Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/189 E. 2022/634 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Seydişehir . Asliye Hukuk Mahkemesi 17/03/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki … Esas sırasına kaydedilmekle; yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin Seydişehir . Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesi ile özetle;Müvekkilinin 2008 yılından bu yana, … ili … ilçesinde kiraladığı binalarda öğrenciler için yurt-pansiyon işletmeciliği yaptığını, FETÖ hain darbe girişimi sonrasında FETÖ’nün yurtlarının kapatılması nedeni ile öğrenciler için barınma ihtiyacı doğması nedeniyle müvekkilinin bu durumu değerlendirerek FETÖ’nün kapattığı yurtlarından bir tanesini satın alarak Seydişehir ilçesinin tek yurt işletmecisi olacak ve şimdiye kadar kirada yurt işletirken kendisinin binasında bu işi yapmaya karar verdiğini, vereceği kira bedeline biraz ekleme yapmak suretiyle alacağı kredinin taksitlerini ödemek suretiyle yurt binasının mülkiyeti kendisine geçmiş olacağını düşünmüş, bu fikir doğrultusunda KHK ile kapatılan FETÖ Vakfına ait tapuda … İli, … İlçesi, … Mahallesi’ … Ada ve … Parselde kayıtlı beş katlı betonarme bina bulunan ve daha önce FETÖ tarafından öğrenci yurdu olarak kullanılan taşınmazın bedelini ödeyecek birikmiş parası olmadığından … Bankası … Şubesinden 750.000,00 TL kredi kullanmış ve geri kalan miktarı ise daire olarak ödeyerek bu taşınmazı satın aldığını, ancak daha sonra taşınmazın önceki malikinin KHK ile kapatılan vakıf ve derneklerden ve el konulan şirketlerden olması nedeni ile bu satış muvazaalı değerlendirilmiş ve taşınmaza el konularak tapu kaydının Hazine adına tescil edildiğini, müvekkilinin bu tescil işlemine ilişkin olarak açtığı davanın Konya . İdare Mahkemesinin … esas ve … K sayılı kararı ile reddedildiğini, bu kararın müvekkili tarafından istinaf edilmiş ve Konya Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesi … esas ve … karar sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiş ise de: dava değerinin karar tarihinde 100.000,00 TL nin üzerinde olması nedeni ile temyiz edildiğini, Danıştay . Dairesi de … Esas ve … Karar sayılı onama ilamı ile onandığını ve böylece anılan işlem yargı safahatı içerisinde iptal edilmeyerek hukuka uygun bulunduğunu böylelikle İdari Yargılama sisteminde müvekkilinin kredi kullanarak yaptığı satın alma işleminin hukuka aykırı işlem olması nedeni ile bu taşınmazın satın alınmasında kullanılan kredinin de aynı kapsamda hukuka aykırı hale geldiğini, müvekkilinin … ili … ilçesi … Mahallesi’nde bulunan, … Ada ve … Parsel no’lu beş katlı betonarme öğrenci yurdu ve arsasını satın alma işlemi muvazaalı sayılmış olduğundan, müvekkilinin ticari amaç güderek çekmiş olduğu kredi sorumluluğunun devam etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin satın alması hukuka aykırı sayılmış ve tapu kaydı elinden alınmış iken aynı zamanda bu tapunun alınması için kullanılan krediden, kapatılan vakfa ve şirkete banka tarafından aktarılan bedelin müvekkiline iade edilmediğini, iptal edilen tapu kaydı için almış olduğu ve satım için kullandığı bedel kadar da bankaya borçlanmış durumda olduğunu, en azından bankanın da bu kredinin kullanılmasındaki kusuru tespit edilerek buna göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini, bu nedenle Konya Valiliğini Maliye Hazinesine izafeten davalı gösterdiklerini, valiliğin müvekkilin mülküne kapatılan KHK’nın malı olduğu için el koyduğuna göre kapatılan KHK’nın kasasında olan kredi bedelini müvekkiline ödemeyerek kullanılan kredi ve ferileri kadar müvekkilin zararına sebebiyet verdiklerini, bu nedenle diğer davalı banka ile birlikte müvekkile karşı sorumlu olduğunu belirterek müvekkilinin yapmış olduğu satın alma işleminin hukuka aykırı olması nedeniyle bu işlem için kullanılan kredinin geçersiz olduğunun tespitine, şimdiye kadar ödenmiş ve bundan sonra ödenecek bedellerin müvekkile ödeme tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Konya Valiliği vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen talep konusunun 6102 Sayılı T.T.K’nun 5/A maddesi gereğince dava şartı olan ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gereken talepleri içerdiğini, 6325 sayılı kanunun 18/A maddesi gereğince; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin var ise mahkememize ve taraflarına tebliğ edilmesi gerektiğini, bu hususta taraflarına herhangi bir tebliğat yapılmadığından öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, dava görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, dava dilekçesi de HUMK’un aradığı zorunlu unsurları ihtiva etmediğinden dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, dava, süresinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, Konya Valiliği hasım gösterilmiş olup dava husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinden kapatılan ve malvarlığı hazineye geçen hangi vakfa yada şirkete ilişkin talepte bulunduğu anlaşılamadığını, bu husus taraflarına tebliğ edildikten sonra ilgili şirket yada vakfa (vakıf olması durumunda Vakıflar Genel