Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/551 E. 2022/670 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
-{DİRENME KARARI}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- …
2-
3- …
4-…
5-…
6-…
7-…
8-
VEKİLİ :
9-
TASFİYE MEMURU :
10-
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmiş olup sözü geçen mahkemece verilen tefrik kararı gereğince işbu dosyamız davacısının davası tefrik edilerek sözü geçen mahkemenin … Esas sırasına kaydının yapıldığı ve sözü geçen mahkemece yapılan açık yargılama sonunda, sözü geçen mahkemenin 12/09/2007 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu karara karşı davacı tarafın temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 27/04/2009 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile karar bozulmakla, dosya yine sözü geçen mahkemenin … Esas sırasına kaydedilmiş olup yargılama sırasında Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçirilmesi üzerine dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına aktarılmakla/kaydedilmekle ve mahkememizin 04/03/2014 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin temyiz kanun yolu açık olan kararımıza temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/06/2022 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile karar bozulmakla, dosya mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiş olup mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkilinin Konya da faaliyet gösteren davalılardan … Tic. A.Ş nin hissedarı olduğunu, diğer davalıların yönetim ve denetim kurulu üyeliği yaptıklarını ve davalı şirketi zarara uğrattıklarını, şirketin öz sermaye kaybına uğradığını, bu nedenle müvekkilinin davalı şirketteki paydaşlığının ve paydaşlık oranının tescili ve tespitini yedinde bulunmayan hisse senedinin verilmesini paydaşlık oranı doğrultusunda doğrudan ve dolaylı 5.500,00 YTL zararının davalıların sorumlulukları nispetinde mahkemece belirlenerek miktarlarda davalılardan müteselsilen ve müştereken tazminine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: BİR KISIM DAVALILAR VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu ve şirkete ait hisse senetlerinin davacıya verilmiş olduğunu TTK 329 maddesi uyarınca şirketin kendi hisselerini temellük edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İŞBU DAVA; davacının davalı şirketteki paydaşlığının ve paydaşlık oranının tespiti ve tescili ile paydaşlık oranı doğrultusunda doğrudan ve dolaylı zararlarının tazminine yönelik maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, dosya içerisinde bulunan bilirkişi rapor ve ek raporları, yine dosya içeresinde bulunan kurum ve kuruluşlardan gelen müzekkere cevapları, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı ve sözü geçen karara karşı verilen Yargıtay bozma ilamı, mahkememizin … Esas sayılı dosyasından verilen karar ve karara karşı verilen Yargıtay bozma ilamı ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/09/2007 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile aynen; “……..davacının davalılardan … Tic. A. Ş aleyhine açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile davacı …’un davalı şirkette … numarada ortaklığının mevcut olduğunun 1300 hisse senedinin bulunduğu ve hisse tutarının 7.800,00 YTL olduğunun tespitine, davacının şirket aleyhine açmış olduğu alacak ve tescile yönelik talepleri yerinde görülmediğinden reddine. Davacının diğer davalılar aleyhine açmış olduğu davasının husumetten reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 27/04/2009 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile aynen; “…….davanın mahiyetinin doğrudan ve dolaylı zararlarının tazminine ilişkin olduğu davacının TTK 336/5 maddesi gereği dava hakkının bulunduğu, şirket dışındaki diğer davalıların şirkette yönetici ve denetçi olarak görev aldıklarına göre doğan zarardan sorumluluklarının bulunduğu bu nedenle öncelikle davalıların zarar veren eylemlerinin neler olduğu, talep edilen tazminatın ne kadarının dolaylı ne kadarının doğrudan zarar olarak talep edildiğinin açıklattırılması ayrıca ceza davalarının sonuçlarının beklenmesi, şirketler hukuku alanında bir uzman ve muhasebecinin bulunduğu bilirkişi kurulu oluşturularak davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde incelme yapılması, denetime uygun rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkemece verilen hükmün bozulmasına…..” şeklinde karar verilerek sözü geçen karar bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra Konya . Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan açık yargılamada usul ve yasaya uygun BOZMA İLAMINA UYULMUŞTUR.
