu, borçlunun kredili mevduat kullanımından ve kredi kartı kullanımından gecikmeye düşmesi sonrasına hesapları kat edilerek Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını ve itirazsız olarak icra takibinin kesinleştiğini, takibe geçildikten sonra borçluya karşı herhangi bir haciz işlemi uygulanmadığını, davacı borçlu ile yapılan görüşmede itirazsız olarak ödeme yapılarak borçlunun dosyasının kapatıldığını, borçlu … ile karşılıklı olarak ibraname imzalanarak birer suret olarak taraflarda kaldığını, söz konusu ibranamede “yukarıda anılan ödemelere ilişkin tutarların doğru olduğunu, belirtilen tutarlar dışında başka bir ödeme yapmadığımı, söz konusu icra takibine ilişkin olarak icra müdürlüğü tarafından hesaplanacak olan tahsil harcının ilgili icra müdürlüğüne ödemekle yükümlü olduğumu ve … A.Ş. ‘den herhangi bir hak ve alacak talebim bulunmadığını kabul ve beyan ederim” şeklinde beyan edildiğini, bu nedenle davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, hukuki yararının bulunmadığını, davacının icra takibine konu borcunu itirazsız olarak ödeyerek müvekkilini ibra etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ibranamenin imzalandığı 02/02/2015 tarihinden yaklaşık iki ay sonra işbu davayı açmış olmasının da kötüniyetli olduğunu gösterdiğini belirterek; açıkça müvekkili bankayı ibra etmiş olan davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dava dosyası mahkememize gönderilmekle; mahkememiz … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu aldırılmıştır.
… A.Ş.’nin 08/01/2016 tarihli cevabi yazısı ile; hesap ekstresi, kredi kartı ekstresi, genel kredi sözleşmesi, temel bankacılık hizmet sözleşmesi, ticari kart sözleşmesi suretinin gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Bankalar Birliğinin 18/12/2019 tarihli cevabi yazısı ile, takibe konu belgelerin üyesi olan banka ve finansal kuruluşunca tutulduğunu, ilgili üyeden talep edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … . Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 26/09/2017 tarihli raporunda; müşteri diye nitelendirilen … ‘ın … A.Ş…. Şubesinden; … No.ku kredi kartı kullandığı, davacı …’ın takibe konu yapıldığı görülen … no.lu kredi kartı ekstre barçlarının 18.12.2014 son ekstre borcu dahil düzenli bir şekilde ödenmesine rağmen Banka tarafından herhangi bir ihtarname çekilmeksizin ve 18.01.2014 bir sonraki hesap kesim tarihi de beklenmeksizin doğrudan takibe geçtiğinin görüldüğünü, diğer taraftan kredi kartı ekstresinin (18.12.2014-15.01.2015) tarihleri arası hesap ekstresinin ve yine 15.01.2015 icra takip tarihinden sonra kredi kartının hesap ekstresinin avalı Bankadan ve vekilinden yazılı olarak talep etmeme rağmen bir türlü temin edilemediğini, bu nedenle 18.12.2014 tarihi itibariyle 7.221,27 TL alışveriş tutarı ile taksitlendirilmiş alışveriş tutarları gözetilerek, bir sonraki hesap kesim tarihi 18.01.2015 gelmeden 15.01.2015 tarihinde takibe geçilmesi nedeniyle, sadece taksitlendirilmiş alışveriş tutarları üzerinde faiz hesabının yapıldığını, 15.01.2015 tarihi itibariyle hesaplamada, Davacı …’ın davalı bankaya karşı 19.110.93 TL anapara, 224,15 TL işlemiş akdi faiz ve 11.20 TL BSMV olmak üzere toplam 19.346.28 TL borçlu olduğunun hesap edildiğini, davacı vekilinin Mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde, Müvekkili hakkında Konya .İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takiple ilgili olarak haciz baskısı altında tüm borcun ödendiğini, ancak müvekkilinin davalı bankaya muaccel olmuş borcunun olmadığını, başlatılan bu takip nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü, müvekkilinin kredi kuruluşlarında itibarının sarsıldığını, müvekkilinin bankanın mevduat ve kredi kartı müşterisi olduğunu, başkaca kredi ilişkisinin olmadığı ifade edilerek, müvekkilinin haksız haciz nedeniyle fazladan ödediği 4.200 TL ile 10.000 TL manevi zararın davalı bankadan dava tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiğini, sonuç olarak; bir sonraki hesap kesim tarihi 18.01.2015 gelmeden, diğer bir ifade ile muaccel olmuş bir borcun olmadığı halde 15.01.2015 tarihinde takibe geçildiği, takibe geçilmesi sonucunda, davacı …’ın diğer Banka ve Finans kurumları nezdinde sorunlu müşteri olarak gözükmesine neden olunduğu, ayrıca 3.643.52 TL avukatlık vekâlet ücretini ödemek zorunda kalırdığının anlaşıldığını, ayrıca Davalı banka tarafından Konya . İcra Müdürlüğü’nün 14.01.2015 Tarih ve … Esas Sayılı Dosyasında başlatılan “İlamsız Takiplerde Ödeme Emri”ne süresinde itiraz edilemediğinden, icra tehditi altında Banka tarafından belirlenen tutarın ödendiği, diğer taraftan İcra emrinin işleme konulmadan Davacı … ile davalı … A.Ş. vekili Av. Tolga Kars arasında ibraname imzalandığı, İbranamede … hakkında başlatılan icra takibine konu Banka alacağına mahsuben, 31.626.11 TL asıl alacak, 222.70 TL takip masrafı, 3.643.52 TL vekâlet ücreti olmak üzere toplam 35.492.33 TL ödeme yapılması için karşılıklı ibralandığı, … A.Ş.’den herhangi bir hak ve alacak talebinin bulunmadığının Kabul ve beyan edildiği, yapılan bu ödemeler neticesinde sözkonusu icra dosyasına ait banka alacaklarının sona erdiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Hesap Bilirkişi … . Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 16/04/2018 tarihli raporunda; İcra takip tarlhi olan 14.02.2015 tarihi itibariyle davacının muaccel bir borcu olmadığından ödediği miktarın nedensiz olarak vadesi gelmemiş bir borç için ödendiği, 02.02.2015 tarihli ödemenin olduğu bedelin takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş borcu için ödendiğinin kabulü halinde davacının sadece anaparayı ödemek durumunda olacağı için 16.381,40 TL, fazladan ödeme yapmış olacağı, takip tarihi itibariyle borçlu olduğunun ve takipte haklı olduğunun kabulü halinde ise davacının 13,434,36 TL. fazla ödeme yapmış olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin 16/10/2019 havale tarihli bedel artırım dilekçesi sunduğu görülmüştür.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalı bankanın vadesiz mevduatı ve kredi kartı müşterisi olduğunu, Aralık 2014 borcunun hesap kesim tarihi 18/12/2014 tarihi olup 28/12/2014 tarihinde kredi kartından doğan borcun ödendiğini, hiçbir borç olmamasına rağmen başlatılan icra takibi dolayısıyla müvekkilinin mağdur olduğunu, bu nedenlerle; müvekkilinin haksız haciz nedeniyle fazladan ödediği 4.200,00 TL ile 10.000,00 TL manevi zararının davalı bankadan dava tarihi itibarıyla yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili bankanın genel kredi sözleşmesi gereğince kredi hesabı ve kredi kartı müşterisi olduğunu, davacının kredili mevduat kullanımından ve kredi kartı kullanımından gecikmeye düşmesi sonrasında hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının itiraz etmeksizin ödeme yaptığını ve müvekkili banka ile davacı … arasında ibraname imzalandığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Bankacı bilirkişi … sunmuş olduğu 26/09/2017 tarihli raporunda neticeten; davacı … … A.Ş./… Şubesinden; … No.lu kredi kartı kullandığı, davacı …’ın takibe konu … no.lu kredi kartı ekstre borçlarının 18.12.2014 son ekstre borcu dahil düzenli bir şekilde ödenmesine rağmen banka tarafından herhangi bir ihtarname çekilmeksizin ve 18.01.2014 bir sonraki hesap kesim tarihi de beklenmeksizin doğrudan takibe geçtiğinin görüldüğü, 18.12.2014 tarihi itibariyle 7.221,27 TL alışveriş tutarı ile taksitlendirilmiş alışveriş tutarları gözetilerek, bir sonraki hesap kesim tarihi 18.01.2015 gelmeden 15.01.2015 tarihinde takibe geçilmesi nedeniyle, sadece taksitlendirilmiş alışveriş tutarları üzerinde faiz hesabının yapıldığı, 15.01.2015 tarihi itibariyle hesaplamada, Davacı …’ın davalı bankaya karşı 19.110,93 TL anapara, 224,15 TL işlemiş akdi faiz ve 11,20 TL BSMV olmak üzere toplam 19.346,28 TL borçlu olduğunun hesap edildiği, bir sonraki hesap kesim tarihi 18.01.2015 gelmeden, diğer bir ifade ile muaccel olmuş bir borcun olmadığı halde 15.01.2015 tarihinde takibe geçildiği, takibe geçilmesi sonucunda, davacı …’ın diğer Banka ve Finans kurumları nezdinde sorunlu müşteri olarak gözükmesine neden olunduğu, ayrıca 3.643,52 TL avukatlık vekâlet ücretini ödemek zorunda kalındığının anlaşıldığını, ayrıca Davalı banka tarafından Konya . İcra Müdürlüğü’nün 14.01.2015 Tarih ve … Esas Sayılı Dosyasında başlatılan “İlamsız Takiplerde Ödeme Emri”ne süresinde itiraz edilemediğinden, icra tehdidi altında Banka tarafından belirlenen tutarın ödendiği, diğer taraftan İcra emrinin işleme konulmadan Davacı … ile davalı … A.