Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/316 E. 2023/46 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; müvekkilinin unlu mamuller üretimi işi ile iştigal ettiğini, davalının ise mali müşavir olduğunu, davalının Konya’ da tefecilik, çek ve senet tahsilatı yaptığı bilinen … isimli şahısla birlikte iş yaptığını, 2018 yılında müvekkili şirketin ortağı …’ ın şirketteki faaliyeti dışında kendi adına iki farklı yerde ekmek fırınını işlettiğini, …’ ın 03/01/2019 tarihinde şirketteki hissesini … isimli şahsa devrederek, şirket ortaklığından ayrıldığını, …’ ın şirketin ortağı ve tek yetkilisi olduğu dönemde şahsi olarak işlettiği fırınlardan kaynaklı maddi sıkıntıya düştüğünü, bu sıkıntısından kurtulmak için davalıya başvurduğunu, davalının …’ ın zor durumundan yararlanarak kendisi, … ve … isimli kişilere gayrimenkul satışı ve sınırlı ayni hak tesis etme yetkisi taşıyan birden fazla vekaletname vermesini sağladığını, davalının …’ dan ilave olarak 2018 ve 2019 tanzim tarihlerini taşıyan muhtelif bonolar aldığını, davalının …’ ın imzası üzerine kendi yaptırdığı şirket kaşesini basmak suretiyle şirketi borçlandırarak icra takiplerine konu ettiğini, müvekkilinin tespit edebildiği icra dosyalarının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas … Esas, … Esas ve Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları olduğunu, bu dosyalardan hariç Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkilinden cebri icra tehdidi altında 48.000,00 TL tahsilat yapıldığını, davalının iş birliği yaptığı … hakkında bulunulan suç duyurusuyla ilgili olarak hukuki ihtilaf olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, sözü geçen dosyanın Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numarasında işlem gördüğünü, müvekkilinin davalı ile hiç bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu hususun müvekkiline ait ticari defterlerin incelemesi ile ortaya çıkacağını, davalının borçlu …’ dan senet bedellerini alamayacağını anlayınca müvekkilinin kaşesini yaptırmak suretiyle müvekkili şirketi borçlandırdığını, bonolarda yer alan kaşenin sahte olduğunu, bu nedenle şirketin bonolardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, bono üzerinde iki imzanın bulunduğunu, şirket kaşesi üzerine atılı her hangi bir imzanın bulunmadığından bahisle icra takibine konu edilen bonolardan dolayı şirketin borçlu olmadığının tespitine, dava sonucuna kadar icra takiplerinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, bunun mümkün olmaması halinde %15 tutarında verilecek teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve kanuni vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
{}DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davacı tarafın zorunlu arabulucuya başvurmadan işbu davanın ikame edildiğini, davacı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak açmış olduğu davasının reddinin gerektiğini, davacı şirket adına …’ ın senetten kaynaklanan borcu için avalist sıfatı ile imza atıldığını, davacı tarafın borcu ödememek için müvekkilini mağdur ettiğini, dava konusu icra dosyalarının dayanağının kambiyo senedi olduğunu, dayanak bonolara bakıldığında illetten mücerretliğin söz konusu olacağını, kıymetli evrakın doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, senedin doğumunda meydana gelen aksaklıklar yada bozukluklukların senedin geçerliliğini etkilemediğini, somut olayda dava konusunun kambiyo senetlerine dayandığını, davacı şirketin işbu davada ticari defterlerine dayanabilmesinin teknik olarak mümkün olmadığını, kural olarak her iki tarafın da ticari işletmelerinden kaynaklı olan davalarda ticari defterlere dayanılabileceğini, işbu davada davacının iddialarını somut, kesin ve yazılı delil ile ispatlaması gerektiğinin açık olmasına rağmen davacının her hangi bir delil sunmadığını, davaya konu edilen icra dosyalarında ödeme emirlerinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, herhangi bir itiraz olmaksızın kesinleştiğini, bononun düzenleyen kısmında kaşesi bulunan şirketin sorumlu olabilmesi için düzenleyenin imzasının bulunmasının yeterli olduğunu, imzanın düzenleyen şirket unvanının yada kaşesi üzerine atılmasının gerekmediğini, el ile şirket unvanı yazılsa bile borcun doğması için yeterli olacağını, senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzasının bulunması halinde imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda birinin şirket adına diğerinin ise aval olarak atıldığının kabulünün gerekeceğini, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzasının yeterli olduğunu, birden fazla imza atılmasına gerek olmadığını, borçlunun … olduğunu, sözü geçen yetkilinin ikinci imzayı atarak şirketi de borç altına soktuğunu, dava dışı …’ ın keşide tarihlerinde şirketin tek ortağı ve imza yetkilisi olduğundan bahisle davacının haksız davasının öncelikle usul yönünden mahkeme aksi kanaatte ise hukuki mesnetten yoksun ve soyut beyanlara dayalı işbu davanın esastan reddine, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yine alacağın %10 unundan aşağı olmamak üzere adli para cezası ödemeye hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; icra takiplerine konu bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, Konya . İcra Müdürlüğünün …, …, … , … Esas sayılı dosya örnekleri, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneği, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneği, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosya örneği, davaya konu bono örnekleri, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabi yazı örneği, Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasından gelen cevabi yazı örneği, dava dışı …’ ın müdürlükten azline ilişkin 03/01/2019 tarihli karar örneği ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
{}HUKUKİ DELİLLER{}
TTK’nun Yetkisiz imza
başlıklı 678. maddesi; “(1) Temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Yetkisini aşan temsilci için de hüküm böyledir.” hükmünü amirdir.
TTK’nun Aval verenler
başlıklı 700. Maddesi; “(1) Poliçede bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen teminat altına alınabilir. (2) Bu teminat, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilir.” hükmünü amirdir.
TTK’nun Şekil başlıklı 701. Maddesi; “(1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır.” hükmünü amirdir.
TTK’nun Hükümler başlıklı 702. Maddesi; “(1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. (2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. (3) Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder.” hükmünü amirdir.
TTK’nun Bono veya emre yazılı senet, Unsurlar başlıklı 776. Maddesi; “(1) Bono veya emre yazılı senet; a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, c) Vadeyi, d) Ödeme yerini, e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını, f) Düzenlenme tarihini ve yerini, g) Düzenleyenin imzasını, içerir.” hükmünü amirdir.
TTK’nun Uygulanacak hükümler
başlıklı 778. Maddesi; “(1) Bononun niteliğine aykırı düşmedikçe; a) Poliçelerin cirosuna ilişkin 681 ilâ 690, b) Vadeye dair 703 ilâ 707,
c) Ödeme hakkındaki 708 ilâ 712, d) Ödememe hâlinde başvurma haklarına dair 713 ilâ 727 ve 729 ilâ 732, e) Araya girme suretiyle ödemeye ilişkin 734, 738 ilâ 742, f) Suretler hakkındaki 746 ve 747, g) Değiştirmeye dair 748, h) Zamanaşımına dair 749 ilâ 751, ı) İptale dair 757 ilâ 765, i) Tatil günleri, sürelerin hesabı, atıfet sürelerine ilişkin yasak, poliçeye dair işlemlerin yapılması gereken yer ve imza hakkındaki 752 ilâ 756, j) Kanunlar ihtilâfına dair 766 ilâ 775 inci, maddeler hükümleri bonolar hakkında da geçerlidir. (2) Ayrıca; a) Üçüncü bir kişinin yerleşim yerinden veya muhatabın yerleşim yerinden başka bir yerde ödenmesi şart olan poliçeye ilişkin 674 ve 697 nci, b) Faiz şartına dair 675 inci, c) Ödenecek bedele dair çeşitli beyanlar hakkındaki 676 ncı, d) Geçerli olmayan imzanın sonuçlarına ilişkin 677 nci, e) Yetkisiz veya yetkiyi aşan kimsenin imzasına ilişkin 678 ve 679 uncu, f) Açık poliçeye dair 680 inci, madde hükümleri de bonolara uygulanır. (3) Avale ilişkin 700 ilâ 702 nci maddeler de bonolar hakkında uygulanır. (4) 701 inci maddenin dördüncü fıkrasında öngörülen hâlde aval, avalin kimin hesabına verildiğini göstermezse, bonoyu düzenleyen kimse hesabına verilmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
HMK’nun Yemine konu olamayacak vakıalar
başlıklı 226. Maddesi; “(1) Aşağıdaki hususlar yemine konu olamaz: a) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar. b) Bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller. c) Yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar.
