Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/505 E. 2023/326 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı mahkememizin 22/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı BİRİNCİ görevsizlik kararı ile Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26/05/2021 tarih … Esas … Karar sayılı İKİNCİ/KARŞI görevsizlik kararı üzerine her iki görevsizlik kararı da yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinden merci tayini gerektiğinden ve merci tayini yoluna başvurulması üzerine de KONYA Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 22/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile mahkememizin görevsizlik kararı kaldırılarak mahkememiz merci tayin edilmekle ve dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedildiği görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 27.10.2019 tarihinde …’e ait olan …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ve buna bağlı römork ile seyir halinde iken, …’a ait ve kendisinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen kazada … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan … … yaralanarak malul kaldığını, 27.10.2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağında … plaka sayılı traktör sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun m.56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak) ve m.65/1-d (Karayolu yapısı ve kapasitesi ile trafik güvenliği bakımından tehlikeli olabilecek tarzda yükleme yapılması) kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise kazanın oluşumunda herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığının tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığının tespit edildiğini, gerçekleşen kazada yaralanarak malul kalan … … tarafından maluliyet tazminatı talebiyle müvekkili …’na yapılan başvuru üzerine 22.09.2020 tarihinde 341.215,00 TL müvekkili … tarafından başvuran vekili hesabına ödendiğini, … Yönetmeliğinin 17. Maddesi ve 16/a, 16/c maddesi hükümleri gereği müvekkili … ödediği tazminatın, … plaka sayılı aracın işleteninden ve sürücüsünden tahsili amacıyla Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca itiraz edilerek icra takibi haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğunu, müvekkili … tarafından yapılan takibe karşı itirazlar haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalılar tarafından yetkiye de itiraz edildiğini ancak yetkili icra dairesi belirtilmediğini, yetkiye yönelik itirazlarının geçersiz olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, daha sonra taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek, tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarları düşüldükten sonra, davalıların haksız ve hukuka aykırı olarak yapmış olduğu itirazın iptali için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkları saklı kalmak kaydıyla, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına davalılar tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın tahsilini teminen davalı …’e ait … plaka sayılı aracın trafik kaydına üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına, ayrıca davalıların alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, dava masrafları, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin sunmuş olduğu 26.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve hukuka aykırı olarak açılan itirazın iptali davasının reddinin gerektiğini, yaşanan olay neticesinde Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca … soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını, soruşturmanın ardından açılan ceza davası, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayısı ile devam ettiğini ve davanın kesinleşmediğini, bu nedenle; dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, 27.10.2019 tarihinde müvekkili …’in, sevk ve idaresindeki … p.s.’lı traktör ve buna bağlı römork ile seyir halindeyken dava dışı …, kendisinin sevk ve idaresindeki … p.s.’lı aracıyla trafik güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde hız yaparak müvekkilinin bulunduğu araca çarptığını ve trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası, gerekli dikkat ve özeni göstermeden hızlı bir şekilde araç süren dava dışı …’ın kusuru nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle, kusursuz olan müvekkillerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini talep ettiklerini, mahkeme aksi kanaat halindeyse; davacı tarafından … plakalı araç sürücüsü müvekkili …’in Karayolları Trafik Kanunu’ndan doğan yükümlülüklerin ihlali nedeniyle tam kusuru bulunduğu iddia edilmiş ise de; davacının bu iddiası yalnızca olay yerinde düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağına dayandığını, kaza tespit tutanağının mahkeme tarafından karar verilmesi için yeterli bir delil niteliğinde olmadığını, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Bölge Müdürlüğü Fen Heyeti üyeleri tarafından kusur incelenmesi açısından bilirkişi raporu aldırılmasını talep ettiklerini, davacı taraf, Medikal Görüş yazısını baz aldığını belirterek dava dışı … …’a tazminat ve fer’ileri dahil 341.215,00 TL ödeme yaptığını ifade ettiğini, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacak kalemlerine dayanak olarak da bu kapsamda yapılan ödemeyi delil olarak gösterdiğini, Medikal görüş, herhangi bir fiziksel incelemeye tabi tutulmadan hazırlanmış olup hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davacı tarafından ödemeye esas alınan Medikal Görüş yazısı, Yüksek Mahkeme içtihatlarında belirtilen yönetmelik hükümlerine ve açıkça hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece davanın dava dışı … …’a ihbar edilmesini, … …’ın Adli Tıp’a sevki sağlanarak, Yüksek Mahkeme İçtihatları doğrultusunda Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde şahıs hakkında maluliyet raporunun tanzim edilmesi ve buna göre tazminatının hesaplanması gerektiğini, bu nedenle; davacı tarafın alacağa delil olarak sunduğu Medikal Görüşün hükme esas alınmamasını talep ettiklerini, bu sebeplerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davacı tarafın kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 23/02/2022 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle ; 6098 sayılı TBK. 74.maddesine göre ceza davasının kesinleşmesini beklemek sadece yargılamayı gereksiz uzatmak ve makul sürede yargılanma hakkını ihlal etmekten başka bir anlam taşımadığını, Anayasa m. 36 ve AİHS m. 6/I’de düzenlenen adil yargılanma hakkının unsurlarından biri de makul sürede yargılanma olduğunu, Hukuk hakimine her durumda ceza davasını bekletici mesele yapma zorunluluğu getirmek bu manada yargılamanın uzamasına sebep olacak ve adil yargılanma hakkının ihlali neticesini doğuracağını, Ceza Mahkemesinden açılan ceza davasının hukuk mahkemesinde açılan dava için ön mesele olarak ileri sürülüp sürülmeyeceği hususu düşünülebilir olduğunu, Doktrinde bu konuda bağımsızlık ilkesi gereği ceza davası sonucunun beklenmesinin gerekmediği ileri sürüldüğünü, gerçekten ceza davasının sonucunun beklenmesi durumunda tazminat kararı için uzun yıllar beklenebilmekte ve bu da tazminat hukuku bakımından adaletli bir sonuç olmadığını, işbu davada da ceza mahkemesi kararının bekletici mesele yapılması yargılamayı sadece gereksiz olarak uzatmaktan başka bir anlam ifade etmediğini, 27.10.2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağında … plaka sayılı traktör sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun madde 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak) ve madde 65/1-d (Karayolu yapısı ve kapasitesi ile trafik güvenliği bakımından tehlikeli olabilecek tarzda yükleme yapılması) kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise kazanın oluşumunda herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığının tespit edildiğini, buna göre Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E. – 2011/9768 K. sayılı ilamında “Trafik kazası tespit tutanağı aksi ispat edilene kadar resmi belge niteliğindedir.” gerekçesine yer verildiğini, delil olarak sunulan Medikal Görüşün hukuka aykırı olduğu iddiası mesnetsiz olmakla beraber dosyada mevcut medikal görüşün hukuka uygun olduğunu, davalılar vekilinin bu itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Trafik kazası sonrasında oluşan yaralanma “Özürlük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği”ne, “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ne ve “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmelik” ne göre değerlendirilmesi yapıldığını, bu sebeple fiziksel incelemeyle tabi tutulmaması itirazın yerinde olmadığını bu rapor fiziki incelemeyle verilen muayene raporlarından belirtilen yönetmeliklere göre bir oran tespiti yapıldığını ve bu oranların hesaplanmasında raporlara göre ayrıca oranlar hesaplanarak gösterildiğini, bu sebeple karşı tarafın medikal görüşe karşı iddialarının yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, davalılar vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin haksız olduğunu, müvekkili …’nın davalılara rücu hakkı bulunmakla, başlatılan icra takibinin kötü niyetli olmadığını, müvekkili … tarafından maluliyet sebebiyle bir tazminat ödenmesi halinde kusurlu sürücü … ve aracın işleteni sıfatıyla …’e rücu edileceğinin bildirildiğini, davalı tarafından icra takibine yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptalinin gerektiğini, davalı vekilinin itirazlarının reddi ile dava dilekçemizdeki taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER:
Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının fiziken mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Karatay İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazılana müzekkere cevabında ; 27.10.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında tutulan kaza tespit tutanağının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Konya Şehir Hastanesi’ne yazılan müzekkere cevabında ; … …’a ait tüm tıbbi tetkik tedavi evraklarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yazılan müzekkere cevabında ; … Akay adına mevcut tıbbi belgeler ait asıl evrakların Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildiğinden onaylı suretlerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliği’ne yazılan müzekkere cevabında ; … plakalı, … şasi ve … motor numaralı, 1998 model … marka aracın 27.10.2019 tarihinde … T.C. Kimlik numaralı … adına kayıtlı olduğunu ve kayıtların halen aynı kişi adına devam ettiğini, … plakalı … şasi ve … motor numaralı, 1998 model, … marka aracın 27.10.2019 tarihinde … T.C. Kimlik numaralı … adına kayıtlı olduğu ve kayıtların halen aynı kişi adına devam ettiğini, araç tescil özet raporunun mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’nın 02.09.2022 tarihli raporunda özetle ; Dava dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve tetkiklerden; mağdur davacı … …’ın 27/10/2019 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, kaza neticesinde sol frontotemporalde flep tarzında 5 cm kesi, sol kol açık parçalı fraktür, sağ el 1. parmak distal subtotal ampüte, sol humerus proksimal metafiz ve diyafiz santral kesimde deplase çok parçalı fraktürler, L4 vertebra Sol transvers proçesinde fraktür, sol tarafta ilak kanatta deplase fraktürler, sol 2. ve 4. kotlarda fraktür, dalakta grade 5 yaralanma (dalak Tüptürü) meydana geldiğini, opere edilerek sol kol dirsek üstünden ampüte edildiği ve splenektomi yapıldığı anlaşılan şahsın arızasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğunu, mevcut arızalarının “Kol ker humerus ) ampütasyonları Kolun omuzla dirsek arası ampütasyonu Tek taraflı”, “Kan hastalıkları dışındaki nedenlere bağlı splenektomi” ve kıyasen “Bel bölgesinde indirekt muskulus kuadratus kesilmesine bağlı bir veya birkaç omur prosesüs spinozus, prosesüs transversus kırıkları” olarak değerlendirildiğini, şahsın 1969 doğumlu olup, olay tarihinde 49 yaşını tamamlamış olduğu anlaşılmakla ve meslek grup numarası 1 (düz işçi) olarak kabul edilmekle ; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre ; Arıza 1 , A Cetveli, Arıza listesi: VII, Arıza sıra no: 6Ca, Arıza ağırlık ölçüsü: 60 Meslek grup numarası: 1 (düz işçi) C cetveli ” Sürekli iş göremezlik simgesi: A, D cetveli £ 38-39 yaşlarındaki sigortalının meslekte kazanma gücü azalma oranı: 80, Arıza 2, A cetveli XI Arıza listesi: XI, Arıza sıra no: 3, Arıza ağırlık ölçüsü: 15 Meslek grup numarası: 1 (düz işçi) Sürekli iş göremezlik simgesi: A, 38-39 yaşlarındaki sigortalının meslekte kazanma gücü azalma oranı: 19 , 38-39 yaşlarındaki sigortalının meslekte kazanma gücü azalma oranı: 14, Balthazard hesaplama 1: 80+(20/100×19)=84, Balthazard hesaplama 2: 84+(16/100×14)=86, E cetveli 48-49 yaşlarındaki kişinin meslekte kazanma gücü azalma oranı: 88.0 tespit edilmiş olmakla; Kişide meydana gelen arızanın % 88.0 (yüzdeseksensekiznoktasıfır) oranında Kalıcı Sakatlık (SÜREKLİ İş Göremezlik) niteliğinde olduğunu, 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre; Sol kol dirsek üstü ampütasyonu için tablo 2.7’ye göre üst ekstremite engel oranı % 95, kişinin engel oranının % 57 olduğu, Splenektomi için kişinin özür oranı % 10 olduğu, Lomber 4. vertebra transvers proçes kırığı için tablo 1.1’e göre kişinin engel oranı % 8 olduğu, Balthazard hesaplama 1 ile: 57+(43×10/100)=61, Balthazard hesaplama 2 ile kişinin engel oranı: 61+(39×8/100)=64 tespit