Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2023/491 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

1-MAHKEMEMİZİN KÖK … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
2-MAHKEMEMİZİN KÖK DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :

{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı itirazın iptali davası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle ve yine davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı tazminat davası da Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle ve sözü geçen … Esas sayılı dava dosyası da aralarındaki hukuki, fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmekle, iki dava dosyasının birleştirilmesi üzerine, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
{}MAHKEMEMİZİN KÖK … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA DAVACI TARAFIN İDDİASI: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; davalı şirket ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki gereğince müvekkilinin davalının taşınmazlarına ısıtma ve soğutma sistemlerinin satışının ve kurulumunun yapıldığını, müvekkilinin yaptığı hizmetten dolayı alacaklı olduğu miktarlara ilişkin kestiği faturaların davalı tarafınca ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 956.113,65 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, başlatılan takibe davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, uyuşmazlığın çözümü için yapılan arabuluculuk görüşmesinin olumsuz sonuçlandığını, davalı tarafın icra dairesine yaptığı itirazda borcunun bulunmadığını belirttiğini, ancak herhangi bir ödeme belgesi sunmadığını, davalı tarafın kendisine kesilen faturalara süresi içinde itiraz etmediğini, hakediş raporları ve yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin mal ve hizmet temininin gerçekleştiğinin sübuta ereceğini, faturaların karşılığının ödendiğinin yazılı delille davalı tarafın ispat etmesi gerektiğini, böyle bir ödeme belgesi bulunmadığından davalı tarafın bu hususu ispat etmesinin mümkün olmadığını, davalı borçlunun açık şekilde borcu olan miktarı ödememek için borca itiraz ederek kötü niyetini ortaya koyduğundan bahisle uygun görülecek teminat karşılığında veya bila teminat olarak davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazlardan borca yetecek kadar miktarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına, borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle birlikte ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatını müvekkili davacı şirkete ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
{}MAHKEMEMİZİN KÖK … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVALI TARAF VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; dava dilekçesinde bildirilen delil ve belgeler haricinde hiçbir delil ve vakıaya muvafakatlerinin olmadığını, davacı şirketin sadece müvekkiline ait tesisin mekanik sistemlerin kurulumu ile ısıtma ve soğutma sistemleri satış ve kurulumu hizmetinde bulunmadığını, bunların projelendirme dahil tüm aşamalarını takip ettiğini, davacının hem projelendirdiğini hem de alımlarını yaparak de kurulumlarını gerçekleştirdiğini, bu nedenle davacının sistem üzerinde yaşanabilecek aksaklıklardan tam anlamı ile sorumlu olduğunu, davacı taraf ile müvekkilinin et fabrikasının mekanik tesisat işlerinin yapılması hususunda anlaşıldığını, anlaşma üzerine davacı şirket tarafından işe başlandığını, ilerleyen süreçte davacı şirket tarafından işlerin anlaşılan zamanda bitirilmediğini, işten beklenen verimin alınamadığını, işin fen ve teknik kurallarına uygun olarak yapılmadığını, işin yapılmasının gecikmesinin tesisin faaliyete başlamasının gecikmesine sebep olduğunu, davacının işi yarım bırakması üzerine tesisin faaliyete başlaması için başkaca yüklenicilerle işin tamamlatılmak zorunda kalındığını, işlerin büyük kısmında birçok hata ve ayıp olduğunu, müvekkili şirket yetkilileri ile davacı şirket yetkilisi arasında gerçekleşen yazışmaların bilahare dosyaya sunulacağını, bunlar incelendiğinde işlerin ayıplı olduğunun ve kabulünün mümkün olmadığının görüleceğini, eksik işlere dair tutulan tutanakların bilahare mahkemeye sunulacağını, eksik hatalı ve ayıplı işler nedeniyle müvekkili şirketin büyük mağduriyetler yaşadığını, halen de yaşamaya devam ettiğini, havalandırma sisteminden gelen kötü koku nedeniyle idari ve yönetim binasında büyük sıkıntı yaşandığını, müvekkili şirketçe kesilen faturalara ilişkin kesin kabulün yapılmadığını, bilirkişiler marifetiyle eksik ve ayıplı işlerin ortaya çıkacağından bahisle davanın reddine, haksız ve kötüniyetli olan davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu kök dava; faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davasıdır.
