Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/282 E. 2022/486 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : … Esas
KARAR NO :…

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – […] UETS
DAVALI : … – … […] UETS
VEKİLİ : Av. … – […] UETS
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ :…
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili aleyhine hak kazanmış olmadığı alacak için kötü niyetli icra takibi başlattığını, ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ettiklerini, müvekkilinin icra dosyasına konu borcunu haciz tehdidi altında ödediğini, müvekkilinin davalı şirketten almış olduğu inşaat malzemeleri başka bir şirkete sattığını ve satılan malların ayıplı olduğundan bahisle iade edildiğini, ödemesinin yapılmadığını, müvekkilinin hem maddi hem manevi zarara uğradığını, müvekkili şirketin davalı şirkete 28/12/2021 tarihinde ihtarname ile müvekkili şirkete kesilen faturaya itiraz ettiğini, uğramış olduğu 35.000,00TL’lik zarar davalıdan talep edildiğini, davalı şirketin 31/12/2021 tarihli cevabı ile ayıplı malın iade edilmediğini beyan ettiğini, müvekkilinin ayıplı malları 2021 yılının 9.ayında iade ettiğini ve bu iadeye ilişkin nakliye faturası ve davalı şirketin bu ayıplı malları teslim aldığına dair fatura üzerinde imzası bulunduğunu, müvekkili aleyhine haksız icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle; müvekkili şirketinin davalı alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitini, müvekkilinin borçlu olmadığı halde icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı 4.445,31TL’nin borcun ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdadını, müvekkili şirketin ayıplı mallardan kaynaklı olarak ticari itibarının sarsılması nedeni ile BK. 49’a göre 35.000,00TL’lik manevi tazminatın müvekkil şirkete ödenmesini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, müvekkilinin, davalıya borcu olmadığının tespiti ile davalının haksız olarak başlatmış olduğu icra takibine haciz tehdidi altında ödemiş olduğu 4.445,31 TL’nin istirdatını ve müvekkilinin ayıplı maldan kaynaklı ticari itibarının sarsılması nedeniyle 35.000,00 TL’lik manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce; dava dilekçesi ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
HMK nun DAVA ŞARTLARI başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
HMK nun DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını dava şartı haline getirmiştir.
TTK’nin 5/A maddesine göre, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” denilmektedir.
Mahkememizce bu tespit yapıldıktan sonra dava dosyası incelendiğinde;6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18 A, ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Hükmü gereği dosya içerisinde mevcut dava dilekçesinden ve eklerinden davacının arabuluculuğa başvurduğuna dair hiçbir belge ve beyanın bulunmadığı görülmekle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18 A/2 maddesi gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davaya ilişkin harç yalnızca maddi tazminat bedeli miktarınca yatırılmış olup, manevi tazminat talepleri harçlandırılmadığından bu hususta açılmış bir dava bulunmadığı varsayılarak davalı lehine manevi tazminata ilişkin ayrıca vekalet ücret takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yine her ne kadar ön inceleme duruşmasında imzalar alındıktan sonra tahkikata geçirilerek davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, dava şartı resen nazara alınacak hususlardan olup, ön inceleme duruşmasından önce yapılması gerekli iken sehven ön incelemeye ilişkin imzalar alındıktan sonra davanın usulden reddine karar verilmiş olması davalıya herhangi bir hak kazandırmayacağından, ayrıca ön inceleme imzaları alındıktan sonra esasa ilişkin herhangi bir işlem yapılmamış olması ve delil toplanmamış olması hususları nazara alınarak davalı lehine A.A.Ü.T. 7/1 maddesi gereği yarı oranında vekalet ücretine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A (1) maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18 A/2 maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nın 114/2, 115/1-2 maddeleri gereğince arabuluculuk DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi göre belirlenen ‭2.222,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından HMK 333. Md gereği yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleşiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır