Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/147 E. 2023/109 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ:
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… Sigorta A.Ş nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı bulunan sigortalı …’ın maliki olduğu … plaka numaralı araç , … sevk ve idaresinde, 07/03/2019 tarihi saat 18:00 sıralarında, Çumra ilçesi … mahallesinde, trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza müvekkilinde basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, beyinde sakatlığa, kemik kırılmasına , kola platin takılmasına, iş gücü kaybına, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğunu, Çumra Cumhuriyet başsavcılığının … Sor. sayılı dosyasında 07.03.2019 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, sigortalı aracın sürücüsü …, 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 57/1-A maddesinde yazılı ”kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak” kuralını ihlal nedeniyle asli kusurlu bulunduğunu, kazadan sonra Çumra Devlet Hastenesine gönderilen müvekkil sonrasında Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’ ne sevk edilerek yatarak tedavi gördüğünü ve çeşitli cerrahi operasyonlar geçirdiğini, dava konusu trafik kazası sebebiyle müvekkilin, ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, bununla birlikte müvekkilinin, bakım ihtiyacı ve dolayısıyla bakıcı giderleri ihtiyacı doğduğunu, müvekkili için Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi hastanesinden alınan 21.01.2021 tarihli rapor ile en az % 14 oranında kalıcı sakatlığının olduğu tespit edildiğini, 07/03/2019 günü geçirdiği trafik kazası sebebiyle ağır şekilde yaralanan 26.09.1976 doğumlu müvekkili kaza tarihinde 43 yaşında olduğunu, davacı müvekkili halen iyileşememiş olup hayatına devam etmekte güçlük çektiğini, müvekkili kaza öncesinde çiftçilikle uğraşmakta ve gündelik işlere gitmekte olup, kaza sonrası işine devam edemediğini, müvekkilinin ekonomik geleceği sarsıldığını, meydana gelen kaza sebebiyle davalı … Sigorta A.Ş sigorta şirketine taraflarından 10.07.2020 tarihinde başvuru yapıldığını, sigorta şirketince 24.08.2021 tarihinde 31.273,69 kr ödeme yapılmış olup bu miktar için davalı şirketi ibra ettiklerini, 17.08.2021 tarihinde taraflarından arabulucuya başvurulduğunu, ancak davalılar ile yapılan arabululuk görüşmeleri sonucunda , 17.09.2021 tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, kaza sonucu müvekkilinde meydana gelen durum, müvekkilinin günlük hayatını önemli ölçüde etkilemiş, kazaya bağlı olarak ağır yaralanması sonucu , üzüntü duyduğunu ,endişeye kapıldığını ve bu durum psikolojik bozukluklara sebep olduğunu, müvekkilinin bedensel bütünlüğü de zarar gördüğünü, tüm bu hususlar gözetilerek 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talepleri olduğunu, haklı davaları sonucunda müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi halinde, alacaklarının tahsil kabiliyetinin olması ve yargılama sırasında muhtemel mal kaçırma hadiselerinin önlenmesi için , davalılar adına kayıtlı araçların trafik tescil kayıtları üzerine tensiple ihtiyati haciz konulmasını ve yine tensiple uyap takbis sorgusu yapılarak davalı adına kayıtlı taşınmaz ve varsa başkaca gayrimenkullerinin tapu sicil kayıtları üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasını arz ve talep ettiklerini, trafik kazasında meydana gelen bedensel zarar nedeniyle şimdilik 100,00 TL, sürekli iş göremezlik 100,00 TL , ekonomik geleceğin sarsılması 100,00 TL, ameliyat- tedavi masrafı 100,00 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı gider ihtiyacı 100,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminatın davalı işleteni ve araç sürücüsünden olay tarihinden ve davalı … Sigorta A.Ş ‘den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte … ve …’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Net bir şekilde görüldüğü üzere, davası konusu trafik kazası anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda işbu davanın reddi gerekeceğini, davaya konu trafik kazası nedeniyle hasar aşamasında müvekkili şirket tarafından başvurana 24.08.2021 tarihinde 31.273,69-tl tazminat ödemesi yapıldığını, anılan ödemeyi kabul etmesi ile müvekkili şirket’in sigorta poliçesi hükümlerini tamemen yerine getirdiği net bir şekilde kabul ve ikrar edildiğini, hal böyleyken davacı tarafından halen bir takım mesnetsiz sebeplerle hak iddia edilmesi hiçbir iyiniyet kuralı ile izah edilemeyecek kötü niyetli bir davranış olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan tedavi evraklarının, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle maluliyet oranının yargıtayca da kabul edildiği üzere Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirket, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi Ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz ettiğini, ayrıca belirtmek gerekir ki, müvekkili şirket poliçe kapsamında davacı tarafın tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş görmezliğe ve bakıcı giderine ilişkin tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, davacının geçici iş göremezlik tazminat taleplerinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını ve sorumluluğun SGK’ ya geçtiğini beyanla, söz konusu talepler dolayısıyla, davalı şirket yönünden huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, davacı şahıs motosiklet ile seyir halindeyken davaya konu kazaya karışmış olduğundan, kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giyip giymediğinin tespit edilmesi gerektiğini, işbu davaya esas trafik kazasında davacı tarafın kask ve koruyucu tertibat kullanmaması hali müterafik kusur indirimi sebebi teşkil ettiğini, ayrıca önemle belirtmek gerekir ki, kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğu üzere davacı sürücünün ehliyeti bulunmadığını, davacının motosiklet kullanmak için gerekli ehliyeti bulunmamasına karşın sevk ve idaresindeki motosiklet ile trafiğe çıkmış olması nedeniyle zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğu izahtan vareste olduğunu, mahkememizce yapılacak yargılama sırasında, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatlar tespit edilerek, müvekkili şirket aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesi gerektiği son derece açık olduğunu, bu kapsamda tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılmalı, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görev tevzi edilmemesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için söz konusu huzurda görülen davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirket’in faizden sorumluluğu sınırlı olduğunu, öncelikle zamanaşımı def’ileri ve gerekçeli itirazları dikkate alınarak müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile davacının maddi zararının karşılanmış olması gerekçesiyle Sayın Mahkememiz nezdinde görülen olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, kazaya karışan araç sürücüsünün kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına; varsa derdest ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre rapor alınmasına, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat oranı ve miktarının tespiti için, yukarıdaki hususlar tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden TRH 2010 Mortalite Tablosunda yer alan verilere göre rapor düzenlenerek gerçek zararın tespit ettirilmesine, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan-yapılacak ödemelerin müvekkili Şirket’in sorumluluğundan tenziline harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle;07.03.2019 tarihinde davalı müvekkil … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken tescilsiz motosiklet sürücüsü davacı …’ın sevk ve idaresindeki aracın müvekkilinin bulunduğu araca çarpması şeklinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza ile ilgili olarak müvekkillerinin herhangi bir kusuru olmadığını, davacıya ait motosikletin, minibüsün sağ arka kısmına çarpmış olduğu gerek kaza tutanağı gerekse de araçların zarar aldığı bölgelerin incelenmesinde açıkça ortaya çıkacağını, bu yönüyle davacının KTK m.52/1-a,b gereği azami 50 Km/h hızın çok üzerinde seyrettiği ve kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızını yolun şartlarına göre azaltmadığı aşikar olduğunu, davalı sürücü …’e kusur atfeden kaza tutanağını kabul etmek mümkün olmadığı için anılan tutanağa açıkça itiraz ettiklerini, bu sebeple soruşturma dosyası ve varsa ceza mahkemesi dosyası da, dosya içerisine alınarak, dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve taraf beyanları irdelenerek tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, davacının tazminat taleplerinin zaman aşımı sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, davacı 07.03.2022 tarihli dava dilekçesinin 5 nolu bendi ile sigorta şirketini açıkça ibra ettiğini, 24.08.2021 tarihinde 31.273,69 TL ödeme yapılması ile artık borcun sona erdiği açık