Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/519 E. 2022/572 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin Lider Karot Delme Kesme Güçlendirme Sistemleri isimli firmanın sahibi olup müvekkil VUK 177. Maddeye göre bilanço esasına tabii olup VUK 182. Maddesine bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü tacir olduğunu, davalı …’in ise, … Tic. AŞ. – … … Enerji İş Ortaklığı şeklinde bir adi ortaklık kurduklarını ve Afyonkarahisar Bayat İlçesi Toki Konutları yapım işini üstlendiklerini, müvekkil ile davalı … … Yapı – … A.Ş. İş ortaklığı olarak davalıların yapmakta olduğu şantiye alanında beton delme kesem kırma işlerinin müvekkil tarafından yapılması için anlaştıklarını, bu anlaşma neticesinde müvekkil sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri yapıp davalıya teslim ettiğini, davalıdan defalarca talepte bulunulmasına rağmen müvekkil alacağının tahsil edememiş ve söz konusu fatura ile cari hesap ekstresi dayanak yapılmak sureti ile davalı … ve dava dışı … A.Ş. aleyhinde Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, iş bu takipte de, müvekkil ile davalılar arsındaki sözleşmede davalıların kurmuş olduğu adi ortaklı taraf ise de, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı, her bir ortağın adi ortaklığın borcundan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu nazara alınarak ortakların her biri takipte ayrı ayrı borçlu sıfatı ile gösterildiğini, bu nedenlerle müvekkilin faturadan / cari ve açık hesaptan kaynaklı 12.500,00 TL alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı /borçlunun kötü niyetli olduğunun kabulü ile alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere takdir edilecek kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı usulünce yapılan tebligata rağmen duruşmaya katılmamış davaya yönelik cevap vermemiştir.
II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası incelenmek üzere celp edilmiştir.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası incelenmek üzere UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Ankara Vergi Dairesinin 20/04/2022 tarihli cevabı yazısı ile davalı …’in bilanço esasına göre defter tuttuğuna ilişkin bilgi verildiği görülmüştür.
Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 16/05/2022 tarihli cevabi yazısı ile davalı …’in Esnaf ve Sanatkarlar Sicil kaydına rastlanmadığını ilişkin bilgi verildiği görülmüştür.
SMMM bilirkişi … 20/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, … ve … Tic. A.Ş İş Ortaklığı şirketi ile davacı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 12.500,00 TL tutarlı cari hesap alacağından ibaret olduğu; davacı yanın alacağının doğduğu yıl olan 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesi ile, … ve … Tic. A.Ş İş Ortaklığı ile ticari ilişkisinin dava konusu olan 20.08.2018 tarih ve … nolu 12.500,00 TL fatura nedeniyle alacaklı olarak göründüğü, dava tarihi itibariyle 12.500,00 TL alacağının devam ettiği; davacı yanın, söz konusu faturayı yasal süre içerisinde BS formunda beyan ettiği; davalı yanın işyerinin Ankara’da olduğundan defter incelemesi yapılmadığı bunun yanında İş Ortaklığı’nın tüzel kişiliği olmadığından ticaret odasına tescil edilme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, vergi kanunlarına göre defter tutmakla yükümlü olduklarından, … Tic. A.Ş.-… İş Ortaklığı’na ait ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği, davacı yanın ticari defterlerine göre, davalı yandan İcra takip ve dava tarihi itibariyle 12.500,00 TL alacaklı olarak göründüğü görüş ve kanaatini bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava; Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasıdır.
Dava faturaya bağlanmış alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesiyle, davalı adına düzenlenen faturanın davalı tarafından ödenmemiş olduğunu, bu cihetle icra takibi başlatıldığı, tutarlarının tamamına itiraz ettiğini, itirazların haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Taraflar arasında dosyaya sunulan sözleşmenin kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise sözleşme kapsamında edimlerin yerine getirilip getirilmediği, davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı hususları olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri sunulması ve yerlerinin bildirilmesi hususunda süre tanınmış olup, süresi içerisinde davalının defterlerini sunduğunu ancak davalının sunmadığı anlaşılmıştır. Mali Müşavir Bilirkişi … davacı ticari defterleri yönünden tanzim ettiği rapor ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görüldüğünden bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır. Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir.
Görüldüğü üzere ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile somut dava dosyamızda HMK 222. Maddenin 3 fıkrasında belirtilen hususlardan ” ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünün uygulama alanı bulacağı açıktır.
Zira davalıya 15.04.2022 tarihli ön inceleme duruşma tutanağında kesin süre içinde ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin bildirilmesi için ara karar kurulmuş ve ihtarlı tebliğ mazbatası ile istenmiş ama süresi içerisinde cevap ve beyanda bulunulmamıştır. Bu nedenle HMK 222/3. Madde hükmü gereğince usulüne uygun tutulmuş davacı ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı anlaşıldığından, davalı borçlunun Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2018/13697 Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile davacının davalı aleyhine açtığı alacak davasının kabulü ile; 12.500,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 10.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı alacak davasının KABULÜ İLE; 12.500,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 10.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin Reddine,
3-Alınması gereken 853,88 TL karar harcından peşin olarak alınan 213,47 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 640,41 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 213,47 TL peşin harç toplamı 281,27‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 600,00 TL bilirkişi ücreti ile posta tebligat gideri 198,25 TL toplamı olan 798,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde, Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/10/2022

Katip … Hakim …