Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/314 E. 2022/330 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ:
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ:
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/03/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine gönderme kararı ile gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacı … kullandığı … plakalı araç ile … beldesi … mevkiine geldiğinde diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı Karayollarına ait iş makinesi ile U dönüşü yapmak için manevra yaptığı sırada davacının kullandığı aracın iş makinesine çarptığını ve kaza sonucunda araba içerisinde bulunan davacının eşi ve diğer davacıların annesi … vefat ettiğini, kaza neticesinde davacı … ve diğer davacı … ağır derecede yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sürücü … kusursuz olduğunu ve diğer davalı … asli kusurlu bulunduğunu, olaydan sonra davalılardan … hakkında Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yargılaması yapıldığını ve kusurun tamamının … da olması sebebiyle cezalandırılmasına karar verildiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 51, 53, 54, 56 ve 58. maddesi 29/18 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesine dayanarak mahkememizce dosya üzerinden yapılacak araştırma sonucunda görüleceği üzere davalının Karayolları 3. bölge müdürlüğü 32. Şube Şefliğinde çalıştığını ve bu sebeple ilgili kanun maddesi uyarınca Karayollarının da sorumluluğunun bulunduğunu, davacı … ve …’ın meyadana gelen kaza neticesinde uzun süre hastanede yatmak zorunda kaldığını, hastanede yattığı dönem için tedavi masrafı ödediğini ve kaza gününden beri düzenli olarak ilaç kullanmaya başladığını, ayrıca Kemal’in kaza sonucunda %72 özürlü duruma geldiğini, bu sebeple iş göremezlikten doğan maddi zararının da söz konusu olduğunu, hasta olarak yatmış olduğu süre zarfında bakıcı için ücret ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle kazada vefat eden … vefat etmesi ile eşinin desteğinden yoksun kaldığını, yine kaza sonucu …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ağır derecede yaralandığını, sürekli iş göremezlikten doğan maddi zararının olduğunu, öğretmen olarak çalışmakta olduğunu, müvekkillerinin yaşamış olduğu psikolojik çöküntünün üstesinden gelebilmek için psikolojik tedavi görmeye başladıklarını, ölümden döndüklerini, eşini ve annelerini kaybettiklerini, çok büyük buhran atlattıklarını, ayrıca müvekkillerinden …’in kaza neticesinde bir çok harcama yaptığını ve iş yerinden izin almak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılardan … için 46.736,10 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 67.299,85 TL sürekli iş göremezlikten doğan maddi tazminat, 1.000,00 TL kaza sonrası yapmış olduğu masraflar ile birlikte 100.000,00 TL manevi tazminat, davacılardan … için şimdilik 10.000,00 TL sürekli iş göremezlikten doğan maddi tazminat ve 100.000,00 TL manevi tazminat, davacılardan … için 50.000,00 TL manevi tazminat, 500,00 TL kaza neticesinde yapmış olduğu harcamaların davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili 10/06/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde; yetkisizlik, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunarak davacının iddialarının asılsız ve yersiz olduğun, idarelerine atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığını, davacının iddiasının hizmet kusuruna dayandığını, davaya bakmaya adli değil idari yargının görevli olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen kazada …’in Karayolları Tarafik Kanunun 52/1 a kuralını ihlal etmesi sonucu meydana geldiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen ceza dosyası ve münderecatının idarelerince kabulünün mümkün olmadığını, hukuk hakiminin ceza mahkemesince yapılan kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini kararı ile bağlı olmadığını, hukuk mahkemesinde kusurun her çeşidinde sorumluluğun imkan dahilinde olduğunu, ceza yargılamasında sorumluluk için kusurun varlığının yeterli iken hukuk yargılamasında kusurun çeşidi ve oranının da sorumluluk kapsamını ve miktarını belirlemede temel kriter olduğunu, Karayolları Trafik kanununa göre davacının tam kusurlu idare sürücüsü …’ın hata ve kusurunun olmadığını, kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında belirtilen kazanın meydana geldiği kesimde yolun yapım, bakım ve onarımından sorumlu kuruluş olarak yataş ve düşey işaretlemelerinde herhangi bir eksiklik bulunmadığını ve kurumlarına atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 04/06/2014 havale tarihli cevap dilekesinde özetle; davaya konu olan kazada müvekkilinin şahsi bir kusurunun bulunmadığını, her ne kadar Ağır Ceza mahkemesindeki dosyada müvekkilinin asli kusurlu bulunduğu şeklinde rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de Ağır Ceza Mahkemesinde rapora yapılan itirazlarının dikkate alınmaksızın karar verildiğini, kusur oranını gösterir rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin karayolları genel müdürlüğü bünyesinde iş