Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/571 E. 2023/673 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
BEYANLAR:
Davacı vekili mahkememize vermiş 16.09.2022 tarihli olduğu dava dilekçesinde özetle;Davalının aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin yapıldığını borçlunun süresinde itirazları neticesinde icra takibinin durduğunu, borçlunun yetki itirazında da bulunması sebebiyle öncelikle dosya Konya’ya gönderildiğini, Konya . İcra Dairesi’nde … Esas numarasını aldığını, davalı, müvekkilinden icra dosyası takip dayanağı belgelerde görülmekte olan faturalarda bulunan malları satın aldığını, davalıya bu ürünler kargo ile gönderildiğini, davalı bu faturalardan ve cari hesaptan kaynaklanan borcunun bir kısmını davacı müvekkiline ödediğini beyanla; Davalının haksız itirazının iptaline, itiraz sonucu durmuş olan icra takibinin devamına, davalı borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı yanlara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMEMİZCE TOPLANAN DELİLLER VE YAPILAN İŞLEMLER:
Kuveyttürk’e yazılan müzekkere cevabında söz konusu hesaba ilgili davalı tarafından 21/04/2020-06/01/2022 tarihleri arası yatırılan tutarları gösterir hesap ekstresi ve eft havale raporunun gönderildiği anlaşılmıştır.
… T.A.Ş. Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında EFT işlemlerinin ve mevduat hesap hareketlerinin gönderildiği görülmüştür.
… Bankası Anonim Şirketine, … Bankası Anonim Şirketine ve … kargorya yazılan müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür.
Bilirkişi … Kayseri . Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyasına sunmuş olduğu 26.05.2023 tarihli raporunda; Davacı … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden temin edilen resmi kayıtlar üzerinden yapılan incelemeye göre … Ticaret Limited Şirketi’nin toplam 186.676,00 TL fatura ile borçlandırıldığını, buna karşılık 143.536,00 TL tahsilat yapıldığını halen 43.140,00 TL borcunun bulunduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı fatura ve açık hesaptan kaynaklı takipte, takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacının muaccel alacağının bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa miktarının ne olduğu, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı ve itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
İcra İnkar Tazminatı talebine yönelik olarak; İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce kabul kararı verilen miktar davalı tarafça ticari defter kayıtlarından bilinebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü gerekir. Alacak likit ve muayyen olduğundan hükmedilen miktarlar üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır. Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir.
Görüldüğü üzere ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde belirtilmiştir.
Davacı tarafça ibraz edilen ticari defterler incelenerek 26/05/2023 tarihli bilirkişi raporu tanzim edilmiş, söz konusu rapor davalı tarafa 04/06/2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi karşı taraf lehine usuli kazanilmiş hak doğmasına neden olacaktır. Bu hususa ilişkin Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararında “Davacının davaya konu kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranının belirlenmesi bakımından alınan, ATK Manisa Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 29.01.2014 tarihli raporuyla, davacının maluliyet oranı % 21,2 olarak belirlenmiş, davalı tarafın itirazları üzerine, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 25.02.2015 tarihli raporda ise, maluliyet oranı % 28,2 olarak tespit edilmiştir. Mahkemece; gerekçesi tartışılmadan davacının maluliyeti % 28,2 olarak esas alınmıştır. Davacının maluliyet oranına ilişkin olarak alınan ilk rapora karşı davacı vekilince herhangi bir itirazda bulunulmamış, zararın tespiti talep edilmiş; sadece davalı yanın itirazı nedeniyle yeniden maluliyet raporu alınmıştır. Bu durumda mahkemece; 29.01.2014 tarihli maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin bilirkişi raporu kendisine tebliğ edilen davacı vekili tarafından rapora itiraz edilmediği, anılan rapordaki % 21,2 maluliyet oranı yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmek suretiyle, % 21,2 maluliyet oranına göre işgöremezlik tazminatı hesabının yapılması hususunda, hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, % 28,2 maluliyet oranının esas alınarak tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” hususlarına yer verildiği görülmektedir. Öte yandan her nekadar dava değeri takip dosyasındaki kapak hesabına göre belirtilmiş ise de bu hususun maddi hataya dayalı olduğu dava değerinin takip çıkışı olan 43.140,00 tl olduğu kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenler ve diğer delil ve belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın kabulü ile; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile; Takibin 43.140,00 TL Asıl Alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, hükmedilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 8.628,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda açıklandığı Üzere:
1. Davanın KABULÜ İLE Konya . İcra Müdürülü’ğünün … esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 43.140,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2. Hükmedilen 43.140,00 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 8.628,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3. Kabul miktarı 43.140,00 TL üzerinden hesaplanan 2.946,89 TL karar ilam harcından davacının ödediği peşin harç toplamı 968,65 TL’nin masubu ile bakiye 1.978,24‬ TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4. Davacı tarafça yatırılan 968,65 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5. Davacı tarafça ödenen 80,70 başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6. Davacı tarafça yapılan 1.586,5‬ TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7. Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8. Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9. Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
10.Karardan sonra yapılacak davalıya yüklenmesine,
11. Davacı taraf kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2023

Katip Hakim