{MAHKEMEMİZİN İŞBU DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA DAVACI TARAFIN İDDİASI}: DAVACI TARAF VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; taraflar arasındaki itirazın iptali davasının Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, bu dosyanın sözü geçen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafından yapılan imalatlarda gizli ayıpların mevcut olduğunu, ayıplı imalatlar ve hatalı proje çözümlerinin TMMOB Makina Mühendisleri Odasından alınan uzman mütalaası ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesince temin edilen bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, ilk olarak davalı taraf ile müvekkili şirket arasında et fabrikasının mekanik tesisat işlerinin yapılması hususunda anlaşıldığını, anlaşma üzerine davalı şirketçe işe başlandığını, davalı şirketin sadece müvekkil şirkete ait tesisin mekanik sistemlerin kurulumu ile ısıtma ve soğutma sistemleri satış ve kurulumu hizmetinde bulunmadığını, bunların projelendirme dahil tüm aşamalarını takip ettiğini, hem projelendirip hem de alımlarını yaparak kurulumlarını gerçekleştirdiğini, hal böyle iken sistem üzerinde yaşanabilecek tüm aksaklıklardan davalı tarafın tam manası ile sorumlu olduğunu, davalı şirketin işleri anlaşılan zamanda bitirmediğini, işten beklenen verim alınamadığını, işin fen ve teknik kurallarına uygun olarak yapılmadığını, işin gecikmesinin tesisin faaliyete başlamasının gecikmesine sebep olduğunu, davalı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket arasında huzursuzluklar yaşanmaya başladığını, davalı şirketçe personellerinin işe gelmemesi şeklinde iş yavaşlatma ve iş yapmama hadiseleri yaşanması üzerine davalı şirketin yarım bıraktığı işlerin fabrikanın faaliyetine başlaması ve anlık çözülmesinin zorunluluğu sebebiyle başkaca yüklenicilerle çözülmek zorunda kalındığını, davalı tarafça işlerin yavaşlatılması veya tamamlanmadan yarım bırakılması bir yana yapılan işlerin büyük bir kısmında birçok hata ve ayıp olduğunun anlaşıldığını, bu ayıp ve hataların tesis kullanıldıkça ortaya çıktığını, müvekkili şirket yetkilisi ile davalı şirket yetkilisi arasında 15 yıllık bir güven ilişkisinin mevcut olduğunu, güven nedeniyle birçok projede davalı şirket yetkilisinden danışmanlık alındığını, müvekkili şirket ile davalı taraf arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davalı tarafın maalesef ki eseri meydana getirme ve teslim borcunu yerine getirmediğini, ayrıca davalının zamanında işe başlama ve devam etme borcuna da uygun davranmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirketin zarara uğradığını, davalının özen borcunu da yerine getirmediğini, sistemdeki sorunlara defalarca müdahale etmelerine rağmen sorunu çözemediklerini, buna ilişkin davalılarla yapılan yazışmaları ekte sunduklarını, bu sorunların proje hataları nedeniyle kronik hale geldiğini ve başka firmalarla da sorunların çözülemediğini, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan … Esas Sayılı dosyasındaki tanık ifadeleri de bu durumu açıkça desteklediğini, müvekkili şirketin teknik birimleri tarafından tutulan tutanakların sözü geçen mahkemeye sunulduğunu, müvekkilinin büyük mağduriyetler yaşadığını ve halen de yaşamaya devam ettiğini, havalandırma sisteminden gelen kötü koku nedeniyle idari ve yönetim binasında büyük sıkıntı yaşadıklarını, sözü geçen mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda da beyanlarını destekler açıklamaların bulunduğunu, somut olayda kötü ifa, ayıplı ifa ve hatalı proje çözümlerinin söz konusu olduğunu, işin zamanında yapılıp teslim edilmemesinin davalının temerrüdüne de yol açtığını, bu hususun mahkemece de göz ardı edilmemesi gerektiğini, davalının müvekkiline karşı yüklendiği edimi tam ve taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak ifa etmediğini, bu eserde meydana gelen hata ve eksiklerin TBK’ ya göre ayıplı mal kabul edildiğini, mahkemece görevlendirilecek mekanik bilirkişi heyeti marifetiyle sahada yapacağı tespitler ile davalının müvekkilinin iş yerinde projelendirdiği ve yaptığı imalatlardaki eksik ve ayıplı işlerin proje ve çözüm hatalarının ortaya çıkacağından bahisle işbu dava ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı davası arasında bağlantı bulunması sebebiyle ilk davanın açıldığı Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında birleştirilmesine, davalının müvekkil iş yerinde projelendirdiği ve yaptığı tüm imalatlardaki ayıpların tespiti ile bunların nasıl giderileceği ve maddi karşılığının ne kadar olduğunun tespiti amaçlı bilirkişi raporu aldırılması neticesinde ayıpların telafisinin giderilebilmesi için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi zararlarının dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf vekili 11/07/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi inceleme sonucunda talep olunabilecek tazminat tutarının 903.762,92 TL olduğu anlaşıldığından ıslah yoluyla dava değerlerini 903.662,92 TL artırarak 903.762,92 TL ye yükselttikleri bildirerek ıslah harcını ikmal etmişlerdir.
