Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/330 E. 2022/583 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı arasında muhtelif kredi sözleşmeleri imzaladığını, sözleşmeler gereğince davalı ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ ne krediler kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin zamanında ödenmemesi üzerine davalı ve dava dışı borçlu şirkete borcun ödenmesi için ihtarnameler gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borçların ödenmemesi üzerine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalının itiraz etmesi üzerine takip dosyasını durduğunu, davalının itirazında her hangi bir haklı nedeninin olmadığını, davalının itiraz ederken her hangi bir delile de dayanmadığını, davalının tamamen kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, banka kayıt ve belgeleri incelendiğinde davalının haksız olduğunun ortaya çıkacağından bahisle davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, davalının alacak miktarının %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafından müvekkiline karşı başlatılan takibin haksız olduğunu, taraflar arasında imzalanan her hangi bir yetki sözleşmesi bulunmadığından borçlu olarak gösterilen müvekkilinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkisizlik nedeniyle Niğde Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, icra dosyasına müvekkili ile birlikte borçlu şirket temsilcisinin de itiraz ettiğini, müvekkili ile dava dışı borçlu şirket arasında dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin diğer borçlu şirketin temsilcisi olduğundan şahsının sorumlu tutulamayacağını, tek bir borç nedeni ile birden çok kişi hakkında ilamsız alacak takibi yapan davacı bankanın %20 oranında tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın belirttiği kredi sözleşmelerinin varlığını kabul etmemekle birlikte mevcut kredi sözleşmesinin sunulması halinde taraflı bir rapor hazırlanmaması amacı ile bankacı bir bilirkişi dışında hukukçu, muhasebeci bir bilirkişi tarafından sözleşme hakkında rapor tanzim edilmesi halinde genel kredi sözleşmesinin geçerlilik şartının oluşmadığının anlaşılacağından bahisle davanın reddine, davacının %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, genel kredi sözleşmesi ve ihtarname örnekleri, icra takip dosyası, takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
HMK nun genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi; “(1)Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2)Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” hükmünü amirdir.
HMK nun yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesi; ” (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü amirdir.
HMK nun dava şartları başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler başlıklı 20. maddesi; “(1)Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. (2)Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmünü amirdir.
-{DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE}-:
Mahkememizce davalı vekilinin yetki itirazının incelenmesinde; davacı vekilince davalı kefil aleyhine açılan davada, davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazlarının iptali, takibin devamı ve %20 tazminat talep edilmiş olup; davalı vekilince süresinde verilen cevap dilekçesinde öncelikle Konya İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalı borçlu vekilince icra dosyasına verilen 31.01.2022 tarihli dilekçede Konya İcra Dairesinin yetkisine bir itirazda bulunulmadığı, bu haliyle Konya . İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştiğinden bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilince Mahkememizin yetkisine yaptığı itirazın değerlendirilmesinde; davacı banka ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile düzenledikleri 09.03.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde herhangi bir yetki şartı bulunmadığı anlaşıldığı gibi; kredi veren bankanın da … A.Ş. … Şubesi olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda HMK’nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme davalı gerçek kişinin dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğundan davalı vekilinin usulüne uygun yetki itirazının kabulü ve davacının davasının yetkisizlik nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddi ile, kararın kesinleşmesine mütakip başvuru yapılması halinde dosyanın görevli ve yetkili Niğde Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM}-: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVALI TARAFIN MAHKEMEMİZİN YETKİSİNE İTİRAZININ KABULÜ İLE; HMK 6. VE HMUK 114. MADDELERİ NAZARA ALINARAK DAVACININ DAVASININ YETKİSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE.
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde ise başvurunun reddi kararının kendisine tebliğinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili NİĞDE NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
İşbu gerekçeli kararın 24/10/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı mazereti kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …