Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/226 E. 2022/506 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA …… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ….. Esas – …..
T.C.
KONYA
….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : …..Esas
KARAR NO : …..

HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. …..UETS
DAVALI : …..UETS
VEKİLİ : Av. ….. UETS

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
DAVA TARİHİ : …..
KARAR TARİHİ : …..
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …..

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı bankanın Konya ili, ….. Şubesi’nde ….. numaralı altın mevduat hesabı bulunduğunu, müvekkil hesabından bir miktar para çekmek amacıyla 27.07.2020 tarihinde davalının bahsi geçen hesabının bulunduğu şubeye gitmiş, 169 gr altın bakiyesi bulunan hesabından 69 gr altın bozdurmak suretiyle 29.267,00 TL Türk parası çektiğini, ancak müvekkil tarafından yapılan bu para çekme işlemi sonrasında, tekrar internet bankacılığı üzerinden hesabına girilmesi sonucunda hesabında 310,00 TL bakiye paranın kaldığı, ayrıca hesabından bilgisi dışında hiçbir şekilde tanımadığı kişiler olan ….. isimli şahsın hesabına 23,30 gr, ….. isimli şahsın hesabına 46,00 gr ve Görkem ARI isimli şahsın hesabına ise 30,00 gr altın/para havalesi yapıldığını, bunun üzerine müvekkil tarafından vakit kaybedilmeksizin hemen davalı bankanın müşteri hizmetleri aranarak durum bildirilmiş, müşteri hizmetleriyle yapılan görüşme sonucunda ise havale işlemlerinin internet bankacılığı yoluyla gerçekleştirildiği ve müvekkilin araması üzerine hesaba bloke koyulduğunu, sonrasında ise müvekkil tarafından emniyet birimlerine gidilerek tüm bu yaşanan süreçten dolayı gerekli şikâyetlerde bulunulduğunu, şu an itibariyle Konya ……….Sor. Numarası ile soruşturmaya halen devam edildiğini, bu doğrultuda ise; müvekkilin hesabından tanımadığı şahısların hesabına bilgisi ve izni dışında yapılan havale işlemleri davalı bankaya karşı gerçekleştirilmiş sahtecilik işlemi olup, bu durum davalının müvekkile karşı sorumluluğu olduğunu, zira müvekkile ait hesapta bulunan altın/paranın güvenliğinin davalı bankaca sağlanması gerekmekte olup, somut olayda davalının bunun sağlanamadığı, yine müvekkilin hesabının davalıca kötü niyetli kişilerin işlemlerine karşı korunamamış olduğu ile davalının aslında bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı gerekli koruyucu alt yapı ve güvenlik önlemlerini almadığı anlaşıldığını, dolayısıyla davalının bu haliyle müvekkilin hesabından çekilen tüm para ve müvekkilin zararından sorumlu olduğunu, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğunu, (Yargıtay HGK’nın 16/06/2020 Tarih, 2017/19-3092 Esas ve 2020/400 Karar sayılı ilamı). somut olayda da; davalı banka davacının maddi zararından sorumlu olduğunu, davalının müvekkile karşı bu sorumluluğuna ilişkin olarak tarafımızdan Konya 6. Noterliği 14.08.2020 tarih ve 8891 yevmiye numaralı ve sonrasında Konya ….. Bürosu V sayılı dosyalarıyla talepte bulunulmuş ise de davalıca hem Konya …… Noterliği 25.08.2020 tarih ve ….. yevmiye numaralı cevap ihtarnamesi hem de arabuluculuk görüşmesi sonucunda müvekkilin talebi red edilmiş ve müvekkilin zararı karşılanmadığını, müvekkilin davalı nezdinde bulunan hesabından habersiz ve bilgisiz şekilde çekilen 99,3gr altının fiili ödeme tarihindeki güncel değeri (kur) üzerinden ve alacağa işlem tarihi olan 27.07.2020 tarihinden itibaren yasal faizden aşağı olmamak üzere işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(II) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

İncelenen dosya kapsamı değerlendirildiğinde; mahkememizce öncelikle HMK 115/1 maddesi gereği dava şartlarının incelenmesi gerekmiş ve HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olup olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda; mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği;
6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde göreve ilişkin hükümlerin olduğu değerlendirilmiştir.
Tüketici mahkemeleri için ise ; 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde,
6502 sayılı TKHK’nun 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde,
6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir.
Yukarıda değinilen yasa maddeleri çerçevesinde dava dosyası değerlendirildiğinde;
Davacı Mehmet DIRAÇ ile davalı Kuveyt Türk Katılım Bankası arasında hesap işlemlerine ilişkin uyuşmazlık olduğu, dava dilekçesinde talep edilen hususların tüketici ilişkisi kapsamında bulunduğu, Türk Ticaret Kanunun da düzenlenen hususlardan olmadığını, bu nedenle davalıların yukarıda kanuni metinleri yazılan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-(k-l) maddesinde düzenlenen tüketici tanımına girdiği, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.madde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü gereğince ve 6502 sayılı (TKHK) 73/1. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-H.M.K.114/1-C, H.M.K. 115/1-2 maddesine göre mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2- HMK 20/1 maddesine göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde HMK 20/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3- HMK 331/2 Maddesine göre harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin görevli mahkemede dikkate alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/09/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır