Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/179 E. 2023/302 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 27.07.2019 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile D.715.01 devlet karayolunda Konya istikametinden Kulu istikametine seyir halindeyken Kulu sanayi kavşağına geldiğinde … sevk ve idaresindeki müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı vinç Konya istikametinden gelmekte iken sola sanayiye doğru manevra yaptığında vinç üzerinde bulunan ve vincin arka tarafından yaklaşık 4 metre dışarı sarkık olan ve herhangi bir rekleftif ve uyarıcı levha bulunmayan inşaat demirlerinin … plakalı aracın ön camından içeri girmesi sonucu sürücü … direksiyon hakimiyetini kaybedip bariyerlere çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK’nın 52/1-a (Aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak) maddesini ihlal ettiğini, … plakalı araç sürücüsü …’in ise araç üzerinde yüklenen demirlerin yaklaşık 4 metre aracın arka tarafında çıkıntı oluşturarak ve bu kısma reflektör vb herhangi bir uyarıcı takmayarak aynı kanunun 65/1-d (Karayolu yapısı ve kapasitesi ile trafik güvenliği bakımından tehlike olabilecek tarzda yükleme yapmak) kuralını ihlal ettiğini, kazaya karışan sürücülerin eşit derecede kusurlu olduğunu, kaza sonrası … plakalı aracın perte çıktığını ve araç sovtaj işlemine tabi tutulduğunu, aracı rayiç bedeli olarak 92.000,00 TL kabul edildiğini, sovtaj bedeli 52.520,00 TL düşüldükten sonra kalan 39.480,00 TL’nin yarısı 19.740,00 TL kusur oranı gereği araç malikine ödendiğini, … plakalı aracın sürücüsü …’ın kaza sonrası tüm müdahalelere rağmen kurtulamadığını ve vefat ettiğini, yakınları vekilleri aracılığı ile müvekkili sigorta şirketine başvurarak destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, … Norveç’te yaşadığından ve yüksek gelir elde ettiğinden alınan destekten yoksun kalma tazminatı raporunun da buna göre hesaplandığını, oldukça yüksek bi tutar hesaplansa da müvekkili şirket sigorta teminatı üst limiti olan 390.000,00 TL ödeme yaptığını, sigortalı araç sürücüsü …’in trafik kurallarına uymama sebebiyle kaza gerçekleştirdiğini, …’in ehliyet belgesi olsa da vinç sürmek için aranan G sınıfı ehliyeti bulunmadığını, Trafik kazası tespit tutanağında da görüleceği üzere …’in olay yerini terk ettiğini, … ve davalı … karakolda verdikleri beyanlarda; ehliyetsiz araç kullanıldığını ve olay yerini terk ettiğini ikrar ettiklerini, bunun yanında vinçten düşeceği belli olduğu halde kapasitesinden çok fazla demirler vince yüklendiğinden sürücü kasta yakın derecede ağır kusurlu olduğunu, sürücü ehliyetnamesiz araç kullandığından, olay yerini terk ettiğinden ve istiap haddi aşılarak yük taşıdığından ağır kusurlu olduğunu, TTK m.1472 ve zorunlu mali sorumluluk sigortası Genel Şartları B.4. maddesinin ilgili bendleri gereği müvekkili şirketin rücu hakkının doğduğunu, müvekkili şirket davalı borçluya borcunu ödemesi için ihtarname göndermesine rağmen müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatılsa da davalı alacağını geciktirmek amacı ile itiraz ettiğini, Davalı-borçlunun itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu alacağın kanundan kaynaklandığını, borçlunun itirazı hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu sebeple haksız ve kötü niyetli itirazın iptali gerektiğini, müvekkili şirketin alacağının likit olduğunu, davalı/borçlu borç miktarını bildiğini, Davalı-borçlu taraf kendisine ait aracın sürücüsünün ehliyetnamesiz olduğunu, istiap haddi aşılarak eşya taşıdığını ve olay yerini terk ettiğini bilmesine rağmen MK m. 2 ‘deki dürüstlük kuralına aykırı davranarak borca itiraz ettiğini ve alacağın tahsilini geciktirdiğini, Davalı-borçlu kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, dava konusu edilen söz konusu trafik kazası Karayolları 3. Bölge Müdürlüğü’nün ihale ettiği Kulu Sanayi Kavşağı inşaat faaliyet bölgesinde meydana geldiğini, İnşaat yapımını yüklenici … Yol Yapı Şirketi yürüttüğünü, Davalıya ait müvekkili sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı … plakalı vinç bu inşaat faaliyetinde kullanıldığını, kaza anında sürücü … inşaat malzemesi demirleri inşaat alanının bir tarafından diğer tarafına götürmek amacıyla yola çıktığında meydana geldiğini, … plakalı aracın vinç olması ve kullanım yeri ve faaliyeti nedeniyle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili şirketin meydana gelen kaza sonucu ilgililerine ödeme yaptığı, meydana gelen kazada sürücünün ehliyetnamesiz araç kullandığı, olay yerini terk ettiği ve ağır kusurlu olduğu, başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği sabit olduğundan davasının kabulüne karar verilmesini, Haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından Konya . Tüketici Mahkemesi’nde açılmış bulunan itirazın iptali davasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, bu sebeple Konya . Tüketici Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenerek derdestlik itirazına yönelik değerlendirme yapılmasını talep ettiklerini, itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, icra takip talebinde belirtilmeyen veya icra takibine dayanak yapılmayan belge ve deliller itirazın iptali davasında ileri sürülemediğini, icra takibi incelendiğinde dosya kapsamında bulunan takip talebinde asıl alacak ve ferileri alacak kalemi olarak gösterildiğini, bu alacak kalemlerinin hangi alacağa ilişkin olduğuna, dayanağının ne olduğuna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını ve izahat yapılmadığını, davacı tarafından ileri sürülen delilleri kabul etmediklerini, bu delil ve belgelerin davanın esasına yönelik yapılacak incelemede dayanak yapılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, soruşturma dosyası kapsamında savcılıkça alınan bilirkişi raporunun eksik olduğunu, kusura yönelik nitelendirmenin hatalı yapıldığını, gerçekleşen kaza kapsamında araç sürücüleri yönünden kusur değerlendirilmesi yapılmış ise de inşaatı ihaleye çıkaran ve karayolunda gerekli önlemleri alması gereken Karayolları 3. Bölge Müdürlüğünün kusurlu bulunduğunu, şantiye sahası, Karayolları 3. Bölge Müdürlüğünün kontrolünde bulunmakta ve yüklenici tarafından inşaat faaliyetleri yürütüldüğünü, olay yeri kaza tutanağında şantiye sahası Konya-Ankara karayolunun Kulu sanayi sitesi mevkiinde yolun iki tarafını kapsadığını, Karayolları ihale etmiş olduğu işte Karayolunda taşıtların, çalışanların veya diğer zarar görmesi muhtemel canlı ve cansızlara yönelik herhangi bir önlem almadığını, bu durumun olay yeri görüntülerinde ve kaza raporlarında açıkça görüleceğini, bugüne kadar gündeme gelmemiş ise de Karayollarının yaşanan elim hadisede kusuru bulunduğunu, soruşturma dosyasında da belirtildiği üzere yüklenici firma müvekkile ait vinci şantiye sahasında yük kaldırma işleri için kiraladığını, yüklenici firma yetkilileri …’e talimat vererek demirlerin şantiye alanının bir yakasından diğer yakasına taşınmasını söylediğini, talimat üzerine yükleme yapıldığını ve demirlerin taşındığını, yine kaza tutanakları ve olay yeri görüntülerinde yüklenici firmanın da inşaat sahası içerisinde trafik güvenliğini kontrol altına alacak veya iş güvenliğini sağlayacak herhangi bir önlemi veya çalışması olmadığını, yüklenici firma yetkililerin talimatı doğrultusunda yapılan taşıma işleminde de yüklenici firmanın, yükümlülüklerini ihlal ettiğini, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebini kabul etmediklerini, icra inkar tazminatının doğması için ortada likit bir alacağın var olması gerektiğini, icra dosyasına yapılan itirazın haklı olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin de reddedilmesi gerektiğini, Haksız ve dayanaksız davanın Reddine, Davanın bildirilen kişilere İhbarına, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Kulu Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’na yazılan müzekkere cevabında; … soruşturma sayılı dosyasında davalı … isimli şahıs hakkında 08/01/2021 tarihinde Kulu Asliye Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açıldığını ve … Esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliği’ne yazılan müzekkere cevabında; … plakalı aracın … , … plakalı araç … şasi numaralarından yapılan sorgulama sonucunda 27/07/2019 tarihinden bugüne kadar olan tarihleri kapsar tescil bilgilerini gösterir tablo ve güncel bilgilerine ilişkin araç tescil özet raporlarının gönderildiği görülmüştür.