edilmiş olmakla; Kişide meydana gelen arızaların % 64 (yüzdealtmışdört) oranında tüm vücut fonksiyon kaybına (sürekli iş göremezlik, kalıcı maluliyet, raporun geçerlilik süresi=süresiz) neden olduğunu, Dirsek üzerinden kol ampütasyonu, L4 vertebra transvers proçes, ilak kemik, kaburga kırıkları arızasının emsallerine göre iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceğini, kişinin bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğini, bu sürenin geçici iş göremezlik süresİ olarak değerlendirilebileceğini, Dosya kapsamında tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir fatura, fiş ya da makbuza rastlanılmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanmış olduğunu, ancak bu nitelikteki bir yaralanmada yukarıda “III. Tedavi ve İyileşme Giderleri Kavramları ile İlgili Değerlendirme” başlığı altında belirtildiği şekilde tedavi sırasında yapılan zorunlu harcamaların olacağını (Refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehanelerine, fizik tedavi merkezlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren, uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri vs), bu für kaçınılmaz ve zorunlu giderlerin niteliği, tarihleri ve yerleri tam olarak bilinemeyeceğinden, yaralanmanın ağırlığı, uygulanan tedavi ve ameliyatlar, refakatçi ihtiyacı olup olmadığı, hastanede yatış süresi, kontrol muayeneleri, kişinin yerleşim yerinin sağlık kuruluşlarına uzaklığı, yerleşim yeri ile sağlık kuruluşları arasında kullanılan ulaşım aracı vs gibi durumlar dikkate alındığında, söz konusu giderlerin tek tek belirlenmesinin mümkün olmadığı, takribi olarak belirlenmesinin uygun olduğunu, şahsın geçirdiği kazanın yeri, ikametgahı, tedavi gördüğü sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlığı ve tedavi süreci dikkate alındığında, SGK kapsamı dışında kalan kaçınılmaz giderlerin olay tarihi itibarıyla 10.000,00 TL olarak değerlendirildiği (3.500,00 TL ulaşım, 6.500,00 TL diğer giderler), … …’ın yaralanan vücut bölgesi ve yaralanma ağırlığı dikkate alındığında; 1 (bir) ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağını ve dosya kapsamında bakıcı tutulduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı ve bakım işinin aile bireyleri tarafından yapılmış olabileceğini, bu nedenle bakıcı gideri hesaplanırken asgari net ücret üzerinden hesaplama yapılmasının uygun olacağı görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Aktüerya Bilirkişi … 28.11.2022 tarihli raporunda özetle ; PMF 1931 Yaşam Tablosuna Göre Yapılan Hesaplamaya Göre : Tazminat Kalemi Dönemi Geçici İşgöremezlik Dönemi 27.10.2019 — 27.01.2020 Geçici İşgöremezlik Dönem Hesabı tutarının 6.336,12 TL, Bakıcı Gideri dönemi 27.10.2019 — 27.11.2019 Geçici İşgöremezlik Dönemi Bakıcı Hesabı tutarının 2.558,40 TL, Sürekli İş Göremezlik Dönemi 28.01.2020 — 31.12.2020 Bilinen İşlemiş Aktif Dönem Hesabı tutarının 22.707,67 TL, Sürekli İşgöremezlik Dönemi 01.01.2021 — 03.11.2029 Bilinmeyen İşleyecek Aktif Dönem Hesabı tutarının 217.052,59 TL, Sürekli İş Göremezlik Dönemi 04.11.2029 — 18.09.2041 Bilinmeyen İşleyecek Pasif Dönem Hesabı tutarının 263.837,83 TL, Tedavi Gideri tutarının 10.000,00 TL olmak üzere Toplam 522.492,61 TL olduğu, TRH 2010 Yaşam Tablosuna Göre Yapılan Hesaplamaya Göre : Tazminat Kalemi Geçici İşgöremezlik Dönemi 27.10.2019 — 27.01.2020 Geçici İşgöremezlik Dönem Hesabı tutarının 6.336,12 TL, Bakıcı Gideri 27.10.2019 — 27.11.2019 Geçici İşgöremezlik Dönemi Bakıcı Hesabı tutarının 2.558,40 TL, Sürekli İş Göremezlik Dönemi 28.01.2020 — 31.12.2020 Bilinen İşlemiş Aktif Dönem Hesabı tutarının 16.514,67 TL, Sürekli İşgöremezlik Dönemi 01.01.2021 — 03.11.2029 Bilinmeyen İşleyecek Aktif Dönem Hesabı tutarının 157.856,43 TL, Sürekli İş Göremezlik Dönemi 04.11.2029 — 23.07.2049 Bilinmeyen İşleyecek Pasif Dönem Hesabı tutarının 318.681,32 TL, Tedavi Gideri tutarının 10.000,00 TL olmak üzere Toplam 511.946,94 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 07.03.2023 tarihli raporunda özetle; Sürücü …, yönetimindeki “…” plaka sayılı traktöre bağlı römorkunda su borusu yüklü ve yan kapakları açık vaziyette, gece vakti, yerleşim yeri dışında, azami hız limiti “90 km/s” olan ve aydınlatma bulunmayan, 5,8 m genişliğinde, iki yönlü köy yolunda, “…yağmurlama fıskiyeleri traktörün römorkun yaklaşık 50 cm dışında kalıyordu…” şeklindeki kendi beyanından anlaşılmakla, KTY’de belirtilen kurallara aykırı bir şekilde yükleme yaptığı aracıyla Sakyatan yönünden Karakaya yönüne seyri sırasında olay yerine geldiğinde; karşı yönden seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki “…” plaka sayılı minibüsün, römorkun açık olan sol yan kapağından 50 cm dışarı taşan yağmurlama fıskiyelerine çarpmasına sebebiyet verdiği dava konusu kazadaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla asli kusurlu olduğunu, Sürücü …’ın, içerisinde yolcu olarak ; … ve … isimli şahısların bulunduğu yönetimindeki “…” plaka sayılı minibüs ile gece vakti, yerleşim yeri dışında, azami hız limiti “90 km/s” olan ve aydınlatma bulunmayan, 5,8 m genişliğinde, iki yönlü köy yolunda Karakaya yönünden Sakyatan yönüne seyri sırasında olay yerine geldiğinde;çarpışma noktasının yeri de dikkate alındığında, karşı yönden seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki “…” plaka sayılı traktöre bağlı römorkunda bulunan ve açık olan yan kapaktan 50 cm yola taşan su borularına çarpması sonucu meydana gelen dava konusu kazada, kazanın oluşu üzerine etken hatalı herhangi tutum ve davranışı ya da kural ihlali görülmediğinden, atfı kabil kusuru olmadığını, dava konusu kazada ; Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, Sürücü …’ın ise kusursuz olduğu görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşbu dava; İtirazın İptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; trafik kazası nedeniyle davacı … dava dışı 3. Kişi olan … …’a ödenen cismani zarar tazminatının davalılardan rücüen tazminine yönelik başlatılan icra takibinde alacaklı olup olmadığı, davalıların icra takibine itirazlarında haklı olup olmadıkları, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, ayrıca gerçekleşen trafik kazasında tarafların kusur durumunun ne olduğu, dava dışı 3. kişinin maluliyetin ne olduğu ve uğradığı zarar kalemlerinin nelerden ve hangi miktarlardan oluştuğu ile davacı tarafından ödenen bedelin davalılardan tazmininin gerekip gerekmediği hususları olduğu anlaşılmıştır.
HMK.116. maddede düzenlenen ilk itirazlardan incelenecek itiraz olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, dosyadaki diğer dilekçe ve belgeler, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı raporu, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dosyamız ve tüm ekleri, aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş olup bilirkişiden rapor temin edilerek incelenmiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; taleple bağlılık ilkeleri nazara alınarak yukarıda özeti yapılan ve mahkememizce gerekçeli, açıklamalı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporlarına göre davacının davadışı zarar gören 3. Şahısa yapılan ödemelerin yapılan hesaplamalara göre uygun olduğu ve davalı taraflardan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşıldığından, davacının davalı taraflardan raporda belirtilen miktarlarda alacaklı olduğu takdir ve kanaatine varılmıştır.
İcra İnkar Tazminatı talebine yönelik olarak; Her ne kadar davacı vekili icra inkar tazminatı talep etmiş ise de; itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükmedilen asıl alacak miktarı kusur ve hesap incelemesi ve yargılama ile belli olduğundan icra inkar koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebi uygun görülmemiştir.
Bu nedenle tüm dosya kapsamı ile; Davacının davalılar aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kabulü ile; dosyaya konu Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki İtirazın İptali ile takibin 345.421,76 TL üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalılar aleyhine açtığı itirazın iptali davasının KABULÜ İLE
Dosyaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile takibin 345.421,76 TL üzerinden DEVAMINA,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
3-Alınması gereken 23.595,76 TL karar harcından peşin olarak alınan 4.171,84 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭19.423,92 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 4.171,84 TL peşin harç, toplamı 4.239,64‭ TL’ nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 1.578,00 TL Adli Tıp Fatura Bedeli, 1.761,79 TL Selçuk Üniversitesi Fatura Bedeli, 574 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 4.613,79 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 51.359,05 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
8-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili İstinaf Dairesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/05/2023

Katip Hakim