Emsal Mahkeme Kararı Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2021/416 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; …Birliği tarafından …- …bölgesinde verilen sulama hizmeti karşılığında doğan borcuna istinaden davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün …Esas dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu icra takibine davalı tarafından faiz yönünden itiraz ettiğini ve takip faiz yönünden durdurulduğunu, akabinde davalı tarafından Konya . İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde …Es. Dosya ile faiz oranı ve miktarının hatalı olduğu iddiasıyla şikayette bulunduğunu, bu dava sonunda mahkeme tarafından şikayetin “…Sözleşmesinde %9 yasal faizinin iki katına kadar belirleme imkanının tanındığı, TBK kapsamında iki katı kadar faizin mümkün olduğu ve faize itirazın yerinde olmadığı” gerekçesi ile reddine karar verildiğini, söz konusu icra takip dosyası ile asıl alacak ve faiz dışındaki fer’ileri açısından işlemlere devam edildiğini ve davalı tarafından faiz haricindeki alacak kalemleri üzerinden hesap yapılarak icra dosya borcu ödendiğini, bu faize itiraz haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, Kadınhanı – Ilgın bölgesinde çiftçilik faaliyetinde bulunan çiftçiler tarafından tarla sulama amacıyla, …Birliği’ne başvuruda bulunarak ücreti mukabilinde sulama hizmetinden faydalandıklarını, davalı tarafça Sulama hizmetinden faydalanmak amacıyla sulama birliğine başvuruda bulunduğunu ve 2016-2019 Sulama döneminde bu hizmetten faydalandığını, müvekkilinin sözleşme gereklerini yerine getirdiği halde davalı tarafın aldığı hizmetin karşılığını ödemediğini, davalı tarafa ödeme için bir aylık ilan verildiğini, ancak ilan süresi içerisinde de herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı tarafça, icra takibinin asıl alacağının ödenmiş olduğundan, uyuşmazlığın yalnızca faiz oranına ilişkin olduğunu, Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Devlet Su İşleri tarafından Kuruluşun Borç ve Alacakları hakkında 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yıllık %9 olan kanuni faiz oranının iki katına kadar artırılabileceğini bildirildiğini, bu nedenlerle; davalı tarafın kuvvetle muhtemel mal kaçırma şüphesi olduğundan tüm taşınır ve taşınmaz malları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalı tarafça yapılmış olan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE GEREKÇE:
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmünü içerir.
Yine Türk Ticaret Kanununun Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü içerir.
Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda da belirlenmiştir.
Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Bu haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda belirtilen mutlak ticari davalar kapsamına girmediği gibi, davacı … Başkanlığının tacir vasfına haiz olmadığı, yine davalı …’un tacir olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığından, ayrıca taraflar arasındaki ilişkinin TTK’da düzenlenen TTK kapsamında bir ticari ilişkinin olmadığı anlaşılmakla, mutlak veya nispi ticari dava kapsamında olmayan iş bu davada görevli mahkeme genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulduğu takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevzii bürosuna tevdiine, H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama, harç, masraf ve giderlerinin görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemede davaya devam edilmesi halinde gönderildiği mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde içerisinde Konya Bölge Adliye İlgili Hukuk Dairesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 03/11/2021

Katip … Hakim …