” hükmünü amirdir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı aleyhine açılan bu davada, Konya . İcra Müdürlüğünün … E., … E., … E., … E. ve Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyalarına konu bonolardan dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti ve %20 tazminat talep edilmiş olup; davalı vekilince ilk olarak davada arabuluculuk dava şartının bulunmadığı ileri sürülerek davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddi talep edilmiş ise de; yerleşik Yargıtay uygulamaları ve Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kararları gereğince menfi tespit davalarında zorunlu arabuluculuk dava şartı aranmayacağından bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince esastan da dava ve icra takiplerine konu bonoların sahte kaşe basılmak suretiyle tedavüle sokulduğu, bu bonolarda keşide tarihindeki davacı şirketin tek yetkilisi olan …’ın kaşe üzerine atılmış imzasının bulunmaması nedeniyle davacı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre davaya konu bonoların keşide tarihinde dava dışı …’ın davacı şirketin tek yetkilisi olduğu anlaşılmıştır.
TTK. 778/3. maddesi gereğince avale ilişkin 700. ve 702. maddeleri bonolar hakkında da uygulanmaktadır. TTK 701. ve 702. maddeleri gereğince muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır ve kimin için verdiği belirtilmemiş ise keşideci için verilmiş sayılır. Aval veren kişi kimin için taahhüt altına girmiş ise onun gibi sorumlu olur.
Bu kanuni düzenlemelerden sonra somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinde; takibe konu bonolardaki davacı şirketin keşide tarihindeki yetkilisi olan … adına atılmış ve sahteliği ileri sürülmeyen iki imzası mevcut olup, bonoların yüzüne atılan 2. imzanın aval ve avalist sıfatıyla atıldığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı vekilince ikinci imzanın şirketin kaşesi üzerine atılmadığı bu nedenle avale ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı öne sürülmüş ise de; Yargıtay HGK ve Yargıtay ve BAM Hukuk Dairelerinin emsal kararları doğrultusunda uygulamada böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Davacı vekilince bononun ön yönünde bulunan kaşenin sahte olduğu, davalı ve takip alacaklıları tarafından sonradan yaptırılıp basıldığı iddia edilmiş ise de; aval için kaşe zorunluluğu bulunmamaktadır. Kıymetli evrak hukukunda tüzel kişilerin sorumluluklarının oluşması için unvanlarının yazılması yeterlidir.
Davacı tarafça davacı şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, bu hususun davacı şirket kayıtlarını incelenmesi ile ortaya çıkacağı ileri sürülerek defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiş ise de; TTK hükümleri gereğince avalistin sorumluluğuna gidebilmek için taraflar arasında bir temel ilişkinin olması gerekmediği gibi, ticari defterler ancak tarafların tacir olduğu uyuşmazlıklarda HMK hükümleri gereğince delil olarak nazara alınabilir. Davalı taraf vergi mükellefi olmakla birlikte SMMM olarak defter tutmakta olup tacir sıfatına haiz değildir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de; HMK 226/1-c maddesi gereğince konusu suç teşkil edecek iddialar yönünden (sahtecilik-tefecilik) yemin deliline dayanılması kanunen mümkün olmadığından davacı tarafa yemin delili hatırlatılmamıştır.
Açıklanan tüm nedenlerle davacı şirketin avalist olarak icra takiplerine ve davaya konu edilen bonolardan dolayı sorumlu olduğu kanaatine varıldığından, davacının davasının reddine ve yine mahkememizce takibin durdurulması veya icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi yönünde verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı olmadığından davalı vekilinin şartları bulunmayan tazminat ve adli para cezası taleplerinin de ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ REDDİNE.
2-Şartları bulunmadığından davalı tarafın tazminat ve adli para cezası talebinin de reddine.
Alınması gereken 179,80 TL karar ve ilam harcının peşin ve sonradan alınan 15.514,87 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 15.335,07 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 117.934,73 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan 20,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 08/02/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …