Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/73 E. 2022/298 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR: 1-
2-
3-
4-
5-
6-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR: 2-
3-
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN: 1-
VEKİLLERİ:
DAVA İHBAR OLUNAN : 2-
VEKİLLERİ :
DAVA İHBAR OLUNAN : 3-
İLİŞKİLİ KİŞİ/(LAR) :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Kaza; 18/06/2019 günü davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç davacının içinde olduğu … idaresindeki … nolu araca çarpması sonucu davacıların annesi (… eşi) … vefat ettiğini, trafik kazası tespit tutanağına, tanık ifadelerine, Savcılık soruşturmasına göre kazanın oluşunda davalılara ait aracın kusurlu olduğunu, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi … E ve … K. sayılı ilamı ile davalı kusurlu bulunduğunu ve hapis cezası ile cezalandırıldığını, davalının kusuru ile meydana gelen kazada, davacı … eşini, diğer davacılar ise annesini kaybettiğini, davacı … müteveffa eşi ile birlikte yaşamakta ve onun maddi desteği, katkısı ile birlikte hayatlarını sürdürmekte iken bu elim kaza meydana gelmiş ve davacı …, eşinin desteğinden mahrum kaldığını, Müteveffanın ev hanımı olduğunu, Bu nedenle destekten yoksun kalma zararı oluştuğunu, yukarıda izah ettiğimiz üzere davacı … desteği olan karısının vefatı nedeniyle şimdilik 190,00 TL olarak destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsiline ve tazminatı ödemekle yükümlü tutulmasına ve temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini gerektiğini, davacılar … kaza neticesinde eşi, hayat yolda bütün çocukları evli olduğu için şu anda yalnız yaşadığını, diğer davacılar ise bu yaşlarına kadar evlendiren, bakan gözeten annelerini kaybettiklerini, Bu kaza nedeniyle büyük oranda acı ve elem duyduklarını, Bu nedenle eşini kaybeten davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline hükmedilmesini, annelerini kaybeden davacıların her biri için ayrı ayrı 40.000,60 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardın tahsiline hükmedilmesini, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı taraf, … Sigorta şirkete ZMMS (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı kazada …’ın ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldığından bahisle maddi tazminat talepli iş bu davayı açtığını, davacı tarafa destekten yoksun kalma tazminatı ödenmek istediğini ancak davacı taraf teklif ettikleri tutarı kabul etmediğinden ödeme gerçekleştirilemediğini, kaza dolayısıyla Davacı tarafından … Sigorta şirkete yapılan başvuru üzerine … nolu hasar dosyası açılmış ve yapılan değerlendirmeler sırasında % 25 kusur oranı üzerinden tanzim edilen Aktüer Raporu doğrultusunda, Davacı … için 47.318,11 TL tutarında tazminat tespit edildiğini, tespit edilen 47.318,11 TL, Davacı tarafa ödenmek istendiğini, ancak Davacı taraf söz konusu tutarı kabul etmediğini, … Sigorta şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, Sigortalısının kusuru oranında sorumlu olan … Sigorta Şirketinin de sorumluluğunun tespiti açısından tüm dosyanın ve savcılık / ceza davası evraklarının da eklenerek Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davanın reddi taleplerinin esas olmakla; destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında esas alınacak unsurlar, genel şartlarda açıkça belirlendiğini, yapılacak hesaplamada genel şart hükümlerinin esas alınması gerektiğini, hiçbir şekilde kabul manasına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın cenaze defni için belediyeye başvurup başvurmadığının tespitinin gerektiğini, kazaya karışan … plakalı karşı aracın kaza tarihi itibariyle ZMSS sigortacısı … Sigorta A.Ş. Olduğunu, bu kapsamda, dava konusu kazaya her iki aracın kusuruyla sebebiyet verdiği sabit olduğundan, ödemeye sebebiyet vermemek adına ve … Sigorta şirket aleyhine hükmedilecek tazminat sonrasında … Sigorta A.Ş.’ye rücu edileceğinden davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep ettiklerini, … Sigorta şirketin sorumluluğu bulunmamakla, haksız ve mesnetsiz DAVANIN REDDİNE; yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin cevap dilekçesi özetle; Dava konusu meydana gelen kazada davalı … ve … kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, kazanın gerçekleştiği yer açısından kaza tutanakları incelendiğinde dava dışı … kontrolünde olan aracın tali yolda, davalı … kontrolünde olan aracın ise ana yolda olduğu görüldüğünü, kusurun yüklenmesi açısından dosyadaki en önemli nokta bu yol ayrımı olduğunu, dosya içerisinde yer alan evraklardan davalı …’a atfedilen tek kusurun KTK 52/1-a maddesinde yer alan “sürücüler kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak zorundadırlar” hükmüne ilişkindir. Bu kanun maddesinde atfedilen durum olay esnasında tespiti mümkün değilse sonradan tespite açık olmayıp bilirkişi ve kolluk tarafından kusur vermiş olmak için kusur vermeye kullanılmaktadır. Dava konusu olayda da davalı …’ın somut bir kusuru bulunmadığından sırf tali kusur verebilmek için bu kanun maddesine başvurulduğunu ve kusur oranı bu şekilde belirlendiğini, somut bir delil olmaksızın sadece hızını kesmemiş olma ihtimali üzerine atfedilmiş bu kusur oranına dayanarak kurulan karar hakkaniyete, somut olaya ve hukuka aykırı olduğunu, bu minvalde kazada kusuru bulunmayan davalı … ve …’dan tazminat talep edilmesi hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle davacıların maddi tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, Yine davacıların cenaze ve defin giderleri talepleri de kabul edilebilir nitelikte olmadığını, bu hususta hiç bir delil ileri sürülmediğini, Bu nedenle davacıların bu taleplerinin reddini talep ettiklerini, Davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarları da fahiş ve hayatın olağan akışına aykırı olup afaki rakamlardır. Talep edilen miktar manevi tazminatın düzenleniş amacına tamamen aykırı olduğunu, dava konusu aracın kasko sigorta poliçesi olması nedeniyle davanın … Sigorta A.Ş.’ne ihbar edilmesine, davacıların haksız ve mesnetsiz davasının müvekkiller yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Özel Yargılama Usulleri başlığı altında düzenlenen UZLAŞMA hukuki müessesesi gereği, taraflar arasında “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.” Bu nedenle davacıların taraf olduğu olaya dair ceza dosyası içerisinden herhangi bir şekilde olayın tarafları arasında bir uzlaşma olup olmadığının tespiti hukuki açıdan önem arz ettiğini, Davanın tarafları arasında herhangi bir uzlaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerektiğini, Davacılar tarafından açılan davanın olaylara ve delillere dayalı kusur durumu da göz önüne alınmak sureti ile reddi gerektiğini, KTK’nun 90’ıncı maddesine göre maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak KTK ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacağı düzenlendiğini, Dava konusu olan 18/06/2019 tarihli trafik kazasında, vefat eden …’ın yolcu konumunda bulunduğu … plaka sayılı araç sürücü …’ın kazanın oluşumunda TAM KUSURLU olduğuna dair bir izlenimi olduğunu, Sigortalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazada kusuru bulunmamakta olup dolayısıyla davalı sigorta şirketinin de kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, hukuk hâkiminin kusur konusunda ceza yargılamasında yapılan tespitlere yasadan kaynaklı bağlı bulunmasa da, mahkeme tarafından kusur konusunda yapılacak olan bilirkişi araştırması yapılması gerektiğini, kuvvetli manevi sancılarının manevi tazminatın konusunu ve tazminatın miktarının belirlenmesinde bir ölçek olmaktan çıkarılıp, manevi tazminatı maddi bir boyutla ele alınıp, belirlenebilir nesnel bir formla tanımlayıp hem keyfiliğin sakıncalarından hem de belirsizlikten sıyırmak gerektiğini, Bununla birlikte maddileştirilmiş olan manevi tazminatın, maddi tazminatın yetersiz kaldığı durumlarda adaletsizlikleri önleyen bir son çare olması gerektiğini, davacı taraf tarifimize uyar herhangi bir zararının varlığın da kanıtlamış olmadığını, izah edilen nedenlerden ötürü davacılar tarafından açılan işbu davanın reddi talep etmiştir.
II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğüne 22/03/2021 tarihinde yazılan müzekkereye cevabı; istenilen sosyal ve ekonomik durumunun gösteren bir örneği mahkememize gönderildiği bildirilmiştir. Konya Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne 22/03/2021 tarihinde yazılan müzekkereye cevabı; istenilen trafik sicil kayıt belgelerinin mahkememize gönderildiği bildirilmiştir. … Sigorta A.Ş. ye 22/03/2021 tarihinde yazılan müzekkereye cevabı; istenilen belgelerin mahkememize gönderildiği bildirilmiştir. İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne 22/09/2021 tarihinde yazılan müzekkereye cevabı; istenilen trafik sicil kayıt belgelerinin mahkememize gönderildiği bildirilmiştir. Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 22/09/2021 tarihinde yazılan müzekkereye cevabı; İstenilen ödeme bilgilerinin mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 05/11/2021 tarih ve 8238 sayılı raporu özetle; … plaka sayılı otomobil sürücüsü …, yönetimindeki araç ile seyri sırasında yola gereken biçimde dikkatini vermediğini, olay yeri kavşağa geldiğinde, sağından bölünmüş yol üzerinde ilk geçiş hakkına sahip biçimde seyir halinde bulunan sürücü … yönetimindeki otomobilin geçişini beklemesi gerektiği halde, aksine hareketle kontrolsüzce ve geçiş hakkına riayet etmeden kavşağa girip, sağından gelen otomobilin önünü kapatarak söz konusu otomobilin, aracının sağ yan kısmına çarpmasına sebebiyet verdiği olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu(%75) olduğunu,… plaka sayılı otomobil sürücüsü …, yönetimindeki araçla her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip biçimde çizgiyle bölünmüş yol üzerinde seyrederek olay yeri kavşağa gelmiş ise de, yerleşim yeri içerisindeki kavşak yaklaşımında aracının hızını azaltarak daha müteyakkız seyretmesi gerekirken bu hususa özen göstermediğini, seyir hızıyla geldiği kavşakta solundaki tali yoldan ilk geçiş hakkına riayet etmeden kontrolsüz biçimde kavşağa giren otomobile karşı fren tedbirine başvurmasına rağmen hızından dolayı duramarak söz konusu otomobilin sağ yan kısmına çarptığı olayda, tali kusurlu(%25) olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacılar vekilinin 05/11/2022 tarihli Adli Tıp raporuna karşı 15/11/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Raporda davalı …’ın tali kusurlu olduğu yönünde görüş belirtildiğini, bu görüşü kabul etmediklerini, zira sanığın hızının yüksek olduğu dosyada bulunan deliller ile sabit olduğu gibi , maktül kavşaktaki araç içerisinde olduğunu, Davalı ise kavşakta bulunan araca yol vermek zorunda olduğu halde bu kuralı ihlal ederek maktulün bulunduğu araca çarpmış ve onun ölümüne sebep olduğunu, Adli Tıp Kurumu raporunda bu husus göz ardı edildiğini, Her iki araç açısından da ana yol tali yol ayrımı olmadığı için burada öncelik kavşağa ilk giren aracın geçiş üstünlüğü olduğunu, Davalının bu geçiş üstünlüğü kuralını ihlal ettiğini, Bu nedenle asli kusurlu olduğunu, Davalının beyanında da fren yaptığı halde duramadığını belirttiğini, Olayın bu şekilde gerçekleştiğini, Bu nedenle itirazları doğrultusunda yeniden kusur değerlendirilmesi yapılmak üzere dosyanın yeniden Adli Tıp Kurumu’ na gönderilmesi talep etmiştir.
Davalılar vekilinin 05/11/2022 tarihli Adli Tıp raporuna karşı 10/11/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Raporda, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ın bölünmüş yolda seyrederken her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip olsa da kavşağa yaklaşırken aracının hızını azaltmadığı ve müteyakkız seyretmesi gerekirken buna özen göstermediğinden bahisle tali kusurlu olduğu belirlense de, Bu belirlemelerin somut hiçbir delile dayanmadığı için açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı …’ın kusur durumu belirlenirken yukarıda verilen belirlemeye neye dayanarak varıldığı izaha muhtaç bir durum olduğunu, Kaza tespit tutanağında ya da alınan raporda davalı …’ın saatte kaç km/s hızla seyrettiği, kazanın yaşandığı kavşağa yaklaştığında hızını azaltıp azaltmadığı ve en önemlisi de kazaya karışan diğer aracın davalı …’ın önüne çıktığı sırada iki araç arasında ne kadar mesafe olduğunun tespiti yapılmadığını, davalı …’ın aniden önüne çıkan araca çarpmamak için fren yaptığını ancak duramadığını, Bilirkişi raporunda yalnızca fren ve savrulma mesafesinden bahsedildiğini fakat bu verilerle hukuki dayanağı olan bir hesaplama yapılarak sonuca varmak yerine varsayıma dayalı, muğlak ifadelerle rapor tanzim edildiğini, Bu nedenle eldeki Adli Tıp raporu tamamen hukuka aykırı olup herhangi bir hükme esas alınacak yeterliliğe sahip olmadığını, Bu nedenle dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilip özellikle yukarıda belirtmiş oldukları hususlar değerlendirilerek yeniden rapor alınmasını ve nihayetinde haksız davanın reddini talep etmiştir.
