Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/18 E. 2023/66 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı şirketin birden fazla pay sahibi olan bir anonim şirket olduğunu, şirket ortaklarının müvekkili …, dava dışı … ve … olduğunu, müvekkilinin şirkette %33,3 paya sahip olduğunu, davalı şirketin 09/09/2021 tarihinde gerçekleştirilen 2020 yılı olağan genel kurul toplantısına ilişkin çağrı evrakının müvekkilinin adresine bila tebliğ olduğunu, müvekkilinin genel kurul toplantısından tesadüfen haberdar olması nedeniyle davalı şirkete ait bilanço ve gelir tablolarını toplantı öncesinde inceleyemediğini, müvekkilinin TTK 420. maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi yönündeki talebi nedeniyle toplantının bir ay sonraya ertelendiğini, kalan gündem maddelerinin görüşülmesine 09/10/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının ikinci oturumunda görüşülmeye devam edildiğini, müvekkilinin ikinci oturumun öncesinde Beyoğlu . Noterliğinin 05/10/2021 tarih …yevmiye numaralı gönderdiği ihtarname ile genel kurul toplantısının pay sahipliği haklarının tesisini ve genel kurul toplantısı gündeminin usulüne göre görüşülmesinin bildirildiğini, müvekkiline verilen bilgi ve belgelerin hesap verilebilirlik ve şeffaflık ilkelerine uygun olarak izah etmeye yeterli olmadığını, müvekkilinin davalı şirketin belirli olayları izah etmesi gerektiğini belirttiğini, bu nedenle davalı şirketin izah yapabilmesi için toplantının ikinci kez ertelenmesi ve belirlenen konuların araştırılması için özel denetçi atanması talep edildiği ve müvekkilinin bu taleplerinin kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın reddedildiğini, müvekkilinin görüşülen ve şirketin faaliyetlerine ilişkin olumsuz oyunun ve muhalefetinin genel kurul toplantı tutanaklarında açıkça görüleceğini, davalı şirketin genel kurula çağrıyı usulüne uygun olarak yapmadığını, TTK 414. maddede yer alan pay sahiplerine bildirim ve internet sitesinde ilan koşullarının gerçekleştirilmediğini, davalı şirketin esas sözleşmesine aykırı bir şekilde posta yoluyla tebliğinde bila tebliğ olduğunu, müvekkilinin tesadüf eseri toplantıdan haberdar olduğunu, davalı şirketin TTK 1524 madde uyarınca internet sitesi açma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı şirkete ait olduğu düşünülen …A.Ş. ye ait bir site olsa da sözü geçen sitede davalı şirkete ait her hangi bir ilan yer almadığını, Yargıtay . Hukuk Dairesince usulsüz çağrı üzerine genel kurul toplanmış olsa dahi genel kararlarının yoklukla malul olacağına ilişkin karar verildiğini, müvekkilinin bilgi alma hakkının hukuka aykırı bir şekilde kısıtlandığını, pay sahipliği haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin kendisine çağrı yapılmadığı için şirketin mali durumun ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmadığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilmeyen detay mizan, gelir tablosu, bilanço ve tebliği gereken sair diğer çağrı evraklarının teslimini isteyerek bilgi alma ve inceleme hakkı ile finansal tablolar ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesi hakkını kullandığını, ikinci oturumda müvekkilinin kendisine teslim edilen belgeler içeresinde anlaşılmayan ve hatalı olan ek açıklama gerektiren hususları tespit ederek genel kurula ilettiğini, yönetim kurulu başkanının müvekkilinin talebini olumlu yanıtlamadığını, müvekkilinin pay sahibi olması nedeniyle birtakım konularda ek bilgi ve açıklama almak istediğini, ancak müvekkilinin bu talebine cevap alamadığını, davalı şirketin hiç bir soruda üzerine düşün aydınlatma ve açıklama yükümlülüğünü layığı ile yerine getirmediğini, davalı şirketten özel denetçi atanması talep edilmiş olup davalı şirketin bu talebi reddetmesi üzerine müvekkilinin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile özel denetçi tayinini mahkemeden talep ettiğini, ayrıca toplantıda bulunması gereken bağımsız denetçinin de toplantıda bulunmadığını, müvekkilinin vazgeçilmez pay sahipliği haklarından olan bilgi alma ve inceleme hakkının hukuka aykırı olarak sınırlandırıldığını, davaya konu genel kurul toplantısındaki ibranın geçersiz olduğunu, ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilmelerinin mümkün olmadığını, ayrıca yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmasının da mümkün olmadığını, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerince müvekkiline karşı uygulanan sistematik baskının ve dışlanmanın davalı şirketin finansman ve idari durumunun gizlendiği şüphesini kuvvetlendirdiğini, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında görülmekte olan 2018-2019 yılı genel kurul toplantısının ve alınan kararların iptali için davanın bulunduğunu, yine mahkememizde görülmekte olan …ve …Esas sayılı dava dosyalarında da benzer davaların bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilini şirketten uzak tutmaya çalıştığının açık olduğunu, genel kurul kararlarının yokluğuna ancak her halde iptaline karar verilmesinin isabetli olacağını, ayrıca genel kurul toplantısında alınan kararlar şirketin temsili, yönetimi ve mali durumu açısından geri dönülmez sonuçlara sebep olacağından kararların yürütmesinin geriye bırakılması gerektiğinden bahisle davalarının kabulüne, davalı şirketin 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yokluğunun tespitine, mahkeme aksi kanaatte olursa alınan tüm kararların iptaline, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile genel kurul toplantısında alınan kararların yürütmesinin geriye bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; öncelikle dava dilekçesinde yer alan ve müvekkilinin aleyhine olan hiçbir hususu kabul etmediklerini, bilindiği gibi yokluğun tespitinin genel kurula dair kurucu unsurların eksikliği halinde söz konusu olduğunu, iptal davasının ise kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı kararlar aleyhine açılabileceğini, huzurdaki davada ise bunların varlığı ve davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, genel olarak yokluk kavramının genel kurul kararının temel ilkelerine aykırı iş ve eylemler sebebiyle toplantı yeter sayısının mevcut olmaması gibi hiç olmayan ve gerçekleşmeyen toplantı ve kararlar açısından söz konusu olabileceğini, dava konusu olayda ise usulüne uygun şekilde toplanan, yeterli toplantı nisabına sahip bir genel kurul toplantısı ve usulüne uygun şekilde alınan yeterli karar nisabına sahip kararların mevcut olduğunu, müvekkili tarafından gönderilen çağrı kağıdının davacının adreste olmaması sebebiyle tebliğ edilmediğini, PTT görevlileri tarafından davacının adresine yapıştırılan haber kağıdına istinaden davacının çağrı kağıdına ulaştığını, çağrı kağıdının toplantıdan iki hafta önce yapılmasının yeterli olduğunu, bu süre içerisinde pay sahiplerine ulaşmasının şart olmadığını, bu nedenle yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu, çağrının internet sitesinde yayınlanmamış olması genel kurul kararının iptali için yeterli olmadığını, yüksek mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu, çağrının usulsüz olmasının da genel kurul kararlarının iptali için yeterli olmadığını, iptal talep eden tarafın aynı zamanda kararın yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, gerçekleştirilen toplantıda ortakların zararına bir karar alınmadığını, toplantıda olağan gündem maddelerinin dışında bir maddenin yer almadığını, davacının genel kurul tarafından yönetim kuruluna seçilmemesi nedeniyle davalar açtığını, ayrıca davacının uzun süredir şirket işleriyle ilgilenmediğini, tüm pay sahiplerinin hazır olması ve herhangi bir itirazlarının bulunmaması durumunda genel kurulun çağrısız bir şekilde toplanabileceği hususunun TTK 416/1 de hüküm altına alındığını, bu haliyle gerçekleştirilen genel kurulun çağrısız genel kurulun şartlarını taşıdığını, bu nedenle genel kurulun yapılmasına herhangi bir itirazı olmayan davacının kararlarının iptalini istemesinin hukuken mümkün olmadığını, davaya konu genel kurulun 2020 yılına ait olduğunu, 2020 yılında davacının da yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu nedenle diğer ortaklarla aynı konumda olduğunu, yönetim kurulu ibra oylamasında olumsuz oy kullanan davacının aslında kendi ibrasında da olumsuz oy kullandığını, doktrinde ve Yüksek Mahkeme kararlarında ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin yeniden yönetim kuruluna seçilebileceklerinin açık bir şekilde belirtildiğini, davacının bir diğer iddiasının da bilgi alma hakkının kısıtlanması ve şirketin finansal durumunun gizlenmesi olduğunu, bilgi alma hakkının kullandırılmamış olmasının genel kurulda alınan kararların yokluğunu veya iptalini gerektirmediğini, bilgi alma hakkının kullandırılmadığını düşünen pay sahibinin TTK 437 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının kulladırılması için dava açabileceğini, hatta şartlar oluşmuş ise TTK 438 madde uyarınca özet