Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/713 E. 2023/106 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. GEREKÇELİ KARAR
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sigorta ettiren şirket olduğunu, … nolu sağlık poliçesi kapsamında şahsen de müvekkili olan ve şirket ortağı …’ın eşi … için davalı şirketin Sağlığım Kristal Poliçesi düzenlediğini, bu poliçenin vade aralığının 28/01/2017-2018 olduğunu, sigortalı …’ın geçirmiş olduğu rahatsızlık nedeni ile 27/02/2017 tarihinde davalının anlaşmalı bulunduğu … Sağlık Hizmetleri A.Ş.ye bağlı … Hospıtal Hastanesinde ameliyat olduğunu, davalı şirket tarafından ödenmesi icap eden hastane fatura bedelinin ödenmediği için müvekkil …’ın 17.922,12 TL yi hastane veznesine ödemek zorunda kaldığını, sigortalının geçirmiş olduğu ameliyat ve tedavinin tamamen poliçe kapsamında olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğu ancak bir anlaşma sağlanamadığını, 17.922,12 TL tedavi gideri, hastane fatura bedelinin 27/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilerek davacıya verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 09/05/2019 tarihli cevap dilekçesi ile ; müvekkil şirkete karşı açılan davanın Sağlık Sigortası Genel Şartları, Sağlığım Kristal Poliçesi, TTK ve genel hükümler gereği teminat dışında kaldığını, Sağlık Sigortası Genel Şartlarında sigorta ettirenin sözleşme yapılırken beyan yükümlülüğü bulunduğunu, sigortalı …’ın 20 yıl önce geçirilmiş ameliyat öyküsü olduğunu, Sigortalının Sağlık Beyanı başlığı altında açıkça sorulduğunu, ancak sigortalının bu formda bütün sorulara hayır cevabını vererek doğru beyanda bulunmayarak hastalığını ve geçirmiş olduğu ameliyatı kasten gizlediğini, sigortalı doğru beyanda bulunsa idi müvekkil sigorta şirketi sistorektosel ve inkontinans ameliyatları ile ilgili muhafiyet uygulama hakkını kullanacakken bu hakkını kullanamadığını, sigortalının kendisine gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, riziko gerçekleştikten sonra öğrendiği için tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 14/10/2019 tarihli sigorta bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; bilirkişinin sigortalının beyanı ile ilgili sanki böyle bir beyan varmış gibi yorum yaptığını, müvekkilin yazılı imzalı beyanı ve orada geçmişinde hiçbir hastalığı olmadığını beyan etmiş olsaydı böyle bir yorumda bulunabileceğini, müvekkil şirket sigortalısının 20 yıl önceki rahatsızlığı ile davaya konu rahatsızlığının aynı olmadığını, sigortalının geçirmiş olduğu ameliyat ve tedavi tamamen poliçe kapsamında olduğunu, sağlık sigorta genel şartları uyarınca teminat dışı hiçbir hal ve durumun söz konusu olmadığını, raporda aleyhe olan bölümleri kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta vekilinin 14/10/2019 tarihli sigorta bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda tamamen yanlış bir değerlendirme yaparak …’ın 20 yıl önce yaşadığı sağlık problemleri ile davaya konu ameliyat arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiği şeklindeki değerlendirilmesinin hukuk ve usule aykırı olduğunu, sadece sigorta ettirenin beyanda bulunma ve bilgi verme yükümlülüğünden bahsedildiğini, illiyet bağı aranmadığını, müvekkil sigorta şirketinin 20 yıl önceki ameliyat ile ortaya çıkan rizikonun ilgisi olduğunu, biri diğerini doğurmuştur şeklinde bir iddiası olmadığını, bu doğrultuda sadece beyanda bulunma yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığını, dosyanın sigorta hukukunda uzman bir bilirkişiye gönderilerek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin 01/06/2020 tarihli hekim bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; raporun davayı destekler mahiyette olduğunu, bilirkişi beyan konusunda sigorta poliçesi tanzimi sırasındaki beyanı değil ameliyat öncesi beyan konusuna yoğunlaştığını, 20 yıl önce ameliyat olduğunu doktora belirttiğini, kasten gizleme iradesinin olmadığını, ameliyat olduğunu açıkca söylediğini, raporun bu şekilde nazara alınmasını talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekilinin 01/06/2020 tarihli hekim bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda illiyet bağının bulunduğunu açıkça belirttiğini, ameliyat esnasında doktorla paylaşmış olduğu bilgileri esas aldığını, ancak esas olan sigorta sözleşmesi kurulurken sigortacıya doğru beyanda bulunma elindeki bilgi ve belgeleri paylaşma yükümlülüğünün esas olduğunu, dosyanın sigorta hukukunda uzman bir bilirkişiye gönderilerek rapor alınmasını talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . Noterliğinin 28/06/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarname cevabının dosyaya gönderildiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 17/04/2019 tarihli yazısı ile poliçe sureti ve mevcut evrakları sunulmuştur.
