Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/534 E. 2022/663 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVACI : 2-
VEKİLLERİ :
DAVACI : 3-
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkillerin murisi … 12.08.2021 tarihinde böbrek yetmezliği sonucu vefat ettiğini, Muris … … Bankası … şubesinden 02.04.2014 tarihinde 120 ay vade ile sabit faizli konut kredisi çekmiş olup kredi kapsamında davalı şirket tarafından 02.04.2014 tarihinden başlamak ve yıllık yenilemeli olarak hayat sigortası ile sigortalandığını, murisin kredi çektiği banka tarafından sekiz yıl boyunca murise hayat sigortası yenilemeleri hatırlatılmış muris de hayat sigortasını yenileyerek kredisini ödemeye devam ettiğini, murisin vefatı sonrası davalı sigorta şirketine dava konusu poliçeden kaynaklı ölüm tazminatının ödenmesi hususunda başvuru yapıldığını fakat herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava konusu poliçe kapsamında “sözleşme süresi içinde sigortalı ölürse sigortacı tazminatı ilgili kişilere öder” şeklinde ölme ihtimaline karşı verilen teminat açıklandığını, davalı sigorta şirketi tarafından teminat kapsamında kalan tazminat müvekkillerine ödenmediğini, bu nedenlerle; poliçelerin geçerli olduğunun kabulü ile, poliçe ölüm tazminatının ve ayrıca 10 yıl boyunca her ay ödenmesi gereken aylık ödemenin poliçede yazılı şekilde defaten ödenmesi hususunda miktarın tespiti ile davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, davacı müvekkillerine miras hissesi oranında verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(II) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İncelenen dosya kapsamı değerlendirildiğinde; mahkememizce öncelikle HMK 115/1 maddesi gereği dava şartlarının incelenmesi gerekmiş ve HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olup olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda; mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği;
6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde göreve ilişkin hükümlerin olduğu değerlendirilmiştir.
Tüketici mahkemeleri için ise ; 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde,
6502 sayılı TKHK’nun 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde,
6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir.
Yukarıda değinilen yasa maddeleri çerçevesinde dava dosyası değerlendirildiğinde; Müteveffa ile davalı firma arasında hayat sigortasına ilişkin poliçe düzenlendiği anlaşılmıştır. Somut olayda, davanın dayanağı kredi hayat sigorta sözleşmesi olup, uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hayat sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı TKHK’nın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, muris tüketici konumunda olup davacılar da miras ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı ve Hayat Sigortasına konu kredi sözleşmesinin cevap dilekçesi ekinde sunulan sözleşme kayıtlarına göre tüketici kredi niteliğinde olduğu anlaşılmakla tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, 6502 sayılı TKHK m. 3, 73/1 ve 83/2 hükümleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır. İşbu dava, 6502 sayılı TKHK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır, bu cihetle mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-H.M.K.114/1-C, H.M.K. 115/1-2 maddesine göre mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
2- HMK 20/1 maddesine göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde HMK 20/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3- HMK 331/2 Maddesine göre harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin görevli mahkemede dikkate alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/11/2022

Katip Hakim