Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/594 E. 2022/136 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dava mahkememize tevzi edilmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA ve SAVUNMANIN ÖZETİ
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 03/09/2019 tarihinde müvekkil şirkete … numaralı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … Genel Merkezine ait olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın … ait olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen kazada … plaka sayılı sigortalı araçta meydana gelen hasar bedeli olan 71.000,00 TL 15/01/2020 tarihinde müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini tüm bu nedenler ile gerçekleşen kaza sebebiyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen 17.800,00 TL’nin ödeme tarihi olan 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü alacak tutarı olan 17.800 TL’nin fahiş olduğu, kazalı aracın kazının olduğu tarihte piyasa fiyatının 71.000 TL olduğunu, aracın kazalı halini de 14.200 TL’ye sattığını sigorta şirketi beyan ettiğini bu nedenler ile bilirkişi incelemesi yapılarak değerlendirilmesini talep etmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dava mahkememize tevzi edilmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Dava sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ödemelerin davalılardan tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Davacı … Sigorta A.Ş iş bu davada özetle; meydana gelen trafik kazası neticesi Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezine ait aracın hasar bedelinin sigortalısına ödendiği, yaptığı ödemeleri kusurlu oldukları savıyla davalılardan tahsilini talep etmektedir.
Dava, T.T.K.1472. maddesi uyarınca açılan sigorta rücu davasına dair olup, ilgili kanun maddesi Halefiyet kenar başlığı altında “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmünü içermektedir.
İlgili kanun maddesi hükmü gereğince davacının dava hakkının temeli halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Halefiyet ile rücuyu birbirinden kesin bir şekilde ayırmak gerekir. Alacaklıya ifada bulunan bir kimsenin onun bütün hak ve yetkilerine sahip olarak sorumlu olan bir başka kimseye başvurmasına halefiyet denir. Pek eski bir müessese olan halefiyet ile edada bulunan şahıs alacaklının yerine geçmekte, borcun nevi ve mahiyetinde, borçlunun şahsında ve vecibelerinde bir değişiklik olmamaktadır (… , Sigorta ve Sosyal Sigortada da Halefiyet ve Rücu), halefiyet basit bir rücu hakkından farklı olup, halef olan kişi rücu hakkı olan kişiye nazaran daha geniş imkanlara sahiptir, rücu hakkı olan kimse bu hakkını kullanabilmek için sadece alacaklıya ifada bulunduğunu ispatla yetinemez; ayrıca rücua esas teşkil eden hukuki sebeplerden birinin varlığını da ispat etmelidir. Halefiyette ise ödemede bulunan kimse kural olarak sadece ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür.
Rücu hakkı ifa eden alacaktan bağımsız bir haktır. Halefiyet ise alacağın ifasına rağmen alacağı sona erdirmeyip onun ifa edene geçmesi sonucunu doğurur, bu nedenle rücu hakkı sahibi alacaklıya ait bulunan bütün yetkilerden ve fer’i haklardan faydalanamazken, halefiyette alacak hakkına bağlı olarak bütün yetkiler ve fer’i haklar, alacak ile birlikte talep olan kimseye intikal etmektedir. (… , Borçlar Hukuku)
Bu farklar nedeniyle her rücu hakkının mevcut olduğu yerde halefiyet hakkı söz konusu olamamasına rağmen, her halef olan kimse rücu hakkına sahiptir.
Halefiyet müessesesi; genel olarak Borçlar Kanununda tanzim edilmiş olup, Türk Ticaret Kanununda da özel halefiyet halleri öngörülmüştür. Kanunda veya diğer düzenlemelerde hüküm bulunmadığı sürece halefiyet hususu söz konusu olamayacaktır.
Mevzu davamızdaki rücuen tazminata dair davacı sigorta şirketinin halefiyetlik durumu da yukarıda belirtilen T.T.K. 1472. maddesi gereğidir.
Haklara halef olunmasının önemli neticelerinden birisi de sorumlu kişi aleyhine açılan davanın kaynağı, sebebi ve mahiyeti ile; eğer zarar tazmin edilmemiş olsa idi, zarar görenin açacağı esas davanın aynı olmasıdır. Mevzu davamızda da davalının sorumluluğuna göre haksız fiil davanın temelini oluşturmaktadır. Halefiyet sadece maddi bakımdan değil usul hukuku bakımından da söz konusu olduğu için bu dava sebebine karşı zarar görenin açacağı esas dava hangi yetkili ve görevli mahkemede açılması gerekiyor ise; bu zararları tazmin ederek zarar gören yerine geçen ve haklarına halef olan sigorta şirketinin de aynı mahkemede davasını icra etmesi gerekmektedir.
Şöyle ki; halefiyet davası bir ticari dava olmayıp aynı zarar görenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibi görülmektedir. (YARGITAY . HUKUK DAİRESİ’ nin 19.10.2020 tarihli E. … K. … sayılı kararı)
Yargıtay’ ın bir çok kararında, görev yönünden değerlendirme yapılırken Halefiyet davalarında “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” kararı temel alınmıştır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; izah edilen hususlar nedeniyle davacı Sigorta Şirketinin zarar gören kendi sigortalısına yaptığı ödemelere ilişkin, zarar görenin yerine geçerek halefiyet ilkesi gereği açtığı davalara temel teşkil eden husus haksız fiilden kaynaklandığından ve bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan ve taraflar arasındaki davanın ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği hakkındaki kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde ve talep halinde Mahkememiz ile Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı doğduğundan, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için 6100 sayılı HMK 21/c madde ve bendi uyarınca merci tayini yönüyle dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, taraflar süresinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderme talebinde bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
Dair; davacı, davacı vekili ve davalının yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/02/2022

Katip Hakim