makinesi operatörü olarak çalıştığını, olay günü de bu görevi çerçevesinde yoldaki kabarmaları temizlemekle görevlendirildiğini ve bu işi yaparken kazanın meydana geldiğni, müvekkilinin yanına herhangi bir işaretçi (bayrakçı) görevlendirilmediğini, bu nedenle oluşan kazada müvekkilinin yanına işaretçi görevlendirilmeyen davalı Karayolları Genel müdürlüğünün de asıl kusurlu ve sorumlu olduğunu, davacıların yaptıkları tedavi ve giderlerinin trafik kazasından kaynaklandığından hiçbir sosyal güvenceleri olmasa bile SGK kapsamında olduğunu, SGK kapsamı dışında kalan harcamaların ise davacılar tarafından ispatlanması gerektiğini, davacıların daha önceden alınmış maluliyet ve işgöremezlik raporlarını kabul etmediklerini, gerçek maluliyet ve işgöremezlik raporlarının Mahkemece ATK dan aldırılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatların çok fahiş olduğunu, müvekkilinin karayollarında işçi statüsünde çalışan bir kişi olduğunu şahsi kusurunun olmadığnı belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın gerçekleştiği … plakalı aracın 01/01/2012-01/01/2013 tarihleri arasında ZMSS poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere kişi başı ölüm ve sakatlık teminatı olarak azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla değil asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, gerçek zararın tespiti bakımından ATK dan kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacıların maluliyet oranının tespiti için tam teşekküllü bir devlet hastanesine veya ATK ya sevkinin gerektiğini, davacıların daimi maluliyet tazminatı dışında talep ettiği diğer maddi tazminat talebinin niteliği konusunda açıklama yapması gerektiğini, davacıların talebinin tedavi giderleri ve bakıcı giderleri tazminatına yönelik ise söz konusu taleplerden müvekkili sigorta değil SGK nun sorumlu olduğunu, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının genelgesi ile 6111 sayılı kanunun yayım tarihinden önceki dönem için Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında aktarılacak tutarı bildirdiğini ve müvekkili şirket tarafından bu bedelin SGK ya ödendiğini dolayısıyla davacının bu taleplerine müvekkili şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, bakım giderlerinin hasta veya yaralının tıbbi tedavi süresince ona yapılan refakat veya benzeri hizmet için yapılan harcama olduğunu, bakım tedavisi bitmiş, malul dahi olsa tıbbi olarak destek veya yardıma ihtiyacı kalmamış kişinin eksik kalan fonksiyonunun bir başkası tarafından karşılanma bedeli olmadığını, tıbbi tedavi sona erdiğinde bakım giderinin de bittiğini, oluşmuşsa maluliyet oranında mahrumiyet başladığını, bakım hizmetinin maluliyetten farklı olduğunu, açıklanan nedenlerle davacıların tedavi gideri kapsamında değerlendirilen bakıcı giderine yönelik taleplerinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını, talep edilen faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müvekkili şirketin sorumluluğunda bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde; Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/10/2021 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydının yapıldığı, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verildiği, dosyanın yeniden Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sırasına kaydının yapıldığı, Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/03/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile; “İki mahkemenin görevsizlik kararı vermesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıktığı , 6100 sayılı HMK 21. Maddesi yargı yerinin belirlenmesini gerektirecek halleri düzenleyerek ; HMK 21/1-c bendine göre ( iki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse) yargı yeri belirlemesi yapılması gerektiği yer aldığı işbu dosyada mahkememiz 10/09/2021 tarihli görevsizlik kararı ve Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/02/2022 tarihli görevsizlik kararı ile yargı yerinin belirlenmesi yoluna başvurulması halinin ortaya çıktığı, yine HMK 22. Maddesinde inceleme merci yerinin ilk derece mahkemeleri için Bölge Adliye Mahkemeleri olduğunun belirtildiği, merci tayini için dosyanın re’sen Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesi gerekirken mahkememize gönderildiği anlaşıldığından HMK 21/1-c amir hükmü gereğince esasın işlem yapılmadan kapatılmasına ve merci tayini için dosyanın re’sen Konya Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesine karşı görevsizlik kararı veren mahkemece gönderilmesi gerektiğinden dosyanın karşı görevsizlik veren mahkemeye iadesine ” şeklinde karar verildiğinden dosyanın daha evvel değerlendirme yapan ve Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi kararında belirtilen Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
(III) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Esas defterinin ilgili sütununun bu şekilde KAPATILMASINA,
3-Dosyanın görevli ve yetkili Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, kesin olarak dosya üzerinde yapılan yargılama sonunda karar verildi.16/05/2022

Katip Hakim