Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/561 E. 2023/111 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Alacaklı davalı tarafından, davacı müvekkili … aleyhine Konya . İcra Dairesi … E. sayılı dosyası örnek: 10 Kambiyo Senetleri özgü takip başlatıldığını, davalı aleyhine Konya . İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından icranın geri bırakılması davası açtıklarını, dava devam etmekte olduğunu, icranın geri bırakılması davası açılmasının menfi tespit davası açılmasına engel teşkil etmediğine dair Yargıtay kararı bulunduğunu, emsal Yargıtay kararında görüleceği üzere zaman aşımı nedeniyle menfi tespit davası açılabileceği hükmü bulunduğunu, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davası açılması gerektiği şeklinde mahkeme kararı Yargıtayca bozulduğunu, Kambiyo takiplerinde TTK gereği zamanaşımı süresi son haciz işleminin yapıldığı tarihten itibaren 3 yıl olduğunu, (TTK’nun 661/1. maddesi; “Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” şeklinde düzenlenmiştir. ) buna göre poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra bu süreden itibaren davalı alacaklı tarafından TTK gereği ( yıllık süre içerisinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak davalı alacaklı tarafından dava açılması gerekirken bu süre içerisinde de herhangi bir dava açılmadığını, ayrıca 10 yıllık genel zaman aşımı da dolmuş olup müvekkilinin alacaklı görünen davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla; davacı müvekkili … aleyhine başlatılmış Konya . İcra Dairesi … E., icra takibi nedeniyle davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, alacağın %20 si oranın kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf olan …’ a karşı şahsıma borcu olmasından dolayı Konya . İcra Dairesi aracılığı ile … E. sayılı dosyada 2009 yılında takip başlattığını, davacı taraf daha sonrasında Konya . İcra Hukuk Mahkemesinde … E. Sayılı icranın geri bırakılması davasını şahsına karşı açtığını, şu anda da aynı borç ile ilgili davacı taraf şahsıma karşı sayın mahkemenizde menfi tespit davası açmış bulunduğunu, Menfi tespit davası, davacı tarafın açtığı diğer davalardan ayrı olarak borcun olmadığına yönelik bir iddia barındıran dava türü olduğunu, oysaki zaman aşımına nedeniyle dosyanın düşmesi ile borç yok olmayacağını, işbu davamıza konu Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası takipsizlik nedeniyle düştüğünü, hakeza davacı taraf dava dilekçesinde zaman aşımına dayanarak takipsizlik nedeniyle borcun olmadığını iddia ettiğini, bu ise borcu ikrar mahiyetinde iken borcun olmadığı iddiasının mantığa aykırı olduğunu, şöyle ki zaman aşımı bir itiraz değil, def’i olduğunu, hesaplarını incelediğimde davacı tarafın halen borcunu ödemediği ve şahsımı halen mağdur ettiğinin ortada olduğunu, hakeza borcunu ödediğine yönelik hiçbir delil ortaya koyamadığını, eğer amacı dosyayı kapatmak ise halihazırda icra mahkemesinde yukarıda da bahsedilen davasının derdest olduğunu, böylelikle menfi tespit davası açılmasında hukuki hiç bir yarar olmadığını, üstüne üstlük takipten düşmüş takibi olmayan bir dosyaya dayanarak zaman aşımı def’i iddiasıyla % 20 kötü niyet tazminatı istenmesi 2009 yılında yapılan takibin kötü niyet barındırmaması nedeniyle son derece hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ve Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi ve ekleri ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
HMK nun DAVA ŞARTLARI başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146-161. maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından , yasanın öngördüğü süre ve şartlar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme imkanından yoksun bırakılmaktadır.
Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def’ide bulunması gerekir (HGK’nun 05.05.2010 gün ve E: … , K: … sayılı ilamı).
Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır. (… , Cilt2, s.1761;Von Tuhr: Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt1-2, s.688 vd;Vanbolat: Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHFDergisi, Cilt: III, Sayı: 1, Kayseri 2008, s.255 vd.)
Borçlu, takipte zamanaşımına dayanarak itiraz etmiş veya itirazın kaldırılması duruşmasında bunu ileri sürmüş, ancak itiraz yerinde görülmemiş ise, bu durumda zamanaşımı define dayanarak menfi tespit davası açılabilir. Buna karşılık takip sırasında zamanaşımı defini itiraz olarak ileri sürmeyen veya icra mahkemesinde bu savunmaya dayanmayan borçlu, menfi tespit davası açamaz.
Somut olayımıza bakıldığında, Konya . İcra Dairesinin … E. Sayılı icra takibine konu alacağın Borçlar Kanununda belirtilen 10 yıllık zamanaşımına uğradığı açıkça anlaşılmaktadır.
Ayrıca Davacı borçlunun Konya İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile zamanaşımına uğrayan takip nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair dava açtığı ve davanın 17.11.2022 tarihli kesin olarak verilen kararla kabul edildiği icranın geri bırakılmasına kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle artık davacının HMK 114/h maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1- Davanın HMK 114/h ve 115/2 maddeleri gereği davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması sebebiyle usulden REDDİNE,
2-Dosyanın adli yardımlı olması nedeniyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı ve 179,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam: 359,80 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Dosyanın adli yardımlı olması nedeniyle yapılan 3 elektronik tebligat gideri 27,00 TL, 3 tebligat posta gideri 142,00 TL olmak üzere toplam: 169,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Dair; tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/03/2023

Katip … Hakim …