Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/543 E. 2022/313 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalıya ait işyerinde işçi olarak çalıştığını, ancak davalının müvekkilinin sigortasını yapmadığını, davalı ile müvekkilinin işçi-işveren ilişkisi içerisinde iken müvekkilinin paraya sıkıştığını, müvekkilinin davalıdan kendisine yardımcı olmasını istediğini, davalının parası olmadığını ancak kendi adına kredi çekerek müvekkiline verebileceğini söylediğini, müvekkilinin bunu kabul ettiğini, davalının 30.000 TL krediyi … … Şubesinden çektiğini, bu paranın 26.000 TL’sini müvekkiline verdiğini, davalının kendisini sağlama alabilmek iin kredi taksit tutarlarına uyumlu olacak şekilde müvekkilinden 28 adet ayrı senet aldığını, senetlerin tanzim ve vade tarihlerinin doldurulmadığını, bu tarihlerin davalı tarafça sonradan doldurulduğunu ve senetlerin icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin söz konusu kredi çekiminden dolayı davalıya hiçbir borcunun olmadığını, davaya konu senetlerde davalıya bu kredi çekiminden ötürü verildiğinden senetlerin bedelsiz kaldığını, davalının müvekkilinin maaşından kesmek sureti ile 11 kredi taksitini ödediğini, bunun yaklaşık 11.275,00 TL olduğunu, müvekkilinin davalıya olan borcunu ödemek üzere 2 adet otomobilini satmak istediğini, davalının işçisi olan … isimli kişiye vekalet verdiğini, müvekkilinin kendisine ait olan … plakalı … ve … plaka sayılı … marka araçların satışı için Konya . Noterliğinin … yevmiye sayılı işlemi ile davalının işçisi … vekalet verdiğini, bu araçların satış bedellerinin vekil … tarafından müvekkiline ödenmediğini, araçların satışından ötürü borçtan artan kısmın müvekkiline ödenmediğini, müvekkiline bedelsiz kalmış senetler ile yapılan icra takibinin kötü niyetli olduğunu, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa gidildiğini, tarafların anlaşma sağlayamadığını, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin ve bu takibe dayanak senetlerin iptaline, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 170/b maddesinin aynı Kanun’un 72. maddesine yaptığı yollama gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de menfi tespit davası açılabileceği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nin 72/1 maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü haizdir. Buna göre borçlu, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi yokken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gibi aleyhine icra takibine başlanmasından sonra da menfi tespit davası açması mümkündür.
Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir.
Davacının dava dilekçesi incelendiğinde menfi tespit davasına konu edilen hususların temel borç ilişkisinden kaynaklı bedelsizlik iddiasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Zira davacı, davalı ile işçi-işveren ilişkisi olduğunu, paraya sıkıştığını, davalının kendi adına kredi çekerek kredinin 26.000 TL’sini kendisine verdiğini, davalının bunun karşılığında kredi taksit tutarlarına uyumlu olacak şekilde 28 adet ayrı ayrı senet aldığını, senetlerin tanzim ve vade tarihlerinin doldurulmadığını, davalının davacının maaşından kesmek sureti ile 11 kredi taksitini tahsil ettiğini, davacının kalan borcu için davalıya 2 adet otomobilini satmak istediğini, davalının işçisi olan … isimli kişiye vekalet verdiğini, kendisine ait olan … plakalı … ve … plaka sayılı … marka araçların satışı için Konya . Noterliğinin … yevmiye sayılı işlemi ile davalının işçisi … vekalet verdiğini, bu araçların satış bedellerinin vekil … tarafından müvekkiline ödenmediğini, araçların satışından ötürü borçtan artan kısmın müvekkiline ödenmediğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (… : Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s.16). Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır.
Bedelsizlik iddiası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 687. maddesi anlamında bir kişisel def’idir. Bedelsizlik bir kişisel def’i olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’ini ileri sürebilir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından düzenlenen bonoların lehtar olan davalıya verildiği, davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlandığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, yukarıda açıklandığı üzere icra takibinden sonra, icra takibine konu bonoların bedelsiz kaldığını ve davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek eldeki menfi tespit davasını açmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davacının maaşından kesilerek bir kısım bonoların bedelinin ödendiği ispatlanamamıştır. Zira davacının davalının yanında çalıştığına dair herhangi bir delil ortaya koyulamamıştır. Davacı vekilinin dilekçelerinden davacının sigortasız çalıştığı ifade edilmiş ama buna yönelik herhangi bir dava açılıp açılmadığı mahkememize bildirilmemiştir. Yine davacıya ait 2 adet aracın satışı için davalının işçisine vekalet verildiği ve satış bedellerinin kendisine verilmediği hususu da davacı tarafından ispatlanamamıştır. Zira resmi belge niteliğinde Noter Satış Belgelerinde davacının vekil kıldığı kişinin satış bedellerini tamamen aldığının yazılı olduğu, bunun aksini ispat edecek şekilde yazılı belge ve delil dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Son olarak davacının davasını ispat için yemin delili hatırlatılmış ve davacı yemin deliline dayanmıştır. Davalıya usulüne uygun şekilde yemin eda ettirilmiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; Yemin mahiyeti itibariyle kesin delillerden olup, taraflar arasında takibe konu bonoların ödendiği ve bonoların bedelsiz kaldığı davacı tarafından ispat edilemediğinden, davalının usulüne uygun şekilde gerçekleştirilen yemini de nazara alınarak, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.960,50 TL karar harcından peşin olarak alınan 490,13 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.470,37 TL nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair; Taraf asil ve vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/04/2022

Katip … Hakim …