Kapatılan Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine devrolan işbu dava dosyası mahkemenin … Esas sırasına kaydedilmiş ve mahkemenin 04/03/2014 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile aynen; “……Somut davada alınan raporların yeterli, Yargıtay bozma kararını karşılamadığı, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmadığı, bu durumun davacı tarafça da kabul edilerek yeni bilirkişi heyeti ile yeni bir rapor aldırılması gereğinin açıkça talep edilişi bu kapsamda verilen kesin süre içinde ara kararında ayrıntılı belirtilen keşif gideri, bilirkişi ücretini yatırmadığı böylece bilirkişi incelme talebinden vazgeçmiş sayıldığı , verilen kesin süre ara kararı taraflar ile birlikte hakimi de bağladığı ve geri dönmesinin söz konusu olmadığı, kesin süre ara kararının davalı açısında kazanılmış hak doğurduğu dosyada ki mevcut raporlar ile de bir hüküm kurmanın mümkün bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” denilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2018 tarihinde tekrar faaliyete geçmesinden dolayı ilgili bu dosya Mahkememize yeniden devredilmiştir.
Sözü geçen mahkemenin kararına tarafların temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/06/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında; “…………(1)Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır. Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir. (2) Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” denilerek sözü geçen kararı resen bozulmuştur.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Her ne kadar (kapatılan) Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.03.2014 tarih ve … E., … K., sayılı ispatlanamayan davasının reddine ilişkin karar Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13.06.2022 tarih ve … E., … K. sayılı ilamı ile 07.12.2019 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 735 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 41.maddesi ve Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16.maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek üzere bozulmuş ise de; eldeki dava davacının davalı şirketteki ortaklığının ve ortaklık payının tespiti, davacı yedinde bulunmayan hisse senetlerinin verilmesi ile, davacının doğrudan ve dolaylı zararlarının tazminine yönelik olduğundan bu konun kapsamında olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu dosyanın tefrik olduğu, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dosyası celbedilmiş (Eski Esası … Kök Dosya) bu dosyanın incelenmesinde; davacı … vekilince dosyamızın davalıları aleyhine davacının davalı şirketteki paydaşlığının ve paydaşlık oranının tescili ve tespiti ile, tespit edilecek paydaşlık oranları doğrultusunda doğrudan ve dolaylı 5.500,00 TL zararlarının davalılardan sorumlulukları nispetinde müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiği, mahkemenin 28.12.2017 tarihli kararı ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay . H.D.’nin 06.02.2019 tarih ve … E, … K sayılı ilamı ile “davacının ortak olduğu hususu davalı tarafça da kabul edilip bu hususta bir niza ya da çekişme olmadığından, ortaklığın tespitine karar verilmesine ilişkin dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp doğrudan zarara ilişkin bir belirlemede bulunmamış olmasına, dolaylı zarar bakımından da ancak bu zararın şirkete ödenmek üzere talep edebilecek olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine” karar verilerek onandığı davacı vekilinin karar düzeltme talebininde 17.02.2020 tarih ve … E, … K. sayılı ilamı ile reddelilerek, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin hükmünün 17.02.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmeye göre; davacı vekilince açılan bu davada davacının davalı şirkette ortaklığının ve ortaklık payının tespiti talep edilmiş ise de; Yargıtay . Hukuk Dairesinin 06.02.2019 tarih ve … E, … K sayılı onama ilamında da belirtildiği gibi, davacının davalı şirketin ortağı olduğu davalı tarafça kabul edilip, taraflar arasında bu konuda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince davada ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa yani davacıya aittir.