… Sigorta A.Ş.’ ye yazılan müzekkere cevabında Sağlık Sigortası Poliçesi evraklarının bulunmadığı bildirilmiştir.
… Hospital Hastanesinin hastane evraklarının dosyaya gönderildiği görülmüştür.
Sigortacı Bilirkişi Tahir Gökçelik’in mahkememize sunduğu 14/10/2019 tarihli raporunda özetle; …’ın 20 yıl önce geçirmiş olduğu operasyonla, davaya konu 27/02/2017 tarihinde geçirmiş olduğu ameliyat arasında illiyet bağının varlığının kabulü halinde davacı tarafın davalı taraftan herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığını, …’ın 20 yıl önce geçirmiş olduğu operasyonla davaya konu 27/02/2017 tarihinde geçirmiş olduğu ameliyat arasında herhangi bir illiyet bağının olmadığı kanaatine varılması durumunda ise davacı tarafın, ödeme tarihi ile dava tarihi arasında geçen süreye ilişkin hesaplanmış yasal faizde dahil olmak üzere davalı taraftan 21.236,48 TL tazminat alacağının olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Hekim Bilirkişi … mahkememize sunduğu 01/06/2020 tarihli raporunda özetle; hastanın 20 yıl önce olduğu ameliyatı unutabileceğini, kasten ameliyatını gizlemediğini, doktoruna 20 yıl önce idrar kaçırma nedeniyle bir ameliyat olduğunu açıkça söylediğini ancak ameliyatın ne olduğunu belirtmediğini, önceki ameliyatından sonra tekrar ameliyat gerektirecek durumlar oluşabileceğini, daha önce geçirilen ameliyatlara bağlı olarak tekrarlayan ameliyatlar daha zor, daha riskli ve daha fazla komplikasyon ile ilişkili olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin . Hukuk Dairesinin 23/12/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin … esas … karar sayılı kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi üzerine mahkememize gönderilmekle ve dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yukarıda özetlenen davada uyuşmazlık; sigortalı …’ın geçirdiği rahatsızlık ve ameliyat neticesinde ödenen sağlık giderlerinin davacı sigorta ettiren ile davalı sigorta şirketi arasındaki Sağlığım Kristal Poliçesi kapsamında olup olmadığı, uğranılan zararın poliçe teminatı dışında kalıp kalmadığı, ödenen giderlerin davalı şirketten tahsilinin gerekip gerekmediğine yönelik tazminat davasıdır.
Türk Ticaret Kanunu altıncı kitabı olan Sigorta Hukukunun Beyan yükümlülüğü başlığı altında ve Sözleşmenin yapılmasında üst başlığında 1435. Maddesi “Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.” ve 1436. Maddesi “Sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötüniyetle saklamış olsun. Sigortacı, liste dışında öğrenmek istediği hususlar varsa bunlar hakkında da soru sorabilir. Söz konusu soruların da yazılı ve açık olması gerekir. Sigorta ettiren bu soruları cevaplamakla yükümlüdür.” hükümlerini içermektedir.
Yine TTK m. 1437’de, “Tazminat ve bedel ödemelerinde, bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir husus ile rizikonun gerçekleşmesi arasındaki bağlantı, 1439 uncu maddede öngörülen kurallar uyarınca dikkate alınır” ifadesine yer verilerek illiyet prensibine vurgu yapılmıştır. Yani, sigortacının cayma hakkı ancak beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen olay arasında illiyet bağı varsa gündeme gelecektir; illiyet bağı yoksa sigortacı tazminatı ödemek durumunda kalacaktır. TTK m. 1439’da “Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder” ifadesine yer verilerek sigorta ettireni oldukça koruyucu bir düzenleme getirilmiştir.
Yukarıdaki kanun maddeleri nazara alınarak somut olayımız değerlendirildiğinde; davacı sigorta ettiren … Ticaret Limited Şirketi ile davalı sigorta şirketi arasında dava dışı sigortalı … lehine poliçe imzalanmıştır. Davalı tarafından mahkememize sunulan 07.09.2020 tarihli dilekçe ekinde Sağlık Sigortası Başvuru Formunun aslı yer almaktadır. Bu form incelendiğinde sigortalı … tarafından formun cevaplandırıldığı ve beyan edildiği anlaşılamamaktadır. Zira ıslak imzalı olarak sigorta ettiren kaşesi ve imzaları bulunmaktadır ancak sigortalı …’ ın ıslak imzası bulunmamaktadır.
TTK 1436. Maddesi kapsamında sigortacının sigorta ettirene cevaplaması için sorular içeren bir liste verildiği anlaşılmaktadır. Madde hükmü gereğince sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötüniyetle saklamış olsun.
Sağlık Sigortası Başvuru Formunun Sağlık Beyanı başlıklı 1. Maddesinde Sigorta kapsamına alınacak kişiler şu ana kadar herhangi bir ameliyat geçirdi mi? sorusu sorulmuş yine 8. Maddesinde Sigorta kapsamına alınacak bireyler aşağıdaki hastalıklar ile ilgili şu an ve geçmişte bir rahatsızlık geçirdi mi ? sorusu sorulmuş ve 31 adet hastalık ismi liste halinde sayılmıştır. Bu sorulara hayır kısmı işaretlenerek cevap verildiği anlaşılmıştır. Bu listede dava dışı …’ ın davaya konu tazminat talebi için uğradığı Stres İnkontinans (idrar kaçırma) ve Sistorektosel (rahim sarkması-gevşemesi) hastalıkları ya da durumu özel olarak belirtilmemiştir.