{MAHKEMEMİZİN İŞBU DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYADAKİ DAVADA DAVALI SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacının, harca esas değer 100,00 TL olarak açmış olduğu tazminata ilişkin belirsiz alacak davasının usule, yasaya ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen faturalar, hakediş raporları, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair yapılan sözleşme, taraflara ait ticari defterler, tarafların ticari ilişkilerine, faturalandırmalarına ve ödemelere ilişkin olarak basılı ve bilgisayar ortamında tutulan her türlü kayıtlar, vergi dairesi kayıtları, BA-BS formları, söz konusu ticari ilişki kapsamında satışı yapılan mallara ve verilen hizmete ilişkin olarak mahkememizin … E. Sayılı dosyasında keşfin yapılması ve bilirkişi raporunun düzenlenmesi sonucunda uyuşmazlık konusu belirli nitelikte olduğundan davacının talep etmiş olduğu alacağının belirsiz olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının işbu dava ile asıl amacının sözlü yargılama aşamasında olan asıl dosyayı sürüncemede bırakmak olduğunu, işbu dava kaybedilse dahi harca esas değer olarak 100,00 TL gibi bir değer göstererek aleyhine karar verilmesi söz konusu olsa bile oluşacak masrafları da minimum tutarda tutma niyetinde olduklarını, bu durumun davacının kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu, asıl dava dosyasının sözlü yargılama aşamasında olduğundan taraflar tüm yargılamayı değerlendirilerek kendi iddia ve savunmalarının haklılığını ortaya koyacak nitelikte son açıklamalarını yapacağını, bu nedenlerle işbu davanın asıl dava dosyasından tefrik edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde keşif talebinde bulunulduğunu, asıl davada keşif yapıldığını ve bilirkişiler tarafından raporun düzenlendiğini, davacı şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacının taşınmazlarına temini ve kurulumu yapılan ısıtma ve soğutma sistemleri satış ve kurulumu hizmetinden dolayı müvekkilinin alacaklı olduğu miktarlara ilişkin düzenlenen faturalara konu borçların ödenmesi gerekirken bugüne kadar ödenmediğini, mevzuatın ilgili hükümleri ve maddi gerçeklikler karşısında davacı tarafın iddialarının hukuken itibar edilebilir nitelikte olmadığını, davacı şirkete ait işyerinin mekanik sistemlerinin proje ve uygulamalarının dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme çerçevesinde işletmenin istekleri doğrultusunda tesis edildiğini, zira tesisin 10-15 yıl önce inşa edilmeye başladığını, bir kısım imalatların geçmiş yıllarda yapıldığını, işletmenin şimdiki sahibine devri ile müvekkili şirketin 2019-2020-2021 yıllarında bahsi geçen mekanik sistemlerini tesis ettiğini, cari hesap ekstresinde müvekkili şirketin yaklaşık 2-3 yıl süresince yapmış olduğu hakedişlerin, her iki tarafın da muhasebe kayıtlarına işlenmiş olan kesmiş olduğu faturalarda müvekkilin ortalama 1.500.000,00 TL alacaklı şekilde çalışmalarına devam ettiğini, davacı şirket sahibinin müvekkili şirketin her ödeme talebine hallederiz, ben sizi üzmem şeklinde beyanlar ile işi müvekkili şirketin parasıyla bitirme aşamasına getirttiğini, buna rağmen davalı şirketin kalan %1′ lik iş için tesise başka ekipler sokup aynı işleri çok daha yüksek rakamlara yaptırdığını, asıl dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarından da bu durumun anlaşılacağını, müvekkili şirket yetkilisi ile davacı şirket yetkilisi arasındaki whatsapp görüşme kaydında da görüleceği üzere müvekkilinin bu durumdan hoşnutsuz olduğunu dile getirdiğini, tesisin geç açılma sebebinin müvekkili olmadığını, oluşan sorunların mekanik sistemlerden değil, inşai eksikliklerle ilgili olduğunu, davacı şirketin