Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/225 E. 2023/63 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : 1- … – … …
VEKİLİ :
DAVACI : 2- … –
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VASİ :
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizce verilen 01/10/2019 karar tarihli … Esas … Karar sayılı kararı davalı … vasisi … tarafından istinaf edildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı kararı ile davalı vasisi …’in istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek mahkememiz kararının kaldırılmasına yönünde karar verildiğinden mahkememiz dosyası … esas sırasına kaydı yapılak yargılamaya devam olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili bankanın Yunak şubesi ile davalı arasında imzalanan ” Genel Kredi Sözleşmesine” istinaden kullandırılan KMH ( Kredili Mevduat Hesabı) kredisi borcu ödenmediğinden hesapların kat edildiğini, borç ödenmediğinden Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe davalının annesi …’in vasi olduğu iddiasıyla itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vasisi cevap dilekçesinde özetle; oğlunun 2012 yılından beri zihinsel engelli raporunun olduğunu, halen tedavisinin devam ettiğini, aynı mahallede oturan … oğlunu kandırarak ve kendi rızası dahilinde Yunak’a götürdüğünü, burada oğlunu zorla çalıştırdığını, bu durumun polis tutanaklarında mevcut olduğunu, oğlunu polis nezaretinde aldığını ve Denizli’ye getirdikten sonra gelen evraklardan borç batağına sürüklendiğini gördüğünü, oğlunun kendi başına karar verebilecek durumda olmadığını, üzerinde baskı kurmak suretiyle Ömer İnceoğlu tarafından kredi çektirildiğini, açılan davayı kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Dava konusu itirazın iptali davasına konu icra takibi ve itirazın iptali davasının … Yönetim A.Ş.’ye temlik edildiği, davacı vekilinin temlik evrakının dosyaya sunduğu görülmüştür.
Davalının Denizli Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/09/20189 tarih, … esas, … karar sayılı kararıyla davalının vasi olarak atanan …’in vasilik görevinin iki yıl süreyle uzatılmasına kararı verildiği görülmüştür.
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Bankacı bilirkişi … , banka ile davalı … arasında imzalanan 22/09/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi … ve … 02/07/2018 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmelere istinaden davalı …’e 6.000,00 TL limitli kredili mevduat hesabı kredisi açıldığı, KMH kredi borç bakiyesinin ödenmediğinden davalıya gönderilen kat ihtarnamesinin davalı …’e tebliğ edildiğine dair belgenin sunulmadığı, bu nedenle 24/05/2017 icra takip tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğünü, taleple bağlılık kuralına göre 24/05/2017 icra takip tarihi itibariyle davalı …’e kullandırılan KMH kredisi nedeniyle 5.839,50 TL anapara, 67,70 TL işlemiş akdi faiz ve 4,61 TL BSMV olmak üzere toplam 5.908,81 TL banka alacağının hesap edildiğini, 24/05/2017 icra takip tarihinden itibaren uygulanması gereken temerüt faiz oranının %28,08 olduğu, banka ile yapılan Temel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Ticari Kart Sözleşmesinden doğan harcamaları sebebiyle davalının sorumlu olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyası aracılığıyla Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dali Başkanlığı tarafından Adli Tıp raporunun alındığı ve rapor sonucunda kişide “Psikotik Bozukluk” tanısının olduğu, sözleşme tarihi olan 22/09/2016 tarihi itibariyle fiil ehliyetinin tam yeterli düzeyde olmadığının kabulü gerektiği kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 23/05/2017 tarihinde 5.900,24 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 6.002,35 TL üzerinden icra takibine giriştiği, ödeme emrinin davalıya 31/05/2017 tarihinde usulen tebliğ edildiği, davalının yasal itiraz süresi içinde 01/06/2017 tarihinde verdiği itiraz dilekçesi ile davacıya borcunun olmadığına ilişkin borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda davalının kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmıştır. Her ne kadar alınan raporda davalı …’ in fiil ehliyetinin tam yeterli düzeyde olmadığı belirtilmişse de; TMK’nın 15.maddesinin (kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz) uyarınca tam ehliyetsiz kişilerin hukuki işlemleri hükümsüz olsa da, bu kuralın istisnası olarak TBK’nın 65.maddesi uyarınca; hakkaniyet