denetçi atanması için de dava açabileceğini, nitekim davacının Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile özet denetçi tayinine dair dava açtığını, davacının bu yöndeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının amacının şirketin çalışmasını engelleyerek ve yöneticileri huzursuz ederek hisselerini rayicinin çok üzerinde bedellerle devretmek olduğunu, müvekkili şirketin altı şirketten oluşan bir şirketler topluluğunun parçası olduğunu, söz konusu şirketlerin ortaklarının ve pay sahiplerinin davacı ile kardeşleri … ve … olduğunu, davacının 2017 yılında yönetim kuruluna hitaben attığı mailde şirket yönetim kurulunda yer almak istemediğini, müteahhitlik işi yapmak istemediğini, şirket hisselerini diğer ortaklara devrederek ayrılmak istediğini beyan ettiğini, davacının sonradan fikrinin değişmesinin sebebinin 2017 yılından sonra alınan ihaleler olduğunu, sözü geçen ihalelerin … ve … tarafından alınarak yapıldığını, davacının şirket işleriyle ilgilenmediği dönemde bile diğer ortaklar gibi maaşını eksiksiz aldığını, davacının 2012 yılından bu tarafa şirket işleriyle tam anlamıyla ilgilenmediğini, zaman geçtikçe şirket işlerinden tamamen uzaklaştığını, davacının 2012 yılından bu tarafa İstanbul’ da yaşadığını, şirketin iş ve işlemlerinde bir farklılık bulunmadığını, şirkettin sattığı, devrettiği hiç bir mal varlığının bulunmadığını, nakdi mal varlıklarının bankalarda olduğunu, şirketin zarara uğratılmasının söz konusu olmadığını, davacının genel kurulda sorduğu bütün soruların cevabını eksiksiz olarak aldığını, 2020 yılına ait bağımsız denetim raporunun genel kurulda tutanak karşılığında davacıya teslim edildiğini, davacının istediği bilgiye anında ulaşabildiğini, bu nedenle davacının bilgi alma hakkının kısıtlandığı yönündeki iddialarının yersiz olduğunu, dava dilekçesinde maddeler halinde bildirilen ve cevap alınamadığı iddia edilen tüm sorulara eksiksiz olarak cevap verildiğini, daha nasıl bir cevap verileceğinin taraflarınca anlaşılamadığını, davacının iptalini talep ettiği kararlarda dava şartı olan gerekçeli bir muhalefet şerhinin bulunmadığını, davacının oy oranının iptali istenilen kararların alınmamasını sağlama etkisinin bulunmadığını, nitekim davacının genel kurula katılarak oy kullandığını, davacının genel kurul kararlarına iptal talebinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin dinlenmeden genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılmasının hukuken mümkün olmayacağını, nitekim Yüksek Mahkeme kararlarınında bu doğrultuda olduğunu, genel kurulda alınan kararların yürütülmesini geri bırakılması şartlarının oluşmadığını, müvekkili şirket ve gruba dahil diğer şirketlerin kamu ihalelerine katıldığını, bu ihale bedellerinin yüklü miktarlarda olduğunu, ihale gecikmelerinde ağır cezai şartlar ödemek durumunda kalındığını, müvekkili şirket ile bağlı şirketlerde taşeron çalışanlarıyla birlikte 400’ü aşkın işçinin bulunduğunu, işçilerin maaşlarının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, dolayısıyla şirketin temsil yetkisinin kısa süreliğine dahi olsa bulunmamasının telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını, müvekkili şirketin muhtemel zararlarına karşılık davacının teminat göstermesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle TTK 448/3 maddesi uyarınca davacının en az 1.000.00,00 TL teminat göstermesine, genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması talebinin reddine, yapılacak yargılama sonunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; davalı şirketin 09.09.2021 ve 09.102021 tarihlerinde yapılan 2020 yılı olağan genel kurul taplantılarında alınan kararların yokluğunun tespiti ve alınan tüm kararların iptali davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, davalı şirketin ticaret sicil kayıt örnekleri, davalı şirketin 2020 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı örneği, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen karar örneği, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında verilen karar örneği, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu, mahkememizin … Esas sayılı dosya örneği ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Muhasebeci bilirkişi …ve Hukukçu Bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi …’ ın düzenlediği 15/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu mahkememizce detaylıca incelenmiştir.
{}HUKUKİ DELİLLER{}
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Genel Kurul, Toplantılar başlıklı 409. maddesi;”(1) Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Bu toplantılarda, organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakere yapılır, karar alınır. (2) Gerektiği takdirde genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır.(3) Aksine esas sözleşmede hüküm bulunmadığı takdirde genel kurul, şirket merkezinin bulunduğu yerde toplanır.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Çağrının şekli, Genel olarak başlıklı 414. maddesi;”(1) Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir. (2) Sermaye Piyasası Kanununun 11 inci maddesinin altıncı fıkrası hükmü saklıdır.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Toplantı ve karar nisabı
başlıklı 418. maddesi;”(1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz.(2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Toplantının ertelenmesi
başlıklı 420. maddesi;”(1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. (2) Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Oydan yoksunluk
başlıklı 436. maddesi;”(1) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. (2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bilgi alma ve inceleme hakkı
başlıklı 437. maddesi;” (1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. (2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz. (3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir. (4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir. (5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir. (6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Özel denetim isteme hakkı, Genel kurulun kabulü
başlıklı 438. maddesi;”(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. (2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Genel kurulun reddi
kabulü
başlıklı 439. maddesi;”(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. (2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Butlan
başlıklı 447. maddesi;”(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.
” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Genel kurul kararlarının iptali, İptal sebepleri
başlıklı 445. maddesi;”(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü amirdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun İptal davası açabilecek kişiler
başlıklı 446. maddesi;”(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü amirdir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekilince davalı …Tic. A.Ş.’nin 09.10.2021 tarihinde yapılan 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğinden bahis ile TTK 437/5. maddesi gereğince bilgi alma ve inceleme hakkı talebinde bulunulduğu, mahkemenin 23.02.2022 tarihli kararı ile davacının ilgili genel kurul toplantısında sorduğu sorulara detaylı, kapsamlı somut verilere dayalı yeterli açıklıkla ve denetlemeye uygun cevaplar verildiği, davacının bilgi alma hakkı engellenmediğinden bahis ile davanın kesin olarak reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekilince davalı …Tic. A.Ş. aleyhine açılan dava ile davalı şirketin 09.10.2021 tarihinde yapılan 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında davalı şirketin yönetim kurulu tarafından bilgi alma hakkı engellendiği, özel denetim talebinin de reddedildiği iddiasıyla davalı şirkete bağımsız özel denetçi tayini talep edildiği, mahkememizin 08.02.2023 tarihli kararı ile davacının yasal şartlara haiz olmayan davasının ve talebinin istinaf kanun yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas, …Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekilince davalı …Tic. A.Ş. aleyhine açılan dava ile davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2020 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti veya mahkeme aksi kanaatte olması durumunda genel kurul toplantısında alınan kararlardan 3., 4., 6., 7. ve 9. gündem maddelerine ilişkin kararların iptali talep edildiği, mahkemenin 15.03.2022 tarihli kararıyla davanın kabulü ile davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul (mutlak butlanla batıl) olduğunun tespitine karar verildiği, ilgili kararın davalı tarafça istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada davalı şirketin 09.09.2021 ve 09.10.2021 tarihlerinde yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptali talep edilmiş olup; davalı vekilince davada yokluk ve iptal koşullarının bulunmadığı savunmasıyla davanın reddi talep edilmiştir.