müvekkiline çek vermek istediğini, müvekkilinin bunu kabul etmediğini, bu durumda bile müvekkilinin kusurlu ve ayıplı imalat yapmadığının açık olduğunu, davacını kötü niyetli bir şekilde fatura tarihinden itibaren 52 gün sonra faturayı iade ettiğini, davacının ödeme yapmaması üzerine müvekkilinin taşeronluğunu yapan firmaya müvekkili şirkete ait aracı vermek zorunda kaldığını, bu durumu da davacı şirkete ilettiğinden bahisle öncelikle, davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı iddialarının reddedilerek, davacının hukuki yararı bulunmadan usule, yasaya ve hukuka aykırı şekilde belirsiz alacak davası olarak açmış olduğu tazminata ilişkin davasının usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise açıklanan sebeplerle işbu davanın asıl davadan tefrik edilmesine karar verilmesine, mahkemece yukarıda belirtilen usule ilişkin itirazlarının kabul edilmediği takdirde cevap dilekçelerinde sunmuş oldukları esasa ilişkin beyanlar neticesinde davacı tarafın açmış olduğu davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu birleşen dava; taraflar arasında imzalanan eser sözleşmeden kaynaklı maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, birleşen dava dosyasına ait dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, dosya içerisinde bulunan diğer dilekçe ve belgeler, taraflar arasında imzalanan sözleşme örneği, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneği, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm belgeler tek tek incelenmiş, davanın niteliği nazara alınarak, bildirilen tanıklar dinlenmiştir.
{}HUKUKİ DELİLLER{}
TBK’nun Eser Sözleşmesi
, Tanımı başlıklı 470. maddesi; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü amirdir.
TBK’nun Ayıp sebebiyle sorumluluk, Ayıbın belirlenmesi başlıklı 474. maddesi; “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.” hükmünü amirdir.
TBK’nun Eserin kabulü başlıklı 477. maddesi; “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” hükmünü amirdir.
{}DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE{}
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan ana davada davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve %20 tazminat talep edilmiş olup; esasen davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında TBK 470.maddesinde düzenlenen 30.06.2020 tarihli bir eser sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşme çerçevesinde davacı yüklenici tarafından davalıya ait olan et fabrikasının mekanik tesisat işlerinin “işveren tarafından tedarik edilerek yükleniciye sunulacak malzeme montaj ve imalat işleri yüklenici tarafından yapılacağı ve bu malzemelere ait hak edişlere hizmet bedeli ve kar ilave edilmeyeceğinin” (sözleşmenin 3. Maddesi) kararlaştırıldığı hususlarında sunulan tutanak (sözleşme) kapsamında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının bu sözleşme kapsamında üstlendiği ifa edimini tam ve ayıpsız şekilde yerine getirip getirmediği ve takibe konu faturalar toplamı kadar davalı iş sahibinden hak ediş alacağı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
TBK’nın 470.maddesinde düzenlenen eser sözleşmesinde yüklenicinin borcu sözleşme hükümlerine göre işi yapıp teslim etmek, işverenin borcu ise iş bedelini ödemektir. Yüklenici üstlendiği edimi yerine getirirken TBK’nın 471. maddesinde açıkça belirtildiği gibi iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Aynı zamanda basiretli bir yükleniciden beklenen özeni göstermesi ve işi mesleki ve teknik kurallara uygun olarak yapıp teslim etmesi gerekir. Aksi takdirde yüklenici TBK’nın 473. maddesi gereğince eserde imalattan kaynaklı kendi kusurları sonucu oluşan ayıptan sorumlu olacaktır.
İş sahibi de; TBK’nın 474. maddesi gereğince eserin teslim edilmesinden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek, varsa ayıpları makul bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Aksi halde iş sahibi TBK’nın 477/2. maddesi gereğince eseri mevcut haliyle kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp gizli ayıp olup sonradan ortaya çıksa dahi iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmesi kanuni bir zorunluluktur.
Bu yasal çerçeve dahilinde ana dosyadaki samut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davalı vekilince ana davada davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin ayıplı olduğu, eksik bırakıldığı ve eksik ve ayıplı işlerin 3. kişilere tamamlatıldığı ileri sürerek buna dair davacı yüklenici tarafın imzasının bulunmadığı ve kabul edilmeyen tutanaklar ibraz ederek savunma yapmıştır.
Mahkememizce taraf iddialarının araştırılması ve delillerinin toplanması amacı ile mahallinde keşif yapılarak, uzman bilirkişiler önünde taraf tanıkları dinlenmiş ve dinlenen taraf tanıkları tarafından davacı yüklenicinin yaptığı işler sonrasında bir kısım ayıplar olduğu ve daha evvel başka yükleniciler tarafından meydana getirilen ayıpların davacı tarafça tam olarak giderilmediği yönünde beyanda bulunmuşlardır.
Davalıya ait tesisin imalatına 10-15 yıl önce başlanıldığı ve davacı tarafça bu tesisteki işleri tamamlayıcı ve mekanik tesisat montaj ve imalatlarının yapıldığı hususlarında taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Davalı taraf davacı yüklenicinin edimlerini tam ve gereği gibi yapmadığını ileri sürmüş, davacı yüklenici taraf da söz konusu eksikliklerin iş yerindeki daha evvelden kaynaklı inşai eksikliklerden meydana geldiği ve davacı tarafa izaf edilecek bir kusurun bulunmadığı beyanda bulunarak, davalı iş sahibi tarafından süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı ileri sürülmüştür.
Davalı tarafa davacı yükleniciye ayıp konusunda yaptığı bir ihbar olup olmadığı, ayıba ilişkin olarak gönderilen bir ihtarname veya delil tespiti bulunup bulunmadığının bildirilmesi için süre verilmiş, davalı vekilince kesin süre içinde buna dair herhangi bir belge ve delilin sunulamadığı anlaşılmıştır.
Davalı iş sahibi tarafından davacının üstlendiği işlerin tamamlanmadığı, bir kısım işlerin 3.kişilere tamamlatıldığı ileri sürülmüş ve bu savunmalarına ilişkin bir kısım faturalar ibraz edilerek tanık beyanlarına dayanılmış ise de; Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre bu savunmanın ispatı için 3.kişilerin düzenlendiği faturalar ve tanık beyanları yeterli olmayıp, bu hususların ihtarname veya yaptırılacak delil tespiti ile mümkün olduğundan bu delillere mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve düzenlenen raporlara göre; davaya konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmış olup; faturanın davalı taraf defterlerinde kayıtlı olması o işin yapıldığının ve teslim alındığının karinesi teşkil etmektedir. Ayrıca davalı defterlerine göre davacının bakiye alacağı 792.630,56 TL gözüktüğü ve bu anlamda taraf defterlerinin uyumlu olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 222/4. maddesi kapsamında taraf defterlerindeki kayıtlar sahipleri açısından her zaman aleyhte delil olarak nazara alınır. Davalı iş sahibi vekilince borcun bir kısmının kendi defterlerinde kayıtlı olan 300.000,00 TL bedelli çeklerle takipten sonra ödendiği ileri sürülmüş ise de; mahkememizce yapılan araştırma ve … Bankası … Şubesinden gelen yazı cevabına göre her iki çekin keşideci tarafından ödeme yapılmadan üzeri çizilmek suretiyle iptal edilip bankaya iade edildiği anlaşıldığından davalı tarafın kısmi ödeme iddiasını ispatlamayamadığının kabulü gerekmiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre; davalı iş sahibinin TBK’nın 477. maddesindeki ayıp ihbar sorumluluğunu yerine getirmediğinden davacı tarafça yapılan eseri olan haliyle kabul etmiş olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ana davada davacının davasının kısmen kabulüne ve hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, takipten önce davalı taraf usulüne uygun temerrüde düşürülmemiş olduğundan davacının takipten önceki faiz talebinin reddine ve ayrıca fazlaya ilişkin kısım yönünden takip haksız olmakla birlikte, kötü niyetli takip yapıldığı davalı tarafça ispatlanamadığından davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyamızla birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı iş sahibi vekilince taraflar arasında düzenlenen 30.06.2020 tarihli sözleşme gereğince davalı yüklenicinin işi ayıplı yaptığı iddia edilerek maddi tazminat talep etmiş olup; davalı yüklenici tarafından davacının belirsiz alacak davası açmayacağı ileri sürülerek davanın usulden reddi talep edilmiş, ayrıca esastan da müvekkilinin işi sözleşme ve davalı tarafın istekleri doğrultusunda yapıp tesis ettiğini, davalı tarafça yapılan iş ve işlemlerin ayıpsız olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir ayıp var ise de; davacı tarafın usulüne uygun olarak yapmış olduğu bir ihtarın bulunmadığı belirtilerek davanın reddini talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilince HMK’nın 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası açılamayacağı ileri sürülmüş ise de; davanın nitelik olarak maddi tazminat davası olması ve talep edilecek tazminat miktarını tam ve kesin olarak dava tarihinde bilmesi davacıdan beklenemeyeceğinden dolayı davalı vekilinin bu itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Esastan yapılan değerlendirmede; her ne kadar birleşen davada davacı iş sahibi vekilince taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince davalı yüklenicinin edimini tam ve ayıpsız olarak yerine getirmediği ileri sürülerek maddi tazminat talep edilmiş ise de; davacı iş sahibi tacir olup tüm ticari işlemlerinde ve faaliyetlerinde TBK’nın 18. maddesi hükmü gereğince basiretli davranma yükümlülüğünde olmasına rağmen, davadan önce ayıp iddiaları doğrultusunda davalı yükleniciye TBK’nın 474.-477. maddeleri uyarınca herhangi bir ihtarname göndermediği veya bu hususlarda delil tespiti de yaptırmadığı anlaşılmıştır.
Ana davada gerekçesi ayrıntılı olarak izah edildiği gibi usulüne uygun bir ayıp ihbarının yapılmaması iş sahibi yönünden TBK’nın 477. maddesi hüküm gereğince eseri mevcut haliyle kabul etmiş sonucunu doğuracaktır ve neticeten bu sonuçtan kaynaklı zararlara katlanmak durumunda kalacaktır. Açıklanan nedenlerle ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurmak gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
A-ANA DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 792.630,56 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 oranında yasal faizi ile birlikte devamına.
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine.
3-Hükmedilen 792.630,56 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 158.526,11 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
4-Davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine.
5-Alınması gereken 54.144,59 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 11.547,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 42.597,1242 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
5-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2021 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL davanın kabul/talep oranı olan %82,90 oranına isabet eden 1.094,28 TL arabulucuk giderinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince davalıdan, davanın red/talep oranı olan %17,10 oranına isabet eden 225,72 TL arabulucuk giderinin Arabuluculuk Kanununun 25/9. maddesi gereğince ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
6-Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 59,30 TL başvuru harcı, 11.547,47 TL peşin karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 11.606,77 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
7-Davacının yaptığı 258,50 TL taraf davetiye gideri ve 4.500,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 4.758,50 TL yargılama giderinden davanın kabul/talep oranı olan %82,90 oranına isabet eden 3.944,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
8-Davalının yaptığı 6.000,00 TL bilirkişi ücreti giderinin davanın red/talep oranı olan %17,10 oranına isabet eden 1.026,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 116.968,28 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
10-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 26.157,29 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
B-İŞBU DAVA DOSYAMIZ İLE BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-DAVACININ DAVASININ REDDİNE.
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin ve sonradan alınan 15.513,00 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 15.243,15 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine.
3-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2022 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 390,00 TL den toplam 3.120,00 TL DAVACIDAN alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK’nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
4-Davacının yaptığı 51,00 TL den ibaret yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
C-İşbu hükümden sonra gerekli olan 20,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların ana davanın kabul/talep oranı olan %82,90 oranına isabet eden 16,58 TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
D-HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
E-İşbu gerekçeli kararın 12/10/2023 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2023

Başkan Üye Üye Katip