Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/606 E. 2023/472 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının Butlanı
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı vekilinin davalılar aleyhine açtığı genel kurul kararının iptali ve tenkis davasının Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedildiği, adı geçen mahkemece yapılan inceleme sonunda genel kurul kararının iptali davasının tefrik edilerek yine sözü geçen mahkemenin … Esas sırasına kaydedildiği, yine sözü geçen Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/09/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle; mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkili ile davalı … ‘ ın ortak murisi olan … ‘ ın 11/07/2015 tarihinde vefat ettiğini, veraset ilamı incelendiğinde müvekkilinin de murisin yasal mirasçısı olduğunun görüleceğini, murisin 2015 yılının başlarında aniden rahatsızlandığını ve 11/07/2015 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefatından 3 hafta öncesinde davalı … A.Ş.’ de bulunan %72 oranındaki hissesini 17/06/2015 tarihli genel kuru kararı ile eşine devrettiğini, devir tarihinde murisin ağır hasta olarak evinde tedavi gördüğünü, genel kuruldaki imzaların murisin eli ürünü olmadığını, müvekkilinin eşi ile birlikte muris babasına ait davalı şirkette 20 yıldır sigortalı olarak çalıştığını, davalı şirketin marka değerini ikiye üçe katladığını, müvekkilinin buna rağmen şirket haklarından mahrum bırakılarak annesi ve ikiz kardeşi tarafından şirketten gerek miras hakları gerekse işçilik hakları verilmeden kovulduğunu, genel kurul kararında yer alan imzaların murise ait olmadığından bahisle hisse devir işleminin yok ve butlan hükmün olduğunun tespiti ile murisin %72 oranındaki şirket hisselerinin terekeye iadesine ve %72 oranındaki hissenin miras payları oranında müvekkili …’ nun ortaklar defterine kaydı ile ticaret sicil defterine tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, işbu davalarının terditli olduğunu, muris imzasının kendi el ürünü olduğunun tespiti halinde %72 oranındaki şirket hissesini eşi davalı …’ a muvazaa ile devrettiğinin tespiti ile bu nedenle hisse devir işleminin iptaline ve davacı müvekkillinin miras hissesi oranında adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, murisin ölümünden kısa bir süre önce şirket hisselerinin tamamını eşi …’ a devrettiğini, devir işleminden önce %3 hisse oranına sahip olan …’ ın muvazaalı devir ile şirketin %75 oranında hissedarı olduğunu, yaşlı ve hasta kimselerin yakınlarının baskılarına karşı koyamaması, başkalarını bakım ve yardımlarına muhtaç olan miras bırakanın zayıf döneminde yakınında bulunanların etkisi ve hatta baskısı ile istemeden de olsa uzaktaki mirasçıların aleyhine muvazaalı işlemler yapabilmelerinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalı …’ ın eşinin hasta, kendi bakımına muhtaç ve acziyet hallerinden faydalanarak muris eşine baskı yaptığını ve şirket hisselerinin tamamını kendi üzerine aldığını, babasının ağırlaştığını ve entübe edildiğini dahi çok sora öğrenen müvekkilinin ölürken dahi babasının yanında olamadığını, müvekkilinin İstanbul’ da yaşıyor olmasını fırsat bilen davalı …’ ın davacıya kendi bilmesini istediği kadar bilgi vererek bu süreci kendi menfaati doğrultusunda tamamladığını, davalı …’ ın ben ölene kadar kimseye mal vermem herşey benim üzerimde olacak şeklinde sürekli olan ifadelerinin bulunduğunu, Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarındaki durumların somut olayda mevcut olduğunu, ölümünden kısa bir süre önce ağır hasta iken yapılan hisse devrinin muvazaanın varlığına işaret ettiğini, murisin hisse devir tarihinde gerek şirketinden gerekse sahibi olduğu birçok taşınmazlardan ciddi gelir elde etmesinin davalı şirketteki hisselerini gerçek anlamda satmaya ihtiyacının bulunmadığının kanıtı olacağını, devir tarihi itibari ile davalı …’ ın ev hanımı olup kendisinin hayatının hiçbir döneminde aktif çalışma hayatının olmadığını, bu nedenle dava konusu %72 oranındaki şirket hissesini satın alım gücünün de bulunmadığını, mahkemece yapılacak sosyal ekonomik durum araştırması neticesinde de murisin hissesini satmasını gerektirecek bir durumunun olmadığının anlaşılacağını, murisin paraya ihtiyacı olduğunun bir an için kabul edilse dahi gerçek bedelle 3. kişiye satılabilecek iken hissenin çok düşük bir fiyatla eşin satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı …’ ın muvazaalı devrin