elverdiği takdirde tam ehliyetsiz olan kişi diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade ettiğine güveni nedeniyle oluşan zararından sorumludur. TMK’nın 452/2.maddesinde ise, “Vesayet altındaki kişinin fiil ehliyetine haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olacağı” öngörülmüştür. Buna göre kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağının kabulü gerekir. Kanun, tam ehliyetsizlerin yaptıkları hukuki işlemleri batıl sayarken bu gibi kimseleri korumak, kendi menfaatlerine aykırı işlemleri yaparak 3. kişilerce sömürülmelerine engel olmak amacını gütmüştür. Bu tehlikenin ortadan kalktığı normal bir insanla eşdeğer tarzda hareket ettiği durumlarda, hukuki muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağından kanun bunu himaye etmez. 09.03.1955 gün 22/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, mümeyyiz olmayan kimse temyiz kudretini haiz olsa idi aynı surette hareket edecek, yani normal bir insan dahi aynı tarzda muamelede bulunabilecek idiyse ehliyetsiz olduğundan bahisle muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürememelidir. (Y. .HD … E.-… K. Sayılı ilamı)
Davacı vekili beyanı, davalı vasisi beyanı, Kredili Mevduat Hesabı Sözleşmesi, ödeme evrakları, ihtarname örnekleri, Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası, bilirkişi heyeti raporu, Adli Tıp raporu ve tüm dosya münderecatının birlikte değerlendirilmesiyle bankacı ve hesap uzmanı bilirkişilerden ve adli tıptan alınan raporların tetkikinde, raporların oluşa, bilimsel gerçekliğe uygun olduğu, raporlara itibar edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, yargılama sırasında elde edilen delillere göre davalı ile davacı banka arasında Kredili Mevduat Sözleşmesi yapıldığı, davalının vesayet altında olup vasisinin annesi olduğu, davalının Kredili Mevduat Hesabından yapmış olduğu harcamaları ödememesi nedeniyle davacı banka tarafından hesabın kat edildiği, davalı hakkında davacı bankanın icra takibi başlattığı, icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, takibin durması nedeniyle iş bu davanın açıldığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazda davalının kısıtlı olması nedeniyle kredi sözleşmesi yapamayacağı sebebine dayandığı, ödeme belgesi ibraz etmediği, davalı ülkemizde tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulmadıkları, banka kredi kartından yararlanmış ve bu şekilde bir menfeat temin ettiği, davacı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davalının borcun ifası istenildiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınması hakkın kötüye kullanılması olup ayrıca borçlar kanunun 61-66 ( TBK.nun 77-82) maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kısıtlanan kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağından sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmayacağı, bu düzenlemeler karşısında ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre toplam 5.908,61 TL alacak yönünden davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, bu alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği düşünülmüş, ayrıca davacının haklı olup olmadığı yapılan yargılama sonunda ortaya çıktığından davacı vekilinin icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği düşünülerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … Yönetim A.Ş. ( … A.Ş. den temliken ) vekilinin davalı … aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabulüyle; dosyaya konu Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile takibin, 5.839,50 TL asıl alacak, 64,70 TL işlemiş faiz ve 4,61 TL BSMV olmak üzere toplam 5.908,61 TL üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 403,61 TL karar harcından peşin olarak alınan 102,51 TL harç ve icra dosyasına yatan 30,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 271,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 vekalet harcı, 102,51 TL peşin harç, icra dosyasına yatan 30,01 TL harç toplamı 168,52 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.908,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 600,00 TL bilirkişi ücreti, 300,00 TL Adli Tıp fatura ücreti, ile posta tebligat gideri 633,05 TL toplamı olan 1.533,05 TL üzerinden, kabul-red oranına göre 1.508,98 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve davalının vasisi …’in yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/02/2023

Katip … Hakim …