Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile şehir merkezi … Mh. … Cd. üzerinde seyir halinde iken … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada …’nun vefat ettiğini, sürücü …’ın ilgili kazada kusurlu bulunduğunu, sürücü … hakkında Konya . Asliye Ceza Mahkemesi … E. … K. Sayılı dosya açıldığını ve ilgili dava dosyasında ceza aldığını, müvekkili …’in müteveffa …’nun 16.07.2010 tarihinden beri imam nikahlı eşi olduğunu ve bu evlilikten … doğumlu İsmail … isimli çocukları da olduğunu, müteveffa …’nun her ne kadar nüfus kayıtlarında resmi nikahlı eşi de bulunmuş olsa da müteveffa müvekkili ile imam nikahı yaptıktan sonra müvekkili ile birlikte yaşamaya başlandığını, müteveffa ölene kadar müvekkili ile birlikte yaşadığını, müvekkiline maddi ve manevi yönden düzenli ve eylemli bir yardımda da bulunduğunu, evliliklerinin başlangıcında müvekkilinin ailesinin evinde müvekkili ve müvekkilinin önceki eşinden olan çocuklarla birlikte yaşamaya başladıklarını, müteveffanın ölmeden 19 gün önce 03.07.2019 tarihinde … Mh. … Cd. … Karatay/Konya adresine taşındığını, Borçlar Kanunu (6098 sayılı TBK m. 53) 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına ait olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf olmadığını, bu itibarladır ki, akrabalık, mirasçılık, kanuni veya akti bir bakma mükellefiyeti asla aranmayacağını, buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması olduğunu, emsal Yargıtay Kararlarına göre destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmek için davacıyla müteveffa arasında desteklik ilişkisi kanıtlanması yeterli olup, desteklik ilişkisi için resmi evlilik şartı bulunmadığını, tazminat talep edenle desteğinin eylemli ve düzenli olarak karı-koca gibi birlikte yaşamaları, hayatlarını birleştirmelerinin yeterli olduğunu, … plakalı aracın kaza tarihindeki sigortası olan … Sigorta’ya ilgili tazminatın ödenmesi istemiyle 28.02.2022 tarihinde … Sigorta A.Ş.’nin … Mah. … Sok. No:… Levent-Beşiktaş/İSTANBUL adresine PTT aracılığıyla “… ” barkod numarasıyla başvuru yapıldığını, ilgili başvurunun 02.03.2022 tarihinde sigorta şirketine tebliği olduğunu, fakat sigorta şirketi yasal süreler içerisinde tarafımıza herhangi bir dönüş sağlamadığını, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; müvekkili …’in destekten yoksun kalma tazminatının tespitine, gerekli işlemler tamamlandıktan sonra dava değeri belirlenebilir olduğunda HMK 107. Madde uyarınca harcı ödenmek suretiyle talep tutarları artırılmak üzere ve fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; destekten yoksun kalma tazminatı için 300,00 TL maddi tazminatın (belirsiz alacağın), sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizle birlikte müvekkili …’e ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacı tarafın iddia etmiş olduğu kaza tarihi 22.07.2019 tarihi olmakla birlikte işbu uyuşmazlığa konu başvuru tarihi itibarı ile 2 yıl olan zamanaşımı nedeni ile işbu davanın reddini, işbu olay dikkate alınırken uzamış zamanaşımı hükümlerinin de uygulanmaması gerektiğini, … plakalı araç, KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, poliçenin kaza tarihi itibariyle şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limiti ile sınırlı olduğunu, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesini, dava konusu, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, … plakalı araç için; müvekkili tarafından … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, her durumda müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacı tarafından müvekkili … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, trafik sigortası ile sigortalı aracın üçüncü kişilere verdiği zararlar poliçe limitleri dahilinde ve kusuru oranında tazmin edilmekte olduğunu, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için müteveffa ile davacılar yönünden düzenli ve eylemli yardımın varlığının gerektiğini, davacının muaccel hale gelen bir alacağa sahip olması ve bu alacak nedeniyle davalı şirketi BK. Md. 101 ve devamı uyarınca temerrüde düşürdüğünü, müvekkilinin dava konusu kazadan haberdar olmadığından ve kendisine gerekli tüm evraklarla birlikte usulüne uygun bir başvuru da yapılmadığından, hükmolunacak tazminat tutarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun tespiti açısından davacının gerçekten de destekten yoksunluk zararları olup olmadığının davacı tarafça ispatı gerektiğinden davasını ispat edemeyen davacının davasının öncelikle usulden sayın mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aksi takdirde hesaplanacak olan tazminat tutarından dilekçede belirtilen indirim sebepleri göz önüne alınarak indirim uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/04/2023 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu davasını ıslah etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Mahkememizce Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … Ceza Dava dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Karatay İlçe Emniyet Müdürlüğünün 13/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile; Müteveffa …’nun belirtilen adreste oturmadığı hakkında mahkememize bilgi verilmiştir.
Karatay İlçe Emniyet Müdürlüğünün 17/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile; davacı …’in sosyal ekonomik durumu hakkında mahkememize bilgi verildiği görülmüştür.
Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 17/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile; müteveffa …’nun iş kazasına ait sürekli iş göremezlik talebinin olmadığı, 21/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile de; müteveffa …’nun tedavi bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Karatay … Polis Merkezi Amirliğinin 22/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile; müteveffa …’nun sosyal ekonomik durum hakkında mahkememize bilgi verildiği görülmüştür.
… Noterler Birliğinin 16/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile; … ve … plakalı araçların trafik tescil kayıtlarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 21/07/2022 tarihli dilekçesi ile hasar dosyasının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin mahkememize sunmuş olduğu 22/12/2022 tarihli kusur raporunda özetle; Müteveffa sürücü … idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde kendisine hitaben olan “DUR” levhasını dikkate alması, katılmak istediği cadde üzerinden seyir eden araçların hız ve mesafesini dikkate alması ve ilk geçiş hakkını bu araçlara bırakmasının ardından kontrollü bir şekilde kavşağa katılması gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olup kontrolsüzce kavşağa katılması sebebi ile sol şerit üzerinde seyirle gelen sürücü idaresindeki kamyonet ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada asli kusurlu, sürücü … idaresindeki kamyonet ile olay mahalli bölünmüş yol üzerinde seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, hızını kavşak mahallini dikkate alarak azaltmaya, kavşaktan kontrollü biçimde geçmeye özen göstermediğini, bu haliyle seyir hızı ile yaklaştığı kavşakta, seyrine göre sağındaki kavşak kolundan gelerek kavşağa giren sürücünün idaresindeki otomobil ile çarpıştığı olayda tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Aktüerya bilirkişi … ’ın mahkememize sunmuş olduğu 08/03/2023 tarihli raporunda; 22.07.2019 günü gerçekleşen trafik kazasında vefat eden …’nun; TRH-2010 Mortalite Tablosuna Göre Yapılan Hesaplama Sonucu, Nikâhsız Eşi …’in Destekten Yoksun Kalma Tazminatının ; 74.154,87 TL olduğu, PMF – 1931 Yaşama Tablosuna Göre Yapılan Hesaplama Sonucu, Nikâhsız Eşi …’in Destekten Yoksun Kalma Tazminatının ; 57.071,39 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı tanığı … mahkememiz 03/11/2022 tarihli duruşmasında alınan beyanında; “Davacı benim annem olur, müteveffa üvey babam olur, ben annem ile birlikte yaşıyorum müteveffa ben 15 yaşında iken annemle imam nikahla evlendi, annemin üvey babamdan İsmail Mert isimli bir oğlu vardır, müteveffanın annem ile evliliğinden başka resmi nikahlı eşi vardır, ilk başlarda genel olarak resmi nikahlı eşinin yanında kalıyordu, İsmail Mert doğana kadar 2-3 gün de bir gelir, giderdi, fakat İsmail Mert doğduktan sonra genel olarak bizde kalmaya başladı ve resmi nikahlı eşine 2-3 günde bir gitmeye başladı, kendisi aşçı olup , hafta sonları düğün yemeği yapmaya davacı olan annem ile birlikte giderlerdi, müteveffa anneme düğün yemeğinde yamaklık yaptığı için para öderdi, bedava çalıştırmazdı, harçlığını her zaman verirdi, çalışmasının karşılığı olarak da bir yamağın alması gerekenden daha fazla para öderdi, yazları her hafta sonu düğüne giderlerdi, fakat kış dönemi çok fazla düğün olmadığı için nadiren düğün yemeği yapmaya giderlerdi, bazı kışlar hiç iş çıkmazdı, müteveffa evliliğin ilk yıllarında ailemize maddi anlamdı destek olurdu, şöyle ki evin tüm gıda ihtiyaçlarını o karşılardı, ayrıca faturalara kısmende olsa yardım ederdi, bazen tamamını kendisi yatırırdı, ben evliliğin ilk yıllarında çıraklık yapıyordum, haftalığımı anneme veriyordum, anneminde üvey babamın yanında çalışmasından başka geliri olmadığından ekonomik olarak zor durumdaydık, bu sebeple bize üvey babam yardım ederdi, ben evlendikten sonra kendi dükkanımı açtım ve aileme ben de destek olmaya başlayınca üvey babam sadece kiraya yardım etmeye başladı, gıda ihtiyaçlarını ara sıra alırdı, evin genel ihtiyaçlarını ben evlendikten sonra yarı yarıya denilebilecek tarzda üvey babamla beraber karşılardık, ev kirasını genellikle üvey babam öderdi, ben sadece eksik kalırsa %10-15 miktarında yardım ederdim, annem halen bekar olup, herhangi birisi ile imam nikahlı da evli değildir, vefatından bir önceki gün birlikte kahvaltı yaptık, o gece resmi nikahlı eşine gitti ve ertesi günde kaza yaptığını duyduk, üvey babam bayramlarda ve sosyal günlerde annem ile birlikte akrabalarımızı ziyarete giderlerdi, ancak annemin üvey babamın yalnızca bir halasına bir kere gittiğini hatırlıyorum, başka şekilde üvey babam ile ziyarete gittiklerini hatırlamıyorum, dedi, tanık ücreti talebim yoktur” diyerek beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememiz 03/11/2022 tarihli duruşmasında alınan beyanında; “Davacı kayın validem olur, 5 yıl evvel gelinleri oldum, müteveffa ile kayın validem genel olarak birlikte kalırlardı, müteveffanın resmi nikahlı bir evliliği daha vardır, ancak ben evlendiğim günden beri kayın validem ve bizimle kaldı, biz de kayın validemin evinde hep birlikte yaşıyoruz, kendisi resmi nikahlı eşine yalnız kaldığı sürede davacının da gönlünü aldıktan sonra giderdi, çok sık gitmezdi, genel olarak bizde kalırdı, beni istemeye kayın validem ve müteveffa birlikte gelmişlerdi, benim ve kayın validem tarafının akrabalarına genel olarak birlikte giderlerdi, herkes müteveffayı kayın validemin eşi olarak bilir ve tanırdı, müteveffa ben evlendiğim günden beri evin market alış verişlerini kendisi yapardı, faturalara destek olurdu, kirayı genel olarak eşim tanık … öderdi, ancak para konularını çok fazla evde konuşmadığımız için kim ne kadar destek olurdu, bilmiyorum, müteveffa da eksik kalan kısımlara yardım ederdi diye biliyorum, bayram alış verişlerini çocukların kıyafetlerini yeri geldiğinde ilaçlarını müteveffa alırdı, bir ihtiyacımız olduğunda her zaman yanımızdaydı, dedi.
Çelişki nedeniyle soruldu: yukarıda bahsettiğim üzere eşim ile müteveffa arasındaki kira ödemelerine ilişkin anlaşmayı tam olarak bilmiyorum, tanık ücreti talebim yoktur” diyerek beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememiz 03/11/2022 tarihli duruşmasında alınan beyanında; “Davacının komşusu olurum, kendilerini 5-6 senedir tanırım, davacı ile müteveffanın imam nikahlı evli olduklarını biliyorum, müteveffayı her gün davacının evinde görürdüm, akşamları da karşılaşırdık, sıklıkla davacının yanında kalırdı, market alış verişlerini yapardı, ihtiyaçlarını görürdü, birlikte işe giderlerdi, kendileri aşçı olduğu için bazı geceler geç saatlerde … ile müteveffanın birlikte işten geldiklerini yine sabah erken saatlerde birlikte işe gittiklerini görürdüm, kira ve fatura desteği sağlayıp sağlamadığını bilmiyorum, komşular müteveffayı davacının kocası olarak bilirdi, birlikte akraba ziyaretlerine giderlerdi, bize de anlatırlardı, dedi, tanık ücreti talebim yoktur” diyerek beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememiz 03/11/2022 tarihli duruşmasında alınan beyanında; “Davacı eşimin ablası olur, biz 2002 yılında evlendiğimiz beri kendisini tanırım ancak eşimle belirli bir süre görüşmemişlerdi, 9-10 yıldır samimi bir şekilde görüşmemiz devam etti, davacı müteveffa ile birlikte çalışıyorlardı, bir süre sonra evlilik kararı aldılar, imam nikahlı evlendiler, müteveffa genel olarak davacının yanında kalırdı, ara sıra ve ihtiyaç olduğu zaman resmi nikahlı eşinin yanına giderdi, müteveffanın market alış verişlerinin yaptığına çoğunlukla şahit oldum, ayrıca davacıdan bir oğlu vardır, bunu da kendisi okula götürüp getirirdi, bütün ihtiyaçlarını karşılardı, faturaları ara sıra müteveffanın ödediğini biliyorum, ama kirayı kimin ödediğini bilmiyorum, genel olarak davacı ile birlikte düğün yemeğine giderlerdi, akraba ziyaretlerini birlikte yaparlardı, bayramlarda birlikte otururduk, müteveffa benim ağabeyimin rahatsızlığından dolayı hastahaneden yattığı süreçte bile gece gündüz yanımızda oldu, her türlü sıkıntımızda bize destek olurdu, birlikte pikniklere gezmelere giderdik, bir eşin ailede yapması gereken her şeyi yapıyordu, dedi, tanık ücreti talebim yoktur” diyerek beyanda bulunmuştur.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu kaza nedeniyle müteveffa …’nun hayatını kaybettiğini, müteveffanın hayatını kaybettiğinde imam nikahlı …’in müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ve müteveffanın vefatının dolayı davacı üzerinde ağır tahribat olduğunu, bu nedenlerle maddi tazminatın tahsili talebinde bulunmuştur.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde, davacının gerçekten destekten yoksunluk zararının olup olmadığının davacı tarafından ispatlanmasını, ispat edilemeyen davanın reddini talep etmiştir.