varlığını bilebilecek durumda olması nedeniyle varolan karinenin aksini ispatla kendisinin sorumlu olduğunu, muris muvazaası nedeniyle yapılan devir işlemlerinin iptali ve tescilinin mümkün olmaması halinde müvekkilinin saklı payının payına tecavüz edildiğinin aşikar olduğunu, murisin mirasçısı olarak eşi, 2 kızı ve 1 oğlunun bulunduğunu, başka mirasçısının bulunmadığını, tenkise tabi tüm tasarrufların tespiti ile terekeye dahil edilmek suretiyle miras bırakanın ölüm günündeki terekesinin tespiti ile davacı müvekkilinin sabit tenkis oranının belirlenmesini ve tenkise tabi tasarrufların kanunda belirtilen sıraya göre belirlenen sabit paylarına tekabül edecek kısmın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalıların TMK’ nın 566. maddesi gereğince iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre sorumlu tutulmalarını da ayrıca ve önemle talep ettiklerini, işbu davalarının konusuz kalmaması için hisse payının üçüncü kişilere devrinin engellenmesi için KTO kayıtlarına tensiben ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerinden bahisle işbu davada uyuşmazlık konusu olan şirket hisselerinin ve bunun yanısıra şirketin aktifinde bulunan taşınır taşınmaz tüm malvarlıkların üçüncü kişilere temlikinin önlenmesi için HMK’ nun 389. maddesi gereğince teminatsız olarak … Ticaret A.Ş.’ nin uyuşmazlık konusu %72 oranındaki şirket hisselerinin KTO kayıtlarına tedbir konulmasına, yine davalı … Ticaret A.Ş.’ nin malvarlığının sorgulanması sonucunda bulunan taşınır-taşınmaz tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mahkeme aksi kanaatte olursa … Ticaret A.Ş.’ nin tüm aktif taşınır-taşınmaz malvarlıklarının kaydına davalıdır şerhi konulmasına, haklı davalarının kabulü ile öncelikle muris …’ ın davalı şirket … Ticaret A.Ş.’ de bulunan %72 oranındaki hissenin muris adına atılan sahte imza ile davalı …’ a yapılan hisse devri konulu 17/06/20,156 tarihli genel kurul kararının yoklukla butlanının tespiti ile murisin %72 oranındaki şirket hissesinin terekeye iadesi ve veraset ilamında belirtilen miras payları oranında davacı müvekkili adına ortaklar defterine kaydı ile ticaret sicil defterine tesciline, hisse devri konusu 17/06/2015 tarihli genel kurul kararındaki imzanın muris …’ın eli ürünü olması halinde muris muvazaasının tespiti ile muris muvazaasına dayalı şirket hissesi devir işlemlerinin iptaline, davacı müvekkilinin miras hissesi oranında adına kayıt ve tesciline yada şirketin tüm aktif malvarlığının tespiti ile davacı müvekkillerinin sabit tenkis oranının belirlenmesini ve tenkise tabi tasarrufların kanunda belirtilen sıraya göre belirlenen sabit tenkis oranında ve iyiniyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle tenkis davamızın kabulü ile davacı müvekkilin saklı paylarına tekabül edecek kısmın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı müvekkiline ödenmesine, ayrıca dava tarihinden itibaren davalı … Ticaret A.Ş.’ nin karlarının da hesaplanarak ticari faizleri ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALILAR VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; işbu davanın terditli olarak birden fazla talebi içerdiğini, davacının bu davayı iş sözleşmelerinin sonlandırılmasından dolayı intikam almak ve müvekkili …’ ın aile huzurunu bozmak için açtığını, davacı tarafın davaya konu ettiği belgelerdeki bilgileri yaklaşık 7 yıldır bildiğini, işbu davayı açarak müvekkili gerçek kişiyi yıpratmak istediğini, davacının eşinin ekonomik olarak zor durumda olmamaları için müvekkili şirkette çalıştırıldığını, davacının ve eşinin son dönemlerdeki iş hayatına yakışmayan tutum ve davranışları, şirket menfaatlerinden ziyade kendi menfaatlerini dikkate alarak bir takım işlemler yapmaları ve bunun gibi nedenlerle şirketin zarar görememesi için davacının eşinin iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı ve eşinin gerek şirket aleyhine gerekse şirket ortakları aleyhine zarar verici fiillerine devam ettiklerini, açılan bu davanın da bunun bir parçası olduğunu, davacı tarafından tapu iptali ve tescil talepli olarak Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yine işçi alacağına ilişkin olarak Bakırköy . İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yine davacı tarafından ortaklığın giderilmesi talepli Antalya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yine ortaklığın giderilmesi talepli Serik . Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ve yine ortaklığın giderilmesi talepli Ankara Batı . Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davalar açıldığını, davacının eşi tarafından yine işçi alacağı ile ilgili olarak Bakırköy . İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile şirket aleyhine dava açıldığını, davacının ve eşinin amaçlarının huzursuzluk çıkarmak ve haksız kazanç elde etmek olduğunu, genel kurul kararının butlanı davası mutlak ticari dava olduğundan işbu davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle davada öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının talebine konu genel kurul kararının bulunmadığını, sonuç itibariyle böyle bir kararın olmadığını, müvekkili şirketin 2012 yılı genel kurul kararlarından başlamak üzere bugüne kadar yaptığı tüm genel kurul kararlarını dilekçeleri ekinde sunduklarını, ilgili kayıtlar incelendiğinde müvekkili şirketin 17/06/2015 tarihli bir genel kurul kararının bulunmadığının görüleceğini, genel kurul kararının iptali davasında davalı müvekkili …’ ın tarafı sıfatı bulunmadığından dolayı husumet yokluğundan red karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte 17/06/2015 tarihli bir genel kurul kararının olduğu kabul edilse bile davacının böyle bir talepte bulunabilecek kişilerden olmadığını, davacının işbu talepte bulunmak için taraf sıfatınını bulunmadığını, ayrıca kanunun aradığı 3 aylık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, işbu davanın var olduğu iddia edilen genel kuruldan 7 yıl sonra açıldığını, ilgili talebin bu sebeple de reddinin gerektiğini, davacının yoklukla butlanın tespiti talebi verilecek kesin süre içerisinde açıklaması gerektiğini, net bir açıklama yapılmaması halinde davanın reddinin gerektiğini, muris muvazaası iddiasıyla muris … tarafından müvekkili … adına yapılan hisse devrinin iptali ile davacının miras oranında kendi adına tescili yada şirketin tüm aktif malvarlığı değerlerinin tespiti ile davacının miras payı oranındaki hisse bedelinin parasal karşılığı taleplerinde müvekkili şirketin taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirket açısından esasa dahi girilmeden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, muris …’ ın amacının davacıdan mal kaçırmak olmadığını, eğer niyetinin mal kaçırmak olması durumunda murisin kendi şirketinde çok yüksek maaşlara davacıyı ve eşini çalıştırmayacağını, murisin yaptığı devir işleminden sonra davacıya gayrimenkul verildiğini, ciddi miktarda nakit ödeme yapıldığını, söz konusu ödemelerin aylık dönemler halinde ve bazı dönemlerde toplu olarak yapıldığını, şirketin mevcut hale gelmesinde murisin eşi olan müvekkilinin büyük katkısını olması ve murise bakımından dolayı minnet duygusu içerisinde müvekkiline devrettiğini, çocukların da iradesinin bu yönde olduğunu, murisin bakımının müvekkili tarafından yapıldığı dikkate alındığında Yargıtay kararları gereği davanın reddinin gerektiğini, muris …’ dan kalan … ili … ilçesi … Mahallesinde bulunan … ada … parsel … numaralı taşınmazın müvekkili ve dava dışı mirasçılar … ve … ‘ ın taşınmazdaki hisselerini davacıya devrettiğini, ilgili taşınmazın tapuda davacı adına tescil edildiğini, ayrıca dava dışı …’ ın … A.Ş.’ deki hissenin bir kısmını davacıya devrettiğini, devir karşılığı herhangi bir ödeme almadığını, tenkis talepli açılan bir davada şirketin taraf sıfatının bulunmadığını, bu talep yönünden müvekkili şirket yönünden esasa dahi girilmeden taraf sıfatı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca tenkis talebinde hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu nedenle her iki müvekkili yönünden esasa girilmeden davanın reddinin gerektiğini, zira tenkis davası açmak için mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl içinde davayı açması gerektiğini, davacının saklı paya müdahaleye gerekçe gösterdiği hisse devrinin sağlararası bir işlem olduğunu, tenkiste asolanın ölüme bağlı tasarrufların tenkis edilmesi olduğunu, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, usulü sebeplerinin haklı görülmemesi halinde murisin yaptığı hisse devrinin davacının saklı payına müdahale mahiyetinde olmadığından işin esası yönünden de davanın reddinin gerektiğini, murisin taşınmaz olarak dahi onlarca taşınmazının bulunduğunu, böyle bir malvarlığı içerisinde hisse devrinin davacının 1/8 lik saklı payına müdahalenin sınırında olmadığının açık olduğunu, murisin taşınmazlarının araştırılması için tapu müdürlüklerine yazı yazılmasını talep ettiklerini, Türkiye Noterler birliğinden