Ş. vekili Av. Tolga Kars arasında ibraname imzalandığı, İbranamede … hakkında başlatılan icra takibine konu Banka alacağına mahsuben, 31.626,11 TL asıl alacak, 222,70 TL takip masrafı, 3.643,52 TL vekâlet ücreti olmak üzere toplam 35.492,33 TL ödeme yapılarak davacı ile davalı bankanın karşılıklı ibralaştığı, … A.Ş.’den herhangi bir hak ve alacak talebinin bulunmadığının kabul ve beyan edildiği, yapılan bu ödemeler neticesinde sözkonusu icra dosyasına ait banka alacaklarının sona erdiği tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Hesap Bilirkişi … sunmuş olduğu 16/04/2018 tarihli raporunda neticeten; İcra takip tarihi olan 14.02.2015 tarihi itibariyle davacının muaccel bir borcu olmadığından ödediği miktarın nedensiz olarak vadesi gelmemiş bir borç için ödendiği, 02.02.2015 tarihli ödemenin olduğu bedelin takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş borcu için ödendiğinin kabulü halinde davacının sadece anaparayı ödemek durumunda olacağı için 16.381,40 TL, fazladan ödeme yapmış olacağı, takip tarihi itibariyle borçlu olduğunun ve takipte haklı olduğunun kabulü halinde ise davacının 13.434,36 TL. fazla ödeme yapmış olacağı tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir bilirkişi raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Davacı vekilinin 16/10/2019 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile, maddi tazminat taleplerine ilişkin dava değerini 16.381,00 TL’ye artırmıştır.
Her ne kadar düzenlenen bilirkişi raporlarında davacının muaccel olmayan bir borcu ödediği ve bu borç neticesinde fazla ödemelerin bulunduğu tespit edilmiş ise de; davalı cevap dilekçesi ekinde sunulan ve mahkememizce aslı görülen ibranamede, davacının borçlu sıfatıyla dava konusu icra takibine ilişkin olarak davalı alacaklı …’tan herhangi bir hak ve alacak talebi bulunmadığını kabul ve beyan ederek ilgili evrakı imzalamıştır.
Her ne kadar davacı vekili 2. celsede ilgili imzanın ibranamenin içeriğini kabul manasında değil ” bir suretini aldım” ifadesinden sonra atıldığından ibraname örneğinin alındığına dair imza olduğunu savunmuş ise de; ilgili evraktaki beyanların açıklığı ve imzanın ismin altına gelecek şekilde atılması hususları nazara alındığından davacının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
İbraname, iki taraf arasında herhangi bir alacak yada verecek olmadığını ve tarafların bu konuda hak talep etmeyeceklerini gösteren bir belge olup, ibra eden taraf açısından bağlayıcı yükümlülükler doğurmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin incelenmesinde de; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takipte düzenlenen ödeme emrine konu … nolu krediye ilişkin olarak borçlu … ile alacaklı … arasında düzenlendiği, düzenleme tarihinin, icra takibinden sonra, dava tarihinden önce 02/02/2015 tarihli olduğu ve ilgili tutanakta davacının davalıdan herhangi bir hak ve alacak talebinin bulunmadığını beyan ettiğinden ve ilgili evrak yazılı olarak düzenlendiğinden mahkememizce tüm vasıfları taşıyan geçerli bir ibraname olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı işbu dava ile Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuş ise de; ilgili icra takibinin ödeme emrinin düzenlendiği tarih 14/01/2015 tarihi olup, ilgili ödeme emrinin 17/01/2015 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, taraflar arasındaki düzenlenen ibraname de ilk ödeme tarihinin 30/01/2015 olarak belirtildiğinden ve bu ödeme sonrası 02/02/2015 tarihinde davacı, davalıyı tüm hak ve alacaklarına yönelik olarak ibra etmesi sebebiyle, başlatılan takip muaccel olmayan bir borca ilişkin olsa dahi davacının uğramış olduğu zararlara ilişkin maddi veya manevi hiç bir hak talep edemeyeceği takdir ve kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının 242,51 peşin harç ve 211,44 TL ıslah harcın mahsubu ile fazladan alınan 373,21 TL harcın Harçlar Kanununun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
4-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/12/2022

Katip Hakim