olduğunu, maluliyete ilişkin rapor tek taraflı olarak davacının başvurusu neticesinde alınmış olup hükme esas alınması mümkün olmadığını, 21.01.2021 tarihli rapora açıkça itiraz ettiklerini, bu sebeple davacının İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu’na sevk edilerek dava konusu trafik kazası ile ilgili şikayetleri de değerlendirilerek davacının muayenesi sonucu elde edilecek rapora göre hareket edilmesi yerleşik yargı içtihatlarının bir zorunluluğu olduğunu, 21.01.2021 tarihli rapor kaza tarihi itibariyle geçerli yönetmelik hükümlerine göre tanzim edilmediğini, bu sebeple anılan raporun hükme esas alınması mümkün olmadığını, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 20 Şubat 2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre davacının kalıcı sakatlık oranının tespiti gerektiğini, poliçe tanzim tarihi ve kaza tarihi itibariyle 14.05.2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete yayınlanan ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları geçerlidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihinde E. … K. … sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan tazminatların “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’na” göre belirlenmesine ilişin hükümlerini iptal etmesinin de dava konusu olaya bir etkisi bulunmadığını, zira Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.153/1-5 gereği iptal kararları kesindir ve geriye yürümez olduğunu, davacının talebine konu tedavi giderleri ile tedavi süresince ortaya çıkabilecek iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.98 gereği davalı müvekkillerin sorumluluğunda olmadığını, haksız eylem sonucu yaralanma ve ölüm sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirilmelidir.Haksız eylem sonucu yaralanma ve ölüm sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 52. Maddesinde bazı olguların varlığı tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmiş ve somut olayda bunların varlığı halinde hakime tazminattan indirim yapma, gereğinde tamamen reddetme yetkisi tanıdığını, tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 52. Maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgili olduğunu, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacı, Çumra Cumhuriyet Başsavcılığı kapsamında yürütülen … Sor. Sayılı soruşturma ile müvekkil davalı … hakkındaki şikayetinden vazgeçmiş olup söz konusu feragatin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.73/7 gereği hukuk davasına engel teşkil edip etmediğinin tespitinde zorunluluk olduğunu, Zira anılan yasa hükmü gereği şikayetten feragat hallinde davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı her ne kadar kaza tarihinden faiz talebinde bulunmuşsa bu talebi hukuksuz olduğunu, müvekkili davalılar dava öncesinde temerrüde düşürülmemiş olup faiz başlangıcı ancak dava tarihi olabileceğini, bu sebeple de davacının faize yönelik talebi yersiz olduğunu, işbu davaya konu olan kazada davalı müvekkilleri kusursuz olduğunu, bu nedenle kusur incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davacı, kaza esnasında motosiklet kullanıyor olmasına karşın koruyucu tertibat kullanmamış ve geçerli sürücü belgesine de sahip olmadığını, davacının bu ihmalkarlığı bedenindeki meydana gelen zararı artırdığını, ayrıca -manevi zararı kabul etmemekle birlikte- davacı tarafın talep ettiği 50.000 TL tutarlı manevi tazminat miktarı da oldukça fahiş olduğunu, davacının manevi tazminat talepleri günümüz şartlarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve kazadan sonra meydana geldiği iddia olunan maluliyete uygun olmadığını, bilindiği üzere; tazminat sübuta ve hakkaniyete uygun olmalı ve zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, davacının, mahkemenizde açılan işbu dava ile manevi tazminat talep etmesi -manevi zararı kabul etmemekle birlikte- kendisinin zenginleşmesine neden olacağı gibi dürüstlük kuralına da aykırı olacağını, hukukun, hakkın kötüye kullanılmasını korumayacağı bariz olduğunu, dolayısıyla işbu davanın reddi gerektiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Konya Valiliği Güvenlik İl Sağlık Müdürlüğü Konya Meram Devlet Hastanesi’nin 22/02/2021 tarihli yazı cevabında davacı …’a ait 07/03/2019-11/04/2019 ve 20/04/21 Röntgen CD’si, 07.03.2019-05.02.2020 tarihleri arası 019 tarihli tedavi evrakları, BT, şahsın muhtefif polikliniklere muayene olduğuna dair hasta epikriz raporları ve Sağlık Kurulu Raporunun gönderildiği görülmüştür.
Çumra Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 11/03/2022 tarihli yazı cevabında …, … ve … isimli şahıslar hakkında yapılan araştırmaya dair düzenlenen tutanağın gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliğinin 17/03/2022 tarihli cevabında … plakalı aracın tescil bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
… Sigorta A.Ş.’nin 11/03/2022 tarihli yazı cevabında Sigorta Poliçesi, ödeme belgeleri ve hasar dosyası/dosyalarının suretinin gönderildiği görülmüştür.
Konya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü SBÜ Konya Beyhekim Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nin 16/05/2022 tarihli yazı cevabında davacı …’ın kurumlarında herhangi bir kaydı bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.
NEÜ Rektörlüğü Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’nin 14/03/2022 tarihli yazı cevabında … ‘ın 05/01/2021 tarihinde Hastaneleri Adli Tıp polikliniğinde girişi tespit edildiği anlaşılmış olup, adı geçen hastaya ait polikliniğe ilişkin radyoloji raporlarının gönderildiği görülmüştür.
Çumra Kaymakamlığı İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 28/03/2022 tarihli yazı cevabında …, …, … isimli şahıslar hakkında tanzim edilen Sosyal ve Ekonomik Durum Tespit Tutanaklarının gönderildiği görülmüştür.
Konya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Konya Çumra Devlet Hastanesi’nin 17/06/2022 tarihli yazı cevabında …’ın 07.03.2019 tarih ve sonrası muayene kayıtlarını gösterir onaylı 38 (otuzsekiz) adet tedavi belgesinin gönderildiği görülmüştür.
Konya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü’nün 17/11/2022 tarihli yazı cevabında Müdürlüklerine bağlı Kamu Hastaneleri Başkanlığı ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Hastanesi ve Özel … Hastanesi tarafından gönderilen belgelerin gönderildiği görülmüştür.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 17/11/2022 tarih ve 8342 sayılı raporu özetle; Davalı sürücü …’in %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu; 07/03/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle; a-) trafik kazasında yaralanan davacının cismani / bedensel zarara ( sürekli/kalıcı iş göremezlik (efor kaybı), ekonomik geleceğin sarsılması, ameliyat ve tedavi masrafları, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, bakıcı gideri masrafları, uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararlarının ne miktar olduğu ve davalılardan tazmininin gerekip gerekmediği, gerekiyorsa davalıların zararların hangilerinden ne miktarda sorumlu oldukları, b-) davacının manevi zarara uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise ne miktar zararının olduğu, davalılardan tazmininin gerekip gerekmediği, davalılardan kimin hangi miktarda sorumlu oldukları hususları belirlenmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dilekçe ile davalılardan sigorta şirketi ile maddi tazminat davası vaki ödeme nedeniyle konusuz kaldığı görülmüştür.
Davacının manevi tazminat taleplerinin incelenmesinde; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile kanunun 51. maddesi “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmü gereğince hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de, takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça belirtilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Zira kanunun takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK m. 4 hükmünde açıkça belirtilmiştir.
Bu çerçevede davacıların manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde, manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür.
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Maddi tazminat yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 20.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat yönünden DAVANIN KONUSUZ KALMASI NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 20.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Alınması gereken ‭1.366,20 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 172,49 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭‭1.193,71 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 172,49 TL peşin harcı olmak üzere toplam 264,69‬ TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 1.560,00 TL Adli Tıp ücreti, 275,75 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam ‭1.835,75 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 734,3 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, bakiye bedelin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Maddi tazminat açısından;
a)Davalılar … ve … kendisini bir vekille temsil ettirmiş ise de; davacının maddi tazminat talepleri yargılamaya aşamasında giderildiğinden, davalılar … ve … lehine vekalet ücret takdirine yer olmadığına,
b)Davalı … Sigorta Şirketinin vekalet ücreti talebinde bulunmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
c)Davacının vekalet ücreti talebinde bulunmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
8-Manevi tazminat açısından;
a)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
b)Davalılar … ve … kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Davalılar … ve …’e verilmesine,
9-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan … Sigorta A.Ş den alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
10-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin, Davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı nın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/03/2023

Katip Hakim