Bu halde dava konusu olayımızda şu iki hususun tespiti önem arz etmektedir. Birincisi sigorta ettiren TTK 1436. Madde gereği önemli bir hususu kötüniyetle saklamış mıdır? İkincisi ise TTK 1437. Madde gereği bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir husus ile rizikonun gerçekleşmesi arasında bağlantı var mıdır ?
Birinci hususla ilgili olarak velev ki Sağlık Sigortaları Başvuru Formunu sigortalı …’ ın bizzat kendisinin doldurduğu var sayılsa bile; 01.06.2020 tarihli Hekim Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, hastanın 20 yıl önce geçirmiş olduğu ameliyatın ismini unutabileceği ve hastanın ifadelerine dayanılarak doktor tarafından doldurulan hasta anamnez dosyasında 20 yıl önce geçirdiği ameliyatın bilgisinin yer aldığı ve bu nedenle hastanın kasten ameliyatını gizlemediği hususu özelikle belirtilmiştir.
İkinci hususla ilgili olarak ise her ne kadar; 02.12.2022 tarihli Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp ABD Başkanlığından alınan raporda …’ ın 20 yıl önce inkontinans yakınması nedeniyle cerrahi geçirdiği, 27.02.2017 tarihinde tekrar inkontinans yakınması ile hastaneye başvurduğu,kadınlarda stres üriner inkontinansın % 15 oranında tekrarladığından ve yeni cerrahi gereksinimi oluşturduğundan hareketle, şahsın 27.02.2017 tarihli inkontinans yakınmasının 20 yıl önce oluşan inkontinans yakınmasının nüks etmesi olarak değerlendirildiği ve bu sebeple illiyet bağının olduğu kanaati bildirilmişse de; taraflar arasında akdedilen “Sağlığım Pırlanta” sağlık sigortası poliçesinin tabi olduğu ” Sağlık Sigortası Genel Şartlarının Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapılırken Beyan Yükümlüğü başlıklı 6. ncı maddesine göre;
“Sigortacı bu sigortayı sigorta ettirenin teklifname, teklifjnmame yoksa poliçe ve eklerinde yazılı beyanına dayanarak kabul etmiştir. Sigorta ettiren/sigortalı teklifmame ve bunu tamamlayıcı belgelerde kendisine sorulan sorulara doğru cevap vermek ve rizikonun konusunu teşkil eden, rizikonun takdirine etkili olacak hususlardan kendisince bilinenleri de beyan etmekle yükümlüdür. Sigorta ettirenin/sigortalının beyanı gerçeğe aykırı veya eksikse, sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek hallerde;
a) Sigorta ettirenin/sigortalının kastı varsa, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir ve riziko gerçekleşmiş ise sigortalıya tazminatı ödemez. Cayma halinde sigortacı prime hak kazanır.
b) Sigorta ettirenin/sigortalının kastı bulunmaz ise, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi fesheder veya prim farkını almak suretiyle sözleşmeyi yürürlükte tutar. Sigorta ettiren/sigortalı talep edilen prim farkını kabul etmediğini 8 gün içinde bildirdiği takdirde sözleşme feshedilmiş olur. Sigortacı tarafında iadeli taahhütlü mektupla veya noter vasıtası ile yapılan fesih ihbarı sigorta ettirenin/sigortalının tebellüğ tarihin takip eden beşinci iş günü saat 12.00’de hüküm ifade eder. Feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi gün esası üzerinden hesap edilir ve fazlası geri verilir.” hükümlerine göre davalı sigorta şirketinin sözleşmeyi feshettiğine veya prim farkını talep ettiğine dair işlemi bulunmadığından poliçe limitleri dahilinde olan masrafları ödemesi gerektiği kanaati oluşmuştur.
Yukarıda belirtilen ve gerekçelendirilen sebeplerle; Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına göre davacının davasının kabulü ile; taraflar arasındaki poliçe kapsamında 17.922,12 TL Tedavi Gideri / Hastane Fatura Bedelinin temerrüt tarihi olan 28.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
Taraflar arasındaki poliçe kapsamında 17.922,12 TL Tedavi Gideri / Hastane Fatura Bedelinin temerrüt tarihi olan 28.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.224,26 TL karar harcından peşin olarak alınan 306,07 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 918,19 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 vekalet harcı, 306,07 TL peşin harç toplamı 356,87 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 950,00 TL bilirkişi ücreti, 1.100,00 TL NEÜ Adli Tıp fatura ücreti ile posta tebligat gideri 458,60 TL toplamı olan 2.508,6‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK 345. Madde gereğince ( 2 ) iki hafta içerisinde, ilgili Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/03/2023

Katip Hakim