Trafik sicil kayıtlarının incelemesinde; … plakalı aracın dava dışı … ait olduğu, … plakalı aracın müteveffa …’ya ait olduğu görülmüştür.
Sigorta poliçesi incelemesinde; … plakalı aracın ZMSS kapsamında müteveffa … adına … Sigorta A.Ş. bünyesinde sigortalandığı, … plakalı aracın ZMSS kapsamında dava dışı Hüseyin MEMİŞ bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; müteveffa … vefat etmeden önce dini nikahla davacı ile birlikte yaşadığı, davacının ev hanımı olduğu, aylık gelirinin olmadığı, başka ek gelirinin olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Müteveffa … hakkında yapılan sosyal ekonomik duruş araştırmasına göre; emekli olduğu, aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğu, başkaca geliri olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Dosya tarafların kusurunun tespiti için Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine tevdi edilmiş olup, 22/12/2022 tarihli kusur raporunda neticeten; Müteveffa sürücü …’nun % 75 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı gerekçeli, denetlenebilir 22/12/2022 tarihli kusur raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.
Dosya tazminat hesabı için aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek 08/03/2023 tarihli aktüerya raporunda, kusur raporu da nazara alınarak neticeten; 22.07.2019 günü gerçekleşen trafik kazasında vefat eden …’nun; TRH-2010 Mortalite Tablosuna Göre Yapılan Hesaplama Sonucu: Nikâhsız Eşi …’in Destekten Yoksun Kalma Tazminatının; 74.154,87 TL olduğu, PMF – 1931 Yaşama Tablosuna Göre Yapılan Hesaplama Sonucu: Nikâhsız Eşi …’in Destekten Yoksun Kalma Tazminatının; 57.071,39 TL olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar ; Yargıtay (Kapatılan) . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar; Yargıtay (Kapatılan) . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı içtihatları ile benzer mahiyetteki Yerleşik içtihatları nazara alınarak; 08/03/2023 tarihli raporda TRH 2010 Mortalite Tablosuna göre hesaplamalar mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 27/04/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; destekten yoksun kalma tazminatını 74.154,87 TL olarak arttırdığını beyan etmiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda zikredilen tanık beyanlarına ve yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre müteveffa …’nun resmi nikahlı eşi var iken, imam nikahı ile davacı ile birlikte yaşadığı, aksini gösterir herhangi bir delilin dosya muhtevası itibariyle bulunmadığı anlaşılmakla, yargılamaya esas alınan kusur ve aktüerya raporları ile birlikte davacı vekilinin 27/04/2023 havale tarihli bedel artırım dilekçesi de nazara alınarak, imam nikahlı eş davacı … için; 74.154,87 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden sigorta limitleri dahilinde ve 15/03/2022 temerrüt tarihinden, itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Sigortalı araç hususi olduğundan yasal faize hükmedilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacı … için; 74.154,87 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden sigorta limitleri dahilinde ve 15/03/2022 temerrüt tarihinden, itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 5.065,51 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL, 254,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik olan 4.730,81 TL karar ve ilam harcının davalıdan (poliçe limiti dahilinde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL peşin harcı, 254,00 TL ıslah harç toplamı 426,90 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 1.560,00 TL rapor ücreti ile posta tebligat gideri 158,25 TL toplamı olan 3.118,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 11.864,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
7-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/06/2023
Katip Hakim