Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/537 E. 2022/644 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkil … İnş.Ltd.Şti tarafından davalı …’ya 21.11.2016 tarih ile … sıra numaralı 428,22 TL bedelli ve 14.04.2017 tarih ile … sıra numaralı 2.044,94 TL bedelli kırmataş malzemesi ve nakli gerçekleştirildiğini, bu durum müvekkilin muavin kayıtları ile de sabit olduğunu, müvekkilin söz konusu fatura ve cari hesap ekstrelerine rağmen davalı borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalıya karşı Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilmesi nedeni ile icra takibi durdurulmuş olup, davalının takibe ve borca karşı yapmış olduğu itirazlar hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu nedenlerle aleyhine yapılan icra takibine itiraz eden ve alacağın tahsiline engel olan davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe yönelik haksız itirazının iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince davalının asıl alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi için Mahkemeniz’e müracaat zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle, haklı davalarının kabulü ile; borçlu davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazlarını iptali ile takibin aynen devamına, kötüniyetli borçlu davalının asıl alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulünce yapılan tebligata rağmen duruşmaya katılmamış davaya yönelik cevap vermemiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
SMMM bilirkişi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava, davalının Konya . İcra Müdürlüğünün… E. sayılı takibe yönelik olduğunu, davacı defter ve belgelerinin incelendiğini, davacının e-defter sistemine tabi olduğunu, defterlerinin e-defter beratlarının bulunduğunu, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğu anlaşıldığını, defterlerde yapılan incelemede; takip konusu faturalar; 21.11.2016 Tarih ve … nolu 428,22 TL tutarlı fatura ile 14.04.2017 Tarih ve … nolu 2.044,94 TL tutarlı faturalardan kaynaklanan toplam 2.473,16 TL tutarlı alacak davacı defterlerinde kayıtlı bulunduğunu, diğer bir deyişle davacı davalıdan bu tutarda alacaklı olarak yer aldığını, takip konusu faturalar açık fatura şeklinde düzenlenmiştir. Faturalarda malzemenin teslimine ilişkin bilgi olmadığını, ancak, faturalarda irsaliye bilgileri yer almadığını, irsaliyelerde her bir fatura için, davacı tarafından malzemenin teslim edildiği şoför adı soyadı ve araba plaka numarası yer aldığını, ayrıca söz konusu malzemelerin sevk fişleri de bulunmadığını, mahkemece yapılan görevlendirmede BA/BS formlarının tanzim edilip edilmediği sorulduğunu, her iki fatura dönemine ilişkin BS formları (satış işlemi olduğu için BS formu) tanzim edildiğini, ancak bilindiği üzere KDV hariç 5.000 TL ve üzeri satışlara ilişkin faturalar BS formlarında yer aldığını, takip konusu faturaların bu tutarın altında olması nedeniyle, söz konusu satışların bu formlarda yer almadığı görülmediğini, dava konusu faturalar davacı defterlerinde kayıtlı olup, bedelin ödenmesine ilişkin bir kayıt bulunmadığını, bu nedenle ödemeye kanıt olacak bir belge de sunulmadığını, dava konusu iki adet faturadan kaynaklanan alacağa ilişkindir. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğuna dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığını, davalı defterleri Mahkemeye ibraz edilmediğini, ayrıca bulunduğu yer de bildirilmediğini, bu nedenlerle davalı defter ve kayıtlarında inceleme yapılamadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; faturaya bağlanmış alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır
Davacı taraf dava dilekçesiyle, davalı adına düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmemiş olduğunu, bu cihetle icra takibi başlatıldığı, tutarlarının tamamına itiraz ettiğini, itirazların haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Konya . İcra Müdürlüğünün … E sayılı fatura ve cari hesap ekstresinden kaynaklı takipte davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı davalının icra takibine yaptığı itirazın haklı olup olmadığı itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri sunulması ve yerlerinin bildirilmesi hususunda süre tanınmış olup, süresi içerisinde davacının defterlerini sunduğunu ancak davalının sunmadığı anlaşılmıştır. Mali Müşavir Bilirkişi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … davacı ticari defterleri yönünden tanzim ettiği rapor ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görüldüğünden bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır. Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir.
Görüldüğü üzere ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile somut dava dosyamızda HMK 222. Maddenin 3 fıkrasında belirtilen hususlardan ” ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünün uygulama alanı bulacağı açıktır.
Zira davalıya 08.04.2022 tarihli ön inceleme duruşma tutanağında kesin süre içinde ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin bildirilmesi için ara karar kurulmuş ve ihtarlı tebliğ mazbatası ile istenmiş ama süresi içerisinde cevap ve beyanda bulunulmamıştır. Bu nedenle HMK 222/3. Madde hükmü gereğince usulüne uygun tutulmuş davacı ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce hükmedilen asıl alacak miktarı ticari defterlerinde yapılan inceleme ile de sabit olmuş ve bu miktar alacağın varlığı saptanarak hüküm kurulmuştur. Davalılar bu miktar borçlu olduğunu bilecek durumda olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü gerekir. Anılan açıklamalar uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı anlaşıldığından, davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile takibin 2.473,16 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 2.473,16 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 494,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KABULÜ İLE; dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki İTİRAZIN İPTALİ İLE; takibin 2.473,16 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 oranlarda avans faizi ile TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 2.473,16 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 494,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 168,94 TL karar harcından peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 109,64‬‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 168,94 TL peşin harç toplamı 236,74‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ile 273,50 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam: 873,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.473,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip … Hakim …