Davacı taraf bu davada davalıların eylemleri sonucu davacının doğrudan ve dolaylı olarak zarara uğradığını iddia ederek 5.500,00 TL zararların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş olup; bu iddialarının araştırılması için Yargıtay . Hukuk Dairesinin 27.04.2009 tarih ve … E, … K sayılı ilk bozma ilamı doğrultusunda şirketler hukuku alanında bir uzmanın ve muhasebecinin bulunduğu bilirkişi kurulu oluşturularak, davalı şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinden, mahkememizin 19.11.2013 tarihli duruşmada her bir bilirkişi için 400,00 TL olmak üzere 1.200,00 TL bilirkişi heyet ücreti ile 245,80 TL keşif yolluğunu yatırması için davacı vekiline 45 günlük kesin mehil verilerek, kesin mehilin sonuçları konusunda usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davacı tarafça kesin mehil içinde bilirkişi ücretlerinin ve keşif yolluğunun yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma kararında bekletici sorun yapılması istenen Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin 08,11,2006 tarih … Esas ve … sayılı kararı incelendiğinde dolandırıcılık, Hizmet Sebebiyle Emniyeti Suiistimal, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve dolandırıcılık suçundan kamu davaları açıldığı yapılan yargılama neticesi beraat kararı verildiği bu karar temyiz edilmekle Yargıtay. Ceza Dairesinin 31/12/2007 tarih … esas … karar sayılı ilamında öngörülen zamanaşımı tarihinin gerçekleştiği bu nedenle bozulması gerektiği ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davalı şirket temsilcileri aleyhine açılan diğer ceza davalarından . Asliye Ceza Mahkemesinin 15,11,20005 tarih … Esas … Karar sayılı kararı , . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ,… karar sayılı dolandırıcılıktan şirket yöneticileri aleyhine açılan dava ,. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı kararı,. Asliye Ceza Mahkemesinin 14,10,2005 tarih … Esas … karar sayılı kararı,. Asliye Ceza Mahkemesinin 16,03,2007 tarih … esas ve … karar sayılı kararı , En son olarak da Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas incelenmesinde tüm sanıklar hakkında TCK 104/2 maddesi gereği zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereği düşme kararı verildiği davacının bu dosyada müşteki yada müdahil olarak yer almadığı kararın Yargıtay . Ceza Dairesinin 21/11/2012 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği tespit edilmiştir.
HMK 324.maddesi gereğince taraflardan her biri ikamesine talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Hakim tarafından verilen kesin süre karşı taraf için kazanılmış hak oluşturur. Kesin süreye uymayan taraf yapılması istenilen hususun yeniden yapılmasını isteyemez. (Yargıtay . H.D. 25/06/2012 tarih … E, … K sayılı ilamı) Davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 22.03.2006 tarihli dilekçesinin 5. sayfasında açıkça şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesinin yapılmasını talep ettikleri anlaşılmıştır. Davacı vekilince Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve kendi talepleri gereğince yapılması gereken bilirkişi incelemesine dair gider avansı yatırılmadığından bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü gerekmiştir.
Ayrıca dosyamızın tefrik olduğu Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K sayılı (kök dosya) dosyasında davacı vekilince bilirkişi ücretini kesin mehil içinde yatırdığı, dosyada bilirkişi incelemesi yapıldığı halde verilen raporda “davacı tarafın davasını ispata yarar bilgi ve belge sunmadığı” yönünde görüş belirtildiği, mahkemece bu rapor ve ceza dosyalarında davalı yöneticilerin herhangi bir mahkumiyet kararı almadıklarından bahis ile ispatlanamayan davanın reddine dair 28.12.2017 tarihli kararın Yargıtay . H.D.’nin 06.02.2019 tarih ve … E, … K sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davasının ve dosyadaki tüm taleplerini ispatlayamadığı kanaatine varıldığından, mahkememizin 04.03.2014 tarih ve … E, … K sayılı kararında direnilmesine ve davacının ispatlanamayan davasının ve tüm taleplerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/06/2022 tarih … Esas … Karar sayılı ilamına DİRENİLMESİNE.
2-DAVACININ DAVASININ VE TÜM TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE.
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 74,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalı şirket tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalı BERA HOLDİNG A.Ş. ye verilmesine.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 5.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara (Davalı … ve … Haricinde) verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 22/12/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren onbeş gün içinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı mazereti kabul edilen davacı vekili ile davalı … ve davalı …’ ın mirasına tasfiye memuru olarak atanan …’ nın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …