Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/418 E. 2023/143 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;22.12.2021 günü saat 23:45 sıralarında, sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı araç ile Konya ili Kulu ilçesinden Ankara iline doğru giderken ön tarafında seyir halinde olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucunda ölümlü ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kaza sonrasında hastaneye sevk edilen müteveffa …’ın kazaya bağlı olarak iç kanama nedeniyle vefat ettiğini, meydana gelen kazada …’ın kusuru bulunmadığını, … plakalı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, bu kaza neticesinde müvekkilleri …, … ve …’ın kardeşi, …’ın ise evladı …’ın vefat ettiğini, yakınlarının ölümü nedeniyle müvekkillerinin manevi açıdan mağdur olduklarını, kazaya karışan ve sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunduğu … plakalı aracın trafik tescil kaydı davalı … adına kayıtlı olduğunu, meydana gelen trafik kazası neticesinde ortaya çıkan zararlı sonuçtan … plakalı aracın işleteni … ve kaza anında sürücü konumunda bulunan davalı …’ın müştereken ve müseselsilen sorumlu olduğunu, Davalı … Sigorta A. Ş.’nin kasko poliçesi limitleri dahilinde müşterek ve müteselsil sorumluluğu olduğunu, … plakalı araç adına davalı … Sigorta A. Ş. Tarafından genişletilmiş kasko sigorta poliçesi tanzim edildiğini, söz konusu poliçeye göre manevi tazminat klozu olarak 500.000,00 TL ile sınırlandığını, hakimin manevi zarar adı ile zarar görene veya ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete, hakkaniyete ve paranın güncel alım gücüne uygun olması gerektiğini, mahkemelerce hükmedilecek olan bu tazminat bedeli, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün ve güncel bir nitelik taşıması gerektiğini, bu denli büyük bir olay nedeniyle takdir edilecek manevi tazminatta caydırıcılık unsurunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini, nitekim ekli Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18.04.2017 tarih ve … E , … sayılı kararında da bu husus çok çarpıcı şekilde belirtildiğini, müvekkillerinin müteveffa ile yakınlıkları, davalı …’ın … plakalı aracın işleteni olması, kazanın bu aracın sürücüsü olan diğer davalı …’ın KTKnın 52/1-c maddesini ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olması ve diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat bedellerinin, oldukça makul seviyede olduğu, yine talep edilen manevi tazminat bedellerinin davacılar bakımından haksız bir zenginleşme sebebi oluşturmayacağı, davalıları da fakirleştirmeyeceği, çekilen acı karşılığında oldukça makul seviyelere denk geldiği, davalılar bakımından haksız ve fahiş bir talep olarak nitelendirilmeyeceğini, bu sebeple, müvekkillerinin dava sırasında hak kaybına uğramaması için dava sonuçlanıp karar kesinleşinceye kadar, davalı …’ın banka hesaplarının tespit edilerek, bu hesaplardaki miktarlardan dava değeri kadar olan kısma 3.Şahıslara devrini önlemek maksadıyla teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, davaya konu kazanın Konya ili Kulu ilçesinde meydana gelmiş olduğundan işbu davanın da haksız fiilin işlendiği yer bakımından yetkili Kulu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ancak davanın ticari nitelik taşıdığı ve ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiği gözetildiğinde HSK kararı gereğince Konya Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, bu sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, meydana gelen trafik kazası sonucu; …’ın vefat etmesi nedeniyle; Kardeş … için 30.000,00 TL, Kardeş … için 30.000,00 TL, Kardeş … için 30.000,00 TL, Anne … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL manevi tazminatın diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 61, 2918 sayılı KTKnın 88/1 ve Türk Borçlar Kanunun 163/1 maddeleri gereği, kaza tarihinden itibaren (22.12.2021) işleyecek ticari temerrüt(avans) faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu olayda davacının maddi tazminat talebi için müvekkili şirkete başvurduğunu ve bu başvuru neticesinde … nolu hasar dosyasının açıldığını, husumetin tam olarak aydınlatılabilmesi için 23.11.2017 tarihli yazı ile Davacı taraftan, kusur raporu, kaza raporu, ceza mahkemesi kararı, ölümün kazaya bağlı olduğunu gösterir belge ya da otopsi raporu ve banka hesap bilgileri talep edildiğini, ancak davacı taraf gerekli belgeleri müvekkili şirkete iletmediğini, bu nedenle, dosya eksik evrak aşamasında kaldığını ve sonuçlandırılamadığını, müvekkili şirkete tam ve eksiksiz bir başvuru yapılmadığını, davacının eksik belgeleri tamamlamak yerine mahkemeniz nezdinde işbu davayı ikame ettiğini, sayın mahkeme’nin ön inceleme safhasına geçmeden önce, müvekkils şirkete tam ve eksiksiz başvuru yapılmadığından bahisle işbu davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, davacıların, 22.12.2021 tarihinde müvekkili sigorta şirketinde Kasko Sigortası ile sigortalı … plaka sayılı aracın karıştığı kazada …’ın vefatı sebebiyle; işbu manevi tazminat davasını açmış olduğu anlaşıldığını, davacı tarafından sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, müvekkili şirket aleyhine Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile aynı kazada …’ın vefatı sebebiyle manevi tazminat davası açıldığını, huzurdaki davanın ikamesinden önce, müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından dava dışı …’ın babası …’a 30.000,00 TL, …’ın kardeşi …’a 1.000,00 TL, …’ın KARDEŞİ …’a 1.000,00 TL olmak üzere toplam 32.000,00 TL manevi tazminat ödendiğini, davacılar tarafından uğramış olduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak 140.000,00 TL manevi tazminatın tahsili talep edilmiş ise de; müvekkili şirket tarafından düzenlenmiş olan poliçede “Manevi tazminat talepleri, bedeni ve maddi ayrımı yapılmaksızın (kombine) yıllık azami limit kapsamında 500.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere teminat kapsamına dahil edilmiştir. Ancak bu tutar herhalükarda, kişi başı bedeni zarar tutarının %50’sini aşamaz.” denildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere aynı kazaya ilişkin teminat limiti yıllık 500.00,00 TL olması sebebiyle müvekkili şirket tarafından …’ın vefatı sebebiyle yapılan manevi tazminat ödemesi düşülerek bakiye teminat limiti üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe limiti tüm zarar görenler için tek olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere hesaplanacak olan zarardan emniyet kemeri takmama sebebiyle %20 müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, müteveffanın emniyet kemeri takılı olmadığından ve bu durum zararın artmasına sebebiyet verdiğinden hesaplanan zarardan indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirket kaza tarihinden değil, ancak ödemeye esas tüm belgelerle kendisine başvuru yapıldığı tarihten işleyecek olan yasal faizle sorumlu tutulabileceğini, bu nedenlerle müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmamış olması sebebiyle davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar kazada müvekkilin aracının sürücüsü …’ın tamamen kusurlu olduğu iddia edilmişse de Konya .Ağın Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında görüleceği üzere karşı araç sürücüsü …’ın ve müteveffanın da kazada kusurlu olduğunun rapor edildiğini, Soruşturma dosyasında elde edilen PTS kayıtları çözüm tutanağında …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yolcu koltuğunda kimsenin bulunmadığı mağdur ve müteveffaların aracın kasa kısmında yolculuk ettiklerinin tespit edildiğini, ceza dosyasında yer alan KGYS görüntüsü inceleme tutanağında şüpheli …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön farlarının yandığı ancak arka stop lambalarının yanmadığının tespit edildiğini, yine, karşı araç sürücüsü …’ın arrzalanan aracını yolun sol şeridine durdurduğu, gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı, stop lambalarının yanmadığı ve dörtlülerinin arızalı olduğu soruşturma sırasında tespit edildiğini, soruşturma sırasındaki tespitler mazara alındığında, müteveffanın kamyonetin kasasında seyahat etmesi ve kendi can güvenliğini tehlikeye atması nedeniyle kusurlu olduğunu, kazanan meydana geldiği yolun “duble yol” olduğu, kazanın gece meydana geldiği bilinen bir gerçek olduğunu, karşı aracın arızalı olduğu, stop lambalarının yanmadığı, arızalanarak yolun sol şeridinde durduğu, ancak gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı, dörtlülerinin de yanmadığı, yolcu taşıması yasak olduğu halde kamyonetin kasasında yolcu taşıdığı dikkate alındığında, … plakalı aracın sürücüsü, müteveffanın eşi …’ı kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacıların talep ettikleri tazminatın “ticari temerrüt (avans) faizi” ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemelerinin yerinde olmadığını, zira gerek müteveffa ve gerekse davacılarla davalılar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, ticari temerrüt faizi ancak yolcu taşıma araçlarının yolcusu olan kişilerin uğradığı zararlar nedeniyle uygulama alanı bulunmadığını, bu durumda yolcu ile taşıyan arasında ticari sözleşmenin varlığının açık olduğunu, zarar gören üçüncü kişi ise, zarar sorumluları ile arasındaki ilişki ticari nitelikte olmadığından, yasal faiz uygulanacağını, ceza dosyasında görüleceği üzere, dava konusu kazada birden fazla kişi hayatını kaybettiğini, birçok kişinin de yaralandığını, yine müteveffanın nüfus aile kayıt tablosu incelendiğinde oldukça kalabalık bir ailesinin bulunduğu görüleceğini, manevi tazminatın takdirinde zarar görenlerin çokluğu dikkate alınması gerektiğini, zira davacıların talep ettiği miktarda manevi tazminata hükmedilmesi halinde tüm zarar görenlere ödenecek manevi tazminatın müvekkil açısından yıkım teşkil edeceğinin açık olduğunu, bu nedenle de davacıların talep ettiği tazminatın çok fazla olduğunu, davacı tarafın, müvekkilinin banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığını, banka hesaplarının davanın konusu ile ilgisi olmadığı gibi yargılamanın konusu da olmadığını, kaldı ki müvekkilinin diğer davalı … sigortaya yaptırdığı poliçe ile manevi tazminat taleplerini teminat altına aldırdığını, sigorta şirketinin mali gücü dikkate alındığında dava sonunda hükmedilecek tazminatın semeresiz kalması ihtimali olmadığını, davacıların ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesini, bu nedenlerle, öncelikle davanın reddine, davanın reddine karar verilmemesi halinde davacı taleplerinin çok fazla olmasın nedeniyle muhik bir miktar tazminata hükmedilmesine, tazminata yasal faiz tatbikine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Mahkememizce Kulu Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Kırıkhan Polis Merkezi Amirliğinin 27/06/2022 tarihli cevabi yazısında, … ve … hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapıldığı görüldü.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Arşiv Daire Başkanlığının 24/06/2022 tarihli cevabi yazısında, …, …, … ve …’ın kaza tarihinde sigortalılıklarının bulunmadığını, …’ın kaza tarihinde aktif sigortalı olduğunun mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Reyhanlı Polis Merkezi Amirliğinin 04/07/2022 tarihli cevabi yazısında, …, … ve … hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapıldığı görüldü.
Tarsus Sosyal Güvenlik Merkezinin 01/07/2022 tarihli cevabi yazısında, …’ın 22/12/2021 tarihli kaza sebebiyle geçici iş göremezlik ödenmediği, sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı, herhangi bir kayda rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliğinin 02/07/2022 tarihli cevabi yazısında, … plakalı ve … plakalı araçların tescil bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Tarsus İlçe Emniyet Müdürlüğünün 04/10/2022 tarihli cevabi yazısında, … hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapıldığı görüldü.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 23/12/2022 tarihli trafik Kusur Adli Tıp raporunda; 1.Halde; … plaka sayılı kamyonetin yolun sol şeridinde ve sağ stop lambası yanmadan seyrettiğinin kabulü durumunda, A-)Sürücü … sevk ve idaresindeki çekici ile gece vakti, aydınlatma bulunmayan yol bölünmüş yolda seyir halinde iken olay yerine geldiğinde yola gereken dikkatini vermemiş, mahal şartlarını dikkate alıp gece far ışığı altındaki görüşüne uygun şekilde müteyakkız seyretmemiş olup, ön ilerisinde beyaz kasalı ve bir stop lambası yanar vaziyetteki araca tehlikeli şekilde yaklaşıp önlemsizce arkadan çarpmış olup meydana gelen kazada asli kusurludur. B-)Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile gece vakti, ışık donanımı eksik araçla yerleşim yeri dışındaki yolda seyredip, geriden seyreden araç trafiğini tehlikeye düşürdüğü anlaşılmış olup meydana gelen olayda tali kusurludur. 2.Halde; … plaka sayılı kamyonetin arızalanıp yolun sol şeridinde dörtlüleri yanmadan durduğunun kabulü durumunda, A-)Sürücü …, sevk ve idaresindeki çekici ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun dışı mahalde seyir halinde iken olay yerine geldiğinde yola gereken dikkatini vermemiş, far ışığı altındaki görüşüne uygun olacak şekilde müteyakkız seyretmeyip sol şeritte durmakta olan beyaz renkli kamyonete önlemsizce arkadan çarpmış olup olayın oluşumunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi ile tali kusurludur. B-)Sürücü …, sevk ve idaresindeki kamyonet ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun dışı mahalde seyri sırasında olay yerine geldiğinde arızalanan aracını yolun sağına yanaştırmadan sol şeritte durdurmuş, olay yeri yol ve trafik şartlarını da göz önüne almayıp dörtlüleri yakmayarak, taşıt yolunda seyir halinde olan araç sürücüleri tarafından zamanında fark edilmelerini sağlayacak şekilde gerekli ve yeterli önlem almadığı kazada asli kusurludur. 3.Halde; … plaka sayılı kamyonetin arızalanıp yolun sol şeridinde dörtlüleri yanar vaziyette durduğunun kabulü durumunda, A-)Sürücü …, sevk ve idaresindeki yarı römork takılı çekici ile gece vakti seyir halinde iken, yola gereken dikkatini vermediği, trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun hızla seyretmediği, olay mahalline geldiğinde önünde sol şerit üzerinde dörtlü ikazları yanan sürücü idaresindeki araca tehlikeli bir şekilde yaklaşıp arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda asli kusurludur. B-)Sürücü …, sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında olay yerine geldiğinde arızalan aracını yolun sol şeridinde durdurduğu sırada, her ne kadar aracın dörtlülerini yakmış ise de olay yeri yol ve trafik şartlarını da göz önüne alarak trafik güvenliği açısından aracını yolun sağına yanaştırmamış olmakla meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Manevi Tazminat (Ölüm ve cismani zarar nedeniyle tazminat) davasıdır.
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, dava konusu kaza nedeniyle müteveffa …’ın hayatını kaybettiğini, hayatını kaybetmesi nedeniyle annesi …, kardeşi …, kardeşi … ve kardeşi …’ın manevi açıdan mağdur olduklarını, psikolojik olarak acılarını bir nebze hafifletmek amacıyla Kasko poliçe limitleri dahilinde davalı sigorta firması ile birlikte diğer davalıdan müştereken ve müteselsilen manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı sigorta şirket vekili cevap dilekçesi ile, davacının usulüne uygun başvuru yapılmadığını, kasko sigorta poliçesi kapsamında poliçe düzenlendiğini, … plakalı arac poliçesinin kaza tarihi itibariyle şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limiti 500.000,00 TL olduğunu, kişi başı bedeni zarar tutarının %50’sini aşamayacağını, haksız davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davacının sigorta firmasına 07/01/2022 tarihinde başvuru yaptığı anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
… Sigorta poliçesi incelenmesinde, … plakalı aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası kapsamında … bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Türkiye Noterler Birliği tescil bilgileri incelemesinde … plakalı aracın dava dışı …’a ait olduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasındaki davalıya ait … plaka sayılı aracın tescil kaydında yarı römork çekici vasfında ticari amaçla kullanıldığı tespit edilmiştir.
Davacı kasko poliçe kapsamında talepte bulunmakla birlikte sigortalı aracın ticari vasıfta olması nedeniyle davanın mahkememiz görev alanında olduğu takdir ve kanaatine varılmıştır.
Müteveffa … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; ev hanımı olduğu, aylık gelirinin olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; işçi olduğu, aylık gelirinin 5.000,00 TL olduğu tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; şoför olarak çalıştığı, aylık gelirinin ortalama 6.000,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; düğünlerde davul çaldığı, aylık gelirinin ortalama 4.000,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; ev hanımı olduğu, gelirinin yaşlılık maaşı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; nakliye işi yaptığı, aylık gelirinin 30.000,00 TL civarında olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kusur için Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına tevdii edilerek; yukarıda ayırıntıları belirtilen durumlara göre 1. Halde; A-)Sürücü …’ın %75 oranında kusurlu olduğuna, B-)Sürücü …’ın %25 oranında kusurlu olduğuna, 2.Halde; A-)Sürücü …’ın %20 oranında kusurlu olduğuna, B-)Sürücü …’ın %80 oranında oranında kusurlu olduğuna, 3.Halde; A-)Sürücü …’ın %80 oranında kusurlu olduğuna, B-)Sürücü …’ın %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu olay kapsamında ceza yargılamasının yürütüldüğü dosyadan celp edilen ve işbu dosya arasına alının Kulu İlçe Jandarma Komutanlığının 07/02/2022 tarihli PTS görüntü inceleme tutanağı ve 14/01/2022 KGYS görüntü çözümleme tutanağı ile 23/12/2021 tarihli olay yeri inceleme tutanağı ve ceza dosyasındaki taraf ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, kazanın … yönetimindeki … plakalı aracın sağ stop lambası arızalı şekilde sol şeritte seyir halindeyken davalıya ait aracın sol yan kısımları ile … yönetimindeki aracın sağ arka kısımlarının çarptığı ve bu şekilde meydana gelen kaza neticesinde … plakalı aracın kasa kısmında bulunan müteveffanın araçtan fırlayarak kara yoluna diğer eşyalar ile birlikte düştüğü ve vefat ettiği anlaşılmış olup, izah edilen hususlar kapsamında müteveffanın yolcu koltuğunda değil aracın kasa kısmında olduğu dolayısıyla emniyet tedbirlerine riayet etmediğinden müterafik kusurlu olduğu takdir ve kanaatine varılmış olup, ATK kusur raporundaki 1. Hale göre belirlenen tespitler mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK’nın manevi tazminat başlıklı 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü amirdir.
TBK 56. madesine göre bir olaydan zarar gören kişinin çektiği acıları bir nebze olsun azaltmak veya bozulan ruhsal dengesi yeniden düzelmesi için zarar veren kişiden bir miktar ücreti talep edebileceğini düzenlenmiş olup; kanun koyucu manevi tazminatın miktarını tayin etme hakkını hakimin takdirine bırakmıştır. Hükmedilecek miktar uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifleticek nitelikte olmalıdır. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tarafların kusurları da gözetilmesi gerekmektedir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda zikredilen şekilde gerçekleşen kaza da müteveffanın müterafik kusurlu hali de nazara alınarak yargılamaya esas alınan kusur raporuna, tarafların sosyal ekonomik durum araştırma tespit tutanaklarına ve kazanın gerçekleşme şekli itibariyle müteveffanın annesi ve kardeşleri olan davacıların yaşadıkları elem ve üzüntüler dikkate alınarak takdiren müteveffanın annesi Davacı … için 40.000,00 TL; Müteveffanın kardeşi davacı … için 15.000,00 TL; Müteveffanın kardeşi davacı … için 15.000,00 TL; Müteveffanın kardeşi davacı … için 15.000,00 TL;manevi tazminatın davalı Ramazan yönünden kaza tarihi olan 22/12/2021 tarihinden itibaren, Davalı Kasko firması yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Aracın ticari olması nedeniyle avans faize hükmedilmiştir.
Davalı sigorta firmasına dava açılmadan evvel yapılan başvuru talep dilekçesinde manevi tazminata ilişkin herhangi bir bedel belirlemesi olmadığından miktar itibariyle, başvuru tebliğ tarihinde davalı sigorta firmasının temerrüde düşmediği takdir ve kanaatine varılmış olup, ilgili firma yönünden dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Müteveffanın annesi Davacı … için 40.000,00 TL; Müteveffanın kardeşi davacı … için 15.000,00 TL; Müteveffanın kardeşi davacı … için 15.000,00 TL; Müteveffanın kardeşi davacı … için 15.000,00 TL;manevi tazminatın davalı Ramazan yönünden kaza tarihi olan 22/12/2021 tarihinden itibaren, Davalı Kasko firması yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Alınması gereken ‭5.806,35‬ TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 478,17 TL harcın mahsubu ile eksik olan ‭5.328,18‬ TL karar ve ilam harcının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ‭620,4‬0 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 478,17 TL peşin harcı olmak üzere toplam ‭‭1.121,57‬ TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi rapor ücreti gideri 1.560,00 TL, posta tebligat gideri 249,00 TL toplamı olan ‭1.809,00 TL’nin kabul – ret oranına göre hesaplanan ‭‭1.085,4‬0 TL yargılama giderinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-a)Davacı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacı …’a ödenmesine,
b)Davacı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacı …’a ödenmesine,
c)Davacı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacı …’a ödenmesine,
d)Davacı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılardan (sigorta firmasının poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacı …’a ödenmesine,
6-a)Davalılar … Sigorta A.Ş. Ve … kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
b)Davalılar … Sigorta A.Ş. Ve … kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
c)Davalılar … Sigorta A.Ş. Ve … kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
d)Davalılar … Sigorta A.Ş. Ve … kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından; davalının arabuluculuk ilk oturumuna katılmış olması hususu da nazara alınarak 1.600,00 TL’nin kabul ret oranına göre hesaplanan 960,00 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi poliçe limitleri dahilinde) davalılardan, 640,00 TL’nin müştereken ve müteselsilen davacılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/03/2023

Katip Hakim