… Sigorta A.Ş.’ne yazılan müzekkere ile hasar dosyasının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan müzekkere cevabında; … esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 19/07/2022 tarihli raporunda özetle; Müteveffa sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti, meskun mahalde, bölünmüş 2 şeritli yolun sol şeridini takiben seyredip, olay mahalline geldiğinde, mevcut görüntü ve ifadeden anlaşılmakla, hızını ve sürüşünü yerleşim yeri şartlarına göre ayarlamamış, olay mahalli kavşağa hız azaltarak kontrollü bir şekilde yaklaşmamış, bu haliyle, ön ilerisindeki refüj aralığında sola dönüş yapmak üzere olan, sürücü …’in kullandığı kamyonlu vince önlemsizce yüklenmiş olan, vincin kasasının arka kesiminden yaklaşık 4 m dışarı sarkan ve seyrettiği sol şeride taşan inşaat demirlerini zamanında fark edememesi, çarptığı bu demirlerden bir tanesinin aracın ön camından içeri girmesi ve kendisine isabet etmesi sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi ile alt düzeyde tali kusurlu olduğunu, Davalı taraf sürücüsü …’in, taşınması gereken inşaat demirlerini kurallara aykırı biçimde vinç olarak kullandığı kamyona yüklemiş, kasanın arka kesiminden yaklaşık 4 m dışarı sarkan bu demirlerle ilgili olarak gelen sürücülerin uyarılması bakımından gerekli önlemleri almamış, bu haliyle, olay mahalli kavşaktaki refüj aralığında sola dönüşü sırasında sol şeride taşan bu demirlerden bir tanesine arkadan, Konya istikametinden sol şeridi takiben gelen sürücü …’ın kullandığı otomobil ile çarpması, ön camdan içeri giren bu demirin sürücüye isabet etmesi sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi ile asli kusurlu olduğunu, Müteveffa sürücü …’ın % 15 (Yüzdeonbeş) oranında kusurlu olduğuna, Davalı taraf sürücüsü …’in % 85 (Yüzdeseksenbeş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Hasar-Sigorta Bilirkişi … 05/01/2023 tarihli raporunda özetle; Aracın 2. El Rayiç Değerinin : 92.000,00 TL, Aracın Hasarlı Değerinin : 52.520,00 TL, Hasar Tutarının; 39.480,00 TL, Kusur Tenzili (%15) ; 5.922,00 TL, Net Hasar Tutarının ; 33.558,00 TL, Sigorta Şirketinin Ödediği Tutar; 19.740,00 TL, Kalan Bakiye Tutar; 19.740,00 TL, olduğu aracın onarım maliyetinin 55.250,99 TL olması ve bu tutarın da artış gösterebileceği ihtimali göz önüne alınarak aracın ağır hasarlı (pert) olarak değerlendirilmesinin daha ekonomik olduğu anlaşılmış olup Yargıtay İçtihatları gereğince aracın ağır hasarlı olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu kanaatine varıldığını, davacı sigorta şirketinin ekspertiz raporunda kusur durumunu %50 – %50 olarak değerlendirdiği ve … plakalı araç sahibine 19.740,00 TL hasar ödemesi yaptığını, sigortalı … plakalı aracın sürücüsü olan davalıdan rücu edilebilir hasar tutarının 19.740,00 TL olduğu kanaatine varıldığını, dava konusu kaza nedeniyle … plakalı aracın pert olarak işlem görmesinin uygun olduğunu, bu itibarla gerçek hasar tutarının rücu edilebilir bakiye kalan tutarının 19.740,00 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aktüerya Bilirkişi …’ın 11/03/2023 tarihli raporunda özetle; Müteveffanın emekli olduktan sonra Türkiye’ye yerleştiği varsayımı ve eş evlilik indirimi % 17 ve % 15 kusur indirimi hesabıyla; 09.12.2019 Sigorta Şirketi Tarafından Yapılan Ödeme Tarihi itibariyle ; PMF-131: 3.204.430,98 X (1-0,17) X (1-015)= 2.260.726,00 TL, TRH 2010: 3.244.489,23 X (1-0,17) X (1-015)= 2.288.987, 00 TL, 09.12.2019 Sigorta Şirketi Tarafından Yapılan Ödeme Tarihi itibariyle; PMF-131 tablosuna göre Dönem Zararları; Bilinen Dönem Destekten Yoksun Kalma Tazminat tutarının 50.274,00 TL, Bilinmeyen Dönem Destekten Yoksun Kalma Tazminat tutarının 2.260.726,00 TL olmak üzere toplam: 2.311.000,00 TL, TRH-2010 tablosuna göre Dönem Zararları Bilinen Dönem Destekten Yoksun Kalma Tazminat tutarının 50.274,00 TL, Bilinmeyen Dönem Destekten Yoksun Kalma Tazminat tutarının 2.288.987, 00 TL olmak üzere toplam: 2.339,261,00 TL 27.07.2019 Kaza Tarihi itibariyle ise Bilinen dönem tazminatı hesaplanmayıp, Bilinmeyen dönem Destekten Yoksunluk hesabı Kaza tarihi itibariyle hesaplanan Bilinen ve Bilinmeyen Dönem hesabı toplamına eşit olacağını, PMF-131 tablosuna göre Dönem Zararları Bilinmeyen Dönem Destekten Yoksun Kalma Tazminat tutarının 2.311,000,00 TL, TRH-2010 tablosuna göre Dönem Zararları Bilinmeyen Dönem Destekten Yoksun Kalma Tazminat tutarının 2.339.261,00 TL, dosyada mevcut süresi 11.06.2019-1106.2020 tarihleri arasında olan, davalı adına tescilli … plakalı araç için … nolu poliçede “Ölüm-S.Sakatlık Şahıs Başına” sigorta bedeli 360.000 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava; davacının poliçe limiti dahilinde ödediği tazminatın davalıdan rücüen tazminine yönelik başlattığı icra takibinde İtirazın İptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe konu … plakalı araçta oluşan hasar bedeli ve dava dışı …’ın vefatı nedeniyle yakınlarının destekten yoksun kalma talepleri için ödenen bedelin davalıdan rücuen tazmini için yapılan takipte davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, takibe itirazın haklı olup olmadığı , itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir.
Mahkememizce; dava dilekçesi, dosyadaki diğer dilekçe ve belgeler, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dosyamız ve tüm ekleri, hasar bilirkişisi ve Aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş olup bilirkişilerden rapor temin edilerek incelenmiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; taleple bağlılık ilkeleri nazara alınarak yukarıda özeti yapılan ve mahkememizce gerekçeli, açıklamalı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporlarına göre davacının dava dışı zarar görenlere yaptığı poliçe limiti dahilindeki ödemenin davalının aracını (vinç) kullanan davalının oğlunun yeterli ehliyet belgesi olmadığı ifade tutanaklarında bu hususu ikrar ettikleri anlaşıldığından ve olay yerini de terk ettiği anlaşıldığından rücu şartları oluştuğu kanaatine varılarak raporda belirtilen miktarlarda davacının alacaklı olduğu takdir ve kanaatine varılmıştır.
İcra İnkar Tazminatı talebine yönelik olarak; İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Her ne kadar davacı vekili icra inkar tazminatı talep etmiş ise de; itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükmedilen asıl alacak miktarı kusur ve hesap incelemesi ve yargılama ile belli olduğundan icra inkar koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebi uygun görülmemiştir.
Bu nedenle tüm dosya kapsamı ile; Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kabulü ile; dosyaya konu Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki İtirazın İptali ile takibin 447.001,79 TL üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … Sigorta A.Ş.’nin davalı … aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KABULÜ İLE;
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile TAKİBİN 447.001,79 TL üzerinden DEVAMINA,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin Reddine,
3-Alınması gereken 30.534,69 TL karar harcından peşin olarak alınan 5.398,67 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭25.136,02‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 vekalet harcı, 5.398,67 TL peşin harç, toplamı ‭5.490,87 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.860,00 TL bilirkişi ücreti, 945,00 TL Adli Tıp Fatura Bedeli, ‭247,50 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 3.052,5 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 65.580,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/05/2023

Katip Hakim