Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/448 E. 2023/42 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 28.09.2019 tarihinde, davacı … … plakalı aracı ile seyir halinde iken, dava dışı yaya …’nın birden yola atlaması sebebiyle davacının ani fren yapmak zorunda kaldığını, davacının arkasında seyir halinde olan davalı sigortalısı … plakalı araç davacıya ait araca arka kısımlarından çarptığını, meydana gelen trafik kazasında ekte yer alan kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere davalı yaya … %50, diğer araç sürücüsü ise %50 kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun olmadığının tespit edildiğini, kaza neticesinde davacıya ait araçta 27/11/2019 tarihli rapordan da anlaşılacağı 3.526,14 TL tutarında hasar meydana geldiğini, tutanağa göre kazada %50 kusuru olan … plakalı aracın sigorta şirketi olan davalı şirket, hasarın yarısına denk gelen 1.763,07 TL tutarında davacıya ödeme yaptığını, geriye kalan 1.763,07 TL için ise herhangi bir ödeme yapmadığını, geriye kalan söz konusu 1.763,07 TL için dava dışı yaya …’ya öncelikle icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası ikame edildiğini, ne var ki yargılama esnasında alınan kusur bilirkişi raporunda davalı sigortalısı … plakalı aracın %50 değil %75 oranında kusurlu olduğu, yaya …’nın ise %25 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğini, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, verilen karar miktar itibariyle kesin olup maddi anlamda kesin hükümlü olduğunu, davalı sigorta şirketin kazadan kaynaklı olarak hasarın %75’nin ödemesi gerekmekteyken %50’sini ödediğini, kalan %25’lik kısım için işbu davanın açıldığını, işbu dava açılmadan önce durumu anlatır şekilde, ilgili mahkeme ilamı ve diğer belgeler de eklenerek davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu ancak süresi içerisinde herhangi bir cevap alınamadığını, yine iş bu dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup anlaşma sağlanamadığını, kusur durumu ve zarar miktarı kesinleşmiş mahkeme ilamı ile sabit olduğundan usul ekonomisi gereğince bilirkişi incelemesi vs. ye gerek kalmaksızın karar verilmesini, son olarak davalı borca itirazında kötü niyetli olup icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, nitekim bahsedildiği üzere davalı şirkete kaza tutanağı, kusur durumunu gösterir mahkeme hükmü, eksper raporu iletilerek başvuru yapıldığını, ayrıca icra takibinde de söz konusu belgeler dayanak belge olarak eklenmiş ve davalıya tebliğ edildiğini, alacağın likidite ve tartışmasız olduğunu, kusur durumu ve hasar miktarı şüpheye mahal vermeyecek şekilde açık olmasına rağmen yapılan icra takibine itiraz edildiğini, hal böyleyken icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğunu, davalının itirazında kötü niyetli olması sebebiyle %20 İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Dava konusu trafik kazasından kaynaklı talep edilen alacaklar zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından ikame edilen davada davalı şirketin her hangi bir kusuru olmaması nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamında gelmemek kaydıyla, sözleşmeye bağlılık yani ahde vefa ilkesi uyarınca sayın hakemce başvuru konusu kazadan kaynaklı istem bakımında ZMMS Genel Şartlara dikkate alınarak yargılamaya devam edilmeli ve hüküm kurulması gerektiğini, dosyada mevcut bilirkişi raporu trafik polisi tarafından tanzim edilmiş olup bu bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, zira Adli Tıp Kurumu Kanunu ve bu kanunun Uygulama Yönetmeliği ile trafik kazalarından doğan uyuşmazlıklarda trafik kazaları ile ilgili tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yaparak kazaya ilişkin kusur oranlarının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi hususunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi görevlendirildiğini, yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yönde olduğunu, meydana gelen kazada davalı şirketin sigorta teminatı kapsamına aldığı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, hasar dosyasının açılmasını takiben araçta meydana gelen hasarın tespiti için yapılan incelemelerde araçta meydana gelen davalı şirketin sorumluluğundaki hasar tutarının 1.763,07 TL olduğu ekspertiz hesaplaması sonucu tespit edildiğini ve belirlenen 1.763,07 TL tutarındaki hasar onarım bedeli başvuran tarafa ödendiğini, borcu sona erdiren en önemli sebeplerden biri olan ifa, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) ayrı bir bölümünde düzenlendiğini,(TBK m. 83 vd.) ancak bir borcun sona ermesinin bu borca bağlı olan hak ve borçlara etkisini düzenleyen TBK m. 131’de borcu sona erdiren sebeplerden biri olarak ifadan da bahsedildiğini, davalı şirket tarafından borç olarak belirlenen tutar ifa edilerek sona erdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile araçları toplu bir şekilde satın alan sigorta şirketlerinin konu parçaları iskontolu olarak alması hayatın olağan akışına uygun olduğuna, başvuranın aracını başka bir yerde onarması halinde ise davalının kanunun yükümlü kıldığı şekilde aracı hasardan önceki haline getirecek şekilde hesaplama yaptığını ve ödemeyi gerçekleştirdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın KDV talebinin davalı şirket sorumlu olmadığını, fatura ibraz edilip edilmediği belirsiz olduğundan işçilik tutarı açısından KDV hariç hesaplama yapılması gerektiğini, davacı tarafın 29.01.2022 tarihli kazada aracının uğramış olduğu zarar neticesinde oluştuğunu iddia ettiği değer kaybı tazminatı tamamen haksız olarak öne sürüldüğünü, … plakalı aracın evvelinde hasarlandığını, davacıya ait aracın hasar gören parçalarının daha önceki bir kazadan dolayı da hasarlanmış olduğu, bu sebeple yeni bir değer kaybı oluşmayacağı anlaşıldığını, bu nedenle davacının talepleri sebepsiz zenginleşme kapmasında olduğunu, davalı şirket sigorta şirketi teminat dışında kalan, daha önce aynı bölgeden hasar almış aracın üzerinde oluştuğu iddia edilen kötü niyetle talep edilmiş olan tazminat tutarını karşılamak zorunda olduğunu, çünkü sigorta tazminatı bir zenginleşme aracı olmadığını, bu nedenlerle haksız, mesnetsiz, yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı olarak açılmış olan davanın esastan reddi ile itirazın iptali isteminin reddine, haksız ve kötüniyetli olarak başlatılan takipten ötürü takip miktarının en az %20’si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
… Sigorta A.Ş.’nin 11/08/2022 tarihli cevabi yazısında dava konusu aracın hasar dosyasının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacının dava dilekçesinde davalının sigortalısı olan araç sürücüsünün, davacının aracına, seyir halinde iken birden yola giriş yapan yaya çarpmamak için ani fren yaptığı esnada arkadan çarptığı, sigorta firmasının sigortalısına %50 kusur atfettiği ve oluşan zararın bu nedenle yarısını karşılandığı, bakiye zarar tazmini için meydana gelen olayda kendisi kusursuz olduğundan, dava dışı … aleyhine takip başlattığı ve akabinde Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas, … karar sayılı dosyada dava açtığı ve yapılan yargılama neticesinde dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporuna göre yaya …’nın %25 ve diğer sürücü (işbu dosya davalısı tarafından sigortalanan araç sürücüsü) %75 oranında kusurlu bulunduğu ve oluşan zararın bu kusur oranlarına göre mahsubu yapılarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden karar verildiği, daha evvel sigorta firmasının davacının kusursuz olduğu kazada zararın yarısını karşılaması ve mezkur mahkeme hükmünde de %25’lik kısmın karşılanmasına göre zararın %25’lik kısmına ilişkin işbu dava konusu takibin başlattığı, ödeme emrinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının yasal itiraz süresi içinde itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile davacı aleyhine % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Her ne kadar Mahkememizin 24/11/2022 tarihli duruşması 3′ nolu kararda dosyanın Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi şeklinde ara karar kurulmuş ise de; Davacı vekilinin 27/12/2022 tarihli talep dilekçesinde Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesinden vazgeçilmesini talep ettiği, talep doğrultusunda mahkememizce 2. Celse 3 no’lu ara karardan vazgeçilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan delillere göre; her ne kadar Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı kesinleşmiş ise de; ilgili ilam derecattan geçerek kesinleşmediğinden mahkememizce kesin delil olarak dikkate alınamayacak olup, yalnızca kanaat bildirir mahiyette delil olarak değerlendirilmiştir. İlgili dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda her ne kadar davalı sigortalısına %75, dava dışı yayaya %25 kusur verilmiş ise de, kaza tespit tutanağına göre davacının yola aniden giren yaya …’yı görünce duraklaması ve bu duraklama esnasında davalı sigortalısına ait aracın arkadan davacının çarpması şeklinde gerçekleşen kazada davalı sigortalısının yeterli ve güvenli araç mesafesini ihlalden dolayı kusurlu olması, yaya … ise 100 metre kadar mesafeden yaya geçidi bulunmayan yerlerde yolu kontrol ederek kendi güvenliğini sağladıktan sonra en kısa doğrultu ve en kısa zamanda taşıt yoluna girmesinden dolayı kusurlu olması birlikte değerlendirildiğinde kazanın oluşmasına asıl sebebiyet veren etkin eylemin yaya … aniden ve kontrolsüz şekilde yola giriş yapması olduğu, bu ani giriş sebebiyle davacının fren tertibatını kullandığı ve bu cihetle davalı sigortalısının bu araca çarptığı anlaşılmış olup, asıl kusurlu aniden yola giren yaya … olduğu takdir ve kanaatine varılmış olup, asli kusurlu tarafa en asgari düzeyde %50 oranda kusur atfedilmesi gerektiğinden Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas, … karar sayılı dosya kapsamında düzenlettirilen 16/11/2020 tarihli rapordaki kusur atıfları mahkememizce yargılamaya esas alınmamıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere asli kusurlu olan yaya en asgari %50 oranda kusurlu atfedilmesi gerektiği, davalı sigortanın yapılan hasar başvurusunda sigortalısına %50, yayaya %50 kusur atfetmesi ve bu kusur oranına göre zararı tazmin etmesinin uygun olduğu, takdir ve kanaatine varılarak mevcut delil durumu itibariyle davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar kısa kararda istinaf yasa yolu açık bırakılmış ise de dava miktar ve değer itibariyle kesinlik sınırı olduğundan ve kanunen tanınmayan bir hak mahkememizce tanınamayacağından ilgili husustaki tashih işbu gerekçe de yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile ‭99,2‬0 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
2-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 942,79 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
3-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına)
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kesin olmak üzere karar verildi.19/01/2023

Katip Hakim