Davacı tarafça davalı şirketin davaya konu genel kurul toplantılarında TTK 414. maddesinde düzenlenen çağrı usul kurallarına riayet edilmediği ileri sürülerek genel kurul kararlarında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti talep edilmiş ise de, mahkememizce toplanan deliller, alınan bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamına göre davaya konu her iki genel kurul toplantısının gününün ve gündeminin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının her iki genel kurul toplantısından haberdar olup, iki toplantıya da bizzat katılması karşısında genel kurul toplantısının yoklukla malul olmasın ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, yine aynı sebeplerle genel kurul toplantılarının iptali sonucunu da doğuramayacağı, kaldı ki çağrıda usulsüzlük olsa dahi bu TTK’nın 446/b maddesi anlamında etki prensibi çerçevesinde iptal sonucunu doğurmayacağı kanaatine varıldığından bu taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça davacının davaya genel kurul toplantılarında TTK 437. maddesi kapsamında bilgi alma hakkının engellendiği ileri sürülerek 09.10.2021 tarihli toplantıda alınan 4., 5., 6. ve 7. gündem maddelerinin yoklukla malul olduğunun tespiti ve her halükarda iptali talep edilmiş ise de; celp edilip incelenen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, …Karar sayılı dosyası kapsamı ve mahkememize yapılan değerlendirmeye göre; 09.09.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının davacının bilgi alma talebi doğrultusunda ertelenmesi ve 09.10.2021 tarihli 2. toplantısında davacının davalı şirketin finansal durumuna ilişkin sorduğu sorulara davalı şirketin yönetim kurulu üyelerince denetlemeye uygun açıklıkla somut verilere dayalı bilgi verildiği kanaatine varıldığından bu taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir
Davacı tarafça davaya konu genel kurul toplantılarında davacının bağımsız denetçi tayini talebinin usulsüz olarak reddedildiği ileri sürülerek davalı şirketin genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talep edilmiş ise de; mahkememizin … Esas sayılı dosyası kapsamı ve mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre TTK 438. ve 439. maddesindeki özel denetçi tayinine ilişkin yasal koşulların mevcut olmadığı kanaatine varıldığından bu talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça 09.10.2021 tarihli toplantıda alınan sair kararların da usulsüz alındığı, ileri sürülmüş ise de, toplanan deliller ve mahkememizde oluşan kanaate göre; ilgili kararların alınmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gibi davacının ileri sürdüğü sebeplerin bilirkişi heyet raporundaki görüşün aksine dürüstlük ve iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı anlaşıldığından davacının tüm taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas, …Karar sayılı dosyasının istinaftan dönüşü ve kesinleşmesinin beklenilmesi talep edilmiş ise de; genel kurul kararlarının bağımsızlığı ve sonraki genel kurula sirayet etmeyeceği yönündeki temel prensipler ve Yargıtay . Hukuk Dairesi ve BAM Hukuk Dairlerinin bu yöndeki mevcut içtihatları nazara alınarak bu talebin de reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ VE TÜM TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE.
Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan 20,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Karar kesinleştiğinde dosyamız arasındaki Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 08/03/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2023

Başkan Üye Üye Katip