murisin ölüm tarihi olan 11/07/2015 tarihi itibariyle adına kayıtlı araç bilgilerinin istenilmesini talep ettiklerini, yine Türkiye Bankalar birliğine ve tüm icra müdürlüklerine yazı yazılarak hesap bilgilerinin ve borçlu olduğu dosya bilgilerinin istenilmesini talep ettiklerinden bahisle öncelikle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, müvekkili şirketin yoklukla butlanı tespiti talep edilen 17/06/2015 tarihli genel kurul kararı bulunulmadığından konusu bulunmayan talebin reddine, davacının ilgili talepte bulunmaya hakkı olan kişiler arasında bulunmaması ve talepte bulunmak için gerekli olan hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle talebin usulden reddine, davacının davada taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle davanın reddine, davacının muris muvazaası talebi ile ilgili müvekkili şirketin taraf sıfatı bulunmadığından talebin usulden reddine, hisse devir işleminin mal kaçırmak olmadığından davanın esastan reddine, davacıya aktarılan mal varlıkları dikkate alınarak davanın reddine, tenkise tabi tüm tasarrufların tespiti ve davacının saklı payına karşılık gelen kısmın davacıya ödenmesi talebi ile ilgili müvekkili şirketin taraf sıfatı bulunmadığından usulden reddine, ilgili talep ile ilgili olarak hak düşürücü süre geçtiğinden talebin usulden reddine, tenkisin sağlararası kazandırma olmaması nedeniyle reddine, müvekkili şirketin ortaklık yapısında davacıya isabet edecek hisse oranının parasal karşılığının belirlenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; davalı şirketin 17/06/2015 tarihli ortaklar genel kurul kararının ve bu karara dayalı olarak yapılan tüm işlemlerinin yoklukla butlan olduğunun tespiti davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, davalı şirketin ticaret sicil kayıt örnekleri, davalı şirketin genel kurul toplantı tutanakları, davalı şirketin 17/06/2015 tarihli ortaklar genel kurul kararı örneği, murisin nüfus kayıt ve veraset ilamı örneği, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı, tapu müdürlüğünden gelen cevabi yazı örnekleri, davalı şirketin 12/06/2015 tarihli 2012-2013-2014 dönemi olağan genel kurul toplantısı hazirun cetveli ve toplantı tutanağı örneği, davalı şirketin 10/07/2015 tarihli yönetim kurulu karar örneği, davalı şirketin diğer genel kurul evrakları, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan imza incelemesine dair uzman raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 19/06/2023 tarihli yazısı ekinde temin edilen imza incelemesine ilişkin raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
{}HUKUKİ DELİLLER{}
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Butlan başlıklı 447. maddesi;”(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.
” hükmünü amirdir.
Mahkememizce Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden temin edilen 19.06.2023 tarihli raporunda; “İnceleme konusu 17/06/2015 tarihli … no.lu kararda … adına atılı imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir KANAAT RAPORU” tanzim edilmiştir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan bu davada, davalı şirkette 155.520 paya karşılık hisseye sahip olan ve 11.07.2015 tarihinde vefat eden davalı şirketin eski ortağı ve davacı ve davalı …’ın murisi olan …’ın davalı şirketteki hisselerinin davalı …’a devrine ilişkin 17.06.2015 tarihli ortaklar genel kurulu kararının sahtecilik nedeniyle yoklukla malul olduğunun tespiti, murisin davalı şirketteki hissesinin terekeye iadesi talep edilmiş olup; davalı vekilince öncelikle dava konusu edilen genel kurul kararının bulunmadığının ileri sürüldüğü, devamında davacının dava açma hakkının bulunmadığı ve ayrıca davalı …’ın davada husumet ehliyetinin bulunmadığı, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalılar vekilince davaya konu 17.06.2015 tarihli genel kurul kararının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; yargılama aşamasında davalılar vekilince asılları ibraz edilen davalı şirkete ait Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterlerinin 3. Sahifesinde böyle bir toplantı tutanağı ve karar mevcut olmakla ve celbedilen Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün kayıtlarına göre davalı şirketle daha evvelden 6480 adet hisseye sahip iken daha sonra hissesinin 162.000 adet’e çıktığı ve bu nedenle davalı …’ın hisse miktarlarının 155.520 adet arttığı görülmekle böyle bir toplantı ve devir işleminin yapıldığının kabulü gerekmiştir.
Davalılar vekilince davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı iddia edilmiş ise de; bu davanın miras hakkına dayalı olması ve davacının da muris …’ın yasal mirasçısı olması nedeniyle dava açmasında yasal bir engelin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalılar vekilince davalı …’ın davada husumet ehliyeti olmadığı iddia edilmiş ise de; davalı …’ın sahtecilik iddiasında bulunan genel kurul toplantısında alınan kararla murise ait hisseleri devraldığı ve bu anlamda işlemin tarafı olduğu anlaşıldığından bu itirazın da reddi gerekmiştir.
Davalılar vekilince genel kurul kararlarının iptali için kanunun aradığı 3 aylık hak düşürücü sürenin dolduğu ileri sürülmüş ise de; davamız nitelik olarak genel kurul kararlarının iptali değil, genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti davası olması ve bu davanın ileri sürülen dava sebebine göre herhangi bir hakdüşürücü süreye tabi olmamasından dolayı bu itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir.
Esastan yapılan değerlendirmede; davacı vekilince davalılar aleyhine açılan bu davada davalı şirkette hissedar olup; 11.07.2015 tarihide vefat eden muris …’ın davalı şirketteki 155.520 adet hissesinin davalı …’a devrine ilişkin 17.06.2015 tarihli ortaklar genel kurul kararındaki imzanın murise ait olmadığı ileri sürülerek; yoklukla maluliyet iddiasına dayalı genel kurulun butlanına ilişkin TTK’nun 447. maddesinde düzenlenen bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 447. maddesinde düzenlenen butlan hallerinde TTK’nun 445. maddesinde düzenlenen iptal sebeplerinden farklı olarak, butlan sebebinin var olduğu durumda genel kurul kararının alınması sırasında kurucu, şekli ve usulü nitelikteki emredici kurallara aykırı davranıldığı için genel kurul kararı başlangıçtan itibaren zaten mevcut değildir. Mahkeme hükmü bu yokluğun tespitini ifade eder. İptal durumunda ise başlangıçta var olan bir genel kurul kararının sonradan alınan bir kararla geçersiz hale gelmesi söz konusudur.
Mahkememizce toplanan deliller ve özelikle İstanbul Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 19.06.2023 tarihli rapora göre dava konusu edilen 17.06.2015 tarihli … nolu kararda muris … adına atılı imzanın mukayese imzalarıyla kıyasla murisin eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden, bu işleme dayalı hisse devirlerinin de yapılmadığı kanaatine varılarak davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ TERTİTLİ DAVASININ TÜM DAVALILAR YÖNÜNDEN KABULÜ İLE; muris …’ın davalı …. Tic. AŞ. 155.520 adet hissesinin davalı …’a devrine ilişkin 17/06/2015 tarih ve 2015/03 sayılı ortaklar genel kurul kararının ve buna dayanılarak yapılan tüm işlemlerinin yoklukla butlan olduğunun tespiti ile murisin davalı şirketteki hisselerinin tamamının muris …’ın terekesine iadesine.
2-Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına, ilan masraflarının davacı tarafça karşılanmasına.
3-Karar kesinleştiğinde bir suretinin Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine.
4-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
5-Yargılama giderinden ayrı olarak davacıların peşinen karşıladığı 80,70 TL başvuru harcı ve 80,70 TL peşin karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
6-Davacının yaptığı 952,51 TL taraf davetiye ve posta gideri ile 2.228,00 TL adli tıp kurumu raporu gideri olmak üzere toplam 3.180,51 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
7-Davalıların yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
9-İşbu hükümden sonra gerekli olan 20,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
10-HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
11-İşbu gerekçeli kararın 02/10/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2023

Başkan Üye Üye Katip