Müdürlüğünce işlem tesis edilmektedir.) ait iş ve işlemlere yönelik talep edilen hususlarda savunma yapma haklarını saklı tuttuklarını, yine Hazine ve Maliye Bakanlığınca yürütülen iş ve işlemler kanun gereği tesis edildiğini, yapılan iş ve işlemler OHAL KHK ları kapsamına yürütüldüğünü, davacının yapmış olduğu satın alma işleminin hukuka aykırılığı iddiası ile bu işlem için kullanılan kredinin geçersiz olduğu , bundan dolayı davacının borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmesi ve talebin kabulü halinde davanın istirdat davası olarak devamını ve bu nedenle şimdiye kadar ödenmiş ve bundan sonra ödenecek bedellerin davacıya ödeme tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte iadesini talep etmesi ve bu talebine ilişkin olarak Konya Valiliğini de müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasının talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla; öncelikle hangi kapatılan kuruma ilişkin olarak yükümlülüklerini yerine getirmeme ve ilgili taleplerinin idarelerince değerlendirilebilmesi için bu hususun davacıya açıklattırılarak taraflarına tebliğine (buna ilişkin savunmalarını saklı tuttuklarını) ; kapatılan kuruma ilişkin olarak gerekli tespit yapıldıktan sonra yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak gerekli görülen bilgi ve belgelerin onaylı suretlerinin Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosundan (Adres: … Mahallesi … Caddesi No:… … … /KONYA ) istenilmesine, söz konusu davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine ,bu talepleri kabul görmediği takdirde husumet yönüyle reddine yine bu talepleri reddedildiğinde ,hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönüyle reddine yine bu talepleri reddedildiğinde nihayetinde esas yönüyle davanın reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Bankası TAO vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Öncelikle dava konusu ve miktarı belli olduğundan kısmi dava açılması yasaya aykırı olup harcın tamamlanması gerektiğini, borçlu olduğu miktar (Tespit davası yönünden 686.505 anapara ) ve iade istediği miktar (İstirdat davası yönünden) belli olduğunu, harçların bu değerlere uygun ikmali şart olduğunu, dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesinde yalnız Borçlar Kanunu 27. Maddesinde yer alan kesin hükümsüzlük kavramına dayanıldığını, bunun dışında yer alan hiçbir kanun maddesine dayanılmamış yargı kararına ithafta bulunulmadığını, dilekçede olay sıralamasını anlatılması dışında müvekkili banka ile olan kredi sözleşmesi şu sebeple hükümsüzdür denilmediğini, madde ye dayanılmış ise de net şekilde hükümsüzlük sebebi açıklanmadığını, söz konusu Kredi Sözleşmesinin 16.03.2016 tarihli olduğu, terör örgütü olaylarından 4 ay önce olduğunu, sözü edilen terör gurubunun 15. Temmuz 2016 yılından önceki ticari ve ekonomik faaliyetlerini engelleyen herhangi bir kanun maddesi tedbir ve benzeri olmadığı gibi piyasalara , bankalara, devlet kurumlarının tüm derece ve makamlarına , güvenlik güçlerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerine resmi makamlardan bir tüzel ve özel kişi şahıs listesi gönderilerek bu kimselerin faliyet, talep ve işlemlerinin durdurulması emredilmemiş tayin atama işlemleri durdurulmamış kredi alış veriş alacak icra takibi davalar vb hususlarının bu terör sayılacağı duyurulmadığını, Devletimizin beka ve güvenliği için en önemli haber alma ve uygulama merkezi olan Milli İstihbarat Teşkilatı dahi 15 temmuz günü Terör Örgütü üyelerince habersiz şekilde yakalanarak uçakla vurulduğunu, davacının sona ermesini istediği kredi terör olaylarından ve satın aldığı kimselerin terörist olarak tespit edilmesinden önce imzalandığını, imza tarihi itibari ile Borçlar kanunu 27 yi ihlal eden bir durumu olmadığını, aslen davacı dava dilekçesinde mahkemeye karşı beyanları ile sorumlu olduğunu, ikrar ile bağlı olduğunu, kendisi 2008 yılından bu yana Seydişehir ilçesinde öğrenci yurdu aldığını kiraladığını işlettiğini ve sektördeki diğer kişi ve kurumları tanıdığını kabul beyan ve ikrar ettiğini, kendisinin bile sektördeki bu kimselerin terör örgütü üyeliğinden ve faaliyetlerinden haberi yokken ve bu kimselerin taşınmalarını hiç tereddüt etmeden alıp sahibi olmak isterken işlemine kredi veren müvekkili suçlaması da uygunsuz olduğunu, Borçlar kanunu 27. Madde ye dönüldüğünde imkansızlık terimi davacı ile bankaları arasında değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafından bu konuda başvuru yapılmış ise de Bölge İdare Mahkemesince haklı bulunmadığını, bunun dışında kullandırdığı kredinin teminatı kaybolan müvekkili Banka olduğunu, Sözü edilen taşınmaza Konya Seydişehir Tapu Müdürlüğünce 16.03.2016 tarih … yevmiye numaralı 1.500.000,00TL bedelli müvekkili Banka lehine ipotek tesisi edilmiş ancak el koyma kararı ile bu ortadan kalkmadığını, hakları kaybolan Müvekkili banka olduğunu beyanla; Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile davanın reddi ile masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İdare Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, fiziken celp edilerek incelenmiştir.
Mahkememizce; Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, uyap sistemi üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Seydişehir Tapu Müdürlüğü’nün 13/04/2022 tarihli cevabında dava konusu, … Mahallesi … Ada … Parsel sayılı taşınmazın takyidatlarını gösterir tapu kaydı ile aktif ve pasif satış akit tablolarının mahkememize gönderildiği görülmmüştür.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava;Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit ve İstirdat) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu; davacının davalılardan … tan kredi kullanarak dava dışı … Hiz. A.Ş. den satın aldığı taşınmazın … Hiz. A.Ş. nin KHK ile kapatılması neticesinde muvazaalı satış olarak değerlendirilerek davacı adına olan tapu kaydının Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle, ödenen kredi bedellerinin istirdatının gerekip gerekmediği, ödenmeyen kredi bedelleri yönünden davacının davalılara borçlu olup olmadığının tespiti hususları olduğu belirlenmiştir.
Davalı … Bankası Türk Anonim Ortaklığı yönünden mahkememizce yapılan değerlendirmede; dava dilekçesinde de anlaşılacağı üzere davacının KHK ile kapatılan FETÖ Vakfına ait tapuda … İli, … İlçesi, … Mahallesi’ … Ada ve … Parselde kayıtlı beş katlı betonarme bina bulunan ve daha önce FETÖ tarafından öğrenci yurdu olarak kullanılan taşınmazı satın almak için … Bankası … Şubesinden 750.000,00 TL kredi kullandığını beyan ettiği dava dilekçesinde kredinin hükümsüzlüğüne dair iddiada bulunduğu ancak iddiasının ispatına dair herhangi bir delil dosyaya sunulmadığı gibi davalı … Bankasında kredinin alınarak yukarıda belirtilen ilgili taşınmazın satın alındığı ve kredinin teminat olarak da taşınmazın davalı bankaya ipotek verildiği anlaşıldığından taşınmazın idari bir işlemle davacının mülkiyetinden alınarak hazineye kaydedilmesinde davalı Vakıflar Bankasının herhangi bir dahli ve sorumluluğunun olmadığı açıkça anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen nedenler ve diğer delil ve belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının davasının davalı … Bankası … yönünden ispatlanamadığından esastan reddine, karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HER NE KADAR MAHKEMEMİZİN 04/11/2022 TARİHLİ KISA KARARINDA “davacının davasının davalılardan Konya Valiliği yönünden, davanın HMK 114/b maddesinde düzenlenen yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuş ise de; mahkememizce gerekçeli karar yazılma aşamasında mahkememizin … Esas sayılı dosyasından davalı Konya Valiliği yönünden tefrik kararı verilerek mahkememizin … Esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı ve davalı Konya Valiliği yönünden işbu dosya üzerinden 06/06/2022 tarihinde … Karar sayılı kararı ile “Davanın HMK 114/b maddesinde düzenlenen YARGI YOLUNA İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE,” şeklinde daha önce karar verildiği anlaşıldığından sehven davalı Konya Valiliği yönünden işbu … Esas sayılı dosya üzerinden de yeniden karar verildiği anlaşılmakla, kısa karar ile gerekçeli kararın birbiri ile uyumlu olması ve çelişmemesi gerekmekte ise de yukarıda yapılan izahat çerçevesinde yargıya güven, adalet, hak ve nesafet kuralları gereğince gerekçeli kararda kısa kararın 1 nolu bendinin çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının diğer davalı … Yönünden ispatlanamadığından ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 90,08 TL karar ve ilam harcının Harçlar Kanunun 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine
3-Davalı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesi 13/1 maddesi gereğince kabul edilen miktar nedeniyle hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2022 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair ; Davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2022

Katip Hakim