Aktüerya Kusur Bilirkişi …’in 10/02/2022 tarihli raporunda özetle; TRH 2010 YAŞAM TABLOSUNA GÖRE YAPILAN HEPLAMA; Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat hesabının;18/06/2019 — 31/12/2022 Dönemine İlişkin 14.835,66 TL. 01/01/2023 — 02/07/2033 Dönemine İlişkin 67.026,50 TL. Cenaze Yardım Ödeneği 179,00 TL. Destekten Yoksun Kalma Tazminat Toplamı 82.041,16 TL olduğunu, PMF 1931 YAŞAM TABLOSUNA GÖRE YAPILAN HESAPLAMA; davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat hesabının; 18/06/2019 — 31/12/2022 Dönemine İlişkin 14.835,66 TL. 01/01/2023 — 02/04/2031 Dönemine İlişkin 52.671,27 TL. Cenaze Yardım Ödeneği 179,00 TL. Destekten Yoksun Kalma Tazminat Toplamı 67.685,93 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
İhbar Olunan … Sigorta vekilinin 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 25/02/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; … numaralı arabuluculuk dosyası ile davacı tarafla ihbar olunan … Sigorta şirketi arasında anlaşma belgesi imzalandığını, huzurdaki davanın kesin hüküm nedeni ile usulden reddinin gerektiğini, davacı … ile ihbar olunan … Sigorta A.Ş., ihtiyari arabuluculuk müzakereleri sonucunda anlaşma sağlamış ve anlaşma belgesine istinaden ihbar olunan … Sigorta şirket tarafından davacıya 04.02.2021 tarihinde 110.140,00 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 122.098,94 TL ödeme yapıldığını, ihbar olunan … şirket tarafından davacı yana, 110.140,00 TL asıl alacak ödemesinin yapıldığını, bilirkişi raporunda dahi TRH 2010 yaşam tablosuna göre 82.041,16 TL ve PMF 1931 yaşam tablosuna göre 67.685,93 TL tazminat hesabı yapıldığını, ihbar olunan … sigorta şirket tarafından yapılan ödeme ile davacı yanın tüm zararının fazlaca karşılandığı anlaşıldığını, bu nedenle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddi gerektiğini, ayrıca ihbar olunan … Sigorta şirketinin ihbar olunan olması sebebi ile hakkında hüküm kurulmamasını talep ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … Sigorta vekilinin 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı 21/02/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ihbar olunan ile sigortalı arasında kasko sigortası poliçesi düzenlenmiş olup ihbar olunan şirketin dava konusu taleplerden sıralı sorumluluk ilkesi gereğince sorumluluğu bulunmadığını, Sigortalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, dolayısıyla ihbar olunan şirketin de kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve TRH 2010 yaşam tablosuna göre seçenekli rapor hazırlandığını, ihbar olunan şirket aleyhine olarak hesap edilen hesaplama yönetiminin tarafımızca kabul edilmediğini, raporda hesaplama yöntemi olarak; yıllık gelirlerin %10 artırılıp %10 iskontaya tabi tutulduğu progresif rant yöntemi ile hesaplama yapılmasının taraflarınca kabul edilmediğini, yapılan hesaplama ZMMS genel şartlarına uygun olarak yapılmayıp hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının kabulü ile ihbar olunan şirketin sorumluluğun olmadığının tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda TRH2010 bakiye yaşam tablosu esas alınarak %1,65 teknik faiz uygulanarak yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; meydana gelen ölümlü trafik kazası sebebiyle kazaya karışan tarafların kusurlarının ne olduğu, davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminat şartlarını oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarlarının ne olacağı ve davalılardan tazmininin gerekip gerekmeyeceği, hususları olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” vurgulanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.”
T.B.K. 53/3. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınanlardan oluşan zarardır. Destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı yeterlidir.
Davacı vekili, davalı bünyesinde ZMSS sigortalı aracın davacının murislerinin vefat etmesine sebebiyetten bahisle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1.maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi yer almaktadır.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır.
Davacıların vefat edenin eşi ve çocukları olduğu nüfus kayıtlarından ve yapılan araştırmadan anlaşılmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Kusur yönünden yapılan incelemede; Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 05/11/2021 tarih ve … sayılı raporu ile belirlenen, … plaka sayılı otomobil sürücüsü …, yönetimindeki araçla her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip biçimde çizgiyle bölünmüş yol üzerinde seyrederek olay yeri kavşağa gelmiş ise de, yerleşim yeri içerisindeki kavşak yaklaşımında aracının hızını azaltarak daha müteyakkız seyretmesi gerekirken bu hususa özen göstermediğini, seyir hızıyla geldiği kavşakta solundaki tali yoldan ilk geçiş hakkına riayet etmeden kontrolsüz biçimde kavşağa giren otomobile karşı fren tedbirine başvurmasına rağmen hızından dolayı duramarak söz konusu otomobilin sağ yan kısmına çarptığı olayda, tali kusurlu(%25) olduğu görüş ve kanaati mahkememizce de olaya ve dosyada toplanan diğer tüm delillere göre uyumlu olduğu değerlendirilerek kusur için yapılan değerlendirmenin uygun olduğuna kanaat getirilmiştir.
Aktüerya hesabı yönünden yapılan incelemede; hem TRH 2010 yaşam tablosuna göre hem de PMF 1931 yaşam tablosuna göre ikili yapılan hesaplama neticesinde; davacıların destekten yoksun kalma tazminat hesabının Yargıtay güncel uygulamalarına göre TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplanan bölümü hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK’nın manevi tazminat başlıklı 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü amirdir.
TBK 56. madesine göre bir olaydan zarar gören kişinin çektiği acıları bir nebze olsun azaltmak veya bozulan ruhsal dengesi yeniden düzelmesi için zarar veren kişiden bir miktar ücreti talep edebileceğini düzenlenmiş olup; kanun koyucu manevi tazminatın miktarını tayin etme hakkını hakimin takdirine bırakmıştır. Hükmedilecek miktar uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifleticek nitelikte olmalıdır. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tarafların kusurları da gözetilmesi gerekmektedir. Manevi tazminatın miktarı bir tarafın zenginleşmesine, diğer tarafın yıkımına neden olmamalıdır. Belirtilen bu çerçevede; tarafların sosyal ekonomik durum araştırmalarına yönelik düzenlenen tespit raporları ile birlikte, kusur durumları ve dosyadaki tüm deliler birlikte değerlendirilerek davacıların manevi tazminat talepleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
I- MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ İLE İLGİLİ OLARAK;
Davacılardan …’ ın eşi …’ nın trafik kazası neticesi vefatı nedeniyle;
A-Destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden, davacı …’ a 81.862,16 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe miktarı 360.000,00 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 18.12.2020 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 18.06.2019 tarihinden yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
B-Cenaze ve defin gideri masrafı talebi yönünden, davacı …’ a 179,00 TL maddi zararın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe miktarı 360.000,00 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 18.12.2020 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 18.06.2019 tarihinden yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
II-DAVACILARIN MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ İLE İLGİLİ OLARAK;
a- Davacı … yönünden 15.000,00 TL,
b- Davacı … yönünden 7.000,00 TL,
c- Davacı … yönünden 7.000,00 TL,
d- Davacı … yönünden 7.000,00 TL,
e- … yönünden 7.000,00 TL,
f- … yönünden 7.000,00 TL,
manevi tazminatların kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan … ve …’ dan tahsili ile adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Alınması gereken 5.604,23 TL karar harcından peşin olarak alınan 854,56 TL harç, ıslah harcı 279,53 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.738,32 TL harcın (82.041,16/322.041,16) oranından davalı … Sigorta A.Ş. ve diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacılar tarafından yatırılan 355,80 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 279,53 ıslah harcı , 854,56 TL peşin harç toplamı 1.498,39 TL’den kabul edilen miktara göre hesaplanan 359,61 TL’nin (82.041,16/322.041,16) oranından davalı … Sigorta A.Ş.’nin diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
4-Davacılar tarafından yapılan 500 TL bilirkişi ücreti, 730,30 TL adli tıp fatura bedeli, 369,00 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplamı olan 1.599,30 TL kabul edilen miktara göre hesaplanan 383,83 TL yargılama giderinin (82.041,16/322.041,16) oranından davalı … Sigorta A.Ş.’nin diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
5-Davacılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat nedeniyle hesaplanan 11.465,35 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
6-Davacılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesi 10/1 ve 13/1 maddesi gereğince kabul edilen manevi tazminat nedeniyle hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00′ er TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan ayrı ayrı olmak üzere alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine.
7-Davalılardan … ve … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesi 10/1 ve 13/1 maddesi gereğince red edilen manevi tazminat nedeniyle hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00′ er TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı olmak üzere alınarak adı geçen davalılara ayrı ayrı verilmesine.
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranı nazara alınarak hesaplanan 316,80 TL’sinin (82.041,16/322.041,16) oranından davalı … Sigorta A.Ş.’nin diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınmasına, 1.003,20 TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; Davacı vekili, davalılar vekili, ihbar olunanlar vekillerinin yüzüne karşı